Grotesk Mimarlık
Prof. Dr. Enis Kortan
Yale Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi’nin Yardımcı Dekanı (1) Mark Foster Gage’in güncel “İnovatif Mimarlık”la ilgili görüşleri şöyle (2):
“…bugün en zor olan şey insanların ilgisini çekebilmek… Büyük kitleler tarafından fark edilmek için daha güçlü ve daha etkili işler ortaya konmak zorunda. …Mimarlık artık daha inovatif olmak zorunda.”
Bu ifadede son zamanlarda moda olan “inovatif”, yani “yenilik” kelimesi kullanılmış; bu da önceleri sıkça kullanılan “yaratıcılık”ın (İng. Creation) yerini almakta.
Oysa bunlar birbirinden farklı kavramlardır. Yaratıcılık önceden var olmayan özgün bir eser tasarlamak, bulmaktır; bilinç ve bilinçaltındaki süreçlerde gelişen sanatsal özgün eserler ortaya koymaktır. Doğal olarak yaratma sonucu meydana gelen eser yenidir; fakat her yeni mutlaka bir yaratı değildir.
Örnek olarak Zaha Hadid’in mimarlığını alalım: Onun heykelsi eserleri yaratıcılık ürünü olup özgün ve yenidir. Buna karşın “Postmodern” mimarların geçmişteki üsluplardan seçtikleri alıntılarla süsledikleri cepheler farklı ve göreceli olarak yeni kabul edilmiştir, fakat bu iki “yeni” birbirinden çok farklıdır.
Herbert Read, sanat eserinin dinamik olmasını, seyircinin dikkatini çekmesini, onu heyecanlandırmasını ve belli bir duyguyu iletmesini öngörür (3).
Zaha Hadid’in manyerist mimarlığında bu özellikler çok belirgin bir şekilde kendini gösterir: Onun ekspresyonist ve heykelsi mimarlığı dinamiktir, insanların dikkat ve ilgisini derhal çeker, heyecanlandırır, sanatçının yaratma sürecindeki duygularını iletir. Eserleri ilginç, özgün, yeni, tekrar ve taklit edilemeyen özelliklerdedir.
Mark Foster Gage’in son eserlerinden olan ve “inovatif” olarak betimlenen Helsinki’deki Guggenheim Müzesi, kökleri 15. yy’a kadar uzanan Grotesk bezeme sanatının özelliklerini içeren bir örnek.
İtalyanca “grotto” (mağara) kelimesinden türeyen bu üslupta yaprak biçimi, çiçek dalları, çeşitli insan ve havyan figürleri tuhaf ve gülünç bir şekilde bir araya getirilerek süslemelerde kullanılır. Sanatçının bilinçaltını görünüşe çıkaran bu yapıtlarda düş ürünü çirkin, iğrenç ve tuhaf biçimlerin izleyenler üzerinde rahatsız edici duygular yaratması amaçlanmaktadır.
Friedrich Schlagel (1772-1829) Klasikçilerin idealize edilmiş, kişilikten arındırılmış güzelliğine karşı çıkarak güzelliğin ilginç ve kendine özgü olması gerektiğini iddia etmiş ve ortaya “çirkinlik estetiği” sorununu atmıştır.
Güzellik artık çirkinliğin yadsımasıyla değil, çirkinliğin güzelin öteki yüzü oluşuyla ifade edilecekti (4).
Bu özellikleriyle “kitsch”, bayağı ve “arabesk”le akraba olan Grotesk, onlardan daha fazla abartı içerir.
Mimarlık tarihinden “eklektik-seçmeci” olarak ödünç alınan biçimlerle yapılmış ve ömrü on yıl kadar sürmüş olan Post Modernizm’den (1975-1985) otuz yıl sonra ondan tekrar yüzeysel olarak yararlanmak amaçlanıyor. Bu girişimi de “Post-Post Modern” mimarlık olarak adlandırmak olanaklı.
Helsinki – Guggenheim Müzesi’nin kütlesi simetrik, statik, tarih öncesi bir yapı olan Dolmen benzeri bir form olup, üzeri tümüyle çeşitli kabartmalarla (Fr. bas relief) kaplanmış. Ön planda, simetri ekseni üzerinde de antik Yunan mitolojisindeki üç Gorgo canavarından birisi olan Medusa’nın kafasının kabartma heykeline yer verilmiş!
Bu “kasvetli, grotesk ve melankolik” tarzdaki romantik güzellik, Umberto Eco’ya göre, “Taso ve Shakespeare’le başlayan, Baudelaire ve D’Annunzio’da süren, gerçeküstü sanatçıların düşsü güzelliği, Post-Modern kitsch’in iç karartıcı zevkine dönüştürmek için biçimleri geliştirdiği bir ruh halini ifade eder” (5).
J. W. Von Goethe’nin (1749-1832) “Yere batası 19. Yüzyıl” (6) olarak kötülediği dönemde edebiyat, resim gibi sanatlarda yer alan “Grotesk” estetik, 21. yy’da mimarlık alanında da kendini gösteriyor; üstelik Yale gibi ünlü bir üniversite ortamında!
İşte bu türden mimarlık eserleri de Mark Foster Gage’in istediği gibi insanların ilgisini çekecek; fakat bu türden bir ilgi, eserin “iç”ten kaynaklanmayan ve “öz”üne uygun olmayan ama formunun üstüne yapıştırılmış tuhaf ve dekoratif şekillerle illüzyon yaratılarak elde edilmiş!
21. yy mimarlığında bu sahtelik de önerilmekte!
Kaynaklar
1.2016 yılında.
2.Mark Foster Gage ile İnovatif Mimarlık Üzerine; YAPI Dergisi 39. Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2016 Eki, s.54.
3.Read, H.; ”Sanatın Anlamı”, çev: İnal, G. Asgari, N. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları: 87, s.58, İstanbul, 1974.
4.Eco; U.; “Güzelliğin Tarihi”, çev: Akkoyunlu, A. C. Doğan Kitapçılık AŞ, s.321, İstanbul, 2006.
5.Aynı eser; s.299.
6.Rustow, A.; “XIX. Yüzyıl Batı Mimarisinin Çöküşünde Düşünce Tarihine ve Sosyolojiye Ait Faktörlerin Rolü”, Felsefe Arşivi, C.II, S.1, s.193, 1947, İstanbul.
Guggenheim Müzesi, Helsinki, Finlandiya. (YAPI Dergisi 39. Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2016 Eki, s.56)