Korumada Kent Ölçeği ve Kurumsallık: Metin Sözen

Suha Özkan, Hon. F AIA

24 Temmuz, çay saatiydi. Telefonum çaldı. Bilmediğim bir numaraydı. Açınca pırıl pırıl bildik bir ses: Metin Sözen (1936-2025). Hatır sormak için arıyordu. Sürekli onun bitmez tükenmez enerjisi, hiç bırakmadığı verimliliği ile hep iletişim halinde olduysak da 1992’de Aga Khan Mimarlık Ödülü’nü aldığı Semerkant buluşmamızdan bu yana neredeyse 23 yıldır, yüz yüze gelememiştik.

Hep uzun şakalarla dolu telefonlar, ardından gelen yüklü kitaplar, dergiler iletişimimizin hem temeli hem de şöleniydi. Bir özlem giderici telefon birlikteliği miydi? Yoksa bir veda mıydı? Şimdi düşünüyorum. İçim titriyor. Bir saat, belki de daha uzun konuştuk. Özellikle amacının hiçbir zaman kişisel bir çaba değil, kurumsal oluşum olduğunu yıllarca izlediğimi söyledim. Sevindi. Anlaştık. Dertleştik. Elbette onun Milli Saraylar ve Çekül Vakfı yöneticilikleri unutulmaz. Yönetim modeli ise nesillere örnek olacak bir ibret deneyimi olarak kalacak.

Tarihi Kentler Birliği’nden Melikgazi (Kayseri) Metin Sözen Büyük Ödülü.

Tarihi Kentler Birliği’nden Melikgazi (Kayseri) Metin Sözen Büyük Ödülü.

Yüksek eğitime İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde başladı ve aynı üniversitesinin tarih kürsüsüne 1960 yılında asistan olarak kabul edildi. 1967 yılında girdiği İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nde Tarih ve Restorasyon Kürsüsü’nde asistan, 1973’te doçent, 1979’da profesör oldu.

Aynalıkavak Köşkü.

Aynalıkavak Köşkü.

Beylerbeyi Sarayı Harem Bahçesi.

Beylerbeyi Sarayı Harem Bahçesi.

Halka yönelik etkinliklerden biri.

Halka yönelik etkinliklerden biri.

Metin Sözen’i İstanbul Teknik Üniversitesi’nde doçent olduğu yıl, Mete Tapan (d. 1940) ile birlikte Türkiye İş Bankası yayını olan, Cumhuriyet’in 50’inci yılı kutlaması için hazırladıkları kitap ile tanıdım. Genellikle Cumhuriyet döneminin mimarlığını o döneme katkı verenlerle anan bir seçki niteliğinde olan bu kitap, Cumhuriyet mimarlığı üzerine nitelikli çalışmalar sürdüren Yıldırım Yavuz, İnci Aslanoğlu, Afife Batur, ben ve bize eklenen onlarca yakın dönemle ilgilenen mimarlık tarihçisini yönlendiren kaynak ve esin olageldi. “50 Yılın Türk Mimarisi” (1973) o denli etkili oldu ki, izleyen yarım yüzyılda binlerce belge derlendi, tematik yayınlar üretildi.

Koruma konusunda etkin olabilmek için Türkiye Büyük Millet Meclisi yönetimi altında olan Millî Saraylar Daire Başkanlığı, Bilim ve Değerlendirme Kurulu Başkanlığı yaptı. Bu süre içinde Türkiye’de kolaycı bir salgın olan “müteahhite ihale” ile iş yaptırmak yerine bilgi ve beceriyi içselleştirmek ve kurumsal yapıya katmak üzere işlikler kurmaktı. Kurdu da. Onun inancı beceriyi satın alan değil, üreten, büyük bir kendini adamışlıkla ülkenin gelişimini örgütleyen Kemal Atatürk’ün bir yönetim tarzının izinde, küçük ölçekli ama anlamlı bir üretim modeliydi. Osmanlı ailesinin mülkü addedilen sarayları, parkları, köşkleri TBMM’ne bağlaması, o mülklerin milletin malı olduğunun yasal tesciliydi. Sözen bir yandan koruma ve onarım işlerini sürdürürken, eş zamanlı olarak bu “saltanat” ortamlarını halka açtı. Öylesine başarılı oldu ki; “Saray Parkları Programı” 1992 yılında Semerkant’taki törenle Aga Khan Mimarlık Ödülü alırken çabanın toplumsal yönü hayranlıkla vurgulandı. 

Korumanın geçmişe özlemin (nostalgia) ötesinde, ancak kurumlar ve yönetim erkini elinde bulunduranların katılımı ile gerçekleşebileceğine inanan Sözen iki önemli kuruluşun yapılanmasında önemli anahtar rol oynadı. 1990’da kurduğu Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı onun esprili yaratıcılığı ile düşey doğrultuyu saptayan, binlerce yıldır yapı ustalarının kullandığı çekülü anıştırırken ÇEvre ve KÜLtür sözcüklerinin ilk beş harfini akla getirmek için zekice kullanıyordu.

ÇEKÜL, ülkemizin doğal, tarihsel ve kültürel varlıklarını korumak amacıyla 1990 yılında vakıf statüsünde kuruldu. Kuruluşundan itibaren doğa-kültür-insan arasındaki yaşamsal uyumun savunucusu olan ÇEKÜL, “Doğa ve Kültürle Varız” sloganıyla yaşama geçirdiği proje ve programlarla, en küçük yerleşmeden ülke bütününe açılan bir yaklaşımı benimsedi. ÇEKÜL Anadolu kentlerinde bıraktığı kalıcı izlerle, gönüllü temsilcileri ve uzman kadroları ile doğal ve kültürel mirasın korunması taleplerine yetişmeye çalışan bir sivil toplum kuruluşu oldu.

Sözen’in tarihimize geçecek özellikle kent yöneticilerinin etkin olduğu Tarihi Kentler Birliği (TKB) 2000 yılında, 52 kentle yola çıktı. Öncelikle tarihi ve doğal çevre korumasına yerel yönetim politikalarında ağırlık veren; kent kültürünü, sivil toplum katılımını ve toplumsal duyarlılığı geliştirme çabası içindeki kentlerin kabul edildiği birliğin üye sayısı 400’ü aştı. ÇEKÜL Vakfı’nın, kuruluşuna önayak olduğu ve sekretaryasını yürüttüğü Tarihi Kentler Birliği’nin üyeleri, yıl boyunca farklı kentlerde düzenlenen buluşma ve bölge toplantılarıyla bir araya geliyorlar. Sorunlar ve çözümler paylaşıyorlar.

ÇEKÜL’ün konularını belirlediği ve organizasyonunu yaptığı bu seminerlerin amaçlarından biri üye kent belediyelerinde görev alan, özellikle doğal ve kültürel çevre alanlarında çalışan uzmanların yeni bir bakış açısı kazanmalarını sağlamak. Seminerler ayrıca sivil toplum kuruluşlarından yerel yönetimlere toplumun farklı kesimlerinin kentle ilgili deneyimlerini paylaştığı, verimli tartışmalar yaptığı bir platform olması açısından da önem taşıyor.

Organizasyonun bir günü kent gezilerine ayrılıyor; seminerin yapıldığı kentin hem kültürel hem de doğal varlıkları hakkında bilgi alınıyor. “200 Ortak 200 Eser” programı doğrultusunda üye belediyelere, kentlerindeki kültürel mirası koruma çalışmalarında yapacakları projeler için finansal destek veriliyor. Her yıl “proje”, “uygulama” ve “süreklilik” dallarında düzenlenen Özendirme Yarışması ile, başarılı koruma çalışmaları ödüllendiriliyor, bir katalog ve bir sergi ile kamuoyuna tanıtılıyor. Ayrıca üç ayda bir yayınlanan Geçmişten Geleceğe Yerel Kimlik dergisi ile yapılan çalışmalar tanıtılıyor ve korumaya ilişkin çeşitli konularda incelemeler paylaşılıyor.

Sözen’in varlığının ve emeklerinin simgesi olan aldığı ödülleri buradaki dar alanımızla kısaca anımsatalım. Metin Sözen, TBMM Başkanlığı Kültür ve Sanat Danışmanı, Bilim ve Değerlendirme Kurulu Başkanı olarak, yeniden yapılanma süreci içinde “Devletin Evi Saray” başlığı altında geliştirdiği “Saray Müze”, “Müze İçinde Müze”, “Depo Müze”, “Fabrika Müze” kavramlarının ışığında 1984’i izleyen, 25 yıl içinde Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız saraylarında, Aynalıkavak, Küçüksu, Ihlamur, Beykoz, Maslak kasırlarında ve Yalova Atatürk köşklerinde çalışmalar yönetti. TBMM Başkanlığı “Üstün Hizmet Ödülü”, Kültür ve Turizm Bakanlığı “Koruma Onur Ödülü”, Vakıflar Genel Müdürlüğü “Vakıf İnsan Ödülü”, “Ağa Han Mimarlık Ödülü” ve Kültür ve Turizm Bakanlığı 2007 yılı “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”, 2013 yılında ise “Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü Tarihi Kentler Birliği adına aldı. Çalışmalar yürüttüğü kentlerde ve kurumlarda caddelere, sokaklara, kitaplık ve kültür merkezlerine, çocuk parklarına ismi verildi; üniversitelerin fahri doktora ve kentlerin fahri hemşeriliğine uzanan çok çeşitli değerlendirmelerle nitelendi.

Saymakla bitmeyecek yayınlarını meraklıların aramalarına bırakıp anısına sonsuzluk dileyelim.