Farklı disiplinlerden etkilenerek üretimler yapan iki sanatçının eserlerinin kesişimlerine değinen sergi, şehir ve doğa manzaralarını farklı bakış açılarından ele alarak birbirini kapsayan bir beraberlik önerisi sunuyor. Doğa ve şehir manzaralarını kadrajına ve kompozisyonlarına dahil eden sanatçılar üretim biçimlerinin olanaklarıyla farklı pratiklerde birbirini besleyen konulara odaklanıyor. Ci Demi, İstanbul’un detaylarını, sahnelerini ve manzaralarını kullanarak, otobiyografik bir varoluş haritası yaratırken, Umut Toros ise haritasız yaptığı yolculuklar sırasında kentsel bir sistematiğin olmadığı coğrafyalarda kente dair nesneleri soyutlayarak üretimler yapmaktadır. Sanatçıların çalışmalarına yansıyan şehir kesitleri, doğanın içinde yer alan kentsel kalıntılar, terk edilmiş mekanlar, tahrip edilmiş manzaralar aynı zamanda eş zamanlı bir psiko-coğrafya okuması niteliği taşır.