İstanbul Manifaturacılar Çarşısı Koruma Çalışmaları

Ayşe Durukan Kopuz, Prof. Dr.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü

Ahmet Bal, Dr. Öğr. Gör.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, İnşaat Teknolojileri Yüksek Okulu

Zengin bir kültürel geçmişe sahip olan İstanbul kentinde, 20. yüzyılda inşa edilmiş yakın tarihli modern mimarlık eserlerine nadiren rastlanmaktadır. Sayılarının az olmasına rağmen, söz konusu yapıların korun(a)maması ise dikkati çeken önemli bir konudur. Bunun sebebi için farklı bakış açıları ileri sürülürken özellikle dönem yapılarının miras değeri taşımadığının üzerinde durulur. Türkiye’de modern mimarlık eserlerinin miras olarak kabulü/kabul edilmemesi hala uzun tartışmalara sahne olmaktadır. Uluslararası platformda da, bu tür yapıların korunması üzerine; UNESCO Dünya Miras Merkezi, DOCOMOMO Uluslararası ve 2005 yılında ICOMOS bilimsel komitesinin çeşitli çalışmalar yaptığı dikkati çekmektedir. Tüm bu örgütlerin modern mimarlık mirasına bakışları karmaşıklıklar içerse de, tarihsel bağlam, detay, malzeme ve mimari anlatımlarının toplumsal, çevresel ve ekonomik değerlerle birlikte ele alınması üzerinde durulduğu izlenir (Yöney, 2014).

Türkiye’de yakın geçmişimize tarihlenen modern mimarlık eserleri, çeşitli düşünce ayrılıklarına sahip bir alandır. Bunun nedeni; zamanla taşıyıcı sistemlerinin zayıflaması, yapıların farklı bir amaçla kullanımı veya tamamen yıkılması ve daha da öte belli bir sistem ve ilkeye bağlı olmadıklarından kaynaklanır. Hatta sınıflandırılmalarında veya miras olarak kabul edilmelerinde hangi zaman aralığının ele alınacağı üzerine bile hala çalışmalar sürmektedir. Ancak Baturayoğlu Yöney (2014) bu konuda DOCOMOMO Uluslararası komitesinin, söz konusu yapılar için çalışma alanını, 1920’ler ve 1975’lerin ortaları arasında inşa edilmiş yapılar olarak sınırlandırıldığını ifade ederek belli bir zaman aralığını tarihleyerek bir öngörü oluşturmuştur (Yöney, 2014). 

Söz konusu dönemde inşa edilen yapılar incelendiğinde, geçmişe göre daha yalın bir ifade sunmalarından dolayı farklı bir bakış açısı içerdiği dikkati çeker (Durukan Kopuz, 2019). Bu konuda yakın tarihli eserlerin “anahtar parçalar (key pieces)” olarak savunulması gerektiğini düşünen Maas (2013), bu yaklaşımı genel bir yol gösterici ilke olarak benimser. Modern dönem eserleri genellikle estetik niteliklerden ve dışavurumculuktan yoksun olduklarından dolayı, bu dönemi çalışmanın zahmetli olduğunu da dile getirir (Maas, 2013). Yakın dönem modern mimari miras için de geçerli olan bu yaklaşımın birçok sebebi vardır. Yapıların yeterince dikkatli kullanılmamaları, zamanla meydana gelen yapısal ve mimari hasarlar, dönem yapılarının yeterince tanınmamaları sayılabilir. Modern mimari miras çalışmanın zorluğu belki de buradan kaynaklanmaktadır. Ancak bu yapıların tanıtımı, yapım hikayeleri yapıdaki yaşanmışlıklar (kullanıcıların hikayeleri) ve mimarların gayretleri döneme aydınlatıcı bir ışık tutmaktadır. Bu makalede, söz konusu döneme ait yapı gruplarından biri olarak İstanbul’da, 1961 yılında yarışma yoluyla elde edilen İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (İMÇ), modern mimari eserlerden biri kabul edilerek, varlığını aynı fonksiyonla devam ettirmesi ve sürdürülebilir olması açısından taşıyıcı sisteminin güçlendirilmesi üzerine odaklanır. 

İMÇ‘nin mimari fonksiyonlarını yerine getirebilmesi işletme yükleri altında taşıyıcı ve taşıyıcı olmayan yapı elemanlarının yeterli güvenlikte olmasına bağlıdır. Yapının kullanımı sırasında oluşabilecek maksimum yük etkilerini genelde düşey (G: sabit ve Q: hareketli) yüklerin yanı sıra yatay yükler (E: deprem, W: rüzgar) oluşturmaktadır. Özellikle deprem yükü yapı, taşıyıcı sisteminin boyutlandırılmasında en etkili parametredir. Türkiye’nin neredeyse tamamı sismik aktiviteye sahiptir. Kuzey Anadolu Fay Hattı İstanbul’da da geçmişte önemli depremlerin oluşumuna yol açmıştır. Deprem bir yapının kullanım ömrü boyunca karşılaştığı en ağır yükleme durumudur. Böyle olduğu halde önemli bir depremin oluşum periyodu tam olarak belirlenememektedir. Bu sebeple yapıların optimum bir mühendislik yaklaşımı ile tasarımlanması çok önemlidir. Depremsellikle ilgili akademik bilgi arttıkça yürürlükteki deprem yönetmelikleri de bu akademik bilgiye paralel olarak güncellenmektedir. Bu çalışmada İMÇ yapılarının sürdürülebilirliğinde deprem etkisine karşı hibrit güçlendirme tekniklerinin uygulanabilirliği araştırılmıştır.

İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (İMÇ) Mimari Dokusu

Bozdoğan Su Kemeri ve Şehzadebaşı Külliyesi’nin yanında, Unkapanı ve Saraçhane arasında, Atatürk Bulvarı üzerinde, tarihi yarımadada yer alan İMÇ yapı grubunun arka silüetinde Süleymaniye Külliyesi, arada da Şeb Sefa Hatun Cami, Vefa ve Molla Gürani Camisi yer almaktadır (Resim 1, Şekil 1, Şekil 2, Şekil 3). Böylesi tarihi bir alana yapılacak yapılar için şehircilik alanında 1958 yılında bir yarışma açılır (İMÇ Müsabakası, 1958). Belediye İmar Müdürlüğü, İller Bankası, İstanbul Planlama Müdürlüğü ve İtalyan şehircilik profesörü Piccinato’nun tavsiyeleri ile incelenen projeler geliştirilmiş, çarşının mimari tasarımı için tekrar 19 Şubat 1960 yılında sınırlandırılmış bir şekilde bir proje yarışması düzenlenmiştir. Yarışmaya katılan 12 proje arasından Doğan Tekeli, Sami Sisa ve Metin Hepgüler’in projesi birinci seçilmiştir. Bu projede, binaların yerleştirilmesinde asıl amaç, Atatürk Bulvarı’nın üst ve alt kısımlarda yer alan blokların sahip oldukları avluların Süleymaniye yönüne doğru açılacak şekilde kütlelerin kırılması olmuştur. Öte yandan çarşıyı oluşturan mağaza birimlerinin büyüklüklerinin tarihi şehir karakterine uyması açısından küçük ve hareketli birimler oluşturulmaya çalışılmıştır (İMÇ Müsabakası, 1960). Arazinin topoğrafyasına uyumu, tarihi çevreye duyarlı oluşu ve esnek bir planlamaya sahip olması bakımından olumlu bulunmuştur. Ancak proje jüri raporuna göre bazı değişiklikler yapılarak 1961-1967 yılları arasında inşa edilmiştir. 

Resim 1. Bozdoğan Su Kemerleri 1940 ve 2019 (URL 1, URL 2).Image 1. Bozdoğan Aqueducts 1940 and 2019 (URL 1, URL 2).

Resim 1. Bozdoğan Su Kemerleri 1940 ve 2019 (URL 1, URL 2). Image 1. Bozdoğan Aqueducts 1940 and 2019 (URL 1, URL 2).

Şekil 1. İMÇ yapı grubunun Türkiye’deki genel konumu.Figure 1. General location of IMC building group in Turkey. 

Şekil 1. İMÇ yapı grubunun Türkiye’deki genel konumu. Figure 1. General location of IMC building group in Turkey.

Şekil 2. İMÇ yapılarının vaziyet planı. Figure 2. Site plan of IMC buildings.

Şekil 2. İMÇ yapılarının vaziyet planı.  Figure 2. Site plan of IMC buildings.

Şekil 3. İMÇ Bozdoğan Su Kemerleri silueti.Figure 3.  Bozdoğan Aqueducts silhouette of IMC.

Şekil 3. İMÇ Bozdoğan Su Kemerleri silueti. Figure 3.  Bozdoğan Aqueducts silhouette of IMC.

İMÇ yapılar grubunun özgünlüğü, değişen tüketim/alışveriş ihtiyaçlarına yeni bir morfoloji sunmasıdır (Şekil 4). Geleneksel çarşı kültürüne yeni bir bakış getirerek, adeta büyük bir alışveriş merkezi (AVM) tarzında, hem işlev hem de mimari açıdan modern dönem ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Görsel olarak kullanıcısının algısını derinleştirmekte, ara sokakları, avluları ve üst kat köprüleri ve çeşitli boşluklarıyla bir bütünlük sunarak tüm mekanların aynı anda algılanmasını sağlamaktadır. Kentlinin belleğinde bir hafıza mekanı olarak yer eden bu yapıları korumak mimari açıdan önem arz etmektedir.

Şekil 4. İMÇ 5. ve 6. Blok yerleşim dokusu.Figure 4. Settlement texture of IMC 5th and 6th block.

Şekil 4. İMÇ 5. ve 6. Blok yerleşim dokusu. Figure 4. Settlement texture of IMC 5th and 6th block.

İstanbul Manifaturacılar Çarşısı; iç-dış ilişkisi, belirgin bir bağlam ifadesi, yapı ve blokların birbirine sokak ve avlularla birleşmesi, yarı açık bir alışveriş merkezi fikri, öte yandan tarihi kent dokusu içerisinde tarihle ilişki kurarak ve ona saygı duyarak yeni yapılar tasarlanması, yapının geleneksel ve modernin yorumu olarak algılanmasını sağlar. Böylece, kent, kültür ve bağlamla olan sıkı ilişkisi ve modernist bir yapı diline sahip olması onu özgün kılmaktadır. 

Yapı tasarımının mekansal kurgusunda, Erkol (2017) mimarların Eminönü’ndeki hanlar ve Amerika’daki alışveriş merkezlerinden ilham aldıklarını belirtir. Projenin ana fikri olan tamamen yayalaştırılmış bir alanda, avlu-sokak ilişkisi her iki yapı tipinde içe dönük bir yaklaşımı baskın kılar. Bu içe dönük yaklaşımda, yapılar avlular etrafına yerleştirilmiş gibi gözükse de saçakların altından gezerek oluşturulan yaya ulaşımı sokak fikrini desteklemektedir (Erkol, 2017). Yaya trafiği araç trafiğinden ayrılarak yayalar için devamlı iç mekanlar çevresinde akıcı bir trafik sağlanması amaçlanmıştır. Üst ölçekten yapıların mimari detay, malzeme ve cephelerine kadar bir özen dikkati çeker (Resim 2, 3, 4, 5).

Resim 2. İMÇ inşaat öncesi arazi görünümü (Doğan Tekeli arşivi, URL 4).Image 2. Land view before construction of IMC (Doğan Tekeli archive, URL 4).

Resim 2. İMÇ inşaat öncesi arazi görünümü (Doğan Tekeli arşivi, URL 4). Image 2. Land view before construction of IMC (Doğan Tekeli archive, URL 4).

Resim 3. İMÇ proje maketi (Doğan Tekeli arşivi, URL 5).Image 3. Project model of IMC (Dogan Tekeli archive, URL 5).

Resim 3. İMÇ proje maketi (Doğan Tekeli arşivi, URL 5). Image 3. Project model of IMC (Dogan Tekeli archive, URL 5).

Resim 4. Yapı grubunun ilk yıllarından görünümler (Salt arşivi, URL 6).Image 4. View from the early years of the building group (Salt archive, URL 6).

Resim 4. Yapı grubunun ilk yıllarından görünümler (Salt arşivi, URL 6). Image 4. View from the early years of the building group (Salt archive, URL 6).

Resim 5. Yapı grubunun ilk yıllarından görünümler (Salt arşivi, URL 6).Image 5. Views from the early years of the building group (Salt archive, URL 6).

Resim 5. Yapı grubunun ilk yıllarından görünümler (Salt arşivi, URL 6). Image 5. Views from the early years of the building group (Salt archive, URL 6).

Günümüze kadar yapının işlevini korumasına karşın, zamanla özgün tasarımları bozulmaya başlamıştır. Bakımsızlık, yapıya çeşitli müdahaleler, malzemelerde değişiklikler bunların başında gelmektedir. İnşa edildiği dönemde İstanbul’da tek seferde yapılan en büyük yapı olarak tanınmıştır. Ancak brüt beton yüzeylerin sıva ve betonla kaplanması, prefabrike kafes cephelerin eskimelerinden dolayı değiştirilmeleri, dükkan cephelerinin tabelalarla kaplanması cephe bütünlüğünün bozulmasına sebep oldu (Erkol, 2017). Diğer bir neden olarak, modern yapı kompleksinin tarihi dokuyu ve ahşap dokulu Süleymaniye Camii’sini tahrip ettiği ileri sürülmüştür (Omay Polat, 2011). Oysaki projenin mimarlarından Tekeli (2006), tasarımlarında Süleymaniye Camii’ne açılacak şekilde alçak ve parçalı kütlelerin, cami ve topoğrafya ile uyumlu, ancak çağdaş mimariyi yansıtan bir tasarım olduğunu belirtirken tam aksi bir savı vurgular (Tekeli, 2006). Ancak 2005 yılından itibaren bu durum ve başka sebepler gösterilerek sorgulanmaya başlanmış ve yapı yıkım tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır. Ancak Cumhuriyet Dönemi’ne ait özgün bir yapı olduğu vurgulanarak 2005 yılında “1. Derece Korunacak Yapılar” olarak tescillenmiştir.

60’lı yıllara ait modern mimarlık ürünü olan İMÇ, geleneksel ve modern birlikteliğine ait mimarlığa modern bir yorum getirmesi, alışveriş için yeni bir mekansal anlatıma sahip olması ve inşaat sırasında yeni teknikler kullanılması gibi yenilikleriyle mimarlık literatürüne katkı sağlamıştır (Kök, 2016), (Resim 6, 7). İstanbul’da benzer dönemde yapılan yapılar için de aynı öneri geçerlidir (Durukan Kopuz ve Bal, 2023).

Bu çalışmada, İMÇ’nin kendi orijinal işleviyle korunması, sadece mimari olarak değil, taşıyıcı sistem açısından da nasıl korunacağı vurgulanacaktır. Tarihi yapıların çoğu zaman korunurken orijinal işlevinden farklı bir amaca hizmet etmesi önerilirken burada taşıyıcı sisteminin güçlendirilmesi sürdürülebilir yapı grubu olarak ele alınarak mimari hayatına devam etmesi önerilir. Ancak mevcut yapıların özgün strüktürel özelliklerini koruyarak yaşatılması, yapıların özgünlüğü açısından önem gösterir. Her yapı grubu için ayrı ayrı hesaplamalar yapılarak, binaların taşıyıcı sistemleri incelenecektir.

Resim 6. İMÇ’dan görünümler (Doğan tekeli arşivi, URL 7).Image 6. Views from IMC (Doğan tekeli archieve, URL 7).

Resim 6. İMÇ’dan görünümler (Doğan tekeli arşivi, URL 7). Image 6. Views from IMC (Doğan tekeli archieve, URL 7).

Resim 7. İMÇ’dan görünümler (Doğan tekeli arşivi, URL 7).Image 7. Views from IMC (Doğan tekeli archieve, URL 7).

Resim 7. İMÇ’dan görünümler (Doğan tekeli arşivi, URL 7). Image 7. Views from IMC (Doğan tekeli archieve, URL 7).

İMÇ Taşıyıcı Sistem ve Hibrit Güçlendirme Tekniği Yaklaşımı 

Betonarme karkas taşıyıcı sistemine sahip yapılar, dönemin nadir ve en büyük işlerinden biri olarak inşa edilmiştir. Yapım tekniği olarak da yeniliklere ayak uydurarak döneme yeni bir bakış getirmiştir. Yapı gruplarının her birinin kendi zeminine özel temel sistemleri ve farklı temel uygulamaları vardır. Bu uygulamaların çoğu ilk kez İMÇ örneğinde uygulanmış ve inşaat açısından da modern bir teknoloji kullanılmıştır (URL 8).  

İMÇ yapıları tasarımının gerçekleştiği yönetmelik olan Türkiye Deprem Yönetmeliği 1961 ve 1963’e uygun olarak inşa edilmiştir. İMÇ yapıları 1975’te köklü bir değişiklik geçiren deprem yönetmeliği (ABYYHY-1975) esaslarına 60’lı yılların güncel teknolojinin kullanılması sebebiyle uygun olduğu görülmüştür. Binanın taşıyıcı sistem hesaplaması için veriler şu şekildedir; toplam 45.000 m² arsaya oturan yapı, 160.000 m² kapalı alandan oluşmaktadır. Rakımı 35 metre, projenin yapılma amacı çarşı, bina önem katsayısı:1 (TBDY 2018’e göre), deprem yer hareketi düzeyi DD-2 (spektral büyüklüklerin 50 yılda aşılma olasılığı %10 ve buna karşı gelen tekrarlanma periyodunun 475 yıl olduğu seyrek deprem yer hareket)dir. Malzeme betonarme ve malzeme türü C20/S220’dir.

İMÇ yapılarının taşıyıcı sistem matematik modelleri öncelikle oluşturulmuştur. Bunun yanında yapı geometrik özellikleri ve yük bilgileri güncel yönetmeliklere göre belirlenmiştir. Yapı mevcut durumunda taşıyıcı sistem güvenliğinin belirlenebilmesi için öngörülen İMÇ yapıları için alınan yük değerleri şu şekildedir: 

  • Kar Yükü: 0,75 KN/m² TS498,SF:7,çizelge:4), 
  • Döşeme Sabit Yükü (G1): Döşeme: =2,5 KN/m² Sıva: 0,4 KN/m² Kaplama: 0,54 KN/m² ve  G1= 3,44 KN/m²
  • Döşeme Hareketli Yükü (Q): 5 KN/m² TS498,SF:13, çizelge:7)  TS500 hareketli yük kombinasyonu pd=1,4G+1,6Q=(1,4.3,44)+(1,6.5)= 12,816 KN/m²
  • Duvar Yükü: 7,54KN/m²
  • Deprem yer hareketli düzeyi: DD-2
  • Bina önem katsayısı:1,0 BKS=3 (SF:15,tablo:3.1.) Bina yükseklik sınıfı: BYS=5 (sf:17,tablo:3.3.)
  • Rüzgar yükü: W=1,23 KN/m²

İMÇ yapıları betonarme hesapları yapım yılında yürürlükte olan “emniyet gerilmeleri yöntemi” ile tasarlanmıştır. TS500’de yapılan değişikliklerin ardından günümüzde “taşıma gücü esaslı yöntemler”’ kullanılmaktadır. Yapıların mevcut durum betonarme kesit kontrolleri güncel TS500’e uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Yapısal modellemelerde SAP2000 V14.1 analiz programı kullanılmıştır. 

6. Blok için gerçekleştirilen yapısal model çalışmalarının ardından yapının güncel yönetmeliklere göre güçlendirme çalışmasına ihtiyaç duyduğu belirlenmiştir. Güçlendirme bir yapının yük taşıma kapasitesini, rijitliğini ve sünekliğini veya bunlardan bazılarını hasar öncesi veya mevcut durumun üzerine çıkarmak amacıyla yapılan çalışmadır. (İlki ve BASF, 2012). Betonarme yapıların güçlendirilmesinde dört alternatif bulunmaktadır. Bunlardan birincisi kolonların betonarme ile mantolanması (yapıda ilave perdeler oluşturulması), ikinci alternatif yapının çelik çaprazlar ve çelik ceketlemedir. Geleneksel bu güçlendirme yöntemleri hem uygulama ve inşaat sürelerinin uzun olması hem de ekonomiklik düzeyinin yüksekliği sebebiyle optimum çözümler oluşturamamaktadır (Bal ve Kılıç, 2018). Bu iki alternatif güçlendirme yöntemi geçen geleneksel güçlendirme yöntemlerini oluşturmaktadır. Bu yöntemler yapının mimari fonksiyonlarını yerine getirmesine engel durumlar oluşturmaktadır. Örneğin ilave perde eklenmesi ve mantolama kat planlarında kullanımını engellemektedir. Üçüncü ve dördüncü alternatif ise lifli polimerler ile güçlendirme ve davranış kontrollü güçlendirme tekniklerinin (aktif ve pasif sönümleyiciler vs.) kullanımıdır. Hibrit güçlendirme tekniğinde ise yapı dayanım ve süneklik kapasitesini lifli polimerler ile arttırmayı; yapı yanal rijitliğini arttırmada ise mimari fonksiyonu bozmayacak geleneksel çapraz yada burkulması önlenmiş çapraz (BÖÇ) kullanılmasını kapsamaktadır. İnci ve Çelik (2011) çalışmalarında BÖÇ kullanımı ile betonarme çerçevelerin güçlendirilmesi konusunda önemli analitik çalışmalar gerçekleştirmiştir.

İMÇ bloklarında taşıyıcı sistemin güçlendirilmesi için ön koşul yeterli yanal rijitliğin sağlanmasıdır. Yanal rijitliğin artırılarak deplasmanın yönetmelikte verilen 0.0035Σh ya da 0.02Σh/R değerlerinden daha küçük olarak sağlanması güçlendirmenin temel prensiplerinden olmalıdır. Bu doğrultuda İMÇ blokları taşıyıcı sisteminde CFRP ve gerekli bölgelerde çelik çapraz detaylandırmaları ile uygulanacak hibrit güçlendirme ile yapı deprem performansı artırılabilirliği araştırılmıştır. Hibrit güçlendirme tekniğinin en önemli bileşeni lifli polimer ile güçlendirme CFRP karbon esaslı yüksek dayanımlı liflerin epoksi vb. reçineler ile yapı elemanlarının yüzeylerine farklı yöntemlerle ve şekillerle yapıştırılmasıyla elde edilen, yapının dayanım, süneklik kapasitesini arttırmaktadır (Bal A., Kılıç A.M.,2018).

Sonuç ve Değerlendirme 

Bu çalışmada, Türkiye’de geç dönem modern mimarlık mirasının nadir örneklerinden biri olan İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (İMÇ), yapı grupları taşıyıcı sistem açısından incelenerek çarşının korunarak orijinal işlevine devam ettirilmesi hedeflenmiştir. Öncesinde mimari bakımdan özgünlüklerine dikkat çekilerek kent ve modern mimari belleğimizin korunmaya değer yapıları olduğu vurgulanmıştır. Bu amaçla yapıların taşıyıcı sistem açısından kurgulanması sağlanmıştır.

Özgün bir modern mimari dile sahip olan İMÇ yapısı, tarihsel ve kültürel bağlam ile kurdukları ilişki, brüt beton ve prefabrik kafes sistem kullanılan cepheleri, sokak avlu ilişkileri, mekansal kurgularındaki han ve yarı açık alışveriş merkezlerine referans vermesi Türkiye’de ilk büyük ölçekli açık AVM olması gibi modern yaklaşımlar içermektedir.

Ancak günümüzde birçok modern mimarlık ürünlerinin özgün mimarisini yitirmesi ve tehdit altında olmasından dolayı, İMÇ yapısının taşıyıcı sisteminin güçlendirilerek yaşamına devam ettirilmesi önerilmektedir. Yasal açıdan tescilli olmasına karşın, yıkımla karşı karşıya kalmış olmasından dolayı yapı önem göstermektedir. Cumhuriyet Dönemine ait yakın tarihli bu yapıların korunmasına yönelik çalışmalarının sayısının arttırılması ve belgeleme yönteminin bu anlamda etkili olacağı düşünülmektedir.

Günümüzde modern mimarlık ürünlerinin mimari işlevlerini, işletme yükleri ve sismik etkiler altında yapısal güvenliğinin tesis edilerek yerine getirilmesi ancak yenilikçi ve teknolojik güçlendirme yöntemlerinin uygulanmasına bağlıdır. Hibrit güçlendirme teknikleri geleneksel güçlendirme yöntemlerine kıyasla ekonomik ve mimari işlevlere zarar vermeyen çözümleri kapsamaktadır. Yapısal ve mimari bütünlük açısından korunması gereken İMÇ gibi modern mimarlık ürünleri deprem gibi oluşabilecek risk faktörleri altında güvenli hale getirilip yeni kuşaklara aktarılması büyük önem taşımaktadır.

Not

  1. Bu çalışmadaki çizimlere “Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarlığı” ve “Taşıyıcı Sistemler” derslerinde bulunan; Hajrije Popova, Badenur Baran, Mohammed Shukuralsrraf, Muhammed Onur Mandacı, Adem Ağrı, Serap Yalçın, Adilhan Gül, İrem Özer, Malak Abdulkarim adlı öğrenciler katkıda bulunmuştur. 

Kaynaklar

  • ABYYHY-1975. (1975). Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik 1975. Türkiye.
  • Atalay H.M., Aynur S., (2017). Betonarme Çerçeve Yapıların Çelik Çaprazlarla Güçlendirilmesi. 4.Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı, Eskişehir (2017).
  • Bal A., Kılıç A.M., (2018). Mevcut Beş Katlı Betonarme Bir Konut Yapısının Lifli Polimerler (Frp) İle Güçlendirilmesinin Araştırılması. 2.Uluslararası Mimarlık Kongresi, Çanakkale.
  • Bal A., (2022). Mevcut Betonarme Binaların Burkulması Önlenmiş Çaprazlar (Böç) İle Davranış Kontrollü Güçlendirilmesi, Doktora Tezi, İTÜ, İstanbul.
  • Baturayoğlu Yöney, N. (2014). “Modern Mimarlık Mirasının Kabulü ve Korunması: Uluslararası Ölçüt ve İlkelere İlişkin Bir Değerlendirme”, Restorasyon-Konservasyon Çalışmaları, c. 1, S. 17, s. 62-74.
  • Erkol, İ. (2017). Yerel ile Evrenselin Ara Kesitinde Mimarlık: İstanbul Manifaturacılar Çarşısı. At the Intersection of Local and Global: İstanbul Manifaturacılar Çarşısı], Mimarlık, 396, 56-62.
  • DBYYHY-2007. (2007). Deprem Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik 2007. Türkiye: AFAD.
  • Durukan Kopuz, A. (2019). Modern Mimarlık Mirası Bağlamında Adana İller Bankası Yerleşkesi’nin (1974) Değerlendirilmesi. Tasarım+ Kuram, 15(28), 212-221.
  • Durukan Kopuz, A.; Bal, A. (2023).The conservation of modern architectural heritage buildings in Turkey: İstanbul Hilton and İstanbul Çınar Hotel as a case study. Ain Shams Eng. J. 2023, 14, 101918.
  • İlki, A. BASF, (2012). Lifli Polimer (FRP) Güçlendirme Sistemi.
  • İnci, İ; Çelik, O. (2011). Betonarme Çerçevelerin Burkulması Önlenmiş Çaprazlar (BÖÇ) ile Depreme Karşı Güçlendirilmesi. 4. Ulusal Çelik Yapılar Sempozyumu, İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi, Düzenleyen: İnşaat Mühendisleri Odası, İstanbul, 149-158.
  • İstanbul Manifaturacılar Çarşısı Müsabakası, (1958), Arkitekt, Cilt: 1958 Sayı: 1958-02 (291), s. 87-92.
  • İstanbul Manifaturacılar Çarşısı Müsabakası, (1960), Yazar(lar): Doğan Tekeli, Sami Sisa, Metin Hepgüler, Arkitekt, Cilt: 1960 Sayı: 1960-03 (300), s. 122-132.
  • Kızılkayak, G. (2009), İmeceden İMÇ’ye. İstanbul, İMÇ Yayınları.
  • Kök, S. (2016), 20. Yüzyıl modern mimarlık mirasının değerlendirilmesi: İMÇ örneği (Doctoral dissertation, Fen Bilimleri Enstitüsü).
  • Maas, A. (2013), “How to Put a Black Box in a Showcase: History of Science Museums and Recent Heritage”, Studies in History and Philosophy of Science Part A, Vol. 44, Issue 4 (December), s. 660-668.
  • SAP2000 V14.1 Structural Analysis Program. (2009). Yapısal Analiz Programı. ABD: Computers and Structures Inc.
  • Omay Polat, E. (2011), “İstanbul’da Modern Olmak”, Mimar.ist, S. 39 (Bahar), s. 55-60.
  • Takeuchi, T., & Sütcü, F. (2014, Kasım). Sunum. Davranış Kontrollü Güçlendirme 
  • Teknikleri ve Uygulama Örnekleri Sunumu. İstanbul: İTÜ- Mimarlık Fak. Taşkışla.
  • TBDY2018-AFAD. (2018). Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018. Türkiye.
  • Tekeli, D. (2006), İstanbul Manifaturacılar Çarşısı Hikayesi. Mühendislik Mimarlık Öyküleri-2 içinde (s.261-280), Ankara: TMMOB Yayını.
  • URL-1: https://tr.pinterest.com/pin/346495765062008952/?nic_v3=1a73rbO6U 
  • URL-2: https://tr.pinterest.com/pin/1002121354558487750/?nic_v3=1a73rbO6U
  • URL-3: https://v3.arkitera.com/h17765-imc-bloklari-nin-yikilmasi-uzerine.html
  • URL-4: https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/204599
  • URL-5: https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/204603
  • URL-6: https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/204618
  • URL-7: https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/204604
  • URL-8: http://alarkocarrier.com/tr/Dosya/AlarkoTarihinden