Sorol Sanat Müzesi

Mimari Tasarım
Meier Partners

Proje Yeri
Gangneung, Güney Kore

Tamamlanma Tarihi
2024

Fotoğraflar
Yongbaek Lee

Güney Kore’nin Gangneung kentinde, deniz ve dağın beraber bulunduğu bir coğrafyada yer alan Sorol Sanat Müzesi, Meier Partners’in tasarımıyla doğa ve çağdaş sanatı buluşturuyor.

Güney Kore’nin Gangneung kentinde bulunan yeni Sorol Sanat Müzesi, Meier Partners tarafından tasarlandı. Sorol Sanat Müzesi, koreli sanatçıların küresel modern ve çağdaş sanatla diyalog içinde oldukları, sanat ve mimarinin bir arada düşünüldüğü bir merkez olarak işlev görüyor.
Deniz ve dağ fonuyla Kore’nin en güzel manzaralı bölgelerinden biri olan Gangneung’un merkezinde yer alan Gyo-Dong 7 Halk Parkı’nın bir parçası olan müze, şehir sakinlerine ve ziyaretçilere ikonik bir yapı sunuyor. Dik ve inişli çıkışlı topoğrafya, bina için doğal bir tepe alanı sağlıyor. Açık alanlar, bahçeler, ormanlar, yürüyüş ve gezinti yolları, park boyunca mevcut peyzajı koruyarak ve geliştirerek planlanmış. Bu park peyzajı, doğal olarak yüksek bir plato üzerinde oturan ve panoramik manzaraya sahip olan yapının zemin katından sanat merkezine bağlanıyor.
Yapının içi ile onu çevreleyen peyzaj sürekli etkileşimde bulunarak yapı ile bulunduğu ortam arasında ilişki sağlanıyor. Sirkülasyon, baştan sona açık park manzaraları ile dışa dönük bir yaklaşım benimserken galeri alanları, kontrollü doğal ışıkla ve maksimum sergi alanlarıyla sanat için sakin ve içe dönük bir zemin oluşturuyor.
Genel mimari tasarım, Kore Konfüçyüsçülüğünün mirasından ve sanat felsefesinden esinlenilerek biçim, malzeme ve kompozisyonun sadeliğiyle ve doğayla uyumlu bir ilişki yoluyla ifade ediliyor.
Sanat merkezinin deneyimi, dik ve ağaçlı tepeye dolanan bir yol ile başlar ve bunu parkın peyzajı boyunca kıvrılan yaya yolları izler. Müze binası, geleneksel Kore mimarisinden esinlenerek merkezi bir avlu etrafında yapılandırılan üç ana hacim halinde düzenlenmiş; büyük, konsollu bir pavyon olan kuzey kanadı; galeriyi ve ofisleri barındıran bir hacim olan “küp”; ve ana giriş, lobi ve kafeyi barındıran şeffaf bir pavyon. Sirkülasyon, hem müzenin farklı katları ve mekanları arasında bir hareket aracı hem de açıkhava sergileri, bahçeler ve yansıma havuzu ile etkileşim için fırsatlar sağlayan bir T şeklini takip ediyor. Rampa, iç ve dış mekanların yanı sıra iki katı da birbirine bağlayan heykelsi bir unsur.
Müze, saf ve dingin sergi alanları ile öne çıkıyor. “Küp” içinde yer alan koleksiyon, ışığın yayılması için opak yarı saydam cam yerleştirilen bir tavan penceresi ile tamamlanmış ekstra uzun bir alan içinde yer alıyor. Alanı kontrollü doğal ışıkla aydınlatmak, sergiler için duvar alanını arttırmak ve park manzarasını çerçevelemek için pencereler stratejik bir şekilde yerleştirilmiş. Tüm galeriler, doğal ışık ve yapay ışığın geçişini tamamen kontrol edebilmeye ve küratörlerin sanatın gereksinimlerine bağlı olarak belirli bir ışık deneyimi yaratmasına olanak tanıyor.