Seka Kültür Havzası Fikir Projesi Kamuoyu ile Paylaşıldı
Emre Arolat Architecture tarafından on yılı aşkın süredir üzerinde çalışılan “Seka Kültür Havzası Fikir Projesi” geçtiğimiz hafta kamuoyuna tanıtıldı.
Kentin farklı paydaşlarını düşünmeye, tartışmaya ve katkı sağlamaya davet eden Seka Kültür Havzası Fikir Projesi’nin tanıtımı 5 Kasım 2021 tarihinde yapıldı.
Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleşen tanıtıma Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü, proje danışmanlarından Prof. Dr. Ayşe Çalık Ross ve Doç. Dr. Elif Yeşim Köstem, bölgedeki çeşitli üniversitelerin öğretim üyeleri ve öğrencilerinin yanı sıra içlerinde basın mensuplarının da olduğu bir kentli grubu katıldı.
1934 yılında Cumhuriyet tarihinin ilk sanayi tesisi olarak kurulan ve 2005 yılında kapatılan Seka Kağıt Fabrikası’nın da içinde bulunduğu yaklaşık 64 hektarlık alanın nitelikli bir sosyal merkez olarak kente yeniden kazandırılması adına hazırlanan rejenerasyon projesinin kentin farklı paydaşları tarafından tartışılarak olgunlaştırılması hedeflenmiş.
Seka Park ile birlikte eski Mannesman Boru Fabrikası arazisi ve Batı Terminali’nin bulunduğu alanı de kapsayan tasarımın diğer bir önemli ayağını da bölgede yer alan Nicomedia antik kenti oluşturuyor. Bütüncül bir kentsel tasarım mantığı ile ele alınan ana planı benzer ölçekteki kentsel projelerden ayıran en önemli olgulardan biri olan bu antik liman kenti, Roma İmportarluğu’nun dört büyük şehrinden birisi olarak tarihin en önemli katmanları arasında yer alıyor. Tasarım, bir yanıyla Cumhuriyet Türkiyesi’nin önemli bir endüstri mirasının kent hafızasındaki yerini korurken aynı zamanda çok değerli bir arkeolojik mirasın gün yüzüne çıkartılarak kentliyle buluşturulmasını hedefliyor.
Konuşmasında Seka Kültür Havzası projesinin, içinde bulunduğumuz coğrafyada yapılması planlanan en kapsamlı dönüşüm projelerinden birisi olduğuna dikkat çeken Emre Arolat, tasarımın kent merkezinin yeniden değerlendirilmesi, –rösantralizasyon– kritik ve nitelikli yoğunluk, ekolojik, kültürel ve ekonomik sürdürülebilirlik, geçişken işlevlendirme, –cross programming– okunaklılık, yeni ve eskinin tansiyonu gibi kavramların ışığında şekillendiğini, sabırlı ve titiz bir çalışma ile Kocaeli’nin dünya çapında tanınan bir kente dönüşmesinin mümkün olduğunu vurguladı.
Arolat sunumun ikinci bölümünde, Seka Kağıt Fabrikası yapılarının orijinal karakterleri korunarak restore edileceğini ve bölgenin birincil ihtiyaçlarına yanıt veren işlevlerle donatılacağını söylerken, 90 senedir kent hafızasında yer etmiş, 16 yılı aşkın süredir kamunun erişimi kısıtlanmış olan bu alanın farklı sosyal sınıfların iç içe geçtiği bir sahne olarak hangi verilerle tasarlandığını ayrıntılı olarak izah etti. Yeni ve eskinin oluşturduğu tansiyonun nitelikli bir tasarım ile bir avantaja dönüşebileceğini; farklı fiziksel ve sosyal katmanların ortaya çıkaracağı çoğulcu toplumsallığın Seka Kültür Havzası’nı bir tür kültürel jeneratöre dönüştüreceğini belirtti.