Montreal Biodome

Mimari Tasarım
KANVA

Proje Yeri
Montreal, Kanada

Tamamlanma Tarihi
2021

Fotoğraflar
James Brittain | Marc Cramer | Mathieu Rivard

KANVA’nın Montreal’deki Biodome’u yeniden tasarımı, dünyadaki yolculuğumuzun kendisine odaklanırken insanlar ve doğa arasında sürükleyici bir denge kuruyor.

1976 Montréal Olimpiyat Oyunları için inşa edilen yapı Kanada’da en çok ziyaret edilen müze adasında bulunuyor.  2014 yılında düzenlenen uluslararası yarışmayı kazanan KANVA,  Biodome, Planetarium, Insectarium ve Botanik Bahçesi’nin tasarımını üstlenmiş.

Mimari şekil ve formların sınırlarını aşan KANVA, ziyaretçileri birden fazla ekosistemin içine çekmeyi mümkün kılan Montreal Bilim Müzesi-Biodome’un ihtişamını yeniden ortaya çıkarmış.Ziyaretçiler ile müzenin farklı ekosistemleri arasındaki sürükleyici deneyimi geliştirmeyi ve yapının kamusallığını artırmaı hedeflerken iklim değişikliğine dikkat çekmek amaçlanmış. 

Mimarlar tasarımda tıpkı yapının kendisi gibi karmaşık olan ekosistemlerden ilham almışlar ve yapılan her bir müdahalede birden fazla disiplinle ortaklaşa çalışmışlar.

Çevresel sorunları anlama konusunda ziyaretçilere ilham vermeyi hedefleyen yapıda mimari miras kavramı ön plana çıkarılmış. Mevcut girişin genişletilmesiyle ziyaretçilerin mevcut ölçeği takdir etmeleri amaçlanmış. Devasa çatı pencereleri sayesinde yapı günışığından yararlanmaya başlamış. 

Devasa açık alana ulaşıldıktan sonra canlı bir katman olan saf beyaz biyofilik tasarım ortaya çıkarılmış. Kaplama konsol ve üçgen kirişler arasında gerilerek  yapının etrafına sarılmış. Sonsuzluk hissi uyandıran bu katman ziyaretçilerin duyusal deneiymini güçlendirmeyi amaçlıyor. 

Yolculuğun kendisine odaklanan tasarımda dinamik pasajlar bulunuyor. Biodome’da bulunan 250.000’den fazla hayvan ve 500 bitki türünü barındıran beş ekosistem ziyaretçilerin dikkatlerini görüş ses, koku ve dokunuşun arkasındaki çizgiye ulaştırıyor. Biodome içerisindeki rotada ziyaretçiler Tropikal Yağmur Ormanı, Laurentian Akçaağaç Ormanı, St. Lawrence Körfezi, Alt Antarktika Adaları’ndan sonra 10 metrelik Labrador Sahili’ne ulaşıyorlar. 

 Otomatik kapılarla bağlanan ekosistemlerde ziyaretçiler boncukların arasından geçerken hiçbir şey görmeden doğal ortamın iklimine, kokularına ve seslerine maruz kalmış oluyorlar. Yürüyüş yolları, çeşitli ekosistemlerin ve saf beyaz çekirdeğin havadan görüntülerini sunan yeni bir asma kata çıkıyor. Yeni asma kat interaktif eğitim sergileri ve tesisin hassas ekosistemlerini korumak için gereken ayrıntılı makinelere ev sahipliği yapıyor.