Mekan Tasarımında Sorun Olarak Büyüklük, Uzaklık ve “Eğitim Kampüsleri”

Mustafa Orkun Özüer, Doç. Dr.
Beykent Üniversitesi

Son yıllarda ülkemizde özel ve kamusal alanda birçok kurumun bünyelerindeki bütün birimleri “ortak bir çatı altında toplamak” düşüncesiyle yerleşkeler oluşturma eğiliminde oldukları gözlenmektedir. Bu düşünceyi benimseyen kurumlardan birisi de Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)’dır. MEB, ülkemizin farklı bölgelerinde birden çok okulun bir araya gelmesiyle oluşturulacak orta öğretime (lise) yönelik “Eğitim Kampüsleri” kurmak amacıyla ön seçimli Ulusal Mimari Proje Yarışmaları düzenlemiştir. 

Geniş alanlara gereksinim duyulacak ve yoğun bir mekansallıkla gerçekleştirilebilecek bu yaklaşımın zemini ise; kent çeperlerindeki beraberinde ulaşım ve erişebilirlik sorunları da getiren merkezi yaşantıdan yalıtılmış alanlar olmaktadır. Mekan tasarımının başlıca ödevinin mekanı insana yaklaştırmak, insanın fizyolojik, psikolojik, sosyal özellik ve olanaklarına uyumlandırmak olduğu düşünüldüğünde, büyük, yoğun ve baskın gereksinim programlarının tasarımda ölçekli bir mekansallığa dönüştürülmesinin ne denli önemli ve zor bir sorun olduğu kolayca görülebilmektedir.

Ülkemizde geçen yıllar boyunca sürekli değiştirilen üniversite öncesi eğitimin son biçimi; 4+4+4 olarak ortaya konulan, ilk sekiz yılın “Temel Eğitim” sonraki dört yılın ise “Orta Öğretim” olarak adlandırıldığı sistemdir. Temel eğitimin birincil işlevi kanımızca bireysel, kapalı aile yaşantısından sonra öğrenciyi toplumun eğitimli, sorumluluk alabilecek bir üyesi olarak gelişmesine olanak sağlamaktır. Bu noktadaki önemli konu, bu sürecin genç bireyin fiziksel, psikolojik, algısal olanakları doğrultusunda hem sosyal hem de mekansal olarak yumuşak, kademeli olarak gerçekleştirilmesidir. 

Mekansal bağlamda; Newman’ın (1973) ortaya koyduğu özel-yarı özel, yarı kamusal, kamusal mekan hiyerarşisi her ölçek ve nitelikteki tasarım için kurulması gereken bir düzen ve çözüm yolu olarak öne çıkmaktadır. Mimar Ralph Erskine’nin 1961 yılında İsveç’te tasarlayıp inşa ettiği yedi yıllık temel eğitim okulu bu düşüncenin nasıl ele alınıp, mekana yansıtıldığına ilişkin iyi bir örnektir. Tasarımda; birinci sınıf ana yapıdan bağımsız, kendi bahçesi içinde uydu bir öğe, bir “ev” olarak yorumlanırken daha sonraki sınıflara kademeli olarak ana yapıya doğru yer verilmiş, son sınıf ise, artık toplumun sorumluluk almaya aday eğitimli bireylerini barındırdığı düşüncesi ile okul idaresi ile birlikte konumlandırılmıştır. Okul gereksinim programının “mahalle-semt okulu” anlayışı ile bilinçli bir biçimde, bir üst karar olarak makul büyüklükte tutulması, buna karşın mimarın daha da ölçekli bir mekansallığa ulaşma isteği ve çabası bu tasarımın en fazla önemsenmesi gereken özelliği olarak ortaya çıkmaktadır (Collymore; 1994) (Resim 1).

Resim 1. Temel Eğitim Okulu, İsveç, 1961, Mimar Ralph Erksine.

Resim 1. Temel Eğitim Okulu, İsveç, 1961, Mimar Ralph Erksine.

Geçtiğimiz yıllarda gerçekleştirilmiş olan çalışmalar bir mahallenin sosyal ve çevresel ortamının nasıl biçimlendirileceğinin keşfedilmesinin, çevresel ve sosyal rekabet yolu ile eğitim çağındaki çocukların bağımsızlık duygularının ve kimliklerinin gelişmesi anlamında önemli olduğunu ortaya koyarken (Malone; 2001) çocukların çevresel gereksinimlerinin kendi doğal çevre ve kendi olanaklarıyla ulaşabildikleri çevrelerle doğrudan ilişkili olduğu ve mekanın, evinin hemen yakınında olmasının önemli olduğunu da vurgulamaktadır (Francis; 1991).

Çocuklar tarafından yoğun bir biçimde kullanılabilecek alanların, çocukların evlerinin hemen yakınında olması hem çocuk hem de aileleri için güvenlik duygusu sağlarken, çocuğun psikolojisinde ve kişilik gelişiminde de etkin rol oynamaktadır (Önal; 1997).  Barre (1984) ait olma duygusunun, bağlılıklar / yakınlıklar ağının ve mekansal bir aile gerçeğinin oluşabilmesi için, evin, çevrenin ve denetimi altındaki yakın mekanların, bireye, toplumu bir arada tutan “harcı” ve nirengileri sağlaması gerektiğini belirtirken Gür (1997) bu konuda, sağlıklı büyüme ve fiziksel kondisyonu desteklemesi; bilişsel, duygusal ve toplumsal gelişmeyi hızlandırması ve pekiştirmesi beklenen ilkokul eğitiminin verildiği binaların, çocukların fiziksel konforunu sağlamasının yanısıra, tanıdık bildik çevreler olarak içinde çocuğun özgüvenli ve rahat davranmasını sağlayacak tek katlı, sıcak ve huzur verici mekanlar olması gerektiğini vurgulamaktadır. 

Ülkemizde yaygın bir biçimde uygulama olanağı bulmuş “semt-mahalle okulu” anlayışının mekansal anlamda her zaman çok nitelikli ürünlerle sonuçlanmamasına karşın büyüklük ve erişebilirlik açısından değerlendirildiğinde bu bağlamda olumlu yönleri kolayca görülebilmektedir. Ancak geçen yıllar boyunca, plansız nüfus artışı, çarpık kentleşme ve kentlere göç gibi temel sorunlar kaçınılmaz bir biçimde eğitim sistemini de etkilemiş ve bu alana olumsuz olarak yansımıştır. Büyük kentlerde ve özellikle İstanbul’da birçok temel eğitim okulu ve lise artan gereksinim ve beklentileri karşılayamaz hale gelmiştir. Bu noktada; söz konusu okul yapılarının, içinde bulundukları arazileri ve olanaklar çerçevesinde de yakın çevreleri ile birlikte mekansal anlamda yeniden değerlendirilmeleri sorunsalı yeni bir çalışma alanı olarak gündeme gelmektedir. 

Öğrencilere yine kendi semt ve mahallelerinde, aynı yerde ancak güncel beklentilere ve artan kapasite gereksinimine makul bir büyüme oranıyla yanıt verecek nitelikli eğitim odaklarına ulaşılması bu çalışmaların temel amacı olmalıdır. Öncelikle var olan eğitim tesisi alanının yakın çevreye doğru büyüme olanakları araştırılmalı, imar planları bu doğrultuda irdelenmeli, mevzi imar planı çalışmaları yapılmalıdır. Alanı daha verimli kullanacak ve makul oranda bir kapasite artışı içerecek tasarımda ise; alanı yapı kütleleri dış mekanlardan oluşan bir bütün olarak gören, dolu-boş dengesini gözeten ölçekli bir mekansallık hedeflenmelidir. 2011 yılında Şişli Belediyesi’nce gerçekleştirilen Şişli Lisesi ve bahçesinin yeniden tasarlanmasına ilişkin mimari proje yarışması bu bağlamdaki çalışmalara iyi bir örnek oluşturmaktadır. Yarışmaya katılan tasarımların büyük bir çoğunluğu bir yandan artan kapasite gereksinimini karşılarken öte yandan da bir eğitim odağının taşıması gereken mekansal nitelikleri öğrencilere ve eğitimcilere sunan gerçekçi öneriler üretmeyi başarmıştır (Resim 2).

Mevcut Durum.

Mevcut Durum.

Şişli Lisesi Mimari Proje Yarışması, 2011. Birinci Ödül: Selim Velioğlu, Erce Funda, Orkun Özüer, Ersen Gömleksiz.

Şişli Lisesi Mimari Proje Yarışması, 2011. Birinci Ödül: Selim Velioğlu, Erce Funda, Orkun Özüer, Ersen Gömleksiz.

Şişli Lisesi Mimari Proje Yarışması, 2011. İkinci Ödül: Hasan Özbay, A. Tamer Başbuğ, Aslı Özbay, C. Baran İdil, Merih Feza Yıldırım, Serdar Uslubaş.

Şişli Lisesi Mimari Proje Yarışması, 2011. İkinci Ödül: Hasan Özbay, A. Tamer Başbuğ, Aslı Özbay, C. Baran İdil, Merih Feza Yıldırım, Serdar Uslubaş.

Şişli Lisesi Mimari Proje Yarışması, 2011. Üçüncü Ödül: Ahmet Hulusi Alataş, Emre Açar.

Şişli Lisesi Mimari Proje Yarışması, 2011. Üçüncü Ödül: Ahmet Hulusi Alataş, Emre Açar.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Aralık 2012 tarihinde ilan edilen Eğitim Kampüsleri Ön Seçimli Ulusal Mimari Proje Yarışma Şartnamesi’nde,“özellikle büyük şehirlerde eğitim tesisi yapılacak arsa bulmakta sorun yaşanması, bulunan arsaların ise kamulaştırma maliyetinin yüksek olması arsaların, üzerine yapılan eğitim tesisinden daha değerli hale gelmesine neden olmaktadır” gerekçesiyle ve “kampüs alanına yakın olan bölgelerdeki liselerin bir kısmının kampüse taşınması sonucu kent içindeki boşalan lise binaları eğitim öğretim amacı dışında başka işlevlere tahsis edilmeyecek, yeniden düzenlenerek ilkokul ve ortaokul sistemine tahsis edilecek, böylece daha küçük yaştaki öğrenciler de daha rahat koşullarda, nicel ve nitel standartlara uygun dersliklerde, evlerine daha yakın yerlerde, mahallelerinde eğitim görme olanağına sahip olacaklardır” vurgusuyla orta öğretim öğrencileri için evlerine yakın, “semt-mahalle okulu” anlayışına zıt bir anlayışı benimsediği görülmektedir. Bu yaklaşım sonucu görünüşe çıkacak eğitim kampüslerinin ise semtinin adıyla anılan (Vefa Lisesi, Galatasaray Lisesi, vb.), eve yakın, makul büyüklükteki, öğrencilerin aidiyet sorunu yaşamadıkları okullarla kıyaslandığında kentsel yaşamdan yalıtılmışlık, uzaklık, ulaşım, tanımsızlık ve büyüklük kavramlarına bağlı olarak öğrenciler üzerinde olumsuz psikolojik etkileri olacaktır.

“Eğitim Kampüsleri” anlayışının yaşama geçirilmesine yönelik olarak MEB tarafından hazırlanan gereksinim programlarının açılan yarışmaların şartnamelerinden takip edilebileceği gibi 5000 öğrenci için, en az beş okulun kullanacağı ve toplamda 60.000 m²’ye varan kapalı alan içerdiği görülmektedir (www.meb.gov.tr). Bu büyüklükteki bir gereksinim programının açık alanlarıyla birlikte en azından yaşamsal-mekansal anlamda kimliklendirilmesi ve ölçeklendirilmesi sorunu üç ana başlık altında değerlendirildiğinde şu temel düşünceler öne çıkmaktadır (Velioğlu; 2014);

  • Hareketin Organizasyonu: tasarımda, yaya hareketi temel alınmalı, algı, yönlenme ve erişebilirlik anlamında uygun biçim, boyut ve mesafeler içeren bir dolaşım kurgusu oluşturmalı, tekdüzelik ve belirsizlikten kaçınılmalı çeşitlilik ve belirginlik amaçlanmalıdır.
  • Mekanın Organizasyonu: tasarımda, yapı kütleleri ve dış mekanlar bir bütün olarak ele alınmalı, yapılar ölçekli ardışık dış mekanlar tanımlayacak, kendi içlerinde de kütlesel olarak kademelendirilmiş, ölçeklendirilmiş unsurlar olarak yorumlanmalı, kavranabilir boyutlarda çeşitlilik içeren bir doku amaçlanmalıdır.
  • Kullanımın Organizasyonu: tasarımda, dış mekan yaşantısını besleyecek işlevler doğru noktalarda konumlandırılmalı, yerleşkenin zamansal bağlamda canlı tutulması amaçlanmalıdır.

Başlı başına bir tasarım sorunu olan büyüklüğün içerdiği olumsuzlukların giderilmesine yönelik olarak yukarıda dile getirilen bireysel-kuramsal yaklaşımın belirlediği amaçlara ulaşılması ise her zaman olanaklı olmamaktadır. Bu da tasarımcının ve yarışmalardaki seçici kurul üyelerinin mekan tasarımına yaklaşım biçimiyle ilişkilidir.

Büyük ölçekli gereksinim programları söz konusu olduğunda tasarımcıların genellikle iki farklı yaklaşım içinde oldukları görülmektedir. Bunlardan biri, büyüklüğü ölçeğe sokma, insanileştirme eğilimidir. Buna en iyi örnek, bütün yaşamını Nazi Dönemi Mimarisi’nin ülkesinde bıraktığı anıtsal mimarlık anlayışını silmeye adamış Günther Behnisch’in tasarımları ve yapılarıdır. Buna zıt öteki yaklaşım ise, büyüklüğü anıtsal, monoblok “büyük biçim”e dönüştürmeye yönelik tasarımlardır. 

MEB “Eğitim Kampüsleri” yarışmalarında her iki yaklaşımın da seçici kurullar tarafından benimsendiği görülmektedir (Resim 3, 4, 5, 6).

Resim 3. Muğla Milas - Eğitim Kampusları Mimari Proje Yarışması, 2013. Birinci Ödül: Bünyamin Derman.

Resim 3. Muğla Milas – Eğitim Kampüsleri Mimari Proje Yarışması, 2013. Birinci Ödül: Bünyamin Derman.

Resim 4. Denizli Şirinköy - Eğitim Kampusları Mimari Proje Yarışması, 2013. Birinci Ödül: Selim Velioğlu, Erce Funda, Orkun Özüer, Ersen Gömleksiz.

Resim 4. Denizli Şirinköy – Eğitim Kampüsleri Mimari Proje Yarışması, 2013. Birinci Ödül: Selim Velioğlu, Erce Funda, Orkun Özüer, Ersen Gömleksiz.

Resim 5. Kocaeli Cephanelik - Eğitim Kampusları Mimari Proje Yarışması, 2013. Birinci Ödül: Özcan Uygur, İnanç Eray, Semra Uygur.

Resim 5. Kocaeli Cephanelik – Eğitim Kampüsleri Mimari Proje Yarışması, 2013. Birinci Ödül: Özcan Uygur, İnanç Eray, Semra Uygur.

Resim 6. Kayseri İncesu - Eğitim Kampusları Mimari Proje Yarışması, 2013. Birinci Ödül: Alişan Çırakoğlu, Ilgın Avcı

Resim 6. Kayseri İncesu – Eğitim Kampüsleri Mimari Proje Yarışması, 2013. Birinci Ödül: Alişan Çırakoğlu, Ilgın Avcı

Bu bağlamda, yukarıda dile getirilen öncelikler değerlendirildiğinde;

  • Görece olarak büyüklük sorunu içermediği ve temel eğitim-orta öğretim devamlılığını mekansal anlamda da koruduğu ve öğrenciye aidiyet duygusu sunduğu için “semt-mahalle okulu” anlayışı kentsel yaşamdan yalıtılmış “Eğitim Kampüsleri” anlayışına göre, bireysel ve toplumsal amaçlara ulaşılması doğrultusunda daha anlamlıdır. Bu çerçevede, var olan semt-mahalle okulları ve arazilerinin rehabilitasyonları / bu alanları daha verimli kullanacak yeni tasarım çalışmalarının aynı alanda, alanın yakın çevreye doğru büyütülme olanakları da irdelenerek yapılması / okulların daha verimli kullanılabileceği öğretim çözümlerinin araştırılması gündeme getirilmelidir. 
  • Üniversite eğitiminde dahi kent içi kampüslerin kent dışı kampüslere göre öğrenciye sosyo-kültürel anlamda nitelikli ve zengin bir yaşantı sunması olgusu da düşünüldüğünde kentsel yaşamdan yalıtılmışlık, uzaklık, ulaşım ve aidiyet sorunlarının yanısıra büyüklüğün kendiliğinden bir sorun olarak ortaya çıktığı “Eğitim Kampüsleri” anlayışında ise; en azından çevreyi kimliklendirme ve ölçeklendirme amacı temel yaklaşım olarak benimsenmelidir.
  • Yukarıda dile getirilen ve temelde iki zıt durum için yapılan önerileri, sosyoloji ve çevresel psikoloji disiplinlerinin bilgi, bulgu ve çözümlemelerinden oluşan zemin birbirine bağlamaktadır. Gerçek anlamda yaşanılır, süreklilik içeren çevrelere ulaşılabilmek için bölgesel-kentsel planlama, kentsel tasarım / mimari tasarım ölçeklerindeki eşgüdüm içeren çalışmalara ve konu özelinde de eğitim politikalarıyla çevre ve imara yönelik doğru ve anlamlı yaklaşımların uyumuna gereksinim vardır. Bilimsel-mesleki bilgi, birikim ve çalışmalara merkezi ve yerel yönetimler tarafından inanç duyulması, bilimselliğin ve mesleki doğruların güncel politik kaygılar ile ketlenmemesi can alıcı yaşamsal önem ve öncelik taşımaktadır.

Kaynaklar

  • Barre, F.; “Çocuk ve Mekan ya da Yitirilmiş Kent”, Mimarlık Dergisi-84/, S.207, s.15-17, İstanbul, 1984.
  • Collymore, P.; “The Architecture of Ralph Erksine”, ST Martin’s Press, s.74-77, 1994.
  • “Eğitim Kampüsü Mimari Proje Yarışma Şartnamesi”; Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Grup Başkanlığı, 2013.
  • Francis, M.; “The Making of Democratic Streets”, Public Streets for Public Use, Colombia University Press, New York, 1991.
  • Gür, Ö. Ş.; “Mimari ve Çocuk-Türkiye Örneğinde Çocuğun Mekan Örgütlenmesindeki Yeri”, (Ed: Bekir Onur) Çocuk Kültürü, I. Ulusal Çocuk Kültürü Kongresi, Ankara: 209-270, 1997.
  • Malone, K.; “Children, youth and sustainable cities” Local Environment, vol.6 no.1, 5-12, Taylor&Francis, 2001.
  • Newman, O.; “Defensible Space”, Macmillan Publishing Co., Inc., s.1-21, 1973.
  • Önal, F.; “Yapı Adası İç Boşluğunun Kentsel Mekana Katılımına Yönelik Bir Model Önerisi”, YTÜ, Fen Bilimleri, yayınlanmamış doktora tezi, 1997.
  • “Şişli Lisesi Mimari Proje Yarışması”; Mimarlık Dergisi S.362, s.32-39, 2011.
  • Velioğlu, S.; “Bir Açılış Olarak Mekan”, YEM Yayın, s.9, s.72-75, s.100-105, 2014.
  • Milli Eğitim Bakanlığı web sitesi yarışma projeleri, www.meb.gov.tr