Energia de Portugal Genel Merkezi

Mimari Tasarım
Elemental

Tasarım Ekibi
Alejandro Aravena, Juan Cerda, Victor Oddó, Gonzalo Arteaga, Diego Torres, Tomás Palmares, Clémence Pybaro, Suyin Chia, Mara Cruz, Federica Tebaldi, Eva Ibañez, Marta Ochoa, Simone Pio Scarano, André Barros, Valentina Rojas

Proje Yeri
Lizbon, Portekiz

Tamamlanma Tarihi
2024

Toplam İnşaat Alanı
10.950 m²

Fotoğraflar
Francisco Nogueira

Elemental tarafından tasarlanan Energia de Portugal (EDP) Genel Merkezi, kamusal alan sürekliliği ile yapısal bütünlük arasında kurduğu dengeyle öne çıkıyor; katlanarak yükselen zemin sayesinde hem Tajo Nehri’ne açılan bir manzara sunuyor hem de kentsel bağlamla güçlü bir ilişki kuruyor.

Energia de Portugal (EDP) Genel Merkezi projesi bir tür paradoksu çözmek zorunda kalmış: İki zıt yönde çeken kuvvet arasında bir denge kurulması gerekiyormuş. Bir yandan, tepelerden nehre uzanan (kuzey-güney doğrultusunda) kamusal alan sürekliliğini talep eden bir nazım planına uyması gerekiyormuş; bu da yapının kütlesinin iki doğrusal hacme ayrılmasıyla sonuçlanmış. Öte yandan, yapı tek bir bütün olarak çalışmak zorundaymış; bu nedenle, iki doğrusal hacmin doğu-batı yönünde birbirine bağlanması gerekmiş, ki bu da kuzey-güney yönündeki kamusal alan sürekliliğini tehdit ediyormuş. Elemental iki kuvvete aynı anda yanıt verebilmek için, kamusal alanın zemini hafif bir eğimle katlamış. Bu eğim, tepe-nehir sürekliliğine uyum sağlamış ve ardından, iki doğrusal hacmi bu katlanmış zeminin en yüksek noktasının altında birleştirilmiş.

Bu yapay eğimli zemin, arsanın başka bir sorununu da çözme imkanı sunmuş: Lizbon’un kentsel gridinin ikinci sırasında yer aldığı için, nehre yönelik görsel süreklilik teorikmiş, ama gerçek değilmiş. Caddenin karşısındaki EDP binası, kütle olarak kuzey-güney sürekliliğine uysa da, yaya düzeyinde nehir algısını tamamen engelliyormuş. Bu yüzden, eğime oturan ve nehre doğru konsol yapan bir beton parça yerleştirilmiş. Bu parça, yeterince yüksekliğe ulaşarak komşu yapının üzerinden bakabilmiş ve Tajo Nehri’ne net bir görüş sağlamış.

Kompleksin merkezindeki meydan tamamen kamusal kullanıma göre programlanmış. Bu niteliği korumak için, yapının girişi güney cephesinde yer alıyor; bu kamusal meydana katılıyor ama ona hükmetmiyor. Zemin kattaki halka açık bir kafe de mahallenin kamusal karakterine katkıda bulunuyor.

Tasarım, yapının karakterini belirlerken aynı zamanda enerji açısından verimli mimari işlemleri de göz önünde bulunduruyor. Örneğin, arsanın merkezindeki kamusal meydan, oyulmuş bir beton monolit gibi ele alınmış. Bu yaklaşım, hem ısıl kütle avantajı sağlamış hem de zemin algısını silerek komplekse anıtsal bir kamusal kimlik kazandırmış.

Buna karşılık, çevresel cephelerde, geri çekilmiş camla birlikte çalışan derin doğrusal elemanlardan oluşan bir grid sistemi yer alıyor. Bu sistem, doğrudan güneş ışığını engelleyen bir gölgelik işlevi görüyor ve katların ölçeğini ifade ederek çalışma ortamına bir “ev hissi” katıyor.

Son olarak, yapının nihai amacı insanlara uygun bir çalışma ortamı sunmak; yani insanların günlük yaşam kalitesini ciddi şekilde artırma fırsatı sunuyor. İç mekan düzeni, geleneksel bireysel masalardan geniş açık toplantı odalarına kadar çeşitleniyor. Bu sayede, bireysel/toplumsal ve resmi/gündelik kullanımlar bir arada bulunuyor. Dinlenme ve boş zaman alanları, planın herhangi bir noktasından en fazla bir kat uzaklıkta yer alıyor; böylece herkes için demokratik erişim sağlanıyor. Teras katına yerleştirilen spor salonu ve zemin kattaki kafe de, yalnızca işlevsel değil, daha hümanist bir ofis anlayışını desteklemeyi amaçlıyor.