Resif Kitap Kulesi
Künye
Mimari Tasarım
Wildurban Architects
Proje Yeri
Shenzen, Çin
Tamamlanma Tarihi
2022
Toplam İnşaat Alanı
415 m²
Fotoğraflar
Siming Wu, Chaosheng
Wildurban Architects tasarımı Resif Kitap Kulesi, dağınık ve boşluksuz bir doku içinde hızla büyüyen yapılı çevrede, nitelikli gelişimi teşvik etmek ve insan-mekan etkileşimini artırmak için çok işlevli bir konaklama yapısı oluşturuyor.
Resif Kitap Kulesi, kuzeyinde Dapeng Shuocheng antik kenti ve Dongshan Tapınağı gibi tarihi eserlerin, güneyinde ise Qiniang Dağı’nın karşısında yer alan Longqi Körfezi’nin bulunduğu, Shenzhen’in Dapeng Yarımadası’ndaki Jiaochangwei’de yer alıyor.
Dapeng Yarımadası’nda kıyı şeridine sahip tek köy olan Jiaochangwei geçmişte çok tanınmıyormuş. 2007 yılından bu yana, su sporlarını ve tatilleri seven bir grup kentli, burada köy evleri kiralamış ve ilk B&B’leri oluşturmuş. Zaman ilerledikçe, daha fazla ilgi gören köye insan akını dramatik bir şekilde artmış. 5 hektarlık alanda yoğunlaşan, yaklaşık 400 farklı tarzda geliştirilen B&B’ler, ülke çapında bu köye dair bir imaj oluşturmaya başlamış. İnşaatın güçlü bir şekilde gelişmesiyle köy barbar bir canlılık sergilerken aynı zamanda konut sahipleri arasındaki alan rekabeti de bazı sorunları beraberinde getirmiş: Güneş ışığı, hava, mahremiyet ve benzeri haklar aşınmış; kamusal alanın işgali de köyün mekansal boşluklarını kaybetmesine neden olmuş. Bu aynı zamanda tek ekonomik ve endüstriyel modelin dayattığı fiziksel mekanın bir sonucu.
Sermayenin baskısı altındaki bu köyde, insanların kalabileceği, dinlenebileceği ve etkileşime geçebileceği kamusal alanlar gerçek anlamını giderek yitiriyor. Aynı zamanda, yüksek hızlı inşaat sürecinde, mimari tarz, bina sınırları ve keyfi genişlemenin yüksekliği konusunda etkili bir rehber bulunmuyor; bu da tüm köyün dağınık ve düzensiz bir dokuya sahip olmasına neden oluyor. Denize oldukça yakında bulunan merkezi caddede bu coğrafi şans hiç hissedilmiyor, sadece çeşitli tabelalar ve yavaş hareket eden insanlar tatil atmosferine dair bir ipucu veriyor. Böyle bir ortamda, ölçülü ama “kamusal” bir müdahalede bulunmayı seçen mimarlar, ilerlemede içine çekilmek, düzeni yeniden inşa etmek, toplumla yüzleşmek ve alanı paylaşmak gibi anahtar kavramlar belirlemiş. Proje, işlek ve eski bir caddenin kenarında yer alıyor. Caddenin nispeten açık manzarası dışında kalan üç tarafı komşu evlerle bitişik. Tüm binalar çekme sınırını işgal ediyor, mahalleye donuk mimari ifadelerle karşılık veriyor. Binaların arasındaki boşluklar ilgisiz ve olumsuz dar sokaklara dönüşüyor. Tasarımın ilk aşamasında, sokak boyunca geometrik olarak net bir arayüz oluşturmak için yeni bir kemerli duvar tasarlanmış; duvardaki açıklıklar görüş hattında şeffaflık sağlayacak ve insanların etkileşimi mümkün olacak şekilde yerleştirilmiş.
İçeride, zaten sınırlı olan alanı bölmek için dokuzlu ızgara kullanılmış ve dört köşesi, bina ile mahalle arasında mekansal bir geçiş görevi gören farklı niteliklere sahip avlular olarak tasarlanmış. Tam işgal ve serbest açıklık arasındaki bu belirsiz ilişki, çevredeki mahalleye daha dramatik bir mekansal gerilim getiriyor. Binanın birinci katta da dokuz karelik ızgara ilişkisini takip etmesi için dört köşesi kesilmiş, böylece kendi hacmi büyük ölçüde zayıflamış, çevresindeki binalarla arasında daha fazla tampon alan bırakılmış ve üç boyutlu alanın bir kısmını köye bırakılarak binalar arasında bir boşluk oluşturulmuş. Binanın kendisi de bu süreçte doğal olarak daha uygun bir ölçekli bir ifadeye sahip olmuş. Bir dizi tavizle Mercan Kitap Kulesi, kendi mekansal ilişkisini ve ölçek duygusunu yavaş yavaş kuruyor. Kamusal alanın zemin katında yer alan üç sütun, doğal resifleri ve mağaraları simüle ederek organik ve engebeli bir alan oluşturuyor. Sütunların varlığı, dairesel bir kitaplık sistemiyle daha da incelen genel alanın özgürce akmasına izin veriyor. Beyaz kitap kulesi kırmızı resifin içine gömülü ve yer karoları ile basamakların su dalgası eğrisi iki mekanı birbirine bağlayan bir geçiş alanı görevi görüyor. Bu kule, dış görsel bağlantı olarak “pencere” ve dışarıya açılma olarak “kapı” kullanılan, gerçek veya sanal farklı boyutlardaki beyaz kitap raflarından oluşuyor; ışık ve gölgenin değişimi, mekan deneyiminin bir kaleydoskopu gibi gezinti sürecinde hissediliyor. Kasabada bulunan bu konaklama yapısının rolü sadece bir B&B işletmesi olmak değil, aynı zamanda köydeki kamusal alanın anlamını yeniden yorumlamak, bilinçli olarak yerel topluluğun niteliksel değişimini teşvik edebilecek bir alan geliştirmek ve yoldan geçenlerin duyularını canlandırmak; böylece insanlar ile mekan arasındaki etkileşimi gerçekleştirmek için daha hoşgörülü ve sakin bir alan oluşturmak.