Gusto 501’in kesilmiş terracotta bloklardan oluşan dalgalı iç duvarları farklı gölge oyunlarına sahne olurken, özel üretim mobilyaları diğer mimari öğelerle bir bütün oluşturarak tüm ölçeklerde rafine detaylara sahip bir mimarlık örneği sunuyor.

Partisans tarafından tasarlanan Toronto’daki Gusto 501 restoran, dünyanın açılabilen en geniş cam cephelerinden birine sahip çelik konstrüksiyonuyla içinde bulunduğu eski fabrikaların bulunduğu endüstriyel bir çevrenin sembol yapılarından biri. Tasarım sürecinde mütevazi bir yapı malzemesi olan terracotta bloklardan nasıl bir heykel üretilebileceği etüt eden Partisans mimarları parametrik modelleme kullanarak bu malzemeyle tasarladıkları dalgalı duvarlar ile bir kovanı andıran, çok katmanlı bir “yemek tiyatrosu” oluşturmuş. Dalgalı duvarlardaki kesilmiş geleneksel terracotta bloklar gündüzleri cam çatıdan gelen doğal ışıkla canlı gölge oyunlarını yansıtırken geceleri blokların içine gömülü LED ışıklarla bir fırınının parlayan közlerini çağrıştırıyor.

205 kişilik restoran farklı yemek deneyimleri sunan bir dizi asma kattan oluşuyor. Zemin katta paket servis penceresi de bulunan ana yemek odasına ek olarak küçük bir açık yemek bölümü bulunuyor. Asma katta, alttaki yemek odasına bakan, kısmen koyu mesh ile örtülü bir şarap barı, ikinci katta ise özel bir aşçının mutfağını da içeren bir tadım odası ile bir kokteyl bar yer alıyor. Çatı terasında konuklar Toronto manzarasının tadını çıkarıyor.

Gusto 501, tüm ölçeklerde rafine detaylara sahip bir mimari sunuyor. Özel üretim terracotta kahve kupaları, ceviz ağacından berjer yemek koltukları, mavi kadife döşemeli ve yerel kaynaklı granit tezgahlar, yapıdaki mimari öğelerle bir bütün oluşturuyor.