Tarihi Bulgur Palas Yeniden İstanbulluların Oluyor

Tarihi Yarımada’da bulunan Bulgur Palas, İBB‘nin yürüttüğü çalışmalar ardından bir kültür sanat mekanı olarak ilk sergisi Magnum İstanbul’da ile yeniden kentle buluşuyor.

Bulgur Palas, 2021 yılında özel mülk iken İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınarak kamusal kullanıma açılmak üzere İBB Miras tarafından restorasyonuna başlanmış. Restorasyonu tamamlanan Bulgur Palas, özel arşivlerin yer aldığı kütüphanesiyle, sergi salonuyla, sosyal alanlarıyla ziyaretçilerine kapılarını açtı.

Bulgur Palas, dünyaca ünlü fotoğraf ajansı Magnum Photos ve İBB’nin kalıcı iş birliğiyle, Magnum’un 77. yıl özel sergisi “Magnum İstanbul’da” ile kapılarını açtı. Sergi, 70 sanatçının 200’den fazla fotoğrafıyla dünyadaki toplumsal değişimlerin görsel hafızasını fotoğraf severlerle buluşturuyor. Sergide; 2017 yılında ajansa katılan, savaş muhabirliği alanında The Bayeux Calvados Halk ödülü ve iki defa World Press Photo (Dünya Basın Fotoğrafları) ödülü sahibi Türk fotoğrafçı Emin Özmen’in 30 fotoğrafı da özel bir bölüm olarak yer alıyor.

Tarihi Yarımada’nın yedi tepesinden birinde yer alan Bulgur Palas, İstanbullular için yeni kültür-sanat odaklı bir yaşam alanı oluşturuyor. Geçici sergi, kütüphane, atölye ve etkinlik alanlarıyla ve etkileyici mimarisiyle sanatseverlerin uğrak yerlerinden biri haline gelecek.

Görkemli yapısı, konumu ve yüz yılın üzerindeki tarihi sebebiyle birçok eski İstanbul fotoğrafında karşımıza çıkan Bulgur Palas, Bolulu Mehmet Habib Bey tarafından 1912 yılında İtalyan mimar Giulio Mongeri’ye tasarlatılmış. Mehmet Habib Bey’in konağın ücretini ve Osmanlı Bankası’ndan aldığı borçları ödeyememesi sebebiyle 1926’da Osmanlı Bankası’na devredilen bina, uzun yıllar Osmanlı Arşivi olarak kullanılmıştır.

İtalyan mimar Giulio Mongeri tarafından tasarlanan yapı, Birinci Ulusal Mimarlık akımının özelliklerini taşıyor. Milli Mimari, Milli Mimari Rönesansı ve Neo-Klasik Üslup olarak da bilinen Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi 1908-30 yılları arasına tarihlendiriliyor. Taş-tuğla malzemeden inşa edilen yapının inşasında kullanılan malzemelerin bir kısmının yurt dışından getirildiği biliniyor.

İstanbul’da dünyaya gelen ve İtalya’da eğitim gören mimari Giulio Mongeri’nin İstanbul’da tasarladığı yapılar arasında Edoardo De Nari ile birlikte tasarladığı İstiklal Caddesi Saint Antonio Kilisesi projesi, Nurettin Bey Pavyonu, Generali Han, Taksim Cumhuriyet Anıtı kaidesi ile Bulgur Palas bulunuyor.