II. Bayezid Hamamı Türk Hamam Kültürü Müzesi Restorasyon Uygulaması

Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller
Y. Mimar Tuğba Barlık Vardı
Y. Mimar Serda Torus 

Restorasyon Projesi
Kemal Kutgün Eyüpgiller, Anfora Mimarlık Restorasyon Ltd. Şti.

Müze Uygulama
Nurhan Atasoy, Prof. Dr.

Restorasyon Uygulama
Aksan İnşaat Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti., Delta İnşaat Danışmanlık San. ve Tic. Ltd. Şti., NACESE İnşaat ve Ticaret Anonim Şti.

Restorasyon Tarihçesi
Sultan II. Bayezid’in, olasılıkla 1501-1506 yılları arasında yaptırdığı külliyenin bir parçası olan II. Bayezid Hamamı’nın 20. yüzyılın ortalarına doğru terk edildiği bilinmektedir. Tarihi İstanbul’un en önemli arterlerinden eski “Divan Yolu” üzerinde yer alan ve kentin en büyük ikinci hamamı olan görkemli yapı ne yazık ki yıllardır bir harabe görünümündeydi. Tarihi Yarımada’nın merkezinde, çok önemli bir noktada yer almasına, her gün önünden binlerce İstanbullunun ve yerli yabancı turistin geçmesine karşın, çeşitli nedenlerle kaderine terk edilmişti. Kültür mirasımızın bu seçkin örneğinin perişanlığı uzmanlar için olduğu gibi, kentlilik bilincine sahip İstanbullular için de üzüntü kaynağıydı.

II. Bayezid Hamamı’nın restorasyonunun ilk kez 1950’lerde gündeme geldiği Koruma Kurulu Arşivi’ndeki belgelerden anlaşılmaktadır. 1954’te Hamamın o dönemki sahibi yapıyı çarşı olarak kullanmak istemişse de uygulamaya geçilmemiştir. 1956 yılında GEEAYK yapının restore edilmesi yolunda karar almış, ancak, bu restorasyon 1964 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yapılabilmiştir. Yapının “planetaryum”a dönüştürülmesi fikri ise ilk kez 1970 yılında gündeme gelmiştir. Dönemin İÜ Rektörü Prof. Dr. Nazım Terzioğlu’nun bu konuda epeyce çaba harcadığı, bu amaçla 1973 yılında üniversitenin yapıyı kısmen onardığı anlaşılmaktadır. Çalışmaların yarım kalmasının ardından 1978 yılında hamam “İÜ Sergi Evi” olarak yeniden işlevlendirmek istenmiş, bu çabalar da boşa gitmiştir.

Dosyalar dolusu belgenin tanıklığıyla öğrendiğimiz yıllarca süren kurtarma çabaları 2002 yılında somut bir çözüm aşamasına gelmiştir. Bu dönemde İstanbul Üniversitesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi arasında imzalanan protokol uyarınca hamamın “Restorasyon ve Yeniden İşlevlendirme Projeleri”nin hazırlanmasına İTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerince başlanılmıştır. Restorasyon Projesi’nin müellifliği Prof. Dr. K. Kutgün Eyüpgiller ve Prof. Dr. Ahmet Ersen tarafından üstlenilmiş, yapının statik güçlendirilmesi kapsamında Prof. Dr. Kaya Özgen, yeniden işlevlendirilmesi kapsamında da Prof. Dr. Hasan Şener ve Prof. Dr. Sinan M. Şener proje ekibinde yer almışlardır. “II. Bayezid Hamamı Restorasyon, Güçlendirme ve Yeniden İşlevlendirme Projeleri” 2003 yılının Haziran ayında tamamlanarak ilgili Koruma Kurulu’na gönderilmiş ve onaylanmıştır.

Uzunca bir süre askıya alınan çalışma, İstanbul Valiliği’nin devreye girmesiyle 2005 yılının Temmuz ayında yeniden canlanmıştır. Valilik tarafından Hamam’da düzenlenen basın toplantısında İl Özel İdaresi’nin restorasyon çalışması için 3.5 trilyon TL ödenek ayırdığı ve çalışmaların 2 yılda tamamlanmasının öngörüldüğü bildirilmiştir.

Bütçenin yetersizliği nedeniyle sürenin bitiminde çalışmalara yeniden ara verilmiştir. İdarenin taleplerinin değişmesine bağlı olarak 2009 yılında İstanbul İl Özel İdaresi “II. Beyazıt Hamamı Çevre ve İç Mekan Düzenleme Projeleri”ni hazırlamak üzere Anfora Mimarlık Restorasyon Tas. Dan. ve İnş. Ltd. Şti.’ni görevlendirmiş, projenin tamamlanmasının ardından, 21.06.2010 tarihinde ilgili koruma kurulundan onay alınmıştır. Yeni proje kapsamında hamamın, İstanbul Üniversitesi’ne bağlı sosyal ve kültürel merkez olarak işlevlendirilmesi hedeflenmiştir.

2011 yılında yapının işlevinin müze olarak bir kez daha değiştirilmesi yönünde, İstanbul Üniversitesi, Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı ile Anfora Mimarlık Restorasyon Tas. Dan. ve İnş. Ltd. Şti. arasında yeni bir protokol imzalanmış ve II. Bayezid Hamamı İstanbul Üniversitesi bünyesinde hizmet verecek bir “Kültür Mirası Merkezi” olarak yeniden projelendirilmiştir. Bu bağlamda, hamamın İstanbul Üniversitesi’nin sahip olduğu çeşitli koleksiyonların zaman zaman sergileneceği bir müze/sergi binası olarak düzenlenmesi öngörülmüştür. Erkekler soyunmalığı ana “değişken” sergi mekanı olarak planlanmış, ılıklık ve sıcaklık mekânları ise hamam kültürüne ait kalıcı sergi alanlarına ayrılmıştır. Proje ve uygulama aşamaları genel olarak

Prof. Dr. K. Kutgün Eyüpgiller’in denetiminde gerçekleştirilmiş, yapının müze olarak kullanımı Sayın Prof. Dr. Nurhan Atasoy’un yönetiminde planlanmıştır. Hazırlanan projeler ilgili koruma kuruluna yeniden sunularak 2011 yılı içerisinde gerekli onay alınmıştır.

Hazırlık aşamalarının ardından uygulamaya geçilmiş ve hamamın restorasyonu tamamlanarak, “II. Bayezid Türk Hamam Kültürü Müzesi” 26.05.2015 günü, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve önceki rektör Prof. Dr. Yunus Söylet’in de katıldığı bir törenle hizmete açılmıştır.

Restorasyon Uygulaması

II. Bayezid Hamamı Restorasyonu İstanbul İl Özel İdaresi’nce 2005 yılında ihaleye çıkarılmış, iş Aksan İnşaat Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti tarafından üstlenilmiştir. Uygulamanın kontrolü İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü elemanlarınca gerçekleştirilmiştir.

Müdahale yöntemleri: II. Bayezid Hamamı’nda öncelikli müdahale, yapının strüktürel olarak güçlendirilmesi olarak belirlenmiştir. Soyunmalık bölümünü doğu-batı doğrultusunda kateden çatlağın onarımı uygulamanın en önemli aşamalarından birini oluşturmuştur.

Üst yapıdaki çatlağa yapılacak müdahalenin paralelinde yapının zeminle ilgili sorunlarının çözümlenmesi öngörülmüştür. Öncelikle zemine gömülü duvarların ve temellerin durumu kazıyla saptanmıştır. Yol kotunun düşürülmesi nedeniyle açıkta kalan soyunmalık bölümünün güney duvarının temelleri içten ve dıştan betonarme sistemlerle desteklenmiştir. İki yeni betonarme duvar, tarihi duvar içerisinden yatayda birbirine bağlanmıştır. Temel duvarlarının betonarme duvarlarla desteklenmesinden önce buradaki figürlü antik taşlar koruma altına alınmış ve zarar görmeleri önlenmiştir.

Ana kubbeler üzerindeki çatlak, yaklaşık 1.00 metre eninde açılmış ve kilit örgü sistemiyle yeniden örülmüştür. Bu bölge güçlendirici elyaf bantlar+polimer modifiye harç ile ayrıca desteklenmiştir. Aynı tür elyaf bantlar ana kubbelerin kasnaklarında da kullanılmıştır. Bu amaçla kubbe kasnak cidarı sökülmüş, elyaf bantlar yerleştirildikten sonra cidar yeniden örülmüştür. Enjeksiyon harcı ile dokunun güçlendirilmesi hedeflenmiştir. Ek bir önlem olarak, soyunmalıkların kubbeleri, kasnak düzeyinde paslanmaz çelik gergilerle karşılıklı olarak bağlanmıştır.

Hamamın ılıklık ve sıcaklık bölümlerinin üzerindeki yaklaşık 1,5 metrelik dolgu toprak ilk aşamada kaldırılmış ve yapının üst örtüsü açığa çıkartılmıştır. Yapının çevresinde zaman içerisinde yükselen kot, yapılan kazıyla özgün olduğu düşünülen düzeye indirilmiştir.

Ilıklık ve sıcaklık bölümlerinin kubbelerinin yok olan kısımları projesine göre bütünlenmiş, hasarlı olan kısımlar ise yenilenmiştir. Gerekli sağlamlaştırma uygulamasından sonra kubbelerin üzeri horasan harcı ile sıvanmış ve geleneksel çamur harcı ile sıvandıktan sonra kurşun kaplanmıştır.

Beden duvarlarında yapı taşlarının yer yer hasarlı olduğu görülmüş, bu nedenle özellikle güney cephede kapsamlı taş yenilemesi zorunlu olmuştur. Dayanımını yitirmiş taşlar sökülmüş, bu aşamada açığa çıkan hatıl boşlukları temizlenerek demir donatılı hatıllar yapılmış, boşluklar hidrolik kireç takviyeli enjeksiyon harcı ile doldurulmuştur.

Statik projesi uyarınca beden duvarları içten çepeçevre paslanmaz çelik gergi ve halatlarla sarılmıştır. Bu amaçla duvarlar karot delgi yöntemiyle delinmiş, oluşan deliklerden gergiler geçirilerek, cephede bulonlarla sabitlenmiştir.

Yapının strüktürel olarak güçlendirilmesinden sonra, ince işlere geçilmiş, hamamın iç duvarları küfeki tozu katkılı harç ile sıvanmıştır. Ilıklık ve sıcaklık kubbelerindeki hasar görmüş mukarnas ve pandantifler özgün detayına göre yer yer bütünlenmiş, yer yer yenilenmiştir. Soğukluk bölümündeki alçı içlik vitray pencereler var olan detaya göre yeniden yapılmıştır. Hamamın özgün dekorasyonuna ait malakari motiflerden korunabilecek olanların aynen korunması ve konsodilasyonu yoluna gidilmiş, yok olan bölümler özgün izlere göre tamamlanmıştır. Define arayıcılar tarafından büyük ölçüde tahrip edilmiş olan cehennemlikler temizlenmiş, hipokaust ayaklarından yok olanlar yeniden yapılarak döşeme oluşturulmuştur. Bu bağlamda, hamamın döşeme altına yerleştirilen tesisatla ısıtılmasına karar verilmiştir. Yapının yeniden hamam olarak kullanılması ön görülmemekle birlikte, gerektiğinde devreye sokulmak üzere geleneksel tesisat altyapısı yerleştirilmiştir.

II. Bayezid Hamamı, ilk aşama ihale kapsamında yaşanan restorasyon süreciyle strüktürel olarak güçlendirilmiş, mimari ve tarihsel bütünlüğünü geri kazanmıştır. Bu uygulamanın ardından hamam olarak kullanılabileceği gibi, çağdaş yeni işlevlere de tahsis edilebilecek durumdadır. İlk aşama ihale, finans yetersizliği nedeniyle yapının yeniden işlevlendirme projesinin uygulanmasına olanak vermemiştir. Bu arada, ilk aşamada yapı için belirlenen planetaryum işlevinin uygun olmayacağı anlaşılmış ve işlev değişikliğine karar verilmiştir.

İkinci aşama uygulama ihalesi kapsamında hamamın İstanbul Üniversitesi’ne bağlı “Kültür Mirası Merkezi” adı altında bir sergi ve kültür evi olarak düzenlenmesine karar verilmiştir. İstanbul İl Özel İdaresi’nin gerçekleştirdiği bu ihaleyi Delta İnşaat Danışmanlık San. ve Tic. Ltd. Şti. üstlenmiş, ihale kapsamında binanın iklimlendirme, aydınlatma ve çevre düzenleme çalışmaları yapılmış, küçük onarımlar gerçekleştirilmiştir. Uygulama İstanbul İl Özel İdaresi’nin denetiminde yapılmıştır.

Uygulamada görev alan son firma, NACESE İnş. ve Tic. Anonim Şti., Prof. Dr. Nurhan Atasoy’un değerli katkıları ve özverili yönetimiyle hamamın müzeye dönüşümü sürecinin son aşamasını gerçekleştirmiştir. Bu kapsamda kadınlar soyunmalığında ahşap şirvan, erkekler soyunmalığında akustik duvar panoları ve bütün mekanlarda ahşap-camekanlı vitrin sergileme üniteleri ve müze işlevinin gerektirdiği bütün tesisat uygulamaları gerçekleştirilmiştir.

Yeni İşlev
İdare ile yapılan görüşmelerin ardından II. Bayezid Hamamı’nın İstanbul Üniversitesi’nin sahip olduğu çeşitli koleksiyonların zaman zaman sergileneceği bir müze/sergi binası olarak düzenlenmesi gerçekleştirilmiştir. Erkekler soyunmalığı ana sergi mekanını oluşturmuş, ılıklık ve sıcaklık mekanları ikincil sergi alanları olarak değerlendirilmiştir.

Sergi/müze binasının ana girişi kadınlar soyunmalığı tarafından düzenlenmiş, girişte çelik strüktürlü, cam rüzgarlık ve güvenlik x-ray cihazı yer almıştır. Giriş mekanının güneyi güvenlik görevlisi odası, bilet satış-danışma birimlerini barındırmakta kuzey yönde, vestiyer ve ziyaretçi dolapları yer almaktadır. Soyunmalığın güneydoğu köşesinde şirvana çıkış sağlayan merdiven düzenlenmiştir.

Erkekler soyunmalığı ana sergi mekanı olarak düzenlenmiştir. Bu amaçla çeşitli sergi üniteleri kullanılarak farklı boyutlarda nesnelerin sergilenebilmesi için olanak yaratılmıştır. Sergi işlevinin zorunlu kıldığı tesisat altyapısını gizlemek ve var olan mermer döşemenin zarar görmesini engellemek amacıyla bu mekanın yükseltilmiş ahşap döşemeyle kaplanmasına karar verilmiştir. Stand üniteleri bu döşemeye oturacak, her türlü tesisat alttan ulaştırılacaktır. Belirlenen bölgelerde mermer döşemenin görülebilmesi için gerekli düzenleme yapılmıştır.

Çıplak bir mekan olarak soyunmalık akustik açıdan çınlamaya elverişli bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, hem akustik sorunları çözmek hem de sergi mekanına katkıda bulunmak üzere erkekler soyunmalığının dört duvarının 3,12 metre yüksekliğine kadar panolarla kaplanmıştır. Bu panolar, alüminyum/çelik taşıyıcı bir sistemle duvarlara taşıtılmış, az sayıda bağlantı elemanı kullanılarak, duvarların en az düzeyde zarar görmesi sağlanmıştır. Panolar ile duvar arasında yeterli boşluk bırakılarak, gerekli tesisat buradan geçirilmiştir. Söz konusu panolar, zaman içerisinde düzenlenecek çeşitli sergilerin niteliğine göre farklı desenlerde giydirilecektir.

Giriş mekanı/fuaye olarak düzenlenen kadınlar soyunmalığında, yeni işlevin çeşitli gereksinimlerini üstlenmesi amacıyla şirvan oluşturulmasına karar verilmiştir. Şirvan, geleneksel hamam mimarisinin bilinen bir öğesi olarak Osmanlı döneminde yaygınlıkla kullanılmıştır. Bayezid Hamamı’nın şirvanı hakkında ne yazık ki elimizde bir bulgu yoktur. Ancak, İstanbul’daki en eski ve en önemli hamamlardan biri olan bu hamamda geleneksel düzenin canlandırılmasının uygun olacağı düşünülmüştür. Ayrıca, Hamamın yeni işlevi bağlamında yapıya zarar verebilecek pek çok öğenin bu alanda gizlenmesi hedeflenmiştir. Dolayısıyla, Osmanlı hamamlarının öteki örnekleri incelenerek, analoji yoluyla geleneksel şirvan tasarlanmıştır. Şirvana mekanın güneydoğusundaki merdivende çıkış verilmiş, çıkılan noktada güney doğrultuda müze kütüphanesine, öteki yönde ise çeşitli büro ve depo hacimlerine yer verilmiştir.

Sergi mekanında duvarlarda yer alacak panoların ses düzenine katkıda bulunacağı, ancak, uygun akustik düzey için yeterli olmayacağı bilinmektedir. 15 metre çapındaki ana kubbe yoğun çınlamaya yol açmaktadır. Akustik uzmanları ile yapılan görüşmeler sonucunda ses tutucu düzenlemeler için altyapı oluşturulmasına karar verilmiştir. Kubbe tromplarının alt hizasında karşılıklı bağlanacak ikişer çelik halat/gerginin bu alt yapıyı oluşturması, anılan çelik halatlara bağlanacak/sarılacak/asılacak tekstil ürünleri ile ses düzeyinin kontrol altına alınması planlanmıştır. Bu yaklaşımla, sayısız farklı çözüm ile hem akustiğin çözümlenmesi hem de mekanın mimari kudretinin artırılması olanaklı olacaktır. Kubbe örtülü hacimlerde çınlamanın en çok kubbe merkezinde oluştuğu bilgisinden yola çıkılarak, 6 metre çapında metal bir çemberin yukarıda anılan çelik halatlarla aynı noktalara, ancak daha alt kotta yer alacak biçimde asılması ve bu çemberin akustik düzenleme tasarımında olduğu kadar, aydınlatma elemanlarını taşımak üzere de kullanılması öngörülmüştür. Akustik ve aydınlatma ile ilgili bu uygulamalar ne yazık ki henüz gerçekleştirilememiştir.

Çevre Düzenlemesi
Hamamın çevresinde yapılan kazılarda kuzeyde bulunduğu öngörülen külhan/odun deposunun dış duvarı net bir biçimde açığa çıkartılmıştır. Böylelikle, 2003-2004 döneminde yapılan rölöve – restitüsyon aşamasında analojik olarak çizimlerde yer verilen külhan dış duvarı kesinlik kazanmıştır. Kazılarda külhan dış duvarıyla birlikte başka yapı kalıntılarına da ulaşılmıştır. Külhan bölümünün doğusunda yer alan ve anlamlı bir bütün oluşturmayan kalıntıların ağırlıklı olarak geç dönem (20. yy dönümü) konutlarına ait olduğu düşünülmektedir. Kazı neticesinde doğu cephenin kuzey ucunda ulaşılan tonozlu mekânın 20. yüzyılın başlarında o noktada yer aldığı bilinen geleneksel konutun altyapısı olabileceği gibi, daha önceki yüzyıllarda hamama çeşitli gereksinimleri karşılamak üzere eklenmiş bir mekan olabileceği de düşünülmektedir. Bu yapı kalıntısı onarılarak hamam bütünü içerisinde değerlendirilmiştir.

Külhan/odun deposu bölümünün zemin kotu, çevre düzenlemesi kotunun 2,86 metre altında kalmaktadır. Bu mekanın kazıdan çıktığı haliyle bırakılması halinde çöplüğe dönüşeceği, su birikintisi oluşacağı aşikardır. Öte yandan, bu mekanın yeniden toprak doldurulması, geleneksel hamam mimarisinin ayrılmaz/asli bir unsuru olan külhan bölümünün yok edilmesi anlamına gelecektir. Bu bağlamda, külhanın geleneksel konturlarında, geleneksel malzeme kullanılarak (ahşap taşıyıcılı çatı sistemi ve kurşun kaplama)  özgün kütlesinde ayağa kaldırılması ve hamamın yeni işlevine kafeterya olarak dahil edilmesine karar verilmiştir.

Son Söz
Kültür varlığı bir yapının restorasyonu söz konusu olduğunda, atılacak ilk adım o yapının belgelenmesidir. Hassas yöntemlerle yapılacak belgeleme/rölöve çalışması yapının yeniden yaşama döndürülmesi sürecinde alınacak kararların sağlıklı ve doğru olması için zorunludur. İkinci aşama ise yapının özgün durumunun araştırılması ve yapım tarihinden bugüne geçirdiği değişimlerin proje halinde ortaya konması, teknik deyişle restitüsyondur. Bir restorasyon projesinin hazırlanması ise ancak rölöve ve restitüsyon aşamalarında elde edilecek bilgiler ışığında gerçekleştirilebilir. Son aşama ise, hazırlanan projenin hayata geçirilmesi anlamına gelen uygulamadır. Proje aşamasında alınan kararlar ne denli sağlıklı olursa olsun, bu kararları uygulamaya niyetli, koruma bilinci ve deneyimine sahip mal sahibi ve müteahhit firma olmadıkça harcanan emeklerin ve çabaların hedefine ulaşması olanaklı değildir. II. Bayezid Hamamı bu açıdan şanslı bir örnek olarak gösterilebilir. Disiplinlerarası kalabalık ve özverili bir kadroyla, uzun uğraşlar sonucunda restore edilerek, hem geçmişine uygun bir işlev kazandırılmış, hem de kültür varlığı olarak kültür tarihine ışık tutan müze işlevi ile yeniden yaşama döndürülmüştür. Bu başarıya ulaşma yolunda emeği geçen, işçisinden ustasına, uygulamacısından yöneticisine, proje ekibinden kontrölüne çalışmaya katkısı olan herkesin içten bir teşekkürü hak ettiğini düşünüyoruz.

Not
Yapının restorasyon sonrası güncel fotoğraflarını çeken Sayın Mıgırdiç Arzivyan’a teşekkür ederiz.

Kısa Restorasyon Kaynakçası

  • Eyüpgiller, K. K.; Ersen, A.; Özgen, K.; Barlık, T.; “II. Bayezid Hamamı Restorasyon Projesi”, YAPI Dergisi, S.287, s.92-98, Ekim 2005.
  • Eyüpgiller, K. K.; “II. Bayezid Hamamı Restorasyon Uygulaması”, Kargir Yapılarda Koruma ve Onarım Semineri II, s.54-61, 16-17 Aralık 2010, İstanbul