Kullanılmayan ve Sağlam Yapılar Acil Geçici Barınma İhtiyacı için Çözümlerden Biri Olabilir mi? | Hayalet Hikayeleri
Venedik Bienali 18. Uluslararası Mimarlık Sergisi Türkiye Pavyonu’nun küratörleri SO? Mimarlık ekibi Hayalet Hikayeleri resmi instagram hesaplarından yaptıkları duyuruda “Kullanılmayan ve sağlam yapılar acil geçici barınma ihtiyacı için çözümlerden biri olabilir mi?” konusunu değerlendirmeye açma talebinde bulundular.
Venedik Bienali 18. Uluslararası Mimarlık Sergisi Türkiye Pavyonu’nun küratörleri SO? Mimarlık ekibi “Hayalet Hikayeleri: Mimarlığın Çuval Teorisi” projesi için aralık ayında bir açık çağrıda bulunmuşlardı. Yapmış oldukları açık çağrının amacı, Türkiye’deki kullanılmayan yapı stokunu kolektif olarak belgelemekti. Türkiye’nin dört bir yanından açık çağrıya gelen yanıtlar sayesinde, yüzlerce konuttan oluşan atıl siteler, terkedilmiş üretim yerleşkeleri ve lojmanlar, kısmen ya da tamamı boş gökdelenler, oteller, okullar, hastaneler, restoranlar ve sosyal tesislerden meydana gelen bir arşiv oluşturmaya başladılar.
İnşaatın mekansal ihtiyaçlar için değil ekonomik döngülerin devamlılığı için yapıldığı bir ortamda, yeni yapılar yapmak yerine kullanılmayanları dönüştürmeyi öncelikli olarak gören SO? ekibi 6 Şubat günü yaşanan yıkıcı depremin ardından Hayalet Hikayeleri resmi İnstagram hesabı üzerinden “Kullanılmayan ve sağlam yapılar acil geçici barınma ihtiyacı için çözümlerden biri olabilir mi?” konusunu değerlendirmeye açma talebinde bulundular.
Ekibin instagram sayfasında paylaştıkları duyuruda;
“6 Şubat günü yaşadığımız yıkıcı depremler, ne yazık ki çok daha kritik bir senaryoyu açığa çıkardı. Yaklaşık 13,5 milyon nüfuslu bir bölgeyi etkileyen depremlerde, evini kaybeden yüz binlerce depremzedeye acil olarak geçici barınma alanları sağlanması gerekiyor. Bunun için hâlihazırda kullanımda olan öğrenci yurdu gibi binalar yerine, kullanılmayan ve sağlam durumda olan yapı stokunu değerlendirmeyi tartışmaya açmak istiyoruz.
Türkiye’de yaşanmış olan depremlerden biliyoruz ki, deprem sonrası “geçici barınma” süreleri neredeyse iki yılı bulabiliyor. Öğrenci yurtlarının boşaltılarak geçici barınma alanına dönüşümü yeni mağduriyetler yaratacağı gibi, özellikle çocuklu depremzede ailelerin mekânsal ihtiyaçları için yetersiz kalacaktır. Halbuki, ihtiyaçlara özgü bir planlama ve hızlı bir onarım süreci ile atıl yapıların geçici barınma alanına dönüşmesi çok daha gerçekçi bir çözüm olabilir. Üstelik bu yapılar, başka acil ihtiyaçlar için de kullanılabilir. Eminiz ki ülkemizde bu gibi ihtiyaçlar için yenilemeyi finanse edecek bağışçılar, âtıl mülkünü kullanıma açacak kamu kurumları ya da mal sahipleri ve dönüşümü planlayacak tasarımcılar mevcuttur.” ifadeleri yer alıyor.