Just Loaf
Künye
Mimari Tasarım
Cochin Creative Collective
Proje Yeri
Bangalore, Hindistan
Tasarım Ekibi
Madhushitha CA, Lijo John Mathew
Toplam İnşaat Alanı
270 m2
Tamamlanma Tarihi
2024
Fotoğraflar
Syam Sreesylam, Naresh Andanayan
Just Loaf ile Cochin Creative Collective, Bangalore şehrindeki kırk yıllık bir beton yapıda iç mekanda ışık alımını artırmak üzere yeniden kurgulanan döşemeleriyle, bir topluluk deneyimi sunuyor.
Just Loaf’un tasarım ekibi, Bangalore’un merkezinde yer alan, ön cephesinde bir yağmur ağacı bulunan kırk yıllık beton yapıdan yola çıkarak tasarlanmış. Tipik kentsel arsa tipolojisinde uygun olarak inşa edilen bina bitişik nizamda yer aldığı için sadece önündeki caddeye ve gökyüzüne büyümeye imkan kalmış. Bu dikeylikten, bölünmüş katlar etrafında planlanmış bir bina tasarımı ortaya çıkmış.
Binanın üzerine monte edilen çarpıcı bir cam çatı bu dikeyliği ifade etmek için ortaya çıkmış. Bu çatı, dışarıdaki yağmur ağacına bir övgü niteliğinde, genellikle ağaçların yaprakları arasından süzülen yumuşak, benekli ışığı temsil ediyor. Ayrıca, çatıyı kutsallaştırma işlemi, yemek yeme amaçlı ve fazla ihtiyaç duyulan zemin alanını artırarak binayı ticari olarak uygulanabilir ve de arsanın yüksek gayrimenkul değerine layık hale getirmiş. Çatı, dikey bir kolonla yapısal olarak zemine sabitlenmiş ve her katta bulunan ortak masaları birbirine bağlarken aynı zamanda estetik bir unsur haline gelmiş. Bina, stratejik eklemelerle gökyüzüne ve önündeki caddeye doğru uzanmış böylece alan ve arazi kullanımı en üst düzeye çıkarılmış.
Sokak, bitki örtüsüyle kaplı tampon bölge ve kahve tezgahı olarak işlev gören dönüştürülmüş bir eşik aracılığıyla binaya taşınarak, aktif bir ön bahçe oluşturmuş. Birinci kattaki balkon korkulukları, sokağa başka bir bakış açısı sunan yüksek bir masaya dönüşmüş. Just Loaf’un ilk versiyonuna tematik olarak benzer şekilde, hizmet edilen ve hizmet eden alanların basit netliğinin altı çizilmiş; her katta ikisini de aynı şekilde ayırmışlar. Topluluk masalarının birbirine bağlanması, alanı ikiye katlayarak devam eden bir hacim illüzyonu yaratan aynalı yüzeylerin tuhaf kullanımıyla daha da vurgulanmış. Sütun da bu tasarımın eğlenceli ve kitsch doğasını yansıtmış ve iç mekanları pop renklerle dolduran, sürekli değişen bir ortam aydınlatma öğesi haline gelmiş. Müşterilere birçok tasarım özgürlüğü sağlayan sütun, standart günlük aydınlatmadan Cadılar Bayramı veya Holi gibi bayramlarda şenlikli, tuhaf versiyonlara dönüşebiliyor.
Renk seçimi, Bangalore’un canlı ve özgün pub kültürünü anımsatırken, siyah beyaz kareli zemin ise Amerikan “diner”larını akla getiriyor. Sınırlı bir alanın kısıtlamaları içinde, malzeme paleti iç hacmi genişletip zenginleştirmeyi başararak müşterilere geniş bir oda illüzyonu yaşatıyor. Dış cephede aynı malzemelerin sürekliliği ve camın akıllı kullanımı, iç ve dış mekanlar arasında kesintisiz bir bağlantı yaratıyor. Sürekli genişleyen bir topluluk masası fikri, dikey hacimleri dramatik bir şekilde birbirine bağlayan zemin döşemesindeki deliklerle ifade edilmiş.
Doğal ışık, aksi takdirde loş ve karanlık kalacak olan alt katlara süzülüyor. En alt katta bile kullanıcılar, delikten gökyüzünü seyretme şansı yakalayabiliyor ve gün boyunca zamanın akışını izleyebiliyor. Böyle sade bir mekan için değişen gölgeler ve azalan gün ışığı süslemeler haline gelmesi performatif bir mekansal oyun ortaya çıkarıyor.








































