El Gouna Konferans ve Kültür Merkezi

Mimari Tasarım
Studio Seilern Architects

Proje Yeri
El Gouna, Mısır

Tasarım Ekibi
Christina Seilern, Marcos Velasco, Maria Brebou, Alberto Favaro, Gloria Martin, Andreani Papaioannou, Brigitta Hajdu, Daphne Katrakalidi, Iulia Chiras

Tasarım Ekibi
Christina Seilern, Marcos Velasco, Maria Brebou, Alberto Favaro, Gloria Martin, Andreani Papaioannou, Brigitta Hajdu, Daphne Katrakalidi, Iulia Chiras

Statik Tasarım Mühendisi
Eckersley O’Callaghan Engineers

Yerel Statik Mühendisi
ECO, CPD

Su Özellikleri Danışmanı
ECMA

Mekanik ve Elektrik Danışmanı
Engineering Consultants Group (ECG)

Tiyatro Danışmanı
Ducks Scéno

Akustik Danışmanları
Kahle Acoustics, Nagata Acoustics

Aydınlatma Danışmanı
Atelier TEN

Peyzaj Mimarı
Landesign Landscape Architecture

Yangın Danışmanı
OFR Consultants

Rüzgar Analizleri
Buro Happold

Trafik Mühendisi
NAMAA Consulting

Maliyet Danışmanı
Gleeds

Yüklenici
Red Sea Construction, OCI, CPD

Görselleştirmeler
Panoptikon

Tamamlanma Tarihi
2019

Toplam İnşaat Alanı
9.700 m²

Fotoğraflar
Paul Riddle

Studio Seilern Architects imzalı Gouna Konferans ve Kültür Merkezi, El Gouna’nın doğal lagün yapısıyla bütünleşen anıtsal mimarisi, su ve ışıkla kurduğu dinamik ilişki ve kültürel yaşamı odağına alan tasarımıyla, çağdaş bir etkinlik mekanı olarak öne çıkıyor.

Studio Seilern Architects tarafından tasarlanan ve Red Sea Construction ile Orascom Construction Industries (OCI) tarafından Orascom Development Egypt için yapılan Gouna Konferans ve Kültür Merkezi, Mısır’ın El Gouna kentinde etkileyici bir etkinlik mekanı olarak öne çıkıyor. El Gouna, Kızıldeniz’in batı kıyısında, Hurghada’nın yaklaşık 30 km kuzeybatısında olan çevre dostu bir tatil beldesi. 1998’de Orascom HD tarafından sürdürülebilirliğe sıkı sıkıya bağlı kalarak, ileri görüşlü ve benzersiz bir tatil destinasyonu yaratma amacıyla geliştirilmiş.

Gouna Film Festivali’nin büyük başarısının ardından Orascom HD, El Gouna Konferans ve Kültür Merkezi’ni tasarlaması için Studio Seilern Architects’i görevlendirdi. Amaç, bu gelişen kent için yeni bir simge yapıya ve bölgedeki en etkileyici ve akılda kalıcı konferans merkezine hayat vermek olarak aktarılıyor. Kompleksin 30.000 m² yerleşim alanına sahip ilk fazı, 3.000 işçinin vardiyalı olarak çalışmasıyla sadece 16 haftada inşa edilmiş. İkinci fazda ise, 120 kişilik bir orkestra kapasitesine sahip 600 koltuklu bir konser salonu ve yapay bir lagünün ortasında anıtsal kemerli kolonadlarla çevrili 2.000 kişilik bir konferans merkezi yer alacak. Kompleksin içi ve çevresindeki peyzaj ve su ögeleri, güneşten ve rüzgardan korunmuş bir vaha yaratıyor.

Salonun akustiği Nagata Acoustics ve Kahle Acoustics tarafından tasarlanmış, tiyatro düzeni ise Ducks Scéno tarafından projelendirilmiş. Yapının önemli bir kısmı şantiyeye gelmeden önce prefabrik olarak üretilmiş ve yerinde monte edilmiş. İlk fazın zamanında tamamlanabilmesi için 3.000 işçi, 16 hafta boyunca 7.500 m³ beton dökmüş. Kompleksin büyük bir lagün ortasına yerleştirilmesinde, çevredeki yapılaşmalardaki su ögelerinin varlığı önemli bir etken olmuş. Yapının anıtsallığı, su yansımalarıyla güçlenmiş. Yeni 30.000 m²’lik lagün, yer çekimi esaslı bir sistemle çalışıyor; mevcut kuyulardan besleniyor ve mevcut lagün sistemine bağlanıyor. Mekanik pompalar yerine doğal su sistemlerinin tercih edilmesi, çevresel tasarım yaklaşımının bir parçasını oluşturuyor. Kompleksin önemli mekansal ögelerinden biri, kademeli kemerlerden oluşan kolonadlarla çevrelenmiş açık hava kamusal meydanı. Bu alan yıl boyunca çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapabilecek şekilde tasarlanmış.

Studio Seilern Architects’in kurucusu Christina Seilern şöyle diyor: “Louis Kahn, ‘Mimarlık donmuş müzik gibidir’ demişti. Gouna Konferans ve Kültür Merkezi’nde, kütleler, suyla olan ilişkiler öyle bir şekilde tasarlandı ki, ziyaretçi peyzajın yeşili, su ve yapının anıtsallığı arasında beklenmedik karşılaşmalara, sürpriz anlara tanık olacak. Kemerlerden süzülen ışık, değişken bir ritim ve oyun yaratıyor. Yapı, sudaki yansımaları ve gölgelerin hareketleriyle sürekli bir değişim hâlinde… Bu binada mimarinin bir melodi gibi olmasını istedik… Donmuş değil, büyüleyici. Amacımız, izleyicisini şaşırtan ve keyiflendiren bir mekan yaratmaktı.”