Mekan, Kimlik, Bellek İzinde Yeniden İşlevlendirme: Tarsus Kültür Evi

Nur Umar, Dr. Öğretim Üyesi
Merve Deniz, Yüksek Mimar (Doktora Araştırmacısı)

      Kentler, bireyler ile mekanların etkileşimi sonucunda şekillenen varlıklar olup tarihsel süreçte çeşitli toplumların yaşamsal faaliyetlerini gerçekleştirdiği alanlardır. Dolayısıyla kullanıcılarının kültürel, tarihi ve mimari özelliklerini yansıtan ve geçmiş ile gelecek arasında köprü işlevi gören birer belge niteliğindedirler. Bu bağlamda her kenti özel kılan, kente kimlik kazandıran ve bireylerin zihninde izlenimler yaratan birtakım imajlar bulunmaktadır. Bu imajları; Kevin Lynch’in ‘‘Kent İmgesi’’ adlı kitabında belirttiği gibi yollar, bölgeler, sınırlar, işaret öğeleri ve odak noktaları oluşturmaktadır (Lynch, 2010). İşaret öğeleri; kentin yerlileri ya da ziyaretçiler tarafından kolayca algılanan ve kenti simgeleyen öğeler; odak noktaları ise yolların birleşerek düğümlendiği ve çeşitli etkinliklerin yapıldığı toplanma-dağılma alanlarıdır. Ayrıca kişilere alışveriş, barınma, beslenme, sosyalleşme gibi imkanlar tanıyan ve peyzaj unsurları ile birleşip kentleri şekillendiren mekanlar, mimari form olmanın ötesinde bireylerin bağ kurup aitlik hissettiği yerlerdir. Nitekim Henri Lefebvre ‘‘Mekanın Üretimi’’ isimli kitabında kentsel mekanın, sadece fiziksel niteliğinden değil bunun yanında günlük faaliyetlerin de etkisiyle meydana gelen sosyal yapısının da varlığından bahsetmiştir (Lefebvre, 1991). 

Bireylerin mekanları deneyimlemesi ve benimseyerek aidiyet kurması ile mekansal bellek oluşmaktadır. Dolayısıyla içerisinde bulundukları döneme şahitlik ettiklerinden ve dokularında kullanıcılarına ait izler biriktirdiklerinden varlıkları korundukça mekansal belleğin sürekliliği de devam etmektedir. Bu mekanlardan biri olan tarihi yapılar ise ilk inşa edildikleri zamandan beri çeşitli toplumlar tarafından kullanıldığından dönemlerinin önemli tanıkları arasında yer almaktadır. Konumlandıkları yer ile aitlik bağı kurarak kentin kimliğini yansıtmakta ve zamanla mekansal belleği meydana getirmektedir. Nitekim söz konusu belleğin devam etmesi mekansal bellek göstergelerine bağlıdır. Bu göstergeler; tarihsel ve kültürel değer, estetik ve sanatsal değer, teknik ve teknolojik değer, özgünlük ve enderlik değeri, anı değeri ve kullanım sürekliliğidir (Çakır, 2015). 

Tarihi ve Kültürel Değer: Yapılar; kullanıcılarının yaşam biçimlerine ve konumlandıkları yerleşimin ekonomik, sosyal ve tarihi özelliklerine göre inşa edilmektedir (Uçar, 2014). Bu nedenle söz konusu yapılar pek çok bilgiyi barındırarak tarihsel ile kültürel değer taşımaktadırlar. 

Estetik ve Sanatsal Değer: Tarihi yapılar çağının düşünce sitemine ve tasarım anlayışına göre şekillendiğinden bezeme ve üslup gibi özellikler yapının inşa ediliş zamanı hakkında bilgi vermektedir. Dolayısıyla bezeme ve mimari üslup yapıya sanatsal ve estetik değer katmaktadır. Ayrıca 1819-1900 yılları arasında yaşayan İngiliz yazar, eleştirmen ve şair John Ruskin; süslemenin binanın üslubunu yansıttığını belirtmiştir (Kuban, 2016). Nitekim estetik ve sanatsal değerini koruyan yapılar, birer belge niteliğinde olduklarından önem arz etmektedir.

Teknik ve Teknolojik Değer: Taşınır ya da taşınmaz varlıklar, ait oldukları dönemlerin malzemesi, yapım tekniği ve teknolojisi ile üretildiklerinden bünyelerinde teknik ile teknolojik değerler barındırmaktadırlar (Ural, 2009). Dolayısıyla bu değerlerin korunması hem söz konusu dönemin malzeme, teknik ve teknolojik özellikleri hakkında bilgi verdiği hem de bu varlıkların belirli bir yaşanmışlığını temsil ederek özgünlüklerini vurguladığı için ehemmiyet göstermektedir.  

Özgünlük ve Enderlik Değeri: Tarihi mekanların kendisi ya da kapı, pencere, merdiven gibi mimari elemanları geçmişten günümüze bozulmadan ya da bazı bileşenlerini kaybetmeden korunarak geldiği takdirde özgünlük kavramının sürekliliğinden söz etmek mümkündür. Nitekim döneminin mimari özelliğini yaşatan her binanın özgünlük değeri olup bu binalar birer belge durumundadırlar (Madran, 2006). Ayrıca tür, üslup ve tasarım açısından eşsiz olan veya benzerleri yok olduğundan günümüzde tekil halde varlığını sürdüren yapı ya da yapı elemanlarının enderlik değeri bulunmaktadır (ICOMOS, 2013). Bu bağlamda biçim, malzeme, form, teknik, bezeme gibi yapısal özellikler ile kültürel bileşenlerin birbiriyle etkileşimi sonucunda kentler belirli bir özgünlük ve enderlik değeri kazanarak kendi kimliklerini meydana getirmektedir.  

Anı Değeri ve Kullanım Sürekliliği: Geçmişte yaşanılan bazı olaylar ya da durumlar insanoğlunun hatıralarını meydana getirmekte ve bu hatıralar yaşandığı yere anlam kazandırmaktadır. Bu bağlamda anıların gerçekleştiği mekanlar, en büyük tanıklıklardan biri olduğu için toplum tarafından önemli görülmekte, benimsenmekte ve zamanla bellekte yer edinmektedir (Çelebioğlu ve ark., 2017). Dolayısıyla söz konusu mekanlarda anı değerinin varlığından bahsetmek mümkündür. Ayrıca yapıların kullanılma durumları devam ettikçe yok olmaları azalmaktadır. Bu durum binanın daha çok kişi tarafından tercih edilmesine olanak sunduğundan anı değerini arttırmakta ve korunarak geleceğe aktarılmasına katkı sağlamaktadır.

Tarihi yapıların sürekliliği mekan, kimlik, bellek bağının sürdürülmesine imkan tanıdığından korunarak geleceğe aktarılmaları ancak doğru bir koruma anlayışıyla mümkün olmaktadır. Özellikle savaşlar, çarpık kentleşme, yapısal özellikler, doğal afetler, insani zararlar, terk, trafik gibi etkenler yapılarda bozulmaya yol açtığından onarılmaları ve tekrardan günümüze kazandırılmaları gerekmektedir. Nitekim bozulan ya da yıkılma derecesine gelen mekanların, hem hafıza ile kimliklerinin devamlılığı zedelenmekte hem de birer belge olma nitelikleri kaybolmaktadır. Bu nedenle söz konusu yapılarda bakım ya da sağlamlaştırma, bütünleme, temizleme, taşıma, yeniden yapım, yeni işlev ve taşıma tekniklerinin uygulandığı onarım faaliyetleri gerçekleştirilmektedir. (Ahunbay, 2017). 

Yeni işlev ya da diğer isimleri ile yenileme, yeni işleve uyarlama, yeniden kullanma; zamanla yaşam biçimi ile birlikte ihtiyaçların değişmesi ve beraberinde tarihi yapıların özgün işlevini yitirmesi sonucunda yapıların daha fazla yıpranıp yok olmasını önlemek amacıyla uygulanmaktadır. Söz konusu yapıların, günümüz koşullarına uyarlanarak fonksiyonlarını devam ettirmeleri sağlanmaktadır. Ayrıca yeni verilen işlev yapının mekan-kimlik-bellek bağının korunmasıyla gerçekleştirildiğinde mekanın geleceğe aktarılması kolaylaşmakta ve hafıza ile kimliğin sürekliliği pekişmektedir (Ahunbay, 2017). Bu bağlamda çalışmanın amacı, yeniden işlevlendirilen Tarsus Kültür Evi’ni mekan, kimlik, bellek bileşenleri ile değerlendirmektir. Bu doğrultuda yapı; tarihsel ve kültürel değer, estetik ve sanatsal değer, teknik ve teknolojik değer, özgünlük ve enderlik değeri, anı değeri ve kullanım sürekliliği alt parametrelerinin oluşturduğu mekansal bellek göstergeleri ile Kevin Lynch’in yollar, sınırlar, bölgelerden, işaret öğeleri ve odak noktalarını kapsayan kent imgesi ilkeleri bağlamında irdelenmiştir. 

Mekan, Kimlik, Bellek İzinde Yeniden İşlevlendirme: Tarsus Kültür Evi

Çalışma kapsamında ele alınan Tarsus Kültür Evi, isminden de anlaşıldığı üzere Tarsus kentinde konumlanmaktadır (Şekil 1). Söz konusu kent, Akdeniz bölgesinde yer alan Mersin İlinin en büyük ilçesi olup Berdan ile Tarsus Ovalarından meydana gelmektedir. Geçmişi yaklaşık 8000 yıl öncesine dayanan yerleşimin ılıman iklimi ve Regma Gölü’nün varlığı çeşitli toplumlar tarafından tercih edilmesine ve beraberinde ticari, tarımsal ve kültürel faaliyetlerde ilerlemesine katkı sağlamıştır (Öz, 2012). 

Resim 1. Mersin İli ve Tarsus ilçesi (Deniz, 2021).Image 1. Mersin province and Tarsus district (Deniz, 2021).

Resim 1. Mersin İli ve Tarsus ilçesi (Deniz, 2021). Image 1. Mersin province and Tarsus district (Deniz, 2021).

MÖ 1650’lerde Tarsus’ta ilk yaşayan toplumun Kizzuwatna Krallığı olduğu bilinmektedir. Bu krallıktan sonra kent; Hitit, Kue, Asur, Pers, Kilikya, Selefkos Roma, Bizans, Arap ve Selçuklu medeniyetleri tarafından yönetilse de sık sık el değiştirmiştir. Ancak 1360 yılı itibariyle Memlüklerin himayesine alındıktan sonra yönetim Ramazanoğulları Beyliği’ne bırakılmıştır (Zoroğlu, 2005). Özellikle bu dönemde eğitim ile mimariye verilen önem artmış ve Kubad Paşa Medresesi, Kırkkaşık Bedesteni, Ulu Cami, Şahmeran Hamamı başta olmak üzere pek çok dini, ticaret, eğitim ve hamam yapıları inşa edilmiştir (Sümer, 2007). Fakat Osmanlı hükümdarı Yavuz Sultan Selim Mısır Seferi’nden dönerken Tarsus’u almış ve 20. yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına kadar geçen sürede kentin idaresini devam ettirmiştir (Öz, 1991). 

Geçmişten Günümüze Tarsus Kültür Evi

Tarsus Kültür Evi, 2019 yılında Tarsus Belediyesi’nin başlatmış olduğu restore çalışmaları doğrultusunda Kubad Paşa Medresesi’nin yeniden işlevlendirilmesi sonucunda bu ismi almış ve 27 Aralık 2020 tarihinde Tarsus’un kurtuluş günü etkinlikleri kapsamında kentlinin hizmetine açılarak müze fonksiyonu ile kullanılmaya başlanmıştır. Söz konusu medrese, 1557’de Ramazanoğulları beylerinden Kubad Paşa tarafından kagir yapım tekniği ile tek katlı ve açık avlulu inşa ettirilmiştir (Öz, 1991). Günümüzde Şehitkerim Mahallesi’nde konumlanan yapı, tarihi ticaret merkezinde bulunan Kırkkaşık Bedesteni’nin yaklaşık 150 metre uzağında ve kuzeydoğusunda yer almaktadır (Resim 2). 

Resim 2. Kubad Paşa Medresesi Konumu (Görseller yazar tarafından Yandex Harita ile Tarsus Belediyesi’nden alınan hâlihazır haritanın düzenlenmesiyle oluşturulmuştur).Image 2. Location of Kubad Pasha Madrasah (The images were created by the author, edited the current map from the Municipality of Tarsus with Yandex Map).

Resim 2. Kubad Paşa Medresesi Konumu (Görseller yazar tarafından Yandex Harita ile Tarsus Belediyesi’nden alınan hâlihazır haritanın düzenlenmesiyle oluşturulmuştur). Image 2. Location of Kubad Pasha Madrasah (The images were created by the author, edited the current map from the Municipality of Tarsus with Yandex Map).

Yapının batı cephesinde konumlanan eyvanlı giriş kapısı, Selçuklu mimarisi referans alınarak Taç Kapı biçiminde inşa edilmiştir (Uçar, 2000). Bu Taç’ın, sivri kemerli bir nişi olup medreseye girişi sağlayan kapı ise demir doğramalı basık kemerlidir ve üzerinde de sivri kemer vardır (Tanrıverdi, 2006). Söz konusu kapının her iki tarafında 2’şer adet dikdörtgen biçimli ahşap doğramalı pencere yer almaktadır (Resim 3) 

Resim 3. Kubad Paşa Medresesi batı cephesi.Image 3. Kubad Pasha Madrasah west facade.

Resim 3. Kubad Paşa Medresesi batı cephesi. Image 3. Kubad Pasha Madrasah west facade.

Yapının, dikdörtgen bir formu, avluya açılan 16 tane odası ve her odanın da 1 adet ocağı olup bu bacalar terasta yer almaktadır (Şekil 1). Söz konusu odaların kapıları yuvarlak kemerli, avluya bakan pencereleri ise dikdörtgen bir forma sahiptir. Şekil 1’deki planda belirtilen isimler, günümüzde yeni işlev sonucunda odaların kapılarına yazılan adlardır. Ayrıca eyvanların yanında yer alan odaların üzeri içerden çapraz, diğer odalar ise beşik tonoz ile örtülmüştür. Güney cephede 4 tane yuvarlak kemerli pencere bulunmaktadır (Tanrıverdi, 2006). Demir doğramalı giriş kapısı hariç diğer kapı ile pencerelerin doğraması ise ahşaptır. 

Şekil 1. Günümüzde zemin kat kullanımı (Teker, 2012’den alınarak düzenlenmiştir).Figure 1. Ground floor usage at the present time (Edited from Teker, 2012).

Şekil 1. Günümüzde zemin kat kullanımı (Teker, 2012’den alınarak düzenlenmiştir). Figure 1. Ground floor usage at the present time (Edited from Teker, 2012).

Yapının üzeri ana eyvan hariç teras çatı ile örtülmüştür. Fakat dışardan teras olan giriş eyvanının avluya bakan tarafı, sivri kemere sahiptir. Medreseye girildikten sonra doğuda yer alan, 4 adet basamakla çıkılan ve doğu duvarında bir adet sivri kemerli ahşap pencere bulunan ana eyvanın üzeri ise kubbe ile kapatılmış ve geçiş elemanı olarak pandantif kullanılmıştır (Resim 4). Ayrıca medresenin zemin kat döşemesi taş malzeme ile kaplanmış ve teras kotunda iç ile dış cephelerini çevreleyen taş silme kuşağı vardır.  

Resim 4. Ana Eyvandan giriş kapısına bakış.Image 4. View from the main Iwan to the entrance gate.

Resim 4. Ana Eyvandan giriş kapısına bakış. Image 4. View from the main Iwan to the entrance gate.

1867 yılında onarım geçiren medreseye Arnavut Salih Ağa tarafından minare ilave edilmiştir (Tanrıverdi, 2006). Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonrada yenileme çalışmaları devam etmiş ve 1970’lerde geçirdiği müdahale sonucunda özgünlüğünü büyük ölçüde yitirmiştir (Zoroğu, 1995). 1970-1988 yılları arasında müze olarak kullanılmıştır (Tarsus Belediyesi Arşivi, 2020). 2000 yılından sonra ise giriş kapısının cephedeki kemerli bölümü mermerle kaplanmış ve bu kaplama mevcutta halen varlığını sürdürmektedir. Son olarak 2019 yılında geçirdiği onarım ile avlusunun üzeri kapatılmış, kapı ve pencere doğramaları değiştirilmiş, korkulukları boyanmış, yüzey kirlerden arındırılmış, özelliğini kaybeden kesme taşlar yenilenmiş ve zemin döşemesinin altında tespit edilen mozaikler gün yüzüne çıkarılarak üzeri cam döşeme ile kaplanıp ziyarete açılmıştır (Resim 5). Ayrıca günümüzde yeni işlev sonucunda odalarda ve avluda savaş eşyaları, makinalar, toprak eserler, ev eşyaları, demir işleme figürleri, Tarsus’un tarihi, ev yaşamı ile yöresel kıyafetleri, kentin tarih boyunca sahip olduğu ulaşım özelliği ile dokuma ve tarım kültürü sergilenmektedir (Resim 6).  

Resim 5. Üzeri örtüldükten sonra avlunun giriş kapısından ana eyvana bakış ve sergilenen mozaikler.Image 5. The view from the entrance gate of the courtyard to the main Iwan after it is covered and the mosaics on display.

Resim 5. Üzeri örtüldükten sonra avlunun giriş kapısından ana eyvana bakış ve sergilenen mozaikler. Image 5. The view from the entrance gate of the courtyard to the main Iwan after it is covered and the mosaics on display.

Resim 6. Sırasıyla yöresel kıyafet, tarsus tarihi, ev eşyaları, dokuma-1 odaları.Image 6. Local clothes, history of tarsus, household goods, weaving-1 rooms.

Resim 6. Sırasıyla yöresel kıyafet, tarsus tarihi, ev eşyaları, dokuma-1 odaları. Image 6. Local clothes, history of tarsus, household goods, weaving-1 rooms.

Tarsus Kültür Evi’nin Mekan, Kimlik, Bellek Bileşenleri ile Değerlendirilmesi

Tarsus Kültür Evi, mekan, kimlik, bellek bileşenleri doğrultusunda mekansal bellek göstergeleri ile Kevin Lynch’in kent imgesi ilkeleri bağlamında ele alınmıştır. Lynch’e (2010) göre bir kentin yapı ile kimliğinin tanınmasında işaret öğeleri birer ipucu görevindedir (Lynch, 2010). Dolayısıyla söz konusu yapı; kesme taş malzemesi, dikdörtgen formu, kagir yapım tekniği ile günümüzde inşa edilen modern yapılardan ayrılmakta ve yerleşimin kimliğini yansıtarak kentsel doku içerisinde Tarsus’u simgeleyen işaret öğelerinden biri olmaktadır (Tablo 1). Batı cephesinde bulunan taç kapısı ise bölgede kolayca anımsanmasına katkı sağlamaktadır. Ayrıca yapı, geleneksel yapı elemanları açısından da özgünlüğünü korumaktadır. 

Yapının Fotoğrafı Kent İmgesi Değerlendirme
Fotoğraf: (Teker, 2012) Yollar 
  • Kentin kimliğini yansıtma
  • Bölgeyi ölçeklendirme
  • Aidiyeti sağlama
  • Güven duygusu oluşturma
  • Anımsanma
Bölgeler 
Sınırlar
İşaret Öğeleri *
Odak Noktaları

Tablo 1. Tarsus Kültür Evi’nin Kevin Lynch’in Kent İmgesi ile Değerlendirilmesi
Table 1. Evaluation of Tarsus Culture House with Kevin Lynch’s The Image of the City.

Yapı, mekansal bellek göstergeleri ile değerlendirildiğinde tarihsel ve kültürel değer, estetik ve sanatsal değer, teknik ve teknolojik değer, özgünlük ve enderlik değeri, anı değeri ve kullanım sürekliliği parametreleriyle incelenmiştir. Bu bağlamda özgün işlevinde medrese olan bu yapı, yeni fonksiyon sonucunda kültür evine dönüşürken mimari elemanlarını ve inşa edildiği dönemin özelliklerini koruduğundan özgünlük değeri bakımından başarılı bir çalışma olmuştur. Söz konusu yapıda muhdes ilaveler olmadığından; kesme taş malzemeler varlığını sürdürdüğünden; kapı, pencere ve cephe düzenlerinde değişim yaşanmadığından; zemin döşemeler çoğunlukla niteliğini muhafaza ettiğinden ve iç bölümlerde parçalama ya da bütünleme yapılmadığından mekanlar okunabilmektedir. Ancak 2019 yılında geçirdiği onarım sonucunda avlusunun üzerinin örtülmüş olması yapının kompozisyonu açısından özgünlük değerini sorgulatmaktadır. Nitekim avlunun yarı-açık mekan özelliğinin sürdürülmesi sağlanabilirdi. Ayrıca 16. yüzyıldan beri günümüze ulaşan kentteki tek medrese olması ve yapısal özelliklerini sürdürmesi yapıya enderlik katmaktadır (Tablo 2). 

Yapının Fotoğrafı Mekansal Bellek Göstergeleri Değerlendirme
Tarihsel ve Kültürel Değer
  • Döneminin ve mimari elemanlarının özelliklerini korumaktadır.
  • Okunabilirliğini sürdürmektedir.
  • Avlunun üzerinin örtülmesi özgünlüğünü sorgulatmaktadır.
  • Günümüze ulaşan kalan tek medrese olduğundan ve yapısal özellikleri devam ettiğinden enderlik değeri bulunmaktadır.
Estetik ve Sanatsal Değer
Teknik ve Teknolojik Değer
Özgünlük ve Enderlik Değeri *
Anı Değeri ve Kullanım Sürekliliği

Tablo 2. Tarsus Kültür Evi’nin mekansal Bellek Göstergeleri ile Değerlendirilmesi-1.
Table 2. Evaluation of Tarsus Culture House with Spatial Memory Indicators-1.

Tarsus Kültür Evi; inşa edildiği dönemin mimari, tarihsel ve toplumsal özelliğini temsil ettiğinden birer belge niteliğinde olup bu özellikler hakkında bilgi vermektedir. Bu bağlamda 16. yüzyılda kentte; kesme taş malzeme ve kâgir yapım tekniği ile yapıların yapıldığını, avlulu plan tipolojilerinin yaygın olduğunu, kapı ve pencere doğramalarında ahşap malzemenin kullanıldığını söylemek mümkündür. Dolayısıyla yapının tarihi ile kültürel değeri bulunmaktadır. Ayrıca tarihi yapılar, zamanla içerisinde bulundukları çağın koşul ve isteklerine uyum sağlayamadıklarından tekrardan yaşayan bir varlığa dönüştürülmeleri önem arz etmektedir (Altınoluk, 1998). Nitekim Amsterdam Bildirgesi’nde (1975) dönemin ihtiyaçları doğrultusunda yeni işlevlerin verilmesinin gerekliliği belirtilmiştir (Amsterdam Bildirgesi, 1975). Bu kapsamda Kubad Paşa Medresesi’nin yeniden işlevlendirilmesi sonucu dönüştürüldüğü kültür evi fonksiyonu, ziyaretçilere Tarsus’un somut ve somut olmayan mirası hakkında bilgiler sunduğundan kentin tarihi ile kültürel özelliklerinin öğrenilmesine katkı sağlamaktadır. Fakat söz konusu özellikler hakkında detaylı bir araştırmanın yapılabilmesi ancak disiplinlerarası bir çalışma dâhilinde tek yapı ölçeğinden çıkılarak kentsel dokunun bütünüyle incelenmesi ile sağlanabilmektedir. Ayrıca yeni işlev verilirken cephedeki taş silmeler ile eyvanda yer alan mukarnaslar korunduğundan ve kütlenin mimari karakterinde bir değişikliğe gidilmediğinden estetik ile sanatsal değerler korunmuştur (Tablo 3). 

Yapının Fotoğrafı Mekansal Bellek Göstergeleri Değerlendirme
Tarihsel ve Kültürel Değer *
  • İnşa edildiği dönemin mimari, tarihsel ve toplumsal özelliğini yansıttığından birer belge niteliğindedir.
Estetik ve Sanatsal Değer
Teknik ve Teknolojik Değer
Özgünlük ve Enderlik Değeri
Anı Değeri ve Kullanım Sürekliliği
Yapının Fotoğrafı Mekansal Bellek Göstergeleri Değerlendirme
Tarihsel ve Kültürel Değer
  • Taş silmeler ile eyvanda yer alan mukarnaslar korunmuştur.
  • Kütlenin mimari karakteri devam etmiştir.
Estetik ve Sanatsal Değer *
Teknik ve Teknolojik Değer
Özgünlük ve Enderlik Değeri
Anı Değeri ve Kullanım Sürekliliği

Tablo 3. Tarsus Kültür Evi’nin mekansal Bellek Göstergeleri ile Değerlendirilmesi-2.
Table 3. Evaluation of Tarsus Culture House with Spatial Memory Indicators-2.

Yeni işlev verildikten sonra yapının özgün kâgir sistemi ile kesme taş malzemesi korunmuş ve onarılan bazı bölümlerde de aynı nitelikteki taşların kullanılmasına özen gösterilmiştir. Dolayısıyla söz konusu mekan, döneminin yapım yöntemini yansıttığından teknik ile teknolojik değerini muhafaza etmiştir (Tablo 3). 

Yapının Fotoğrafı Mekansal Bellek Göstergeleri Değerlendirme
Tarihsel ve Kültürel Değer
  • Özgün kâgir sistemi ile kesme taşları korunmuştur.
  • Onarılan bazı bölümlerde ise aynı niteliğe sahip kesme taşların kullanılmasına özen gösterilmiştir.
Estetik ve Sanatsal Değer
Teknik ve Teknolojik Değer *
Özgünlük ve Enderlik Değeri
Anı Değeri ve Kullanım Sürekliliği

Tablo 4. Tarsus Kültür Evi’nin mekansal Bellek Göstergeleri ile Değerlendirilmesi-3.
Table 4. Evaluation of Tarsus Culture House with Spatial Memory Indicators-3.

Tarsus Kültür Evi, yapıldığı yıldan günümüze değin tarihsel süreçte uzun süreli bir kullanım geçirdiğinden döneminin önemli tanıklıklarından biridir. mekan, konumlandığı yere anlam kazandırdığından ve kolayca algılanıp benimsendiğinden kenti simgeleyen işaret öğeleri arasında yer almaktadır. Bu nedenle kullanım sürekliliği ve anı değeri bakımından mekansal belleğin önemli taşıyıcılarından biri olmaktadır (Tablo 5).

Yapının Fotoğrafı Mekansal Bellek Göstergeleri Değerlendirme
Tarihsel ve Kültürel Değer
  • Uzun süreli bir kullanıma sahip olduğundan döneminin önemli tanıklıklarından biridir.
  •  Hem konumlandığı yere anlam kazandırdığından hem de kolayca algılanıp benimsendiğinden kenti simgelemektedir.
Estetik ve Sanatsal Değer
Teknik ve Teknolojik Değer
Özgünlük ve Enderlik Değeri
Anı Değeri ve Kullanım Sürekliliği *

Tablo 5. Tarsus Kültür Evi’nin mekansal Bellek Göstergeleri ile Değerlendirilmesi-4.
Table 5. Evaluation of Tarsus Culture House with Spatial Memory Indicators-4.

Tartışma ve Sonuç

Tarihsel süreç boyunca değişen koşullar ve ihtiyaçlar doğrultusunda sürekli bir devinim halinde olan kentlerin en büyük tanıklıkları arasında mekanlar yer almaktadır. Bu nedenle söz konusu mekanların konumlandıkları yer ile bütünlük kurması sonucunda çeşitli anlamlar kazanmaktadırlar. Nitekim hem mekansal belleği meydana getirmekte hem de kentin kimliğini yansıtmaktadırlar. Dolayısıyla korunarak geleceğe aktarılmaları gerekmektedir. Ayrıca bu yapılar, yapısal yönden güçlü olsalar bile zamanın getirdiği değişimlere ayak uyduramadıklarında muhafaza edilmeleri zorlaştığı için yeniden işlev verilerek günümüze kazandırılmaları ve yaşayan birer varlığa dönüştürülmeleri önem arz etmektedir. Fakat yapının bellek ile kimlik özelliklerini yitirmeyecek çözümlerin getirilmesi sahip olduğu değerlerin sürdürülmesine katkı sunmaktadır. Bu çalışma kapsamında ele alınan Tarsus Kültür Evi ise Kubad Paşa Medrese’nin tekrardan işlevlendirilmesi neticesinde bu ismi alarak varlığını devam ettirmektedir. 

Çalışma boyunca Tarsus Kültür Evi, mekan, kimlik, bellek bileşenleri ile değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda söz konusu yapı, kentin önemli işaret öğelerinden biri olup kentin kimliğini yansıtmış ve yeniden işlevlendirilirken fiziksel bütünlüğü ile beraber mekansal bellek göstergelerini de korumuştur. Müdahale sırasında bu göstergelerin muhafaza edilmesi yapının kimliği ile mekansal belleğin sürekliliği açısından önem arz etmektedir. Özellikle alanda yerinde yapılan gözlemler ışığında kentlinin yeni isminden ziyade eski adı ile yapıyı anımsaması veya tanımlaması anı değerinin devam ettiğini doğrulamaktadır. Ancak onarım doğrultusunda ilave edilen çatının yerine yapının sahip olduğu değerlerin göz önüne alınarak çözüm önerilerinin sunulması, mekansal bellek ile kent kimliğinin gelecek kuşaklara aktarılmasına katkı sağlayacağı öngörülmektedir.  

Kaynaklar

  • Ahunbay Z., (2017), Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon. Yapı Endüstri Merkezi Yayınları, İstanbul.
  • Altınoluk, Ü., (1998), Binaların Yeniden Kullanımı: Program-Tasarım-Uygulama-Kullanım, Yapı Endüstri Merkezi, İstanbul.
  • Çakır H., (2015), Tarihi Yapılarda mekansal Bellek ve İç mekan İlişkisinin İrdelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Beykent Üniversitesi, Türkiye.
  • Çelebioğlu B., Yağan B., Akçabozan Taşkıran A., Uzun Z., (2017), Koruma Ölçütleri, avesis.yildiz.edu.tr/ImageOfByte.aspx?Resim=8&SSNO=4&USER=3461, Erişim Tarihi: 28.01.2022.
  • Deniz, M., (2021), Kentsel Bellek Bağlamında Tarsus Tarihi Ticaret Merkezinin Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Adana. 
  • ICOMOS, (2013), ICOMOS Türkiye Mimari Mirası Koruma Bildirgesi 2013, http://www.icomos.org.tr/?Sayfa=Duyuru&sira=42&dil=en Erişim Tarihi: 28.01.2022.  
  • ICOMOS. (1975), Amsterdam Bildirgesi. http://www.icomos.org.tr/?Sayfa=Digeruluslararasibildirgeler&dil=tr Erişim Tarihi: 22.08.2021.
  • Kuban D., (2016), Mimarlık Kavramları, Yapı Endüstri Merkezi, İstanbul. 
  • Lefebvre, H., (1991), The production of space. London: Blackwell Publishing.
  • Lynch, K., (2010), Kent İmgesi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul.
  • Madran E., (2006), Modern Mimarlık Ürünlerinin Belgelenmesi ve Korunması Süreci İçin Bazı Notlar, http://www.mimarlikdergisi.com/index.cfm?sayfa=mimarlik&DergiSayi=50&RecID=1207 Erişim Tarihi: 28.01.2022.
  • Öz, H., (2012), Yakın Tarihte Tarsus (1850-2000). Alev Dikici Basım ve Ambalaj, Adana.
  • Öz, H., (1991), Tarsus Tarihi, Tarsus Rotary Kulübü ve Tusev Vakfı, İstanbul.
  • Sümer, F., (2007), ‘‘Adana ve Çukurova Yöresinde Beylik Kuran Bir Türkmen Hânedanı Ramazanoğulları’’, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul.
  • Tanrıverdi, H. G., (2006), Tarsus’ta Türk İslam Mimarisi, Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi, Kayseri.
  • Tarsus Belediyesi Arşivi, 22 Kasım 2020. 
  • Teker, G., (2012), Tarsus’ta Kentsel Doku Bağlamında Kızıl Murat Mahallesinin Değerlendirilmesi ve Şahmeran Sokak Sağlıklaştırma Önerisi, Yüksek Lisans Tezi, MSGÜ, İstanbul.
  • Uçar B., (2014), Endüstriyel Miras ve Yeniden İşlevlendirme Kavramları Kapsamında Beykoz Deri ve Kundura Fabrikasının İrdelenmesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, MSGSÜ, İstanbul.
  • Uçar, M., (2000), Tarsus’ta Korunması Gerekli Bölgesel Kent Dokusunun Değerlendirilmesi Üzerine Araştırma, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul.
  • Ural Ş., (2009), Teknik-Teknoloji ve Değerler. https://www.safakural.com/makaleler/teknik-teknoloji-ve-degerler,  Erişim Tarihi: 28.01.2022. 
  • Zoroğlu, L., (1995), Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Adana.