Sanatçı Nilgün Sabar’ın “İnsanın Kendisiyle Narsistik Buluşması” Konusunu Ele Aldığı “Selfie” Sergisi Bugün Açılıyor…
Nilgün Sabar, “Selfie” isimli kişisel sergisinde insanın tanrılaşma arzusu olarak tanımladığı çağımızın modası “selfie” kavramını kendi üzerinden yorumluyor. 6 Mayıs’a kadar Sanatgezgini’nin Kuruçeşme adresinde görülebilecek olan sergide sanatçının bu kavram özelinde hazırladığı eserleri yer alacak.
Sanatçı Nilgün Sabar‘ın “insanın kendisiyle narsistik buluşması” konusunu ele alan “Selfie” sergisi bugün açılıyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi mezunu olan, sanatıyla kendini özgür kılan ve sanatını hayatının merkezinde konumlamış bir sanatçı olan Nilgün Sabar, kişisel sergisinde çağımızın moda kavramı “selfie”yi kendi bakışı üzerinden yorumluyor.
Şanel Şan Sevinç küratörlüğünde hazırlanan, Sanatgezgini Kuruçeşme adresinde düzenlenecek olan sergi, özne-kamera ilişkisinin sosyolojik yorumu, sanat ile olan ilişkisi, pazarlama dünyasının eleştirisi ve bir kadının kendi iç dünyasına kamerayı döndürmesi olarak bölümlendiriliyor. Oxford tarafından 2013 yılının kelimesi seçilen ve o günden bu yana popülaritesi giderek artan, hatta gündelik hayat rutini haline gelen “selfie” sosyolojik bir kavram haline dönüşmüş durumda. Öyle ki insanlar artık sadece kendilerini değil, göstermek istediklerini de kendilerini kadraja dahil ederek sunmayı tercih ediyor. Güzel bir manzara, lezzetli bir sofra, fütüristik bir bina ya da sanat eseri… Her birinin ortak özelliği ise çekilen bu nesnelerin baş rolü çekene bırakmış olması.
Nilgün Sabar sergisinin çıkış noktasını şöyle anlatıyor: “Selfie öyle bir araç haline gelir ki kişinin önünde resim çektirdiği her şey ikinci planda kalır. İnsanın kendisiyle narsistik buluşmasıdır ve bu büyüklenmeci tavırda yüzyılın insanının önemli olma, değer görme, bilinme arzusu görünür hale gelir. En önemli sanat eserlerinin, en tarihi arkeolojik yapıların, uçurumların, hatta ölüm döşekleri gibi tuhaf yerlerin dahi önünde çekilen selfie’ler hayatın ölümlü olmasına karşı özne olarak -ben- in kalıcı olduğunu söyleyen içi boş bir başkaldırıdır belki de” şeklinde belirtiyor.
Yurt içi ve yurt dışında kişisel ve karma pek çok sergide yer alan Nilgün Sabar, insana asıl verilmesi gereken değerin, gerçekten tanrısal olanın, üretme, yaratma, şekillendirme ile olabileceğine inanıyor ve eserlerinde yaratma-tüketme döngüsünü ve bu bağlamda insanın değerini sorguluyor.
“Selfie” sergisinde yer alan tüm eserler sanatçı Nilgün Sabar’ın otoportrelerinden oluşuyor. Kendi bedeni üzerinden farklı kimliklere ve ruh hallerine bürünerek tüm bu tartışmaları yorumlayan sanatçı, farklı yorumlamaları ve gelecek yeni düşünceleri izleyiciye bırakıyor.