Henning Larsen imzalı Shaw Oditoryumu yükseltilmiş bir arsa üzerinde esnek kullanımlı aydınlık ve geniş sosyal alanlar sunarken subtropikal Hong Kong iklimine yaratıcı bir yanıt veriyor.

Shaw Oditoryumu; son derece esnek, akustik olarak sofistike bir sahneyi, aydınlık ve geniş sosyal alanlarla birleştiriyor. Bu etmenler kampüs topluluğu için bir yaşam alanı ve Hong Kong için dünya standartlarında bir mekan sunuyor.

Yapının tasarımı, çeşitli kullanım alanlarıyla açık, yükseltilmiş bir arsa ve subtropikal Hong Kong iklimine yaratıcı bir yanıt veriyor. Oditoryum, ortogonal binalarla çevrili HKUST’un Clear Water Bay kampüsünün güneyindeki yamaçta yer alıyor. Cesur kavisli formu, içindeki sanatsal ve kültürel etkinliklere işaret ediyor. Dairesel yapı, Sai Kung Körfezi’nin panoramik manzarasını ortaya çıkarmak için camlı ve üç eşmerkezli beyaz halkalar olarak görünüyor. Yapı ön veya arka cepheye sahip olması sayesinde her açıdan açık ve misafirperver bir tavır sergiliyor. Gündüz ve gece hayat dolu olacak şekilde tasarlanan konforlu lobileri, kafesi, sınıfları ve sirkülasyon alanları, öğrencilerin buluşabileceği, ders çalışabileceği ve dinlenebileceği samimi bir sosyal odak noktası olarak tasarlanmış. Bu sebeple, Shaw Oditoryumu büyük etkinlikler için özel bir mekan olmaktan daha fazlası, kampüs hayatının ve  günlük yaşamının bir parçasıdır.

Oditoryumun tasarımı HKUST’un inovatif tavrı ile teknik zorlukların çözümünde ve mekanın yaratıcı kullanımında yansıtılmış. Mekan, konserlerden, konuşmalara, gala yemeklerine ve sergilere kadar pek çok çeşitli etkinliğe ev sahipliği yapacak şekilde uyarlanabilir. Tiyatro ve bale sahnesini çerçevelemek için perde önünün alçaltılmasıyla elde edilen doğrusal plan seyirciyi sanatçılara yaklaştırırken samimi bir atmosfer yaratarak akustiği optimize ediyor. Koltuklar 840 veya 1.300 koltuğa alan tanıyacak şekilde konumlandırılmış veya konferanslar, açık günler ve sergiler için açık bir yüzey sağlayacak şekilde tasarlanmış. Yapının kavisli duvarları, 360 derecelik bir projeksiyon ekranı olarak da işlev görebilir.

Shaw Oditoryumu,  fakülteler ve komşu topluluklar arasındaki kampüse açılan kapıda duruyor ve böylece mekan, üniversiteyi sanat  çevresiyle birleştiriyor. Eliptik formu doğal bir yaya akışı oluşmasına olanak sağlıyor. Ziyaretçiler, Hong Kong’un geleneksel mimarisinden ilham alan yapının derin konsolları sayesinde yağmurdan korunuyor. Bu pasif gölgelendirme, değişen kullanım şekilleri ve soğutma talepleri göz önüne alındığında, bir performans mekanı için etkileyici bir başarı olan BEAM Platinum çevre stratejisinin de  parçası. Önlemler arasında bölgesel soğutma sistemi, çatının yarısından fazlası üzerinde fotovoltatik güç, yüksek verimli bir cephe ve aydınlatma kontrolü yer alıyor. Havalandırma Sistemi, enerji tasarrufu için hassas sensörler kullanarak yeterli temiz hava sağlamak için iç mekanlardaki hava kalitesini de yükseltiyor. Tüm bina ekipmanları için akustik ayırma, titreşim önleme ve gürültü kontrol önlemleri alınmıştır. Oditoryumun dış duvarı yenilenebilir bir kaynaktan bambu ile kaplanmış ve akustik panellerde Norveç yünü kullanılmış.