Mimaristudio tarafından tasarlanan Messe Tekstil’ in yeni showroom  ofisinde, mekanın mevcut yapısal özelliklerini olduğu gibi kabul eden bir  tasarım dili benimsenerek, kullanıcı deneyimini ön planda tutan, rahat kullanıma açık, paylaşımlı bir mekan anlayışı öncelenmiş. 

Giyim sektörüne yenilikçi ve yüksek kaliteli kumaş tedariği yapan Messe Tekstil’ in yeni showroom  ofisi Mimaristudio ekibi tarafından tasarlandı. 

Projenin çıkış noktası, kullanıcıyı merkezine alan, sergilenen ürünlere odaklı, yalın ancak yaşayan  bir mekan yaklaşımı oldu. Mekanın mevcut yapısal özelliklerini olduğu gibi kabul eden bir  tasarım dili benimsenerek, kullanıcı deneyimini ön planda tutan, rahat kullanıma açık, paylaşımlı  ve çok amaçlı bir alan tasarlandı. 

Mekana ön ve arka cepheden iki ayrı girişten giriliyor. Giriş ile birlikte, ilk dikkat çeken özellik  mekanın uzun ve yüksek yapısı. Mimaristudio, her iki girişi de aynı tasarım dilinde ele alırken,  mevcut geometriyi, uzun kenar yönünde, bir tarafta ürün teşhir, diğer tarafta ise çalışma  fonksiyonları olacak şekilde planladı. Lakin, her iki kullanım alanı arasında net bir ayırım  yapılmayarak, ürün teşhir alanı içinde planlanan paylaşımlı çalışma ve ağırlama alanları ile bu  mekanların birbiri içine geçişkenliği sağlandı. 

Ürün teşhir alanında, farklı tipte kumaşlar sergilenmekte olup, satış yapılan tekstil firmalarından  gelen misafirler mekanda ağırlanmakta. Mekan, misafirlerin kendi kreasyonları için kumaş  seçeneklerini inceleyip, seçtikleri kumaşlar üzerinden firma ile görüşmeler yapabildikleri,  kullanıcıların hem bireysel, hem de bir arada çalışabilecekleri bir esnekliğe sahip.  

“Kullanıcı esenliği” temelindeki tasarım anlayışı, diğer projelerinde olduğu gibi, Mimaristudio,’nun bu projesinde de dikkat çekmekte. Projede, mekan kullanıcılarının fiziksel ve zihinsel esenliği ve verimliliği yüksek bir mekan hedeflendi. Bu doğrultuda, azami gün ışığında, düzenli temiz  havada, uygun ısısal ve akustik konfor şartlarında, doğru aydınlatma çözümlerine sahip bir alan içinde olmaları sağlandı. Bunun yanında, planlamadan başlayarak mekan tasarımında  “Mekan İçinde Doğa”, “Doğal Anımsatıcılar”, “Mekanın Doğası” biyofilik tasarım adımları  izlendi. 

Mekanın yalın tasarım dili içinde, mekanı boğmadan, sergilenen ürünlerin önüne çıkmayan  farklı renklerin kullanımına yer verildi. Sakinleştirici ve rahatlatıcı özelliği olan renkler ile, rengin  doğru ve zamansız kullanımına dikkat edildi. 

Özellikle tek hacim içinde planlanan showroom alanının akustik konforu, tasarımın planlama  aşamasından itibaren ele alınarak, mekân içi hacim akustiği tedbirleri alındı. Burada, akustik ve teknik aydınlatmanın entegre edildiği dairesel geometriye sahip özel üretim paneller, mekan  tavanında sıralı bir enstelasyon şeklinde projenin dikkat çeken detayı haline gelmekte. Bununla  birlikte ürün odaklı, insan merkezli aydınlatma çözümü de tüm projede titizlikle ele alındı.  

Pandemi sonrası gerçekleştirilen bu proje ile, fiziksel perakende alanlarının dijitalin henüz  sunamadığı duyusal deneyimleri sunabileceği göstermekte. Çevrimiçi moda trendine karşı  çıkan ve kullanıcılarını showroom mekanlarının heyecan veren, yaşatan veya rahatlatıcı ortamına sokmayı amaçlayan proje firmanın da bir kurumsal kimlik projesi haline dönüşmüş