Sarıyer’de bulunan, Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık tasarımı Fransız Okulu Ek Binası, okulun büyüme ihtiyaçlarını karşılarken sürdürülebilir yapı tasarımı, malzeme seçimi ve çevreyle olan ilişkiyi gözeterek tasarlanan cepheleriyle ileride kampüse yapılacak eklemeler için bir örnek olma amacı taşıyor.

Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık tasarımı Fransız Okulu Ek Binası’nın yer aldığı, geniş bir orman tarafından çevrelenen kampüs, yenilenmesi ve büyütülmesi gereken birçok farklı küçük binadan oluşuyormuş. İlk aşamada, G binasının müzik ve sanat atölyelerinin yenilenmesi ve binaya dört yeni sınıf eklenmesi hedeflenmiş.

Projedeki en büyük kısıt; inşaatın yaz tatili içerisinde, yani üç aydan daha kısa bir sürede tamamlanma gerekliliği olmuş. Bu kısıt doğrultusunda yalnızca binanın formu değil, aynı zamanda strüktürünün de bu kısa süre içerisinde inşa edilmeye uygun olması hedeflenmiş. Yapılan araştırmanın sonucunda ahşap malzeme kullanarak CLT (Çapraz Lamine Ahşap) tekniği ile ilerlemeye karar verilmiş. Ahşap paneller ithal edilerek temin edildikten ve kampüse yakın bir fabrikada işlendikten sonra sahada monte edilmiş. Yalnızca temelinde betonarme yapım tekniği kullanılan yapının istinat duvarları kayalı beton ile inşa edilmiş. Kayalı beton kullanımında öncelikle kalıp içine beton dökülmeden kayalar yerleştirilmiş, ardından kayalar kalıp çıkarıldığında görülebilecek şekilde düzenlenmiş. Dış cephede ise taş görünümünde, beton dayanıklılığına sahip bir duvar oluşturulmuş.

Arazi üzerinden bulunan sık ağaç dokusu, projenin alt katta kısıtlı bir zemin üzerinde inşaat edilmesini geektirmiş. Bu alanda müzik ve sanat atölyeleri ile tuvaletler bulunuyor. Birinci kattaki alanı en verimli şekilde kullanabilmek için, okul tarafından talep edilmiş olan dört ek sınıf, 3 metre uzunluğunda konsollar inşa edilerek yerleştirilmiş.
Uzun bir yolu takip eden kampüs yerleşiminde, tüm yapılara kolay erişim sağlanmış. Fransız Okulu Ek Binası projesinde bulunan iki uzun cephenin de farklı fonksiyonları mevcut: Kuzey cephesinde, tamamen açık sirkülasyon ile tüm sınıflara ulaşılabiliyor; güney cephesinde ise geniş pencereler ile doğal ışıktan maksimum fayda sağlanıyor. Doğrudan gelen güneş ışığından korunmak için çatıdan inen geniş bir saçak tasarlanmış. Cephe açıklığı fazla olan güney cephesi, bir nevi ormanı kucaklıyor ve yapının içerisine dahil ediyor. Bu cephenin tasarımı, doğa ile kuvvetli bir görsel bağlantı sağlayarak çocukların çevreleri ile ilgili farkındalıklarının artmasını hedefliyor.

Binadaki enerji verimliliğini en üst seviyeye çıkarabilmek için, birinci kattaki çatıdan ve cephelerden maksimum doğal ışık almak hedeflenmiş. Bunun yanı sıra, iki uzun cephede de tasarlanan açıklıklar ile tüm sınıfların hava akışından faydalanması sağlanmış. Böylelikle pasif havalandırma sistemleri kullanılarak sıcak havalarda klima ihtiyacı oluşmasının önüne geçilmiş. Binanın tasarımındaki açık sirkülasyon kararı, yapay aydınlatma ve klima kullanımı gerekliliğini ortadan kaldırmış.
Kampüsün renovasyonunun ilk aşaması olan, olabildiğince çevre dostu bir tasarım ile ilerleyerek göze çarpan bu yapının tüm kompleksin adım adım yenilenmesinde bir örnek teşkil etmesi hedefleniyor.