Moda İskelesi Yeniden İşlevlendirme Projesi

Mimari Tasarım
Novos Mimarlık

Proje Yeri
Kadıköy, İstanbul

Tamamlanma Tarihi
2022

Toplam İnşaat Alanı
400 m²

Fotoğraflar
Yiğit Akbıyık

Vedat Tek’in yarattığı mimari atmosferle ve mevcut tektonik kimlikle ilişkilenen Novos Mimarlık tasarımı Moda İskelesi Yeniden İşlevlendirme Projesi aynı zamanda karma programlarla hem çağdaş ihtiyaçlara cevap veriyor hem de yapının suyla kurduğu ilişkiyi kuvvetlendiriyor.

Tarih boyunca coğrafi konumu nedeniyle ulaşım yollarının kesişim noktasında yer alan İstanbul, dünyanın her yanından insana hem ticari hem de turistik rotalar üzerinde bir aktarma durağı oluşturuyor. Asya, Avrupa ve Afrika arasında, dönemin yoğun hareket ağlarının üzerindeki İstanbul’da deniz ulaşımı uluslararası bir değer olduğu kadar, şehir içindeki hareket biçimlerini ve karakterini büyük ölçüde etkilemesi ile yerel bir öneme de sahip. İstanbul kıyılarının morfolojik yapısı ve kentlinin denizle iç içe ilişkisi vapur seferlerinin gündelik hayattaki ve şehir içi ulaşımdaki yerini artırıyor. 1840’lı yıllarda başlayan kent içi deniz ulaşımı yoğunluklu olarak Haliç etrafında şekillenmiş. İleriki yıllarda Anadolu yakasına doğru büyüyecek olan vapur hatları kentin tarihi ve toplumsal gelişiminin, mekansal ve hareket kurgusunun önemli bir unsuru olmuş.
Öte yandan Boğaziçi üzerinde 19. yüzyıl ortalarına kadar gemilerin yanaşacağı, yolcu ve yük transferi yapacağı iskelelere rastlanmıyor. Şirketi-i Hayriye’nin yeni kurulduğu bu yıllarda kıyıya yanaşamayan gemilerin yolcuları ancak kayıklar aracılığı ile karaya ulaştırılıyor. Yüzyıl başında deniz üzerindeki bu zahmetli ve karmaşık durumun düzeltilmesi için harekete geçiliyor. Tamamen açık planlanmış ilk iskele ve bekleme alanları Rumeli ve Anadolu kıyılarında yapılmaya başlanıyor. Seneler içinde iskele sayısı artar, üzerlerindeki bekleme salonları kapalı ve konforlu olacak şekilde planlanıyor. 1914 yılına gelindiğinde artık kentteki hemen her iskelenin bir de kapalı bekleme salonu bulunuyor. Bu süreçte mimar Vedat Tek üç farklı iskele projesine imza atmış; Haydarpaşa İskelesi, Kadıköy İskelesi ve Moda İskelesi.
1916-1917 yıllarında Vedat Tek tarafından tasarlanan Moda İskelesi, 1986 yılında yolcu sayısının azlığı sebep gösterilerek hizmetten alınmış. Aradan geçen 70 yılda ise pek çok farklı işleve ev sahipliği yapmış. Esasen iskele olarak planlanan ve inşa edilen yapı, sırasıyla İngiliz Yat Kulübü, sahil gazinosu ve restoran olarak kullanılmış. Farklı dönemlerde hem bir altyapı elemanı hem de rekreatif bir mekan olarak kullanılan iskele, özellikle Kadıköy sahil üzerindeki yeri ile, toplum ve kent belleğine simge bir yapı olarak kazınmış. Ancak 2015 yılına gelindiğinde iskele tamamen kapatılmış. Yakın dönemde yapının tekrar hayata döndürülmesi için çalışmalara başlanmış. Hazırlanan restorasyon projesi ve yoğun bir şantiye sürecinden sonra yeniden işlevlendirilmiş Moda İskelesi’nin kapıları İstanbullulara açılmış. Bugün yapının hem iskele hem de kitap-kafe ve kütüphane olarak kullanılması öneriliyor. Geçmişteki işlevsel zenginliğine atıfta bulunan karma programlar ile hem günümüz ihtiyaçlarına cevap verilmesi hem de Kadıköy’ün deniz ulaşımındaki rolünün ve denizle kurduğu ilişkinin güçlendirilmesi hedefleniyor.
Moda Caddesi’nin devamı olan ve iskeleye bağlanan yol kamusal bir alan olarak ele alınmış. İskelenin bir parçası olarak kabul edilen bu ara mekanda kentsel armatürlerin yerleştirildiği oturma alanları planlanmış. Kadıköy sahil şeridi ile iskele arasındaki bu ince uzun iz böylelikle yalnıza vapura yetişmek için hızlıca geçilen bir ulaşım aksı olmaktan çıkıp, rekreatif bir alana ve kentin organik bir uzantısına dönüşmüş.
Zemin kat kitap-kafe ve çalışma alanı olarak tasarlanmış. Kitap-kafenin belirli gün ve saatlerde performans alanı olarak kullanılmasını mümkün kılacak bir altyapı planlanmış. Muhdes duvarlar kaldırılarak açık bir plan şeması oluşturulmuş. Simetrik plana sahip yapının iki kısa kenarına ıslak hacimler ve servis tezgahı yerleştirilmiş. Kafe ve çalışma alanı bu işlevlerin arasında kalan serbest orta mekanda yer almış. Çok işlevli esnek bir kurguya sahip zemin katta döşeme yeniden ele alınmış, bu alana özel mobil kitaplık ve masalar tasarlanmış. Hareketli mobilyalar sayesinde yerleşim senaryosu günün o anındaki ihtiyaca göre kolayca dönüştürülebiliyor. Böylelikle iskelenin bu kısmında hem yolcular için bir bekleme alanı, hem de sanatçı ve seyirciler için potansiyel bir sahne ve seyir alanı oluşturuluyor.
İskelenin birinci katı, zemin kata göre daha durağan bir karakterde tasarlanmış. Bu kısımda kütüphane ve çalışma mekanları bulunuyor. Programın doğası gereği kullanıcıların akustik ve ergonomik konforu ön planda tutuluyor. Kamusal bir yapı olan iskelede, toplumsal fayda ve eşit kullanım hakkı göz önünde bulundurularak maksimum kapasite hedeflenmiş. Mevcut asma tavan kaldırılarak hacim genişletilmiş, teknik ekipmanlara yer açılmış.
Toplum ve kent belleğinde izler bırakmış, mimarlık tarihinde kendine önemli bir yer açmış Moda İskelesi’nin cephe kurgusu, malzemeleri ve dokuları restorasyona uygun olarak korunmuş. Cepheye yalnız temizlik ve onarım işlemleri uygulanmış. İç mekanda Vedat Tek’in yarattığı mimari atmosferle ve mevcut tektonik kimlikle ilişki kurabilecek, ahşap, pirinç ve çini gibi sade ancak güçlü malzemeler kullanılmış.