Steimle Architekten tasarımı HLC Ludwigsburg Konut ve Ofis Projesi, çeşitlilik ve ortaklıkla sağlanan bir kentsel bütünlük içerisinde, sakinlerine ve ziyaretçilerine özel alanlar sağlarken aynı zamanda komünite ve aidiyet bilinci oluşturabilecekleri ortak alanlar barındırıyor.

Steimle Architekten tarafından geliştirilen yeni konut ve ticari işlevli proje, “boşluğu doldurmaktan” daha fazlasını amaçlayan şehir içi yeniden yoğunlaştırma projesinin bir parçasını oluşturuyor. Binalar arasında merkezi bir konumda yer alan boşluk ve park alanlarıyla bitişikteki istenmeyen arka bahçe durumu, Ludwigsburg şehrinin Karlstrasse’sindeki tren istasyonunun yakınındaki mahalleyi iyileştiren ve yeniden tanımlayan kimlik yaratan bir yere dönüştürülüyor. Bina topluluğu, kamusal, yarı kamusal ve özel alanlar arasında akıcı geçişler ve iyi altyapı temini ve bağlantıları ile şehir merkezinde çağdaş bir yaşam sunuyor. Hibrit mahallede, kamusal ve ortak kullanılan alanlarda kesişen yaşam ve çalışma doğrudan etkileşim içinde gerçekleşiyor.

Kısıtlayıcı noktalar tarafından belirlenen arazideki bina küplerinin ince formülasyonu, sosyal ve ekonomik olarak optimize edilmiş kullanım yönü göz önüne alınarak geliştirilmiş. Açık, farklılaşmış bir yapıda, kentsel tane boyutu ve yükseklik gelişimi çevredeki farklı tipolojilerden türetilen 3 poligonal kule bloğu oluşturulmuş. Mahallenin mevcut durumuyla hassas bir şekilde ilgilenen yeni bina topluluğu, görsel geçirgenliğin yanı sıra daireler için mümkün olan en iyi yönlendirmeyi ve güneş ışığını sunuyor. Binaların kaydırılmasıyla kentsel düzende iki korunaklı, çekici ve sosyal açıdan güvenli alan elde edilmiş. Bu iki giriş avlusu hem bir adres hem de bir işaret sancağı olarak davranıyor. Yeni konut bölgesine geçişi işaret ediyor ve planlama alanını Karlstrasse’nin gelişim eksenine bağlıyor.

Caddeye bakan ön bina bir ofis ve ticaret binası olarak tasarlanmış ve kompakt bir yapı olarak konut mahallesinin başlangıcını işaret ediyor. Mahallenin iç kısmında yer alan iki konut binasının girişleri ve adresleri, iki yeşil avluya açık bir referans veriyor. Zemin kat, üç kule bloğunu hem yapısal hem de ortak anlamda birbirine bağlıyor. Zemin kat bölgesi, sakinlere toplantı ve ortak faaliyetler için bir alan olarak hizmet veriyor. Üst katlara erişim, her durumda merkezi bir erişim çekirdeği üzerinden sağlanıyor. Bir ila dört odalı 18 apartman dairesi, her katta bir ila üç birim olacak şekilde düzenlenmiş ve hepsinde engelsiz erişim bulunuyor.

En üst katlardaki çatı terasları Ludwigsburg şehrinin harika manzarasını sunarken, her konut biriminin iki yeşil ve sessiz avluya bakan güneşli bir balkonu bulunuyor. Binaların zemin kat üzerinden birbirine bağlanması, hem özel hem de ortak çatı teraslarının ve zemin katın üstünde çatı bahçelerinin oluşturulmasına olanak sağlıyor. Cephe tasarımı, çevredeki Wilhelminian villalarının yüksek pencerelerine dayanıyor. Ön bina, kentsel bağlamda eğimli bir çatı ile daha katı bir pencere düzenlemesi ile karakterize ediliyor. Dış cephede, dayanıklı klinker tuğla cephenin ölçülü ancak vurgulu görünümü ile bina yapıları için kimlik oluşturucu bir tasarım ve malzeme konsepti seçilmiş.

Bina topluluğunun kentsel bütünlüğü, aynı zamanda çeşitliliği ve ortaklıkları tarafından yaratılıyor. Kullanıcılar ve sakinler, formülasyonunda bireysellik ve mahremiyet için alan ve aynı zamanda dengeli bir topluluk duygusu sunan mahalleleriyle özdeşleşiyor.