Gelenek İle Gelecek Arasında: Ma Yansong’un Shan-Shui Şehri Manifestosu
Dilek Yaşar, Doç. Dr.
İstanbul Aydın Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, İç Mimarlık Bölümü
Ekonomik kalkınma arzusuyla birlikte küreselleşmenin sembolü haline gelen Çin’de; Pekin, Guangzhou ve Shenzhen gibi birçok şehir kentsel kimliklerini kaybetme tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Çin’in kültürel ve tarihi özgüllüğünü ve kent sakinlerinin ihtiyaçlarını gölgede bırakan ekonomik ve politik kararlar (Mirra, 2019) neticesinde ortaya çıkan şehir görüntüleri, sadece toplumu değil, Çinli mimarları da rahatsız etmeye başladı. Batılı mimarlarla kendi topraklarında rekabet etmek zorunda kalan yerel mimarlar; ekonomik büyüme, çevreyi koruma ve sosyal iyileştirme ihtiyaçlarını dengeleyebilecek yerler yaratmanın yanı sıra kendilerini öne çıkaracak ve rekabet gücünü artıracak yeni yollar aramaya başladılar. Yerel geleneklere yeniden bakmayı deneyen Çinli mimarlar, ülkenin kadim geleneklerinden ve kültüründen ilham almayı denediler (Yang & Hu, 2016) ve bunda başarılı da oldular. Bu esin kaynaklarından biri de doğayla uyumun karakterize edildiği, pitoresk manzaraların yarı soyut olarak görsel formlara damıtıldığı, binlerce yıllık geçmişe sahip shan-shui resimleri oldu.
Dağ (shan) ve su (shui) kelimelerinden oluşan shan-shui kavramı, doğal manzaraları içeren veya tasvir eden bir Çin resmi stilidir. Bu geleneksel resim sanatının çağdaş Çin şehirlerini sürdürülebilir olarak inşa etmenin bir yolu olarak kullanılmasının temeli ise 1990’ların başında bir grup şehir vizyonerinin Çin’in nükleer silahlanma ve uzay araştırma programlarının babası sayılan Qian Xuesen (1911-2009) ile yaptığı mektup yazışmalarına dayanır (Bao, 2010; Fu 2004; Yulin, 2010; Rodenbiker, 2017). Qian yazdığı mektuplarında, shan-shui resmini şehir inşasıyla birleştirir ve insanların doğayla bağlantılı hissedebilecekleri, Çin halkının çevresel estetik standartlarına uygun, sürdürülebilir shan-shui şehirleri inşa edebilme olasılıklarından bahseder. “Shan-shui city” kavramı ilk olarak Qian tarafından 31 Temmuz 1990 tarihinde Tsinghua Üniversitesi’nden Profesör Wu Liangyong’a yazdığı mektupta önerilir (Ran & Xinyue, 2018). Kavram, “İnsan doğanın ayrılmaz bir parçasıdır” felsefesini içeren ve doğal peyzajı kentsel inşaat için geçerli kılan klasik Çin kültürü ve tarihine dayanır (Li, 2014). Mektuplarda geçen diyaloglar şehir plancıları ve mimarlar tarafından büyük ilgi görür. Bu makale shan-shui şehri kavramını tasarımlarında görünür kılan Ma Yansong’un kültür yapılarına odaklanıyor ve geleneksel olana geri dönmenin sağlayabileceği potansiyellere dikkat çekiyor.
Shan-Shui City: Yeni Bir Kentsel Tasavvur
Kentsel inşaatı doğal çevre ile birleştiren ve bu birliktelik içindeki estetiği ortaya çıkaran “Shan-Shui City” (Yulin, 2010) şehirlerin bir bahçe gibi inşa edilmesi gerektiğine temellenen bir 21. yüzyıl sosyalist Çin şehir yapısının prototipidir (Fu, 2016). Bu yaklaşım 1990’lardan itibaren hem ekonomik kalkınmada hem de ekolojik çevrenin de korunmasında önemli bir strateji olmuştur. Doğal çevreyi koruyan ve onun estetik gücünden ilham alan, kentsel talepleri göz önünde bulunduran ve yanı sıra Çin felsefesini ve kültürel geleneklerini yansıtan bir planlama yaklaşımı olarak “Shan-Shui-City”, yapay ekosistemlerle, doğal ekosistemler arasındaki dengeyi korumayı hedefler (Hu, 2014). Böylece hem kentsel hem ekolojik hem de kültürel hususların entegrasyonunu sağlayarak, insanlar ve çevre arasında manevi bir bağlantı kurulmasını da teşvik eder. Buna göre bir shan-shui city doğu kalitesine sahip bir şehir görüntüsü sunar (Bao, 2010); ve esasen Çin’in geleneksel yaşam ortamını yansıtır. Hu (2011: 471), shan-shui city kavramının özünü; ekosistemlerin ve doğal peyzajın korunmasına temellenen “doğal durum”, peyzaj öğelerinden pitoresk sanatlar yaratmayı hedefleyen “pitoresk durum” ve insanların görme ve işitme duyularına, dolayısıyla ruhlarına hitap eden doğa temelli sanatsal atmosferleri yaratan “ideal durum” olarak özetler.
Ma Yansong’un Shan-Shui Şehri Manifestosu
Shan-shui şehri kavramını benimseyen, doğal çevre ve kentin karşılıklı bağımlılığından beslenen Ma Yansong, 2014 yılında Çince, 2015 yılında İngilizce olarak yayınladığı Shanshui City kitabında mimarinin geleceğinin doğa ve insanlar olduğunu ileri sürer. Yansong’a göre mimarlar geleceğin şehirleri için yeni bir ideal belirlemelidir. Bu ideal hem modern şehrin rahatlığını hem de insanlığın doğal dünya ile olan yakınlığını ve içsel tatmin arayışını temsil etmelidir (Yansong, 2015). Modern ve verimli bir kentsel çevre ancak doğal dünya ile temas ettiğinde iyileşebilir. Nitekim shan-shui felsefesi insanların günlük yaşamlarını doğadaki manevi sığınaklarla bütünleştirebildikleri idealize edilmiş bir Çin dünya görüşüdür. Doğayı, kenti ve toplumu mimarlık yoluyla bir araya getirmeyi ümit eden Ma Yansong, shan-shui felsefesini sadece ürettiği formlarda görünür kılmaz. Onları aynı zamanda pitoresk bir resmi betimler gibi anlatır. Özellikle kültür yapılarında sanatsal doğa nüansları açıkça görülür. Yapılarını anlatırken kullandığı ifadeler, onun shan-shui estetiğinden nasıl ilham aldığına dair önemli ipuçları taşır. Bu çalışma mimarın Çin sınırları içinde yer alan Ordos Museum, Harbin Opera House, China Wood Sculpture Museum, Pingtan Art Museum, Hainan Science and Technology Museum, Aranya Cloud Center, Shenzhen Bay Culture ve Yiwu Grand Theater olmak üzere sekiz farklı kültür yapısını kendi metinleri üzerinden irdeliyor.
Ordos Museum
2005-2011 yılları arasında Çin’in Ordos kentinde inşa edilen müze, toplumun köklü gelenekleri ile gelecek hayalleri arasında bir köprü vazifesi görür. Yansong yapıyı Çin geleneğinin ve geleceğinin alternatif, zamansız gelişimini teşvik edebilecek gizemli, soyut bir formu olarak tasavvur eder.
“İçeride, aydınlık bir kanyona bağlanan ve natüralistik manzaralar sunan anıtsal bir mağara izlenimi veren müze dışarıda dalgalanan bir kum tepesinin üzerinde süzülüyor gibi görünen bir dış katman ile tamamlanır. Bu katman hem içeriyi sert kışlarından ve sık sık yaşanan kum fırtınalarından korur hem de mecazi olarak kentin kültürünü ve tarihini koruyan bir kalkan vazifesi görür” (Yansong, 2023), (Resim 1).
Geleneksel Çin manzara resminin estetiğinden ilham alan Yansong, yapıyı bir shan-shui manzarasına dönüştürür. Yapı hem içerde hem dışarda doğayı yansıtır. Aynı zamanda bir sığınaktır. Müzenin ziyaretçileri bu doğal ortamı deneyimler.
Harbin Opera House
2010-2015 yılları arasında Çin’in Harbin kentinde inşa edilen opera binası topoğrafyanın bir parçasıdır ve onu devam ettirir.
“Yapı, kentin evcilleştirilmemiş vahşi doğasına, soğuk ikliminin gücüne ve ruhuna yanıt verir. Doğa ve topoğrafya ile kusursuz bir şekilde uyum sağlar. Doğa ile sinerji içinde harmanlanmıştır ve adeta rüzgar ve su tarafından yontulmuş gibi görünür. Çevredeki alanın kıvrımlı manzarasına atıfta bulunur ve böylece kenar ve yüzeyin, yumuşaklık ve keskinliğin şiirine dönüşür. Kuzeyin doğal güzelliğini öncül olarak alır ve birbiri ile uyumlu bir bütün halinde bağlanan bir buzul gibi görünür. Yapı yerel kimlik, sanat ve kültürün bir aktarımını sunar” (Yansong, 2023), (Resim 2).
Yansong coğrafyayı ve iklimi bir rehber olarak kullanır. Doğal manzaraları içeren bir shan-shui ortamı yaratılmıştır ve yapı sanki hep oradadır. İnsan, sanat ve coğrafyanın kusursuz uyumu dikkat çeker.
China Wood Sculpture Museum
2009-2013 yılları arasında Çin’in Harbin kentinde inşa edilen müze, sıradan bir çevreye doğanın bir ifadesini ve soyutlamasını getirir.
“Doğanın zarafetiyle günlük hayatın koşuşturmacası arasında bir tezat oluşturan müze, ilhamını yerel kış manzaralarından alır. 200 metre uzunluğundaki gövde, bina ve çevre arasındaki ilişkiyi yansıtan donmuş bir sıvı şeklini alır. Müze ve şehir arasında gerçeküstü bir etkileşim yaratılır. Kentsel ortam bağlamında doğanın yeni bir yorumudur. Çevreyi ve değişen ışığı yansıtan parlak dış cephesiyle kentsel sıkıcılığa yeni bir kültürel canlılık getirir. Doğada olduğu gibi katı ve sıvı arasındaki sınırlar bulanıklaşır” (Yansong, 2023), (Resim 3).
Yansong, kentin sıradan ve sıkıcı görüntüsüne yeni bir kentsel tahayyül yoluyla doğanın estetiğini ekler. Doğa tasarım için temel bir metafor sağlar. Çin kültürü ve değerleri form yoluyla somutlaşır.
Pingtan Art Museum
2011-2016 yılları arasında Çin’in Pingtan kentinde inşa edilen müze bir manzara tasvirinin yansımasını sunar.
“Müze, yapay ve doğal, şehir ve kültür, tarih ve gelecek arasında bir köprü vazifesi görür. Biçimsel hareketlerin yükselip alçalmasıyla iç mekanlarda antik mağaraları andıran görüntüler ortaya çıkar. Yapı, suda uzun süre kalıcı bir manzarayı ve antik zamanlarda altında dağ bulunan adaları sembolize eder. Ada önce bir kamusal alandır. Sonra müzeye dönüşür. Deniz, kumsal, vaha ve yamaç birbiriyle iç içe geçerek, uzaktaki dağlarla uyumlu bir hale gelir” (Yansong, 2023), (Resim 4).
Yansong, doğal peyzajın hatlarını kullanarak zamanın ve doğanın yansımalarını yeniden üretir. Yapı bölgenin iklimini ve topoğrafyasını yansıtır ve var olan doğal peyzajın bir parçası haline gelir.
Hainan Science and Technology Museum
2019 yılında başlayan, 2024’te bitmesi planlanan ve Çin’in Haikou kentinde yer alan müzenin tasarımında, kentsel ve doğal bağlamdan yararlanıldığı görülür.
“Gümüşi, yansıtıcı dış cephesi ve vizyoner estetiği binayı hem yakından hem de uzaktan farklı kılar. Müzeye uzaktan bakıldığında fütüristik bir bina şehirden çıkmış gibi görünür. Öte yandan müze alanına giren ziyaretçiler binanın ormanın üzerinde süzüldüğüne tanık olur. Çevredeki tropik bitkilerin çeşitliliği müzeyi doğayı öğrenmek için ideal bir ortam haline getirir. Kullanıcılar bir yandan doğanın özgürce tadını çıkarırken, diğer yandan onu deneyimler. Böylece müze bir sergi alanından fazlasını sunar” (Yansong, 2023), (Resim 5).
Yansong, doğa ile diyaloğunu burada da devam ettirir. Doğanın zengin çizgileri hayal gücünü gerçekliğe çevirir. Böylece müze, ziyaretçiler için de ilham verici bir alan yaratır.
Aranya Cloud Center
2019-2022 yılları arasında Çin’in Qinhuangdao kentinde inşa edilen çok amaçlı kamusal yapı, anıtsal bir görüntü sunar.
“Dışarıdan, beyaz taştan bir bahçe olarak hayal edilen yontulmuş bir manzara ile çevrilidir. Uzaktan bakıldığında değişen ışık, gökyüzü ve manzarayı yansıtan form, ormanda yüzen bir bulut gibi görünür. Yapı sade ve saf bir estetiğe sahiptir. Girişinde yer alan havuz hem binayı hem de yukarıda süzülen bulutları yansıtarak mimari ile doğa ve iç ile dış arasındaki sınırı bulanıklaştır. Binanın dışını çevreleyen alçak dairesel bir duvar, gerçeklikten kopuk sakin bir manzaranın sınırını oluşturur. Bu kozmik tema bahçede de devam eder ve bir dizi beyaz kaya, dalgalanan yeşillikler ve evren boyunca yüzen gezegenlerin görüntülerini çağrıştırır” (Yansong, 2023), (Resim 6).
Doğal manzaranın tasvirine atıf burada da kendini gösterir. Doğal unsurlarla temas formu peyzajın doğal bir parçası haline getirir ve kent doğayla bütünleşir.
Shenzhen Bay Culture
2018-2023 yılları arasında Çin’in Shenzhen kentinde inşa edilen sergi salonu ve park, ruhani bir sanatsal kentsel manzara ortamı aracılığıyla zamanın iki aşkın ölçeğini; “antik” ve “gelecek”i yan yana getirir.
“Doğrudan şehirden parka giden yaya yolları, daha büyük kentsel alanı ve kamusal yeşil alanı serbestçe birbirine bağlar. Park, şehrin ana yolunun suya doğru bir uzantısıdır. Kuzey ve güney pavyonlar, eksenin karşıt taraflarına oturur. Çevreye sessizce yerleşen düzgün anıtsal taşlar gibidirler ve önlerinde doğanın açık sakinliğine ve zamanın geçişini benzersiz bir şekilde gösteren okyanusa bakarlar. Birinci kattaki ana kamusal alan boyunca tavandan tabana pencereler ve çatı pencereleri, iç mekanı doğal ışıkla yıkarken aynı zamanda parkın doğal manzarasını ve ruhunu içeriye çekerek iç ve dış mekan arasındaki ayrımı bulanıklaştırır” (Yansong, 2023), (Resim 7).
Yansong, mevcut kentsel dokuyu zıt bir zemin olarak alır ve bu zemini doğal manzaralarla ve kültürle birleştiren yeni bir kentsel tasavvur yaratır.
Yiwu Grand Theater
2018-2020 yılları arasında Çin’in Yiwu kentinde inşa edilen tiyatro, dağları bir arka plan, suyu ise bir sahne olarak kullanır.
“Yapı bulunduğu yere yanıt verir ve nehirde yüzen bir tekne gibi görünür. Cam katmanlar bir zamanlar nehir boyunca mal taşıyan bir Çin yelkenlisini hatırlatırken, ince kıvrımlar bölgeye özgü eski yerel bir mimari olan Jiangnan tarzı saçakları yansıtır. Camın şeffaflığı ve hafifliği, ince, ipeksi kumaşın dokusunu ifade ederek, rüzgârda uçuyormuş gibi görünmelerini sağlayan dinamik bir ritim yaratır. Manzara ve kentsel bağlamın birlikteliği ziyaretçilere sürükleyici bir doğal deneyim sunar” (Yansong, 2023) (Resim 8).
Yansong tasarımına sadece doğal unsurları değil, aynı zamanda kültürel unsurları da dahil etmiştir. Böylece doğal ile yapay ve geçmiş ile gelecek arasında yeni bir bağlantı kurar.
Sonuç Yerine
Çin’in hızlı gelişimiyle birlikte ülkenin kentsel manzaraları da önemli ölçüde değişmeye başladı. Bir yandan kimliğini kaybetmeye başlayan ve giderek modern batı şehirlerini anımsatan görüntüler sunan kentleri yeniden kültürel bir vizyona bağlama endişesi, diğer yandan Batı’nın çokça alkışlanan yıldız mimarlarına karşı verilen ayakta kalma çabası, yerel mimarları daha yaratıcı bakış açıları kazanmaları konusunda zorladı. Çinli mimarlar, bakışlarını bugünün yıldız mimarlarının yaptıkları işler yerine, sahip oldukları köklü kültürel geçmişe, kadim geleneklere ve zengin doğal unsurlara çevirdiklerinde aradıkları esin kaynağını da bulmuş oldular. Doğanın estetiğini, kültürel değerlerin zenginliğini ve insan ölçeğini bir araya getiren shan-shui, yeni ve sürdürülebilir bir kentsel modernite tasavvuru yaratabilmenin bir yolunu sundu. Doğanın, kentin ve toplumun bir araya getirildiği kentsel manzaraları yeniden üretmeyi amaçlayan Ma Yansong gibi Çinli mimarlar, bu kadim geleneği yeniden formüle ettiler.
Mimaride yeni bir paradigma yaratan bu yaklaşım toplumsal ideallerin gerçekleştirilmesinde önemli rol oynadığı kadar, tasarım eyleminde de önemli bir kaynak oluşturur. Örneğin yukarıda da irdelendiği gibi Yansong, doğaya, kente ve topluma dair duygu, düşünce ve eğilimlerini ürettiği formlarda somutlaştırır ve çevreyle uyum, anlam arayışı, iletişim ve estetik gibi sorunların çözümünde yine bu paradigmadan yararlanır. Ona göre doğa, kent ve toplum birbirinden bağımsız değil, birbirini tamamlayan kavramlardır. Ürettiği formlarda Shan-shui yaklaşımının anlamı ve barındırdığı yaşamsal felsefe görülebilir.
Sonuç olarak toplumların yüzlerce yılda oluşan kültürel değerleri, normları ve gelenekleri mimarlığın geleceğinde önemli potansiyeller barındırabilir. Nitekim zaman ve mekanın sürekliliği mimarlık disiplininde ayrıca önem taşır. Ancak akılda tutulması gereken husus, geleneklerden yararlanmak, bugünün Türkiye’sinde sıkça karşılaşıldığı gibi biçimsel alıntılamalar yapmak demek değildir. Aksine, geçmişin potansiyellerinden yararlanarak geleceğe yönelik çözümler üretebilmek için, kentlerin ve toplumların çağdaş ve dinamik gereksinimlerine, yine toplumun sahip olduğu kültürel değerler çerçevesinde yanıt verebilen çözümler üretmek gerekir. Ötekileştirmek yerine uzlaştıran, ayırmak yerine bütünleştiren kamusal mekanların tasarlanması, esasen Türk kültür ve geleneklerinin özünde zaten var olan değerlerdir. Bununla birlikte gerek kentsel ölçekte gerekse form ölçeğinde estetik nitelikleri bünyesinde barındıran doğanın, tasarımın bir parçası haline getirilmesi önemlidir. Doğanın bir parçası olan insanı yine mimari yoluyla doğayla buluşturmak, zengin coğrafi özelliklere ve iklimsel unsurlara sahip ülkemizde çok da zor değildir.
Kaynaklar
- Mirra, F. (2019). Reverie through Ma Yansong’s Shanshui City to evoke and re-appropriate China’s urban space. Journal of Contemporary Chinese Art, 6(2-3), 393-413.
- Yang, Y., & Hu, J. (2016). Sustainable urban design with chinese characteristics: inspiration from the Shan-Shui City Idea. Articulo-Journal of Urban Research, (14).
- Bao, S. 2010. On Shan-Shui City by Qian XueSen. Beijing: China Construction Industry Press.
- Fu L. 2004. Research on Shan-Shui City. Wuhan, China: Hubei Science and Technology Press.
- Yulin, C. (2010). Shan-Shui-City: A Chinese Spatial Planning Tradition and Its Implications on Urban Sustainability. Proceeding Book.
- Rodenbiker, J. (2017). Superscribing sustainability: the production of China’s urban waterscapes. UPLanD-Journal of Urban Planning, Landscape & environmental Design, 2(3), 71-86.
- Ran, W. U., & Xinyue, Z. H. A. N. G. (2018). Spatial Structure and Elements of Boundaries of Traditional” Shan-shui Cities” in the Sichuan Basin. Journal of Landscape Research, 10(4).
- Li, M. (2014). Exploration and Practice of Urban Characteristics on Shan-shui City and Historic City. Applied Mechanics and Materials, 584, 420-424.
- Fu, S. (2016). Shan-shui myth and history: the locally planned process of combining the ancient city and West Lake in Hangzhou, 1896–1927. Planning Perspectives, 31(3), 363-390.
- Hu, J. (2014). From Regional Planning to Site Design—The Application of the “Shan-shui City” Concept in Multi-scale Landscape Planning of New Cities in China: International Federation of Landscape Architects World Congress (2011). The Ecological Design and Planning Reader, 470-482.
- Hu, J. (2011). From Regional Planning to Site Design—The Application of the “Shan-shui City” Concept in Multi-scale Landscape Planning of New Cities in China: International Federation of Landscape Architects World Congress. The Ecological Design and Planning Reader, 470-482.
- Yansong, M. (2015). Shanshui City. Zurich: Lars Müller Publishers.
- Yansong, M. (2023). Retrieved from website: http://www.i-mad.com/categories/status/ Accessed March, 2023.
Notlar
- http://www.i-mad.com/work/ordos-museum/?cid=55 (Erişim tarihi: 10.03.2023).
- http://www.i-mad.com/work/harbin-cultural-center/?cid=55 (Erişim tarihi: 10.03.2023).
- http://www.i-mad.com/work/china-wood-sculpture-museum/?cid=55 (Erişim tarihi: 15.03.2023).
- http://www.i-mad.com/work/pingtan-art-museum/?cid=55 (Erişim tarihi: 18.03.2023).
- http://www.i-mad.com/work/hainan-science-and-technology-museum/?cid=55 (Erişim tarihi: 20.03.2023).
- http://www.i-mad.com/work/aranya-cloud-center/?cid=55 (Erişim tarihi: 20.03.2023).
- http://www.i-mad.com/work/shenzhen-bay-culture-park/?cid=55 (Erişim tarihi: 22.03.2023).
- http://www.i-mad.com/work/yiwu-grand-theater/?cid=55 (Erişim tarihi: 21.03.2023).