Örnek bir Konut Edinme Süreci: Ankara, Yenimahalle

Suha Özkan Hon. F AIA

Türkiye’de akademik anlamda kent yönetimi ve kent sosyolojisi, çok önemli bir konu olmasına karşın yeterince önemsenmemiş bir birikim alanıdır. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Fehmi Yavuz (1912-1991) ile başlayan Ruşen Keleş (d.1932) ve Cevat Geray (1930-2018) liderliğinde saygın bir eğitim alanı olan “kentbilim” ancak ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nde Mübeccel Kıray’ın (1923-2007) liderliğinde kent yapılaşmalarından sorumlu olacak kent plancılığı ve mimarlık öğrencilerine sunulan bir bilimsel öğreti alanı olarak ele alınmıştır. Kıray çeşitli nedenler bağlamında irdelediği “örgütleşemeyen kent” sorunsalını, ekonomik ve toplumsal nedenlerle kente gelen nüfusun kentsel konut sığası çerçevesinde anlatırdı. İstanbul gelişen sanayi varlığı, Ankara ise yönetsel iş gücü gereksinmesi nedeniyle beklenmeyen yeni nüfus çekimi ortamları oluşturdular. İstanbul yaygın ve yoğun eski konut stoğuna sahip olduğu için uzunca bir süre gelen nüfusu barındırdı. Oysa Ankara’da, çok sınırlı, neredeyse olmayan tarihsel konut varlığı, gelen nüfusu barındırmak için yetersizdi. Doğal olarak ve yeni nüfus kendi kaderini tayin çözümünü benimsedi. İyi bildiği kırsal alandaki konut edinme sürecini kente taşıdı. Yasalar ve gelenekler gereği “konutun yasal dokunulmazlığı ve ailenin kutsallığı” temelinde bir gecede dayanışma sonucu edinilen konutları üretti ve dilimize “gecekondu” bir kentsel barınma çözümü olarak girdi.

Yenimahalle genel görünüm, 1963.

Yenimahalle genel görünüm, 1963.

Kıray’ın öğrettiği tüm kentlerin gelişiminde de izlenen, var olanı ele geçirerek edinip (succession) sonra sahiplenme (invasion) kentsel gelişim süreci olarak yaşandı. Çünkü gelişen kentsel refah, tarihi alanda yaşayan kent soylu seçkinleri “eski” tarihi alanı terk edip daha “asri” ortamlara geçmelerini sağlamış ve eski kentlerdeki konut alanları boşalmıştı.

Ankara’nın “2” numaralı otobüs hattı 1961’de alınan İtalyan Ansaldo troleybüslerinden önceki otobüs.

Ankara’nın “2” numaralı otobüs hattı 1961’de alınan İtalyan Ansaldo troleybüslerinden önceki otobüs.

Gelen nüfusun sağlıklı bir biçimde içselleştirilip, sağlıklı bir süreç içinde kente kazandırılması çok gecikmişti. Kent içinde var olmanın kuralı basit, hem de çok basittir. O da kentsel alanda alt yapı, ulaşım olanaklarını sağlandığı imar izni olan arsa edinmektir. Ne yazık ki, Ankara’da Kavaklıdere, Çankaya, Bahçelievler, Cebeci gibi genellikle üst gelir grubunun erişebileceği alanlar dışında, yeni “imarlı ucuz arsa” kent yönetimleri tarafından sunulmamış ve trajik bir biçimde Ankara Yenişehir ve ötesindeki imarlı alanlarda an az iki kez yıkılıp aynı alanda yeniden inşa edilmişti. Bu var olan altyapı üzerinde yıkım ve daha yoğun yapım, Ankara’nın imarlı arsa sunumunu büyük bir dirayetle ele alan Vedat Dalokay (1927-1991) yeni ve düşük maliyetli arsaları planlı bir biçimde yeni konut stoğuna sunana kadar sürdü.

Seyran Sineması.

Seyran Sineması.

Son otuz-kırk yıldır da sanki bütün sorun teknolojikmiş gibi gereğinin çok çok üstünde beton ve demir harcayan çok katlı bloklar tüm yurdu bir epidemi gibi sarmış durumdadır. Oysa kentsel yaşamın güzelliği tepeleme barınak değil sıkı örülmüş komşuluk ve dostluk ortamı olmalıydı.

Burada içinde tüm gençlik oluşumumun geçtiği Yenimahalle çözümüdür. Türkiye’deki siyasal değişime de tanık olan bu kentsel çözüm (1948-49 yıllarında) Ankara’nın 1948 ile 1950 yılları arasında 9’uncu Belediye Başkanı Ragıp Tüzün’ün (1901 – 1951) “Kent yaşamı, kentsel varlıkla oluşur” saptaması ile özellikle bürokrasi ve esnafın edinebileceği “ucuz arsalar” sunumu ile başlamıştır. Minik bir özgeçmiş notu olarak sunayım. Biz o yıllarda 1952’ye değin bugün Maltepe ile Anıtkabir arasında yer alan Süleyman Bey Mahallesi’nde bir bağ evinin zemin katında oturmaktaydık.

Yenimahalle 5’inci durak çarşı.

Yenimahalle 5’inci durak çarşı.

Ragıp Tüzün Atatürk Orman Çiftliği’nin buğday ve arpa tarlaları karşısındaki boş yamaçları özellikle devlet memurlarına konut yapmaları için dağıtmıştır. Böylece Yenimahalle ilçesinin planlı bir şekilde kurulmasına öncülük etmişti.

Yenimahalle projesinin oluşumunda ilke olarak saptanan üç özellik vardı. Öncelikle ucuz arsa, sonra arsayı edindikten sonra bir yıl içinde evi bitirme zorunluluğu ve yapının gerçekleşmesi için ucuz ve erişilebilir kredi olanağı. Kendi evininin yapımını denetleme ve verilen krediyi yerinde kullanma sorumluluğu yepyeni insan ilişkilerini oluşturmuştu. Doğal olarak inşaat kalfaları, doğramacılar, tesisatçılar neredeyse ailelerin bir parçası olmuştu. Sonuçta da parasal kaynaklar evin yapımını gerçekleştiren insanların geliri olmuş ve mali kaynak en çok gereksinimi olan kesim arasında paylaşılmıştı. Kısacası parasal edinim yerel ortamda küçümsenemeyecek bir parasal kaynak olmuştu.

Yenimahalle PTT Merkezi.

Yenimahalle PTT Merkezi.

Cumhuriyet tarihinde ilk defa Yenimahalle’de gerçekleşmiş ve bir daha da ülkemizde Yenimahalle gibi 3-5 yıl zarfında 100 hektarlık planlı bir alanda 15-20 bin nüfuslu 4500-5000 hanelik bir oluşum yapılamamıştır. Bu çok başarılı Yenimahalle modeli nedense izlenmemiş ve ilginçtir bu konut grubunu gerçekleştiren mini-müteahhitler 1960 sonrasını izleyen ve Ankara’da ve tüm Türkiye’de yaygınlaşan “yap-sat” apartman kültürünün ana oyuncuları olmuşlardır.

Mustafa Kemal Lisesi, 1959.

Mustafa Kemal Lisesi, 1959.

Yenimahalle Ankara’ya Cumhuriyetin değerlerini korumak ve yüceltmekle tutkulu bir nüfus tarafından, toplumsal olarak çok sağlıklı bir ortam oluştu ki her kurumu sahiplenildi. Burada ODTÜ Rektörü Kemal Kurdaş’ın ağabeyi Turgut Kurdaş’ı anmak gerek, Ankara’nın 4’üncü, Yenimahalle’nin ilk lisesi olan Mustafa Kemal Lisesi’ni ağaçlık, sevimli bir ortam durumuna getiren tutkun bir Yenimahalleliydi.

Mustafa Kemal Lisesi, 2020.

Mustafa Kemal Lisesi, 2020.

1948 yılında Ragıp Tüzün’ün öngörüsü ile başlayan “az katlı çok yoğun” ayakların toprağa değdiği konut modeli çok kullanıldı. Genellikle “arsa + alt-yapı” kalanı kendin yap ya da yaptır modeli çok kullanıldı ve başarılı çözümler olarak benimsendi. Mısır’daki Ismaïliyya Konut Edinme Projesi 1986’da, Pakistan Haydarabad’daki Khuda-ki-Basti Konut Edinme Süreci 1995’de Aga Khan Mimarlık Ödülü’nü kazandı. Ne yazık ki biz hem toplumsal bütünlük hem de yaşam niteliği ve ekonomik bir çok önemli unsuru barındıran bir bakıma kendi geliştirdiğimiz bu konut edinme sürecini izleyip geliştirmedik, sonra da toplu konut açmazına girip bir çok uygulamada inşaatı öne çıkarıp insanı ve toplumu yok saydık.

Not

  1. Bu, Türkiye’nin en önemli konut edinme sürecine ilişkin kısa özlem yazısı elbette yetersiz. Yenimahalle Belediyesi internet sitesinde sayısal ve tarihsel bilgileri daha kapsamlı bulabilirsiniz.