Les Halles Medya Kütüphanesi

Mimari Tasarım
Zita! Damien Guiot Architectes + Urbanistes

Proje Yeri
Courcelles-les-lens, Fransa

Tamamlanma Tarihi
2021

Toplam İnşaat Alanı
1120 m²

Fotoğraflar
Maxime Vermeulen, Nicolas Da Silva

Zita Architect’in eski bir alışveriş merkezinden dönüştürdüğü Les Halles Kütüphanesi, tüm alanı ve kapsayan “yumurta kutusu” şeklindeki kabuklardan oluşan ağı ile uzun süredir terk edilmiş bir yapının yeni kimliğini ortaya çıkarıyor ve dönüştürüyor.

Eski bir alışveriş merkezini bir medya kütüphanesine dönüştürmeyi hedefleyen Les Halles Medya Kütüphanesi her ikisinin de kendine has özelliklerini harmanlayarak bir “tüketim tapınağı”nı “kültür katedrali”ne çeviriyor.

Bu bağlamda proje, ticari yapının niteliklerini – yani sunduğu geniş yüzey alanı ve uzun mesafelerde taşıyıcı duvar ve kolonların olmaması sayesinde sağladığı yerleşim özgürlüğü – korurken kamusal bir yapının asli görevini yürütebilmesi için gerekli koşulları – yani ışık, dışarıya bakış, rahatlık, mekanların kalitesi ve güçlü bir kimlik -sağlıyor.

Sadece birkaç yığma duvar ve alt döşemenin korunduğu bu dönüşüm sürecinde, programın tüm amaçlarını aşan hacimsel bir araçla yeni bir proje kurgulanmış. İnşa sırasında bu tip yapıların en önemli gereksinimlerinden biri olan akustik konfor, tüm alanı ve danışma alanlarını kapsayan “yumurta kutusu” şeklindeki kabuklardan oluşan ağı ile sağlanmış.

Courcelles-lès-Lens’in post-endüstriyel kentsel peyzajını oluşturan evlerin boyutlarına bir referans olan kabukların çoğaltılması, medya kitaplığının yapılı çevreye entegre edilmesine yardımcı oluyor. Mevcut duvarların ötesinde görünen yeni silüet, uzun süredir terk edilmiş bir yapının yeni kimliğini ortaya çıkarıyor ve dönüştürüyor. Bu şekilde, alan için yenilenme ve köklü bir dönüşüm fikrini ortaya koyuyor.

Kabuklar, 750m²’lik bir alan üzerinde herhangi bir yük taşıyıcı elemandan arınmış bir alan yaratarak binanın çevresini saran V-şekilli metal kirişler ağı üzerinde duruyor. Çatının alt tarafını olabildiğince düzenli tutmak için tüm havalandırma ve elektrik ağları önceden V-kirişlere entegre edilmiş.

Her biri özdeş ve en üst yüzeyi cam kaplı olan kabuklar, günün her saatinde medya kütüphanesinin kalbini doğal ışıkla aydınlatırken aynı zamanda gökyüzü, ağaçlar, kilise kulesi gibi manzaralar sunuyor. Bu kabuklar, tüm bina için su yalıtımı sağlayan ve cephelerden vasistas pencerelere kadar uzanan doğal kauçuk membran (EPDM) ile kaplanmış. Korunan tuğla cepheler hariç projenin tüm çevresi camla kaplanarak danışma alanlarından bahçelere uzanan görüş ve erişim sağlanmış.

Kabuklar arasında oluşturulan kanal ağı, yağmur suyunu sergileyen ve tesisin her yerine sızmak ve tamponlamak için tasarlanmış peyzajlı, bitkili kanallara yönlendiren çörtenler tarafından binanın dışına kadar uzatılmış.

Yapıyı bozma ve yeniden inşa etme, çok fazla CO2 ve atık üreten eylemlerdir. Bu projenin çevre üzerindeki etkisini azaltmak amacıyla mümkün olduğu kadar az yapısökümü yapmak çok önemli hale gelmiş. Ayrıca, tesisin kullanımları geliştiğinde, aynı inşaat operasyonlarının birkaç yıl içinde tekrarlanmaması için proje, kullanıcılara herhangi bir taşıyıcı eleman barındırmayan 750m²’lik bir yüzey alanı sağlayarak, esnek ve dönüştürülebilir, mekanın farklı kullanım ve  tahsisatlarını özümseyebilen bir alan yaratıyor. 

Medya kitaplığının alanlarının çoğunun açık olması, simgesel çatı altında, birkaç kapalı ve yalıtılmış işlevin geniş hole dağılmasını sağlıyor. Bu kapalı alanlar, farklı kümeleri ve alanları yapılandıran “kutularda” tanımlanıyor.Bu düzenleme, bölme olmaksızın, mekanların insan ölçeğinde tanımlanmasını mümkün kılıyor.

Bu kutular aynı zamanda mekanların daha da açık olmasını sağlıyor. Duvarlar; sergiler, gösterimler, resim rayları ve raflar için destek olarak tasarlanmış ve bu sayede çizgisel raf ünitelerinden uzaklaşarak sergilere ve farklı tematik alanlar arasında dolaşıma fırsat oluşturuyor.