Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor’da Türkiye’de Mimarlık Eğitimi Değerlendirildi
Kalebodur’un, toplumu ve mimarlığı ilgilendiren değerlere sahip çıkma misyonuyla gerçekleştirdiği “Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor” söyleşisinin Şubat ayı konuğu Türkiye’de mimarlık alanının etkili isimlerinden Ali Cengizkan oldu.
‘Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor’ söyleşisi kapsamında Prof. Dr. Celal Abdi Güzer’in, alanında öne çıkan isimlerle yaptığı söyleşiler, mimarlığı anlama ve dünyada ses getiren mimarları yakından tanıma imkanı sağlamaya devam ediyor. Şubat ayı söyleşisinde, mimarlığın yanında eğitimci, yazar, şair kimlikleriyle bilinen Ali Cengizkan oldu. Mimarlık eğitimine ilişkin değerlendirmelerini Celal Abdi Güzer’le paylaşan Ali Cengizkan, devlet üniversiteleri ile vakıf üniversiteleri arasındaki farklılıklar üzerine, ODTÜ ve TED Üniversitesi’nde yöneticilik yaptığı dönemlerden gözlemlerini aktardı.
1994-1998 yılları arasında el birliğiyle, Celal Abdi Güzer’in de katkılarıyla ODTÜ’de Mimarlık Bölümü Başkanlığı’nı yürüttüğünü hatırlatan Ali Cengizkan, şunları söyledi: “Herhangi bir eğitim kurumunda yöneticilik yapmak, insanı eğitim alanından koparan bir şey, onu o zaman fark etmiştim. En fazla hayıflandığım konu, stüdyoya yeterince zaman ayıramamaktı. Tabii ODTÜ hepimizin ait olduğu, bize kimliğimizi kazandıran kurum ama belli bir süre içinde yaşlandı. Altmışıncı yılını kutladı, kuşkusuz bu uzun sürenin her anlamda, hele hele Türkiye koşullarında ağırlaşmaya yol açan birtakım sonuçları var. Bürokrasisi yenileştirilmek isteniyor. Doğrusu üç yıllık dekanlık süresince o türden çabalara da çok tanık oldum. Mimarlıkta inovasyona dayalı alanlar ne olabilir diye düşünülüyor ama o hız yine de yetmiyor’’ dedi.
Vakıf üniversiteleri ile devlet üniversitelerindeki imkanları karşılaştıran Cengizkan, ‘’Vakıf üniversitesinde bir devlet üniversitesinde yapılamayacak şeyleri yapabiliyorsunuz; hızlı düzenleme yapmak, hızlı bütçe ayırabilmek, hızla başka kurumsal alt bileşenleri ikna etmek gibi. ODTÜ’de bunların görece çok daha ağır ilerlediğini biliyorum. Buna karşılık vakıf üniversitesinde eğitim ücretli. Gelen öğrenci profilini, bir devlet üniversitesi ile karşılaştırıldığında o düzeye çekmek için çaba göstermek zorundasınız. Ama bu dengeler içinde her iki kurumsallaşmanın kendi içinde çok verimli ve yararlı olduğunu düşünüyorum’’ diye konuştu.