Mimarlık Ortamları

Prof. Dr. İhsan BİLGİN

Biz 70’lerde öğrenciyken mimarların ve öğrencilerinin sosyalleşme yeri Mimarlar Odası ile sınırlıydı. O da Gümüşsuyu’nda bir apartman dairesiydi. Şimdi Karaköy’de terası manzaralı hacimli bir bina. Ayrıca Columbia Üniversitesi terminal noktası Stüdyo X, Selva Gündoğan’ın enerjik yönetimiyle, ilgili gençlerin sürekli kovalaması gereken bir aktivite merkezi oldu. Biz de Santral’a yerleşirken çeşitli kuşaklardan tasarımcı ve mimarları çekecek bir yer olarak tasarlamıştık. Önce okulun yeni yönetimi müzeyi dersaneye çevirerek bu türden sosyalliklere kapanmanın ilk işaretini verdi. Sonra fakülte yönetimini de kendiyle uyumlu asosyal ellere teslim etti. Ama değişimin sonu yok.

Yapı Endüstri Merkezi (YEM) Fulya’daki yeni yerinde kapasite genişletmenin ertesinde sürdürülemeyip yarım yüzyıllık tarihini sonlandırdı.

Geçende Beşiktaş çarşısı ortasındaki Sinanpaşa İş Merkezi’nde Aura (1) adlı bir kuruluşta konferansım vardı. Sırf İstanbul’daki sayıları onbinlere varmış mimarlık ve tasarım öğrencileriyle genç meslektaşlara kariyer danışmanlığı vermek üzere kuşağımdan meslektaşlarca örgütlenmiş kapasiteli bir sivil kuruluş. Cumartesi konferansları tanışmaya iyi vesile.

20.yy’ın sosyo-politik ortamı bakımından pek de iç açıcı olmayan son çeyrek yüzyılı, İstanbullu mimarlara ortam kıtlığından bolluğuna geçiş olanağı tanımış. Biz de formel okul eğitimi kadar sol muhalefet pratiği içinde olmaktan da öğrenip, hayat deneyimi edinmiştik. Ancak sonraki gelişmeler, sosyal ilişki ağları dünyasını o derece genişletti ki o ağlar okulla yarışır, hattâ gölgede bırakır hale geldi. Saydığım kurumlaşmalar da bu eğilimin somut işaretleri.

Not 1. İstanbul Mimarlık ve Şehircilik Araştırmaları Akademisi/ The Istanbul Architecture&Urban Research Academy.

“Bu yazı YAPI Dergisi’nin 434 Şubat 2018 sayısında İhsan Bilgin’in “Rağmen” başlıklı köşesinde yayımlanmıştır.”