Hayal Urla Evleri
Künye
Proje Yeri
Urla , İzmir
Mimari Tasarım
Modern Mimarlar Tasarım Danışmanlık
Tasarım Ekibi
Ayhan Usta, Gülay Usta, Ali Kemal Şeremet, O. Güneş Erden
İç Mimari Tasarım
Modern Mimarlar Tasarım Danışmanlık
İşveren
Özmen-Erkay İnşaat Ortaklığı
Statik Proje
Raşit Dur
Mekanik Proje
Erhan Sezgin
Elektrik Proje
Eren Gökdağ -SGM Elektrik
Peyzaj Projesi
Tarık Yaşar (TYLA)
Aydınlatma Tasarımı
Faruk Uyan (LAB.1)
Altyapı Projesi
Banu Ekiz
Tamamlanma Tarihi
2024
Toplam İnşaat Alanı
5240 m²
Fotoğraflar
Mehmet Yasa, ZM YASA Architectural Photography
Modern Mimarlar Tasarım Danışmanlık tarafından tasarlanan Hayal Urla Evleri projesinde tasarım anlayışı; “ev”in ilk yer, birincil mekan olma ve dış dünya ile bağ kurmamızda önemli bir eşik olması düşüncesiyle kurgulanmış.
Ev tasarlamak , her şeyden önce ev denilen varlığın ne olduğunu ve evin bir mekan olarak insan için ne ifade ettiğini anlamaktır. Bilindiği gibi doğada bütün canlılar yaşadığı coğrafyanın koşullarına uyum sağlayabilen fiziksel özelliklere sahiptirler. Dolayısıyla öncelikli korunma mekanları kendi bedenleridir. Bu nedenle barınmak için doğayı değiştirmek ve dönüştürmek gibi bir uğraş içinde olmazlar. İnsan ise içinde olduğu coğrafyanın koşulları ne olursa olsun zayıf ve savunmasız bedeni olduğu için doğayı değiştirip dönüştürerek kendine bir sığınak yapabilmeyi düşünür. Bu düşünsel eylem sonra fiziksel eyleme dönüşerek bir sığınak yaratılır. İnsanın yarattığı bu sığınak sadece onun fiziksel varlığı için koruyucu bir beden değil ruhsal varlığı için de bir “yer”dir artık.
Dolayısıyla bir yer olarak ev, insanın fiziksel ve ruhsal varlığıyla özdeş bir mekandır. Bu nedenle içinde bulunduğu coğrafyanın toplumsal, ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtarak çeşitlilik gösterir. Ev her koşulda bulunduğu yere ait olan bir mekandır. Eğer o “yer”e ait değilse, zaman içinde değişip dönüşerek o “yer”e ait olmaya çalışır.
Heidegger, dasein (varoluş) ve dwelling (ikamet etme) arasındaki ilişkiyi “yer” kavramı ile açıklamaktadır. Ona göre yer algısının oluşması ancak “ev”ile olasıdır. Çünkü ev insan için dün, bugün ve yarındır. Tuan’a göre insanlar için en önemli, en popüler yer “ev”dir. Her insan doğduğundan itibaren kendisine bir yer edinir; bu anlamda ilk yer “bilincin hatırlandığı mekan” ise onun ilk evidir.”
Bachelard’a göre çocukluk döneminde hatırlanan ev, sonraları dışarısıyla ilişki kurmamızı sağlayan ilk dünya, ilk evrendir. Ev bu yönüyle diğer mekanları anlamamızı sağlayan “birincil mekan”dır. Dolayısıyla düş kurmanın mekanıdır ev. “Ev” insanın “kendisi” olduğu “yer” dir.
İşte, Hayal Urla evlerinin tasarım yaklaşımı “ev”in ilk yer, birincil mekan olma ve dış dünya ile bağ kurmamızda önemli bir eşik olması düşüncesiyle kurgulanmıştır.
Urla, son yıllarda metropol yaşamının getirdiği yorgunluktan kaçmak isteyenler için, adeta bir tür sığınma limanı konumda olan bir ilçedir. İlçe, sakinliği, İzmir’e ve çevredeki tarihsel, kültürel ve turizm alanlarına yakınlığı, eşsiz doğası, iklimsel özellikleri ile tarihsel ve kültürel zenginlikleriyle öne çıkmaktadır. Malgaca Çarşısı,sanat sokağı, üzüm bağları ve bağ yolu gibi mekânsal odaklar ile cazip bir kentsel-kırsal yaşam alanı sunuyor.
Urla, sahip olduğu bu özellikler nedeniyle bugün için, ikinci ev ya da alternatif yaşam alanlarını tercih eden kullanıcılar için hazırlanan bir çok projenin yer aldığı bir cazibe merkezi konumunda. Bu anlamda ilçenin her yeri neredeyse bir şantiyeye dönüşmüş durumda.
Yeni yapılan farklı ölçeklerdeki projelerin tasarım hikayelerine göz atıldığında Urla’nın yerel yaşam ve geleneksel mimari özelliklerine vurgu yaptığı görülmektedir. Bu bağlamda farklı ölçeklerdeki bir çok projenin yerleşme özellikleri, plan tipolojileri, cephe karakteristikleri, vaad ettiği yaşam deneyimi açısından tüketim toplumuna yönelik popülist yaklaşımları içerdiği görülmektedir.
Bu nedenle Hayal Urla Evleri’nin mimari konsepti, yukarıda açıklanan “ev” in anlamından uzaklaşmadan,ev aracılığıyla bir yer tasarlamaktır. Evler, farklı olmaya çalışmayan, basit kütlesel ve mekânsal organizasyona sahiptirler. Urla’nın tarihsel evlerinin mekânsal tipolojilerini yorumlayarak bir araya gelen üç farklı tipteki bu evlerin mimari kurgusu bir ” yer” oluşturmaya yöneliktir.
Ev’ler, bir sokak etrafında yan yana ve bağımsız birimler olarak konumlanmaktadır. Evlerin bir araya gelişinde en önemli tasarım ilkesi hem komşuluk ilişkisini güçlendirecek hem de mahremiyet eşiklerini sağlayacak bir organizasyonu gerçekleştirmektir. Bu amaçla tüm evlerin girişleri sokak cephesinden yapılmıştır. Evlerin sokak cepheleri evi yan bahçeye taşıyan bir kanopi ile çevrelenmektedir.
Her evin alt zemin, üst zemin katı ve bahçeleri bulunmaktadır. Kat ve bahçeler arasındaki ilişki yan bahçelerle sağlanmaktadır. Evlerin cephesini var eden mimari elemanları çatı imgesi ve bahçe kanopileri olup bunlar iç mekan ve dış mekan arasında akışkan bir arayüz yaratmaktadır.
Kaynaklar
Bachelard, G. (2013). Mekanın Poetikası, çev. A.Tümertekin, Kesit Yayıncılık, İstanbul.
Heidegger, M. (2018), Varlık ve Zaman, çev. K. Ökten, Alfa Basım Yayınevi, İstanbul.
Tuan, Yi-Fu, (2001), Space and Place The Perspective of Experience, Universite of Minnesota Press, ABD.























































©Iwan Baan