“MİMAR/SANAT” Sergisi, Mimarlık ve Tasarım Dünyasını Buluşturdu…

Goba Art & Design’da 26 Mart Salı akşamı açılışı gerçekleştirilen “MİMAR/SANAT” sergisinde, Arif Özden, Kerem Erginoğlu, Müge Hansoy Kınacı, Mustafa Toner, Oğuz Yalım, Sinan Kafadar’ın serbest çalışmaları sanatseverlerle buluştu.

Türkiye’de adı seramik karo ile özdeşleşen Kalebodur’un, mimarlık kültürüne katkıda bulunmak amacıyla desteklediği “MİMAR/SANAT” sergisi Goba Art & Design’ın ev sahipliğinde, mimarlık ve tasarım dünyasının önemli isimlerinin eserlerini bir araya getirdi.

Goba Art & Design’ın kurucuları Esin Sözer Kalender ve Yasin Kalender’in ev sahipliğinde, serginin ön gösterimi dolayısıyla düzenlenen davete birçok isim katıldı. İnovatif ürünlerle mimarların yaratıcılıklarına hitap eden Kalebodur’un desteklediği, sanat ve tasarımın iç içe geçtiği “MİMAR/SANAT” karma sergisinde yer alan sanatçılar, çalışmalarını şöyle değerlendirdi:

Arif Özden: “Gecekondularım, gördüğüm bir rüyanın kağıda aktarılmış halidir. Sıradan bir yerde bulunmuş, toplanmış, çıkma malzemeler ile kendine has özellikleri olan yaşanabilir bir çevre yaratmanın mümkün olduğunu gösterdiğimi düşünüyorum…”

Kerem Erginoğlu: “Eskiz yapmak benim için beynimi boşaltmanın en iyi yöntemlerinden biridir. Öte yandan boşalan beynimde bu kareler öyle bir yer eder ki, asla eskizi yaptığım anı, içtiğim kahveyi, soluduğum havayı unutmam…”

Müge Hansoy Kınacı: “İstanbul’un büyüleyici sokaklarında gezerken etkilendiğim cephelere ithafen, kendi yorumladığım balkon korkuluklarını çizdim ‘Arka Sokaklar’ serisinde…”

Mustafa Toner: “Özellikle akşamları boş zamanlarımda kafamı dağıtmak için, boyalarla boğuşurken çıkan şeylerden bazıları bu eserler…”

Sinan Kafadar: “Bu eskizleri oluştururken benim amacım yaşamımın bir noktasında gözümün önünden ve zihnimden geçenler ile ilgili bir “referans noktası oluşturmak” ve istediğimde tekrar ona ulaşabilmek. Ormanda yürürken, geri dönüş yolunu tekrar bulabilmek için ağaç diplerine beyaz çakıl taşlarını bırakma misali… Geçen zaman içerisinde insan birçok detayı ve fikri unutuyor, ben bulunduğum güzel yerleri, aklımdan geçen bazı parlak fikirleri tekrar hatırlamak istediğimde eskiz defterlerime bakıyorum.”

Oğuz Yalım: “Boş bir tuvalde çizgiler çizmek, onları takip etmek. Hacimlerle, geometrik şekillerle uğraşmak. Şekilleri beklenmedik bir yorum ile bir araya getirmek. İki uzlaşmaz yöntem olan “doğal” ile “sert”i uzlaştırmaya çalışmak. Tek merkezcilik yerine çok merkezciliği aramak. Şaşırmak, sorular sormak, cevaplar aramak. Ve nihayetinde nefis bir terapi ve sonuç…”