UAD imzası taşıyan Shunchang Müzesi, kullanıcı yoğunluğunun taşınabilmesi ve geçiş alanı oluşturulabilmesi için zemin katı yükseltilerek şehre açılabilen ve dağ ile dereyi birbirine bağlayan “geçilebilir bir kentsel bahçe” sunuyor.

Shunchang Müzesi, Çin’in Fujian Eyaleti, Nanping Şehri’nde yer alıyor. Yapıya yaklaşırken, mimarlar arazi ve şehir arasındaki bağlantıyı incelemişler, yerel bağlamı metaforik yaratımla dengeleyip ve yapının kullanıcıların günlük yaşamlarıyla bütünleşmesini hedeflemişler.  İğ benzeri bir şekle sahip yapı, dağlar ve su arasında yer alıyor. Projenin programları arasında müze, sergi merkezi, ofis odaları ve kültürel eser depoları yer alıyor. Mekanın işleyişi göz önüne alındığında, mimarlar fonksiyonel planlama ve konumlandırma üzerine çalışmışlar ve oditoryum, bar ve kafe gibi  işlevler eklemişler. Mimariyi bir araç olarak kullanan tasarım ekibi, şehre çok boyutlu olarak açılabilen ve dağ ile dereyi birbirine bağlayan “geçilebilir bir kentsel bahçe” inşa etmiş.

Yapının dere boyunca akan trafik sisteminin önemli bir noktası olduğunu göz önünde bulundurarak çevredeki kullanıcı yoğunluğunun  taşınabilmesi ve geniş bir geçiş alanı oluşturulabilmesi yapının zemin katını yükseltmişler. Bu müdahale, kentsel yaşama uyum sağlayan bir “kentsel oturma odası” yaratmış ve böylelikle vatandaşların günlük yaşam aktiviteleri ve kültürel etkinlikler için bir mekan yaratılmış.  Müzenin ana girişlerini ve sergi merkezini düzenleyip geçici sergi salonu ve oditoryumun bağımsız kullanımı sağlanmış.

Nehir kıyısındaki yürüyüş yolu, yapının çatı katına kadar uzanarak, dağlık bölgenin panoramik manzarasını sunan kentsel bir teras oluşturuyor. Yapının dış duvarlarıyla çevrili atriyum, ofis odalarının gün ışığı ihtiyacını karşılarken, ekipman odalarının havalandırma ihtiyacını da karşılıyor.  Alanda mevcut olan ağaç, güneş ışığını absorbe etmesi ve mekanda görsel bir vurgu yaratmak için “kentsel oturma odasının” merkezine taşınmış.

Malzeme seçiminde, sade, yekpare ve modern bir mimari imaj oluşturmak için p ağırlıklı olarak taş, cam ve aynalı paslanmaz çelik paneller kullanılmış. Avlunun asma tavanında üçgen aynalı paslanmaz çelik paneller kullanılmış. Böylece, gün ışığı altında, yansıtıcı asma tavan, alacalı bir ışık ve gölge etkisi yaratırken, dış duvarlarla belirgin bir kontrast oluşturmuş. Granitler, ana yapı gövdesine ve müzenin kapsamlı salonunun duvarlarına kesilerek uygulanmış. Tüm granitler manuel olarak kesilerek rastgele doğal dokular oluşturmuş  Basit ve temiz granit paneller, binanın kıvrımlarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Rastgele pürüzlü duvar dokuları, yerel dağlara atıfta bulunurken, zarafet ve sağlamlık arasında bir ilişki ortaya koyuyor.