İpek Baycan Architects, Elazığ Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’ni Tasarladı
İpek Baycan Architects tarafından tasarlanan Elazığ Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde farklı geçirgenlik, malzeme ve renklerle sağlanan kontrast, yapının karakteristiğinde önemli rol oynuyor.
İpek Baycan Architects imzası ile çalışmalarına devam eden Mimar İpek Baycan Magriso’nun tasarımını gerçekleştirdiği, sağlık merkezi kimliğine uygun yapısal malzemelerle şekillenen Elazığ Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, arsa oturumunda bağlamı ile hassas bir ilişki kuruyor. Yatay sirkülasyon ve giriş bölümünün yapının geri kalanındaki farklı geçirgenlikteki camlara kontrast oluşturarak şeffaflaşması ve kütlelerin ayrımının vurgulanması yapının karakteristiğinde önemli bir rol oynayarak alışılagelmedik bir cephe görüntüsü ortaya çıkarıyor.
Mevcut arsanın yöneliminden maksimum fayda sağlayan yapı, iki ana bloğun arsanın çeperlerine paralel yerleşerek yükselmesinden oluşuyor. İşlevlerine göre ayrışan iki kütlenin kompozisyonunda kontrast malzeme ve dokular dikkat çekerken, farklı çeperlere hizalanan kütleler arasında kalan şeffaf bölüm yatay sirkülasyona ayrılarak muayene odaları ile kamusal alanları birbirinden ayırıp mahremiyet sağlıyor.
Bünyesinde bir ameliyathane ile 14 ağız ve diş sağlığı muayene odası bulunduran poliklinikte VIP kliniklerin ve hasta odalarının da yer aldığı ikinci kat sayesinde donanımlı bir ağız ve diş sağlığı merkezi oluşturulmuş. Her bir kata ait geniş bekleme alanları ikincil bir koridor ile muayene odalarının doktor dolaşımından ayrılmasını sağlıyor. Düşey sirkülasyonun direkt bağlandığı bekleme alanları ziyaretçilerine sıcak ve interaktif bir ortam sunarken yapının teras katında yer alan personel donatıları hekimlerin ve çalışanların ihtiyaçlarını karşılar nitelikte tasarlanmış.
Zemin kat bekleme ve giriş bölümü aksı cephesinin saydamlaşması ile kendini dışarıdan okutarak, sağlık merkezi ziyaretçilerine de davetkar bir giriş sunuyor. Zemin kat planlamasının kalbinde yer alan resepsiyon ve görüşme odası iç mekanda kompakt bir biçimde kendini gösteriyor. Tüm klinik odalarının kendi bünyelerinde barındırılacak olan görüşme alanları ile kurgulanarak ferah bir muayene ortamının yaratılması hedefleniyor.
Yapının karakteristiğinde önemli rol oynayan kontrast; klinik bölümleri ve servis bölümlerini birbirinden radikal renk değişimleri ile ayırıyor. Beyaz camların farklı opaklıklar ile ayrıştığı bölümde klinik muayene odaları yer alırken; yapının ana düşey sirkülasyonlarının ve servislerinin yer aldığı bölüm antrasit renginde camdan ve bazalt taşlardan oluşuyor. Yerel taşlar ve camdan oluşan cephede ise bazalt ve kireçtaşına başvuruluyor. Ana prensipte iki bölüme ayrılan yapı, cephede kurgulanan taş-cam kompozisyonu ile bir kez daha ayrılıyor. Giydirme cam cepheler alışılmış kullanımının aksine farklı açıklıklar tanımlaması ile öne çıkıyor. Yapının özgün cephesi, iç mekan fonksiyonlarını yansıtacak tutarlılıkta tasarlanmış.