Paris’te Olimpiyat Mekanlarına ve Kente Yeni Bir Bakış

2024 Paris Olimpiyat Oyunları, bugüne kadar olimpiyatlara ev sahipliği yapan kentlerin yaklaşımını yeniden ele alıyor; çevreye verdiği zararı minimize etme amacıyla geliştirdiği stratejiler ile aynı zamanda şehrin mimarisini ön plana çıkarıyor.

Olimpiyatlara ilk kez ev sahipliği yaptığı 1900 yılından 124 yıl sonra, bugün olimpiyat meşaleleri yeniden Paris’te yakılıyor.

Ulusal ve uluslararası ziyaretçilerin olimpiyatın heyecanlı temposu ve müsabakaların çekişmeli atmosferinin yanı sıra, şehrin mimarisiyle de farklı deneyimler edineceği bir şölene dönüştürülen olimpiyatlar; bir taraftan da çevreye verdiği zarar, ve bu kısa süreli etkinlik için yapılan büyük çaptaki inşa faaliyetleri ile eleştirilen de bir organizasyon. Paris Belediyesi ve organizatörler ise bu yıl olimpiyat ağırlayan şehirlerin geleneksel yaklaşımlarının aksine farklı bir tutum sergiliyor: Yeni ve büyük ölçekli yapılardan mümkün olduğunca kaçınarak var olan yapıları değerlendirmeyi tercih ediyor. Şehrin tarihi simge yapıları ve yapı kompleksleri onarılarak olimpiyatlar için elverişli hale getiriliyor.

Etkinlik boyunca kullanılacak yapıların yalnızca yüzde beşi olimpiyata ev sahipliği yapma kararının ardından inşa edilmiş. 35 mekanın neredeyse tamamı ya zaten var olan binalardan ya da Fransa’nın başkentinin en ünlü simge yapılarından bazılarına inşa edilen geçici yapılardan oluşuyor. Grand Palais gibi tarihi mekanlar korunarak Paris’in mimari mirası sergilenirken tarihi simge yapılarda planlanan geçici enstalasyonlar başkentin kültürel karakterini vurguluyor.

Olimpiyat mekanlarının yanısıra bu alanlara olan ulaşım için toplu taşıma hatlarının ve bisiklet yollarının da önemi vurgulanıyor. Ziyaretçiler tüm müsabakalara daha sürdürülebilir ulaşım yolları ile gitmeleri için teşvik ediliyor.

Tüm dünya Paris’in ihtişamlı sokaklarında gerçekleşen, 11 Ağustos’a kadar devam edecek olan olimpiyat oyunlarını izliyor. Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları çerçevesinde kullanılan önemli mimari yapıları ve şehrin kültürel mekanlarını bir araya getirdik.


Stade de France, SCAU. ©Shutterstock/FreeProd33/Stade de France

Stade de France, SCAU. ©Shutterstock/FreeProd33/Stade de France

1998 FIFA Dünya Kupası Finali’ne ev sahipliği yapmasıyla ünlü olan Stade de France, ülkenin en ikonik stadyumu olarak biliniyor. Üstün sportifliğin sembolü olarak görülen stadyum, zamanla yalnızca Fransa’da değil dünyanın dört bir yanında tanınan bir mekan haline geldi. Yapı, Paris 2024’te unutulmaz bir olimpiyat deneyimi sunmayı umarak yedili ragbi ve atletizm müsabakalarına ev sahipliği yapacak.


Versay Sarayı, Paris 2024 Organizasyon Komitesi. © Kyle Gardner

Versay Sarayı, Paris 2024 Organizasyon Komitesi. © Kyle Gardner

17. yüzyılda Kral 14. Louis’nin sarayı olarak hizmet eden ve 1979’da UNESCO Dünya Mirası statüsünü Fransa’da kazanan ilk alan olan ulusal müze, oyunların binicilik ve modern pentatlon etkinliklerine ev sahipliği yapacak. Saray bahçelerinin merkezinde, Büyük Kanal’ın batısındaki “Etoile Royale” kordonunda birkaç tribünle çevrili geçici bir açık hava arenası kuruldu.


Grand Palais, Chatillon Architectes. © Laurent Kronental

Grand Palais, Chatillon Architectes. © Laurent Kronental

İlk olarak 1900 Evrensel Sergisi için inşa edilen ve Paris’in simge yapılarından olan Grand Palais, Fransız stüdyo Chatillon Architectes tarafından gerçekleştirilen büyük restorasyonun ardından 2024 Paris Olimpiyatları’nda önemli bir rol oynamaya hazır. Restorasyon, kamusal erişimi iyileştirerek, doğal gün ışığını artırarak ve sarayı kentsel çevresiyle yeniden ilişkilendirerek bu sorunları ele almayı amaçlıyor.


Olimpiyat Köyü.

Olimpiyat Köyü.

Mimar Dominique Perrault tarafından master planı yapılan ve birden fazla stüdyonun tasarımlarını barındıran Olimpiyat Köyü, olimpiyatlar ve paralimpik oyunlar süresince sporculara ev sahipliği yapacak.
Pastel renkli birçok konut birimi arasında Brenac & Gonzalez & Associés tarafından tasarlanan, yansıtıcı pişmiş toprak karolarla kaplanmış, ahşap ve beton taşıyıcılı apartman blokları da yer alıyor. Tasarım ofisleri Concepto ve Studio 5.5, ayrıca iskele direkleri ve elektrik direklerinin yeniden kullanılması ile üretilmiş 350 sokak lambasının yerleşimini kurguladı. Konutların enerji ihtiyaçlarının karşılanması için sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarına başvurulmuş.
Paris’in merkezinin kuzeyinde, Seine-Saint-Denis’de yer alan ve Kengo Kuma tarafından tasarlanan yeni bir metro istasyonunun hizmet verdiği köy, oyunlardan sonra yaklaşık 2.400 konut ve 119.000 metrekarelik ek tesis ve ofislerle yeni bir Paris bölgesine dönüştürülmek üzere tasarlandı.


La Bourse de Commerce, NeM Architectes, Pierre-Antoine Gatier, Tadao Ando Architect & Associates. ©Courtesy of tadao ando architect & associates, Niney et Marca Architectes

La Bourse de Commerce, NeM Architectes, Pierre-Antoine Gatier, Tadao Ando Architect & Associates. ©Courtesy of tadao ando architect & associates, Niney et Marca Architectes

Paris’in merkezinde, Les Halles bölgesinde yer alan ve Louvre Caddesi’ne açılan Bourse de Commerce, şehrin tarihinin ve mimarisinin önemli bir simgesi. Dört asırlık teknik hünere tanıklık eden bina; mimari ile bağlam, miras ile çağdaş üretim, geçmiş ile bugün, koleksiyon ile ziyaretçi arasında bir diyalog için gerekli koşulları yaratan, Japon mimar Tadao Ando’nun çağdaş mimari yaklaşımıyla yeniden canlandırılıyor.


La Samaritaine, Francois Brugel Architectes Associes, LAGNEAU Architectes, SANAA, SRA Architectes. ©Jared Chulski

La Samaritaine, Francois Brugel Architectes Associes, LAGNEAU Architectes, SANAA, SRA Architectes. ©Jared Chulski

Rivoli cephesi için yapılan tasarım, 19. yüzyılın sonlarında Paris’te inşa edilmiş olan La Samaritaine’in imajını yeniden canlandırıyor. Yeni tasarımın kentsel bağlamıyla bütünleşmesini daha da güçlendirmek için cam, çevresindeki ortamı yansıtıyor ve dönüştürüyor, yüzeyi boyunca tarihi ve çağdaş olanın ince bir kombinasyonunu yaratıyor.


La Seine Musicale, Shigeru Ban Architects. ©Boegly + Grazia Photographers, Shigeru Ban Architects

La Seine Musicale, Shigeru Ban Architects. ©Boegly + Grazia Photographers, Shigeru Ban Architects

Seine Nehri’nin ortasında bulunan Seguin Adası, Vallée de la Culture’ın (Kültür Vadisi) atan kalbi olarak tanınıyor. Shigeru Ban ve Jean de Gastines tarafından tasarlanan La Seine Musicale bu bölgenin simgesel yapısı haline gelmiş. La Seine Musicale; tanınabilir, dikkat çekici mimarisiyle her konserde dinleyicilerin ruhuna dokunan müziği ve bölgeyi şekillendiren nehri ilişkilendiriyor.


Palais de Tokyo Expansion, Lacaton & Vassal. ©11h45

Palais de Tokyo Expansion, Lacaton & Vassal. ©11h45

1937 yılında açılan Palais de Tokyo, onlarca yıl boyunca ihmal edilmiş ve daha sonra da bozulmaya uğramış. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında atıl ve kullanılmaz halde duran yapı, mimarlar Lacaton & Vassal tarafından yeniden canlandırılarak 2002 yılında tekrar halka açılmış. Kısa bir süre önce ona yeni bir soluk getiren mimarlar tarafından genişletilen binanın en büyük özelliği, hammaddeleri ortaya çıkaran ve bu estetiği kucaklayan sade yapısı.


Centre Pompidou, Renzo Piano Building Workshop, Richard Rogers. ©Takashi Images / Shutterstock

Centre Pompidou, Renzo Piano Building Workshop, Richard Rogers. ©Takashi Images / Shutterstock

1970’lerde Renzo Piano ve Richard Rogers tarafından tasarlanan Centre Pompidou, Avrupa’nın en büyük modern sanat koleksiyonuna sahip olan Musée National d’Art Moderne’e ev sahipliği yapıyor. Ayrıca geniş açık iç mekanda, büyük bir halk kütüphanesi olan “Bibliothèque publique d’information” (Halk bilgilendirme kütüphanesi) ve IRCAM olarak bilinen müzik ve akustik araştırma merkezi de yer alıyor. Centre Pompidou; altyapıyı açığa çıkaran mimarisi ve barındırdığı “sirkülasyon” unsurları ile kent için her gün farklı şekillerde deneyimlenebilen bir gösteri mekanı oluşturuyor.