Hep Daha Yüksek Beklentiler: Deneyim Ekonomisi Çağında Asma Tavanların Rolü
Geçmişte her ortama belirli bir işlev karşılık geliyordu. Hastane tedavilerin yapıldığı bir yerdi, okul öğrenim yeriydi, ofis sadece işe adanan bir ortamdı. Bugün ise, bir mekan artık sadece bir mekan değil.
Deneyim Ekonomisi cağında her ortam ayni zamanda yeni bir deneyim sunuyor. Mekanlar sosyal medya, Google gibi kanallar ile dünyaya açılarak bu platformlardaki yorum, paylaşım ve değerlendirmelerle ayni zamanda sanal bir yansıma ve karşılık da elde ediyor. Bu değişim en standart ortak çevrenin bile paylaşım ve sürekli geri bildirim konusu haline geldiği, hafızalarda daha fazla yer ettiği bir donemi de beraberinde getiriyor.
Olumlu etkiler getiren bu gelişme, mekanların sorumlularını son kullanıcılar için giderek daha özel deneyimler oluşturmaya teşvik ederek, yapıcı rekabeti desteklemektedir. Bu etki tüm sektörlerde geçerlidir: örneğin eğitim sektöründe, olumlu eleştiriler almak, öğrencileri ve yatırımcıları çekmeye katkı sağlar, yine bunun gibi sağlık sektöründe, hastanelerin değerlendirilmesi hem konfor hem de hizmet kalitesine dayanır. Müşterilerin ziyaret süresini artırmayı hedefleyen perakende sektörüne ayrılmış mekanlar, her geçen gün eğlence ve zevk anları yaşanacak yerlere dönüşüyor. Bu bağlamda, tasarımcılardan ve mimarlardan beklenen, beklentileri daima yükselterek, deneyime değer katmalarıdır. – Akustik asma tavan çözümlerinin üretimi ve pazarlamasında uzmanlaşmış şirket – Armstrong Ceiling Solutions, asma tavanların tasarımının bu amaca ulaşmada nasıl merkezi bir rol üstlendiğine ilişkin derinlemesine bir bakış sunuyor.
Asma tavanlar; titiz bir tasarım ve dikkatli malzeme seçimi yapıldığı takdirde , ışığı yayma, akustiği düzenleme, hava kalitesini iyileştirme ve fazlasını yapabilme performansları göstererek, basit ve işlevsel bir alanı, ilgi uyandırabilecek duyusal bir uyarana dönüştürebilir. Bu açıdan asma tavan mekan içerisindeki en önemlii mimari elemanlardan birisidir.
Duyuların etki alanında, ışık çok önemlidir.. Asma tavanda ışık yansıması açısından üstün teknolojik performans garanti eden mineral fiber panellerle gerçekleştirilmiş modüler asma tavan tasarımları, mekan içerisinde kilit bir rol oynamaktadır: Panel yüzeyindeki saf beyaz renklendirme, genel bir huzur ve refah duygusu uyandırarak, içeridekilerin verimliliğini ve konsantrasyonunu artırır, odaların içine doğru kalibre edilmiş doğal ışık yayar.
Asma tavanlar, benzer şekilde, ortamı keyifli hale getirmek için mekanların görsel algısını güzelleştirmeye katkıda bulunur. Ada tavan sistemleri hem tavanı gizlemeye hem de dinamik ortamları biçimlendirmeye imkan tanıyarak, aynı zamanda sesi doğru şekilde sönümleme veya yönlendirmeyi sağlar. Sınıflarda ve oditoryumlarda oldukça elzem olan, sesin yönlendirilmesi ve emilimi arasındaki akustik denge; öğretmenlerin sesinin duyulmasını ve öğrencilerin gürültüsünün sönümlenmesini sağlayarak daha etkili eğitim ortamını garanti eder. Ada tavanlar, mekanı daha konforlu hale getiren bir mimari eleman olarak da kullanabilir. Örneğin, hastaneleri daha samimi ve konuksever kılarken aynı zamanda mükemmel bir konsantrasyon seviyesi de sağlayarak kalabalık mekanlarda dahi gürültüyü azaltıp, hastane çalışanları için çalışmayı, hastalar için daha sakin bir ortam yaratmayı mümkün hale getirir.
Uyum içinde bir arada bulunan farklı unsurlar arasındaki mükemmel denge, paylaşımın mekanlara değer kattığı ve Deneyim Ekonomisi için yeni ufuklar açtığı ortamda mekanın fiziksel
özelliklerinden ötesine çıkarmayı mümkün kılar.
Tasarımda giderek daha sofistike konfigürasyonlar arayışına ek olarak, yapılar BREEAM ve Yeşil Bina sertifikalarına göre belirlenen inşaat standartlarına sahip olmayı da amaçlamaktadır. Bu standartlar , sürdürülebilirlik protokollerini tanımlar ve binaların tasarımı, inşa edilmesi ve işlevini giderek daha fazla etkilemektedir.
Projenin her aşaması, bu standartlara göre belirlenen kredilerle puanlanir , örneğin binanın enerji performansından inovasyon seviyesine, yaşayanların refahından atik yönetimine tüm süreç puanlanarak seçkin bir proje sadece iyi olan bir projeden ayrılarak ödüllendirilir.. Bu süreçte de, asma tavanlar önemli bir katkı sağlar. Görsel, akustik ve termal konfor, geri dönüşüm ve hijyen: Tüm bu unsurlar kredi elde etmeye ve mekanı sürdürülebilir ve yaşanabilir hale getirmeye katkıda bulunur. Deneyim Ekonomisi çağının da gerektirdiği gibi, bu eğilim sadece görünüşle sınırlı kalmayan, ortamda hissedilen tecrübenin boyutunu da etkileyen nesnel ve ölçülebilir faktörleri vurgulayan bir yaklaşım sağlar.
Koşmadan önce yürümeyi öğrenmek önemlidir. Benzer şekilde, mimarların tasarımlarına temel gereksinimlerden başlamaları, yani maksimum güvenlik ve hijyeni garanti etmeleri esastır.
İlk olarak, yangın riski değerlendirilmesi gereken birincil faktördür ve asma tavan sistemleri, yangına direnç ve tepki açısından yürürlükteki düzenlemelere uygun olmak zorundadır. Ayrıca, sismik risk bölgelerinde, Armstrong’un ESR-1308’e uygun Seismic RX süspansiyon sistemleri gibi anti-sismik çözümlerine başvurulması, asma tavanların stabilitesinin artırılmasına katkı sağlar. Bu önlemler, yüksek koruma ve güvenlik sağlamanın ana unsurlarıdır.
Hastaneler, okullar, halka açık yerler veya iş yerleri gibi ortamlarda, bir diğer risk faktörü bakteri ve virüslerin varlığı ile ilgilidir. Pasif inhibitörlerin seçimi, teknik olarak üstün performans garanti ederek, bu proliferasyonlara karşı bir ilk koruma sağlar: Bioguard mineral paneller buna bir örnektir. Küf, mantar ve mayaların üremesi ve yerleşimini engelleyebilen fungisitler içeren özel antibakteriyel aktif boyalarla işlenmiş bu asma tavanlar, ortamların daha fazla temizlik ve hijyen güvenliğini garanti etmede gerçek bir destek sağlar. Bu, bir iç mekandaki teknik performans konfigürasyonunun, kullanıcıların beklentilerini nasıl karşılayabileceğinin bir başka örneğidir.
Deneyim Ekonomisi; seçimlerimizin ekosistem üzerindeki etkisini değerlendirerek sorumlu tüketime veya bireysel çıkarların ötesine gitmeye teşvik etmektedir. Geri dönüşüm programları ve enerji verimliliği yönetimi aracılığıyla sürdürülebilirlik puanı kazanmak, gittikçe daha yeşil bir stili teşvik ederek, bu eğilime ekstra ivme kazandırma imkanı tanır. Bu sonuçların elde edilebileceği yöntemler arasında, Cradle to Cradle TM sertifikalı çözümlere başvurmak bulunur. Cradle to Cradle TM tüm tedarik zincirinin katılımını gerektiren ve beşikten beşiğe tüm döngüyü hesaplamayı gerektiren bir yaklaşımdır.
Tasarım özünde , kullanıcı ve kullanıcı merkezli tasarıma odaklanırsa, kullanıcı için yeni değerler yaratacak kaynakları harekete geçirebilir. Perakende sektörü; hedef kitlesinin yaşam tarzlarını ve zevklerini analiz ederek, piyasada farklılaşmak amacıyla; satış ortamını tanımlayan tüm unsurlarda, yani mimaride, malzemelerde, yerleşim planlarında, dekorasyonlarda ve ayrıca aydınlatma ve müzik gibi tamamen duyusal uyaranlarda kendini ayrıştırdığı, on plana çıkarabildiği duruma bir örnektir. Benzer şekilde, ofislerde de insanlar kendi kişiliklerine uygun ortamlarda çalışmayı tercih ederler ya da hastaneleri düşünecek olursak, mekanların özellikleri tedavi surecinde önemli bir faktördür.
Günümüzde, her mekan aslında bir vitrindir. Görsel ve estetik algı, akustik performans, çevre üzerindeki etki; hepsi mekanın nasıl algılanıp değerlendirildiğini belirleyen unsurlardır. Asma tavanlardan aksesuarlara, mobilyalara ve cephelere kadar mekandaki her seçimden beklentiler yükseltilirse Deneyim Ekonomisi’nde göze çarpabilecek , paha biçilemez bir çalışma yaratılabilir.