Marmara Mimarlık Günleri TAK’da gerçekleşecek etkinliğinde 13 Aralık tarihinde “Açık Yara” konuşması ile Ömer Selçuk Baz’ı ağırlayacak.

Açık Yara:  “Deprem kısa süreliğine hayatlarımızın içine akut bir gerçek olarak düştü ve çok uzun sürmeden tekrar çıkıp kayboldu. Hayatımızın içinde kaldığı süre zarfında toplumun farklı kesimleri az çok bu acıyı içinde hissetti, insani duyguları ve vicdanı ile hareket etti. Ancak elbette hayatın sürmesi gerekti ve sürdü, sürdürüldü de…

Ben mimarların algıları başka duyulara, olasılıklara, yerlere oluşlara açık insanların, bir çeşit ‘ açık bir yarayla’ yaşadıklarını düşünüyorum. Bu ‘açıklık ve yara’ hem kendi dışında olası pek çok durumu görmeye anlamaya dair bir kabiliyet hem de, istediğinde kapatamadığı sonlandıramadığı bir acı çekme durumu gibi.

Bu pek çok insana göre son derece sürdürülemez süreç, benim için doğal hayatımın bir parçası.
Deprem ise bana bir Antakya’lı olarak yaşanan kayıpların ötesinde çok iyi bildiğim bir gerçekliği tekrar tekrar gösterdi; Yaptığım mimarlığın ve yaşadığım çevrenin ve onun arkasındaki sosyal, kültürel dokunun, gözleri jiletle doğrarcasına acınası halini! Kırılan, yıkılan dekorun arkasındaki çeri, çöpü ve küfü..

Unutmak iyileşmek için gerekli, hayata devam etmek için; şizofrenik biçimde bir yandan sermayeye güya kamu yararına afilli projeler yapmaya devam etmeli mimar bir yandan bir yumurta kabuğu gibi elimizde dağılmış şehrimizle, her şeyimizle yüzleşebilmeliyiz.
Yani açık bir yarayla yaşarken, bir yaranız yokmuş gibi davranmalı, gerektiğinde bir davette usturupluca mimarlıkta konuşabilmelisiniz…”