Sendagaya Metro İstasyonu’nun girişinde yer alan ve Suppose Design Office tarafından tasarlanan umumi tuvalet, havada süzülen ağır bir kütle izlenimi ve karanlık bir ortamda ışığın varlığı gibi ikiliklerle şehir ile mimari arasındaki sınırları ortadan kaldırmayı hedeflemiş.

Tokyo Olimpiyat Stadyumu ile Metropolitan otoyolu arasında, Sendagaya metro istasyonunun girişinde konumlanan umumi tuvaletin, hem Olimpiyat Oyunları sebebiyle Japonya’dan ve yurt dışından gelen ziyaretçiler, hem de kentli tarafından kullanılarak şehrin altyapısına eklemlenmesi hedeflenmiş.

Tasarım süreci, konvansiyonel “umumi tuvalet”in etki, işlev ve kullanım olarak yeniden yorumlanmasıyla başlamış. Sınırlı bir taban alanına sahip yapı, dikey bir boşluk ile yükseltilmiş. Bu boşluk, doğa tarafından icra edilen bir sanatın sahnesi olarak bırakılmış. Yedi buçuk metre yüksekliğindeki kütlenin çatısındaki yarıklar ile yumuşak ışık etkileyici bir şekilde içeriye alınmış. İçeride mevsim ve zaman değişimini yansıtan bir mekan oluşturulmuş.

İki büyük sütunun etrafında tuvalet kabinleri ile el yıkama alanları sıralanmış ve beton dış duvarlar yerden 50 cm yükseltilmiş. Böylelikle yapı ve şehir arasında bağlantı kurulurken aynı zamanda insanların varlığını belirten bu boşluk ile tekinsiz çıkmaz koridorların oluşması engellenmiş.

Tasarımda umumi tuvaletlerin geleneksel algısıyla çelişen Akoya ahşap paneller ve pirinç levhalara yer verilmiş. Merkeze yerleştirilen, erkek ve kadınların ortaklaşa kullanacağı yerleştirilen lavabolar ile akılcılık  vurgulanmış. Herkes için basit, kullanımı kolay ve kaliteli bir alan yaratılmış.

Havada süzülen ağır bir kütle izlenimi ve karanlık bir ortamda ışığın varlığı gibi ikiliklerle şehir ile mimari arasındaki sınır ortadan kaldırılmaya ve doğa ile mimarinin iç içe olduğu çekici bir sınır yaratılmaya çalışılmış.