“Taç Mesafesi” Sergisi Labirent Sanat’ta…
Labirent Sanat, 21 Şubat-30 Mart 2019 tarihleri arasında “Taç Mesafesi” başlıklı grup sergisiyle Ayşe Demirci, Hüseyin Aksoy, Murat Kosif, Serdar Oruç ve Sinan Orakçı’nın çalışmalarını bir araya getiriyor.
Labirent Sanat’ta 21 Şubat’tan itibaren görülebilecek, küratörlüğünü Hande Özdilim’in yaptığı; Ayşe Demirci, Hüseyin Aksoy, Murat Kosif, Serdar Oruç ve Sinan Orakçı’nın son dönem işlerinin yer aldığı Taç Mesafesi başlıklı grup sergisi, aynı coğrafyanın kültürel çeşitliliğinden ve kaynaklarından beslenip, eş zaman diliminde sanatsal üretimlerini sürdüren sanatçıların, güncel meseleleri faklı düşünce yapılarıyla ve medyumlarla ele aldıkları işlerine, doğa-insan diyalekti üzerinden bir bakış olanağı sunuyor.
Taç Mesafesi (Crown Shyness) literatürde, bazı ağaç türlerinin en tepedeki dallarının kendi türünü korumak adına bıraktığı boşlukları tanımlamak için kullanılıyor. Boşlukların nedeni zararlı organizmaların bir ağaçtan diğerine geçmesini ve rüzgarda birbirlerine çarpmaları sonucu meydana gelebilecek zararları engellemek, ortak bir alan paylaştıkları için büyümelerini belli bir derecede sınırlandırmak ve fotosentez için kullanacakları ışığı maksimize etmek olarak açıklanan Taç Mesafesi tanımı, birlikte yaşamanın dinamiklerine dair bizi düşünmeye teşvik eden, doğada kendini ve dolaylı olarak diğer türleri korumak adına oluşan bir sistemin en anlamlı mesajlarından biri olarak yorumlanabilir.
İnsan doğada yaşam bulan, yaşamını doğa içindeki koşulların etkisiyle şekillendirip sürdüren, fiziksel ve ruhsal anlamda doğadan beslenip, ilişkiler ağı kuran, orada kültür ve medeniyetini inşa eden bir varlıktır. “Doğa”, uygarlıkların üzerinde yükseldiği fiziksel bir yapı olarak toplumların kendilerini gerçekleştirdiği, ruhsal olarak beslendiği ve imkanlarından yararlandığı bütünün kendisidir. Doğa, tüm canlıların birlikte var olduğu yaşam kaynağıdır. Bu çerçevede insan, kendini diğer yaşam formlarıyla birlikte daha büyük bir bütünün parçası olarak görmelidir.
Taç Mesafesi sergisinde yer alan işlerde genel anlamıyla doğa, var olanın bire bir sunumundan çok doğum, yaşam, ölüm, ekoloji, kimlik, yanılsama, gerçeklik ve uzam gibi kavramların açıklanması için metafor olarak ele alınıyor. Sergide sanatçıların güncel sanat pratikleri içinde doğadan yola çıkarak oluşturdukları metaforlar, işleri izleyiciler tarafından, farklı bakış açılarıyla yeniden ele almaya, yorumlamaya hatta fikirsel üretime katkıda bulunmaya davet ederken, anlamı derinlik kazanıyor.