TECLA
Künye
Mimari Tasarım
Mario Cucinella Architects
Proje Yeri
WASP Teknoloji Parkı, İtalya
Tamamlanma Tarihi
2021
Toplam İnşaat Alanı
60 m²
Fotoğraflar
Iago Corazza
Mario Cucinella Architects ve WASP iş birliğinde geliştirilen TECLA, yerel malzemelerin ve 3D baskı teknolojisinin birleştirilmesiyle hem bireysel ihtiyaçlara hem de çevresel bağlama uyum sağlayabilen sürdürülebilir bir çözüm sunuyor.
Italo Calvino’nun Görünmez Kentler kitabından, sürekli şekillenen bir kentten metaforik olarak ilham alınan TECLA, 3D baskı bir prototip konut olarak MCA’nın tasarım felsefesinin bir sentezini oluşturuyor. Technology (teknoloji) ve clay (kil) kelimelerinden türetilen TECLA adı, geçmiş ile geleceği güçlü bir şekilde birbirine bağlıyor ve zamansız eski yapıların maddeselliğini ve ruhunu 21. yüzyılın yüksek teknoloji 3D baskı dünyasıyla birleştiriyor.
TECLA, yenilikçi bir 3D baskı konut prototipi olarak, geleneksel yapı uygulamaları, iklim çalışmaları ve biyo-klimatik prensipler üzerine yapılan araştırmaları, doğal ve yerel malzemelerin kullanımıyla entegre ediyor. WASP ile iş birliği içinde geliştirilen TECLA, 2020 yılında 0 kilometre yeşil konut ihtiyacını karşılamak için hayata geçirilmiş. Proje, çömlekçi yaban arısından ilham alıyor ve hem metropol şehirlerin çevresel bölgelerinde hem de kitlesel göç ve doğal afetler gibi krizlerden kaynaklanan barınma acil durumlarına çözüm önerileri sunuyor. İnsanların ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilmek arzusuyla yönlenen TECLA, “dünya”ya “toprak” kullanarak bir yanıt buluyor.
WASP (World’s Advanced Saving Project) ile Mario Cucinella Architects’in iş birliğinde, 2019 yılında başlayan bir girişim olan TECLA, Mario Cucinella tarafından kurulan Sürdürülebilirlik Okulu’nun (SOS) farklı iklimlerdeki evsizlik üzerine yaptığı araştırmalara dayalı prototipler üzerinde çalışmış. Sonuç, teknoloji ve mimari uygulamalar arasında empatik bir ilişki kurarak ekolojik konut sağlamada köklü bir değişim yaratıyor.
3D baskı teknolojisinin geleneksel yapı tekniklerine kıyasla sunduğu en önemli avantajlardan biri, şekil esnekliği olmuş. Parametrizasyon, şimdiye kadar düşünülemeyen karmaşık ve değişken formların elde edilmesini sağlamış. Ancak bu özgürlük yalnızca yeni formlar yaratmakla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda bina performansı üzerinde de önemli etkiler yaratıyor. Geometrik parametreler ve iklim verilerine dayanarak bina kabuğunun özellikleri her proje için değişiyor ve spesifik bir yer için en iyi performans gösteren konfigürasyonu sağlıyor.
TECLA sistemi için doldurma malzemesi üç parametreye dayalı olarak optimize edilmiş: Havalandırma (dış tabaka ile sağlanmış), ısı yalıtımı (iç boşlukların bir sanayi yan ürünü olan pirinç kabuklarıyla doldurulmasıyla oluşturulmuş) ve termal kütle (doldurma malzemesindeki toprak malzemeden oluşan “kaburgaların” kalınlığının artmasıyla artmış).
Bu sonsuz kombinasyonlar, her türlü iklim için en uygun konfigürasyonu belirlemeyi mümkün kılıyor. Örneğin, çok nemli bir iklimde, istenmeyen nemi depolayabilen termal kütle kritik bir unsur haline geliyor ve artışı, geniş aralıklı kaburgalar ve çok kalın bir havalandırma tabakası ile ilişkileniyor. Aynı şekilde, sert bir iklimde yalıtım diğer katmanlara göre baskın hale geliyor ve kabuğun soğuk dış hava ile temasını sınırlayan havalandırma miktarı azalıyor. Sonuç olarak, basit bir konsepte ve yerel malzemelerin kullanımına dayanan doldurma tasarımı, çevresel bağlama uyum sağlayıp iç mekan konforunun en üst seviyede olmasını sağlıyor.
TECLA, düşük karbon emisyonlu konut alanında öncü bir örnek olarak, geçmişten gelen bilgiyle günümüz bilgilerini birleştirirsek neler başarabileceğimizi gösteriyor. İnsanlık, biyoklimatik prensipleri dikkate alarak ve doğal, yerel malzemeleri kullanarak dayanıklı ekosistemler inşa edip geliştirebiliyor ve bunlar gelecekte de uygulanabilir hale geliyor. Yerel malzemelerin kullanımı tedarik zincirini kısaltmayı sağlıyor; 3D baskının kullanımı ise atıkları ve israfı azaltıyor.
Yaklaşık 60 m²’lik bir taban alanına sahip prototip, WASP teknoloji parkında inşa edilmiş ve yeni teknolojinin ortaya koyduğu zorluklar üzerine düşünme fırsatı sunmuş. İki deforme kubbe elemanından oluşan prototip, bir oturma alanı ve bir uyuma alanına, bir banyoya ve yapı ile bir bütün halinde şekillendirilen bazı mobilya unsurlarına sahip. Bu son özellik, odaların kullanım esnekliğini bir ölçüde sınırlasa da eserin tüm yönleriyle en kısa sürede hazır hale gelmesi açısından önem taşıyor.
Prototip, yalnızca izole bir bina önermekle kalmıyor, aynı zamanda varsayımsal daha büyük bir masterplanın bir parçası olarak tasarlanıyor: Suyun ve enerjinin geri kazanım döngüsünü yaratabilen bir şehrin şebeke dışı bir parçasını oluşturuyor. TECLA, su, enerji ve atık dolaşımına sahip küçük akıllı topluluklar yaratmayı hedefliyor.