İsviçre’nin Sion kentinde yer alan Medya Kütüphanesi ve Valais Kantonu Arşivi, Cenevre merkezli mimarlık ofisi meier + associés architectes tarafından, kantonun medya kütüphanesi ve devlet arşivlerini çeşitli kültürel organizasyonlarla bir araya getiren bir kültür merkezi olarak tasarlanmış.

İsviçre’de konfederasyonu oluşturan kantonlardan biri olan Valais, ülkenin güneybatısında bulunuyor. Yapının bulunduğu Sion kenti ise, Valais kantonunun merkezi ve kantonun en büyük kenti olma özelliğine sahip. Sion kentinde, eski askeri cephaneliklerinin bulunduğu bölgede yer alan Medya Kütüphanesi ve Valais Kantonu Arşivi, Cenevre merkezli mimarlık ofisi meier + associés architectes tarafından kantonun medya kütüphanesi ve devlet arşivlerini çeşitli kültürel organizasyonlarla bir araya getiren bir kültür merkezi olarak tasarlanmış. Disiplinler arasındaki etkileşimi kolaylaştıran, Valais Arşivi ve kültürel mirasını koruyarak halkın erişimine açık hale getiren yapı, kullanıcıları araştırmaya ve öğrenmeye teşvik ediyor.

Tasarımın en zorlu yanı, bölgenin kuzeyinde bulunan, Mimar Joseph de Kalbermatten’in 1895 yılında yaptığı askeri cephanelik ile güneyde yer alan 1917 yapımı federal cephaneliği uyumlu bir bütün halinde bir araya getirmek olmuş. Sanatçıların buluşma noktası haline gelen ve farklı işlevleri bir araya getiren medya kütüphanesi böylelikle tarihi değeri yüksek bu eski cephaneliklerin korunmasına ve yeniden kullanımına da olanak sağlıyor.

Cephaneliklerin farklı kotlarını birbirine bağlayan yapı, hem bir kolektivite mekânı, hem de herkesin içinden geçtiği bir sirkülasyon mekânı olarak işlev görüyor. Tarihi bir dokuda çağdaş bir dokunuşla ele aldıkları bu kütüphane yapısında tasarımcılar öncelikle bölgenin tarihi özünü korumayı amaçlamış.

Yapının katlanmış gibi duran formunu oluşturan üçgen yüzeylerde Valais’in yerel malzemelerinden olan kaya kristalleri kullanılmış. Cilalı paslanmaz çelik panellerle tamamlanan dış cephe, manzarayı, gökyüzünü ve etrafındaki tarihi binaları yansıtarak sürekli değişen bir cephe halini alıyor. İç mekânlardaki beyaz yüzeylerde ise oluşturulan delik şeklindeki pencerelerle, ışık parçacıkları görünümü yaratılmış. Yapıda aynı zamanda değerli eserleri korumak için iç mekân konforuna ve gerekli teknik altyapıya oldukça önem verilmiş.

İngilizce’den çeviren: Betül Toy