Karaköy’de Kültürel Değişim ve Mekânsal Farklılaşma

Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Erdil Polat

Tarih boyunca sosyo-mekânsal farklılaşmaların gerisinde yatan sosyo-kültürel ve ekonomik dinamikler, mimarlık tarihinin cevabını aradığı önemli sorulardan olmuştur. Bu cevabı ararken, “sosyal-mekân” kavramı, mimarlık ve beşeri bilimlerin ara kesitinde, sosyal olanın mekânsal olanı, mekânsal olanın sosyal olanı karşılıklı olarak etkilediği bir ara kesitte karşımıza çıkar.

Bu çalışmanın amacı, son dönemde Beyoğlu-Karaköy mevkii Kemankeş Karamustafa Paşa Mahallesi’nde belirgin göstergeler sunmaya başlayan kültürel farklılaşmaların mekânsal sonuçları üzerine bir anlama ve kültürel fotoğraflama sağlamaktır. Çalışma alanı Doğu’da Denizciler Caddesi, Batı’da Maliye Caddesi, Kuzey’de Necatibey Caddesi ve Güney’de Rıhtım Caddesi ile sınırlandırılmış, söz konusu alandaki mekânsal farklılaşmaların izleri çalışma için bir “prima facie” (ön izlenim) değeri teşkil etmiştir. Söz konusu bölgedeki mekânsal farklılaşmaların belirginliğine karşın çağlar boyunca varlığını büyük ölçüde koruyan sokak dokusu ayrıca ilgi çekici olup, sokak dokularının geçmişten günümüze uzanan bilgi ve belgeler ışığında geçirdiği değişimler, yakın dönemde bölge üzerinde yapılan kimi araştırmalarla entegre olacak biçimde incelenmiştir.

Bu noktada sosyo-kültürel değişimlerin mekânsal farklılaşmalarla karşılıklı bir akışkanlık içerisinde geliştirdiği dönüşümü kültürel bir sürdürülebilirlik çerçevesinden ele alma gayesi, mekânsal farklılaşmayı doğuran sosyo-kültürel etmenlerin kökenleri üzerine bir literatür çalışmasını zorunlu kılmaktadır. Böylece gerek ani olarak gelişen kentsel müdahaleler, gerekse yerinden edilen kimi kültürlerin mekânsal dönüşümlere açık hale gelmesi, kentsel-kültürel akışlarla bağlantılı bir çerçeveden ele alınması gerekmektedir. Bu çalışmanın da, sosyo-kültürel ve mekânsal fotoğraflama çalışması Kemankeş Karamustafa Paşa Mahallesi’nde yaşanmakta olan kültürel ve mekânsal dönüşümün devam ettiği bir evrede, gelecek dönemde yeni dönüşümlere gebe görünen bölgede yapılması düşünülen araştırmalar için bir olarak araştırmacılara fayda sağlaması umulmaktadır.

Geçmişten Günümüze Kemankeş Karamustafa Paşa Mahallesi

Tarih boyunca liman özelliğini koruyan bölge, Galata ve Pera’ya uzanan üretim-ticaret-dağıtım zincirinin kendiliğinden kurulduğu bir gelişimi gözler önüne serer. Kaynaklar, bölgenin, 15. yüzyılın ilk yarısından itibaren, gemi bakım/tamir tesisleri yönünden Marsilya, Venedik, Cenova gibi Akdeniz limanlarıyla benzer özellikler taşıyan bir ticari hareketlilik içerisinde olduğunu doğrulamaktadır (Kazgan 1991). Galata odaklı bu gelişimin 18. yüzyıl sonrası, Fransız Devrimi’nin de etkisiyle sönümlenerek Karaköy ve çevresine odaklanması, Karaköy’deki yapısal dokunun yoğunlaşması sonucunu doğurmuş görünmektedir (M-Wiener, 1998) (Resim 1). Üretim ve ticarete dayalı bu yoğunluk, zamanla daha çok gayrimüslim halkın çoğunlukta olmasıyla beraber, ham madde girişlerinin atölye imalat ve dağıtım zinciriyle örülü ekonomik etkinliğini sürdürülmesi şeklinde kayıtlara geçmiştir (Akın, 1994). 1951 tarihli Mamboury haritasında, limanın hemen ardındaki kıyı boyunca uzanan, doğuda Azapkapı ve Tophane ile sınırlanan bir sur çizgisi dikkati çekmektedir (M-Wiener, 2007) (Resim 2). Kaynaklar bu surların, Azapkapı ve Tophane’den dönerek batıda Şişhane, doğuda eski Bitpazarı yöresine kadar kara surları olarak çıkmakta, Galata Kulesi’ni merkezde bırakmak üzere birleşmekte olduğunu bildirmektedirler (Akın, 1994). Esasen Mumhane Caddesi üzerinden geçip batıda Kılıç Ali Paşa Camii’nin önünden kuzeye dönecek olan bu sur duvarları üzerinde, Resim 2’de renklendirilmiş olarak gösterilen çalışma alanı içerisinde dört sur kapısı yer almaktadır. Bunlar, Galata Şarap İskelesi Sokağı üzerinde Mumhane Kapısı, Fransız Geçidi üzerinde Kireç Kapısı, Murakıp Sokağı üzerinde Eğri Kapısı, Necatibey Caddesi’nin Tophane bölgesinde Tophane Kapısı isimlerini almaktadırlar (Giray Küçük, 2012).

Sokak dokusunun neredeyse tamamının korunarak günümüze ulaştığı, özellikle mahalle kavramı üzerinden kendi kurgusunu yaratan bir düzenin habercisidir. Gerek 1891 tarihli, Mühendis Godeffroy tarafından çizilmiş Galata Planı’ndan elde edilen Kemankeş Karamustafa Paşa Mahallesi (KKPM) detayı, gerekse eski haritalar kapsamında incelenen Alman Mavisi (Dağdelen, 2006) (Resim 3), Pervititch ve Suat Nirven Haritaları’nın (Dağdelen, 1999) (Resim 4, 5) ortaya koyduğu göstergelere baktığımızda, bölgenin yüzyıllar boyu değişmeden varlığını büyük ölçüde koruyan sokak dokusunu okumamız mümkündür (Resim 6, 7). Özellikle Aman Mavisi, Pervititch ve Suat Nirven Haritaları’nın günümüz haritasıyla karşılaştırmalı olarak değerlendirildiği analiz haritaları, sosyo-kültürel ve mekânsal belleğin sürdürülebilir niteliğine ilişkin değerli bir tarihsel arakesiti gözler önüne serer.

Görsel belgeler ve literatürün ortaya koyduğu veriler Karaköy’ün esasen her zaman için Galata ve Beyoğlu ile eş zamanlı olarak, Endüstri Devrimi’nin Osmanlı İmparatorluğu’ndaki yansımalarına ilişkin önemli verileri barındıran bir kültürel arşiv niteliğinde olduğunu gözler önüne sermektedir (Resim 8). Küçükerman ve Kıraç, Karaköy’ü bir liman bölgesi olma bağlamının ötesine taşıyarak, medeniyete ilişkin yeni sayılan her türlü gelişmenin kent yaşamına kabul ve dahil edildiği bir “kapı” olarak nitelemektedir (Küçükerman ve Kıraç, 2012). Bu bağlamda bölge, Beyoğlu ve çevresi için bir ham madde kaynağı, endüstriyel üretime yönelik hammaddelerin tüketim zincirine katılmadan önce uğrak noktası sayıldığı önemli bir durak görevindedir. Yakın geçmişe kadar geçerliliğini koruyan bir eklemlenme kültürüyle, Karaköy’de üretilen, Galata’da işlenen, Beyoğlu’ndaki vitrinlere ulaştığında öncü olarak nitelenen her ürüne ilkel biçimini veren atölye-imalathane kültürünün, uluslararası bir ticaret ağıyla etkileşimli olarak çalıştığı bir sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik bir eklemlenme etkisinden bahsetmek mümkündür.

Özellikle 2000’li yılların başlarına dek, bölgede tarih boyunca kurulmuş olan üretim-ticaret ağının, yerini farklı kentsel-kültürel akışlara bıraktığı görülmektedir. Mahalledeki sosyo-mekânsal değişimi “In Istanbul A Spay of Style” başlığı ile haber yapan The New York Times’ın seyahat bölümü muhabiri Seth Sherwood; “Bir zamanlar gri liman yapılarının yeri olan Karaköy’ün 2010 yılından bu yana yaşadığı kültürel değişim sonucu “Hipsterville” olarak nitelendirilebileceğini” belirtmektedir (URL 2). Benzer biçimde The Guardian’dan da Karaköy’ü “İstanbul’un Yeni Gözde Mekânı” (İstanbul’s New Coolest Hotspot) başlıklı haberlerinde dikkat çekici yönleriyle ele alınmaktadır (URL 3).

Günümüzde, PERPA ve Galataport gibi projeler kapsamında gündeme gelen tartışmalı süreçleriyle birlikte (Şentürk 2009; 72-75) gerek Perşembe Pazarı bölgesine ilişkin oluşan spekülatif iklim, gerekse mahallede gözlemlenen sosyo-mekânsal değişimler, geleneksel eklemlenme mantığından farklı tanımlara ulaştığının haberini vermektedir. Mahalle özelinde bugün, eski atölye ve imalathanelere yönelik, çoğunlukla yeme-içme ve tüketim fonksiyonlarına dayalı renovasyon girişimleri gözlemlenmektedir. Bu durum, gerek PERPA sürecinde olduğu gibi Karaköy esnafının yaşadığı yer değişimi, gerekse Beyoğlu merkezli kentsel müdahalelerle yerinden edilen kültürel kaymaların ortak bir zeminde değerlendirilmesi sonucu, kentsel-kültürel bir refleks olarak yeni kültürün, ev sahibi kültür içerisinde kendi mekânlarını oluşturması, Lefebvre’in sözünü ettiği (Lefebvre, 1991) mekânların “sosyal olarak üretildiği” teoriye ilişkin yerel bir varyasyonu ortaya çıkmaktadır (Resim 9). Nitekim Harvey de (2009) “Sosyal Adalet ve Şehir”de “bir kentteki iktisadi faaliyetlerin yer değiştirmesinin, fırsatların konumunun değişimine” yol açacağı, dolayısıyla bu durumun, pek çok sosyo-kültürel ve ekonomik katmanda kentsel uzama yansımasının kaçınılmaz olacağını gösterir. Ancak bu noktada, yine Harvey’in (2009) “preto optimum (maksimum fayda)” kavramıyla açıkladığı, bireylerin ya da kitlelerin, “öteki” olarak konumlandırdığı karşı duruşun koşullarını etkilemeden, kendi koşullarını kurgulayamayacağı bir sistemi önerme tehlikesi her zaman mevcuttur.

Kültürel Eklemlenme Aracı Olarak Mimarlık

Bu noktada (Kahraman, 1994) yeni oluşan kültürün sağlıklı bir zeminde gelişebilmesinin ön koşulu olarak, kendisinden önceki kültürel süreçlerle eklemlenmesi gerekliliğinin altını çizdiği söylemi hatırlamakta atmakta fayda vardır. Benzer biçimde Sennett’ın 2009 yılında İstanbul’u konu alan Urban Age konferansları kapsamında yaptığı değerlendirmede (Sennett, 2009) İstanbul’daki kentsel müdahalelerin yol açacağı sosyo-mekânsal yer değiştirmelerin, ancak kültürel eklemlenme prensiplerini kapsadığı takdirde başarılı olabileceği, aksi takdirde kentsel uzamda birbiriyle çelişen ya da çatışan kültürel kırılma noktalarına yol açacağına vurgu yaparak, kültürel eklemlenme ve kamusal mekân etkileşimi hakkındaki sözlerine şöyle devam etmektedir.

“[…] Eklem kentlerde gayri resmi kamusal alanın önemi, mekânsal düzen ve kentsel tasarımla ilgili fikirlerimizi, yani eyleme geçirilmiş ve aşırı belirlenmiş kentsel çevrelere sebep olan görüşlerimizi sıkı bir şekilde tartışmamızı gerektiriyor. […] Eğer bu karşılaştığımızı bir tehlike olarak algılayacaksak, karar vericiler, planlamacılar ve mimarlar olarak gayrı resmi kamusal alanı korumak için ne yapmamız gerektiğini incelemeliyiz.” (Sennett 2009; 13).

Sennett bu değerlendirmede, İstanbul gibi kültürel katmanlılığın derin tarihsel köklere sahip olduğu kentleri “eklem-kent” (hinge-city) olarak adlandırmakta, eklem-kentlerde ekonominin belkemiği olarak “gayri resmi kamusal alan” kavramını gündeme getirmektedir. Burada sözü edilen gayri resmi kamusal alan, üretim-dağıtım ve sosyalleşmenin yüzyıllar içerisinde oluşagelen “mahalle” kültürüyle eklemlendiği bir sosyo-kültürel ve ekonomik devinim ağını simgelemektedir. Yıllar içerisinde kendiliğinden gelişmiş bu kültür içerisinde kurulan sosyal ilişkiler ağının, bireylerin ekonomik ve kültürel olarak karşılıklı fayda ilkesine dayalı olarak geliştirdiği iletişimin devamlılığına dayandığına vurgu yapan Sennett, böyle bir tehlikenin ancak “gayri resmi kamusal alana dayalı eklem-kent kültürü” ile önlenebileceğini, yeni olanın eskiyle eklemlendiği süreçlerin kültürel bellekte oluşabilecek kopma ve kırılmaları önleyebileceğini bildirirken, bu değerlendirmeler Mumford’un (1961) merkezileştirmeye yönelik planlamaların kendiliğinden kültürel ve mekânsal süreklilik bağlamında kendiliğinden kurulan bağların zayıflatılmasına yönelik eleştirileriyle birleşmektedir. Mumford bu süreçleri, belediyelerin kendi düzenli gelişimi için gerekli olan arazi üzerindeki denetimi kaybediş süreçleri olarak tanımlarken, bu tip yöntemlerin paradoksal yapısına vurgu yapmaktadır. Merkezileştirişi ticaret ruhunun ana niteliklerinin düzenlilik ve hesaplanabilirliğe vurgu yaparken, diğer taraftan ticaret kenti olarak görülmeye başlanan kentsel mekânın, sosyo-kültürel, ekonomik ve tarihsel verilerinin göz ardı etmesi tehlikesine dikkati çeker.

Gayri resmi kamusal alan konusunda Zukin ise (1995), sözü edilen bu kamusal alanı, kültürel eklemlenmeyi mümkün kılan “sosyal karşılaşmaların” deneyimlendiği kentsel uzamda doğrudan doğruya “sokak” olarak ele almaktadır. Zukin’in sokak kavramının sosyal yönünü ortaya koymasıyla birlikte, kültürel eklemlenmenin şehirdeki kamusal alanın deneyimlendiği, dükkânlar ve parklar gibi gündelik hayatın aktığı her mekânın kentsel kültürle bağlantılı olarak ele alınması gerekliliği doğmaktadır.

Kemankeş Karamustafa Paşa Mahallesi’nde Sosyo-Mekânsal Farklılaşma ve Kültürel Refleksler

Sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik eklemlenme sürecini tamamlamış durumdayken, bölgenin PERPA Organize Sanayii Bölgesi’ne yönlendirilmesi, Beyoğlu’nda gelişen kültürel değişim sonucu yerinden edilen kültürel kitlelerin kendine hazır mekânlar buluşu gibi çeşitli bağlamlarda ilişkilendirilebilecek kentsel müdahalelerin etkisiyle sürekli olarak yer değiştiren kültürel akışlara ev sahipliği yapması kaçınılmaz hale gelmiş görünmektedir. Bu durum, elbette mekânsal bellekte de sürekli olarak değişen bir kamusal kültür ortaya çıkarmaktadır. Sennett’in (2009) ve Mumford’un (1961) uyarıda bulundurduğu üzere, bu değişkenlik karşısındaki kültürel reflekslere dayalı “mekânsal adaptasyon kabiliyeti” ne kadar yüksek olursa, sosyo-kültürel ve sosyo-mekânsal bellek yitimi tehlikesi de o denli yüksek olmaktadır.

2011 verilerine göre giriş katında ticaret-dükkan işlevini sürdürürken üst katlarında iş hanı olarak hizmet veren yapıların çoğunlukta olduğunu görülmektedir (Giray Küçük, Mazlum, 2017). Ancak bugün, yeme-içme, eğlence ve tüketim gibi işlevlere sahip mekânlaşmaların, mevcut dokuyla hızla bütünleşme gayretinde olduğunu görmek mümkündür. Bölgedeki yapılaşmanın karma fonksiyonlu yapısı göz önüne alındığında, 2011 verileri ışığında, giriş kat fonksiyonlarının tüketim odaklı mekânlaşmalarda önemli ölçüde yeniden işlevlendirildiği görülmektedir. Saha çalışmaları kapsamında yürütülen araştırmada elde edilen 2017 yılı fonksiyon analizi, 2011 yılı ile karşılaştırıldığında yeniden işlevlendirilen mekânların büyük çoğunluğunun kafe, restoran ve mağaza satış birimi gibi işlevler yüklenmiş olduğu görülebilir. Aynı zamanda bölgedeki kültür-sanat fonksiyonlarındaki artış da karşılaştırmalı harita incelemelerinde göze çarpmaktadır.

Bölgenin eski işlevlerini temsil eden mekânlar sürekli hale gelen kültürel değişimler sonucunda toplumsal olarak üretilen yeni tüketim mekânlarıyla (Resim 10, 11) birlikteliğinden doğan göstergeler, eskiyle yeni arasındaki zıtlıkların geriliminden beslenen marjinal bir estetiğin gözlemlendiği varyasyonlu sokak dokuları ortaya çıkarmaktadır. Sokaktaki yaşantıda gözlemlenen kültürel katmanlılığın derinleştiği örnekler, eskiyle yeni eklemlenmesinin beklenmedik sonuçlarından doğan “marjinal” kent estetiğinin örneklerini vermekte, daha önce sözü edilen Foucault’un (Foucault, 1975), “heterotopya” kavramını tanımlarken kurduğu “tek bir gerçek mekânın içinde birden çok zaman ve mekân barındıran durumlar” bağlamında kendisini geçerli kılmaktadır.

Sonuç Yerine

Çeşitli süreçler sonucunda terk edilen eski imalâthane ve dükkânları, Beyoğlu’nda sosyo-kültürel bakımdan yersiz yurtsuzlaştırılan kitlelere, Beyoğlu’na alternatif olmaya müsait kentsel boşluklar sunmaktadır. Kemankeş Karamustafa Paşa Mahallesi’nin geçmişten bu yana varlığını sürdüren endüstriyel mirasın, mimari olarak yeniden işlevlendirilmeye müsait mekânlarının cazibesi, bugün adhokratik olarak nitelendirilebilecek öncül örneklerin tohumlarını atmış olduğu söylenebilir (Jencks ve Silver, 1993; Erdil Polat, 2017). Bu bakımdan Kemankeş Karamustafa Paşa Mahallesi’nde gerçekleşen mekânsal farklılaşmaların esnaf eliyle restore edilen dekoratif kodları, bir anlamda bölgenin tarihi mirasıyla uyum içerisinde eklemlendiği düşünülebilir. Eski imalâthane ve dükkânların endüstriyel dokusu, brütal yaklaşımalar ve adhokratik mekânsal çözümlerle, yeniden işlevlendirilen mekânların temel karakteristiğini oluşturmaktadır.

Bu durum, kentsel-kültürel akışlarla sürekli olarak yer değiştiren kültürlerin kendi mekânlarını üretmesi bakımından önemli bir örneği gözler önüne serer. Çeşitli kentsel müdahalelerin kültürü akışkanlaştırarak kentsel hareketliliği devamlı kılması sonucunda kırılganlaşan aidiyet duygusunun irdelenmesinin, kentsel kimliğin tutarlı bir eklemlenme kültürü içerisinde gelişmesini olanaklı kılmadığı sonucuna varmak mümkündür.

Kaynaklar

Akın, N. (1994), “İstanbul’un Batılı Bölgesi”, Arredamento Dekorasyon, Sayı:5, ss. 81-89.

Dağdelen, G. (Der.)(1999), Jacques Pervititch Sigorta Haritaları, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, İstanbul.

Dağdelen, G. (Der.), (2006) “Alman Mavileri 1913-1914”, I.Dünya Savaşı Öncesi İstanbul Haritaları, İstanbul Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü, İstanbul.

Erdil Polat, T. (2017) , “Postmodern Kültürde Adhokratik Süreçler ve Bir Tasarım Stratejisi Olarak Adhosizm”, Yapı, Sayı: 427, ss. 56-64.

Foucault, M. (2006), Hapishanenin Doğuşu (Survellier et Punir Naissance de la Prison, 1975), Çev. Mehmet Ali Kılıçbay (2006), Vol.3, İmge kitabevi, Ankara.

Jencks, N. ve Silver, N. (1973), Adhocism: The Case for Improvisation, Doubleday Company MIT Press, London.

Kahraman, H.B. (1994), Modernite ile Postmodernite Arasında Türkiye, Agora Yay., İstanbul.

Kazgan, H. (1991), Galata Bankerleri, Türk Ekonomi Bankası A.Ş., İstanbul.

Giray Küçük, S. (2012) Karaköy Kemeraltı Bölgesi’nin 20. Yüzyıl Başından Günümüze Gelişimi, Koruma Sorunları ve Öneriler, Yüks. Lis. Tezi,  İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Ana Bilim Dalı, Restorasyon Programı, İstanbul.

Giray Küçük, S., Mazlum D., Karaköy Kemeraltı Bölgesi’nde 19.yy’dan Günümüze Yaşanan Kentsel ve Toplumsal Gelişim, Dönüşüm ve Koruma Sorunları, Tasarım Kuram, sayı: 24, Aralık 2017, ss. 90-111.

Harvey, D. (2009), Sosyal Adalet ve Şehir (Social Justice And the City,1973), Çev. Mehmet Moralı, Vol.3, Metis Yay., İstanbul.

Küçükerman, Ö. ve Kıraç B. (2012), Sanayi Devrimi’nin İstanbul’daki İlk Parlak Ürünü: Beyoğlu, Taç Vakfı Yay., İstanbul.

Lefebvre, H. (1991), The Production of Space (La Production de l’aspace, 1974), Çev. Donald Nicholson-Smith, Basil Blackwell, Oxford.

M-Wiener, W. (1998), Bizans’tan Osmanlı’ya İstanbul Limanı (Die hafen Von Byzantion : Konstantinupolis., 1977) Çev. Erol Özbek, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul.

M-Wiener, W. (2007), İstanbul’un Tarihsel Topoğrafyası, (Bildlexikon zur Topographien Istanbuls., 1977), Çev. Ülker Sayın, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.

Mumford, L. (2007), Tarih Boyunca Kent: Kökenleri, Geçirdiği Dönüşümler ve Geleceği, (The City in History Its Origins, Its Transformations and Its Prospects, 1961), Çev. Gürol Koca ve Tamer Tosun, Ayrıntı Yay., İstanbul.

Sennett R. (2009), İstanbul Within A Europe of Cities (İstanbul ve Şehirler Avrupası), Urban Age Conferences, Istanbul: City of Intersections, LSE Cities, Nov. 2009, 15-17, İstanbul.

Şentürk, Y. (2009), Fragman Bir Kent Kurgusu: 2010 Avrupa Kültür Başkenti, Mimarist, 2009/4, 72-75.

Zukin, S. (1995), The Cultures of Cities, Wiley-Blackwell, London.

URL 1- Isviçre Nestle Arşivi, 2013, Karaköy Nestle Ofisi, Sabit Bey Han, Mimar Vedat Tek. (Erişim tarihi 14.08.2017) http://www.cikolatam.com/nestle-100-yila-askin-bir-suredir-turkiyede/

URL 2- Sherwood, S., 2017, The New York Times,  Seth Sherwood’un haberi. (Erişim tarihi: 08.07.2017) http://www.nytimes.com/slideshow/2013/02/10/travel/20130210-SURFACING-5.html

URL 3- Delin, S., 2013, The Guardian, Sevil Delin’in haberi, 22 Mart 2013. (Erişim tarihi: 07.08.2017) https://www.theguardian.com/travel/2013/mar/22/istanbul-karakoy-top-10-cafes-shops-galleries