Ekonomik Ekolojik Konut

Ali Burak Aslan, Dr.
Gazi Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

Özge Yalçıner Ercoşkun, Prof. Dr.
Gazi Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

Dünya gündemini meşgul eden iki önemli ve farklı sorun bulunmaktadır. Bu sorunlardan ilki artan çevre kirliliği ve iklim değişikliği; ikincisi ise dünya nüfusunun hızlı artışı sonucu ortaya çıkan konut ihtiyacıdır. Barınma, tartışmasız her insanın en temel ve elzem ihtiyacıdır. Bu ihtiyaç, son yüzyılda hızlı sanayileşmeyle bağlantılı kentleşme ve göçün etkisiyle daha da karmaşık hale gelerek uluslararası boyuta taşınmıştır. 1980’li yıllardan itibaren (affordable) karşılanabilir konut kavramıyla ele alınmaya başlanmıştır (Whitehead, 1991). Bu kavramın akademik ve politik çevreler tarafından üzerinde uzlaşılan tek bir tanımı olmadığı için ulusal ve uluslararası düzeyde pek çok tanım önerilmiştir (Linneman ve Megbolugbe, 1992; Bramley, 1994; Stone, 2006). Karşılanabilir konut, en basit haliyle, hane halkının yaşam koşullarını kısıtlamadan konut için ödeme yapabilmesidir. Birçok ülkede emlak fiyatları, hane halkı gelirlerinden daha hızlı artmaktadır. Bu durum üretilen konut fiyatlarıyla özellikle dar gelirli hanelerin karşılayabileceği fiyatlar arasındaki uçurumu açmaktadır (Milligan ve Gilmour, 2012). Karşılanabilir konut üretiminin temel amacı, dar gelirlilerin barınma ihtiyaçlarını karşılamak, yaşam standartlarını yükseltmek, daha verimli ve daha kaliteli konutları daha düşük maliyetle ulaşılabilir kılmak ve gecekonduların sağlıksız yaşam tarzını azaltmaktır. Bu, devlet sübvansiyonlarının gelir dilimlerine göre uygun şekilde tahsis edilmesini ve ipotek için uygun koşulların yaratılmasını içermektedir (Smith, 2007). Öte yandan barınma ihtiyacına bağlı olarak artan yapılaşma, çevresel kaygıları da beraberinde getirmiştir. Bu anlamda uzun vadeli sürdürülebilir bir yaşam döngüsü oluşturmak için bu iki konuyu aynı anda çözmek, konut ihtiyaçlarına cevap verirken çevre sorunlarına da duyarlı davranmak ve bu bakış açısıyla konut üretimini ele alınması gerekmektedir. 

Bu kapsamda çalışmanın amacı; alternatif yapı malzemeleri ile üretilen ekolojik konutların uygun fiyata üretilip üretilmeyeceği ve bu konutların özellikle alt ve alt-orta gelir grubundaki hanehalkları tarafından karşılanıp karşılanamayacağıdır.

Ekolojik Konut 

Ekolojik konut tasarımının öncülerinden Ken Yeang, ekolojik tasarımla yapılan ürünleri en basit haliyle doğayla tasarlanmış bir sistem olarak ifade etmektedir. Yapılı çevrenin ekosistemi her şekilde taklit etmesi gerektiğini belirtmektedir (1995). Daha geniş kapsamda ekolojik konut; tükettiği enerjiyi rüzgar ve güneş gibi doğal ve yenilenebilir kaynaklardan sağlayan, yerel malzeme kullanımına önem veren, maliyeti uygun, bakımı kolay, yaşam kalitesini artıran, asgari seviyede enerji tüketen, atıkları ve emisyonları azaltan bir tasarımı işaret etmektedir (Yeang, 1995; Newman ve Jenings, 2008; Hodson ve Marvin, 2009; Ercoşkun, 2018, 27-29). Bu anlayışla tasarlanmış farklı coğrafyalardan ekolojik toplu konut örnekleri bulunmaktadır. 1994 yılında Dünya Habitat Ödülü’nü kazanan Danimarka’daki Skotteparken Projesi; Kolombiya’daki dünyanın ilk sosyal eko-kenti El Rodeo Eko-Kent; Amerika’daki en ekolojik konut kompleksi ödülünü alan Kolombiya’daki SAYAB Eko-Konut Kompleksi; İngiltere’de kooperatif yoluyla düşük maliyetli eko-konut üretiminin yapıldığı Hulme Eko-Konut Kompleksi, 2001 yılında Dünya Habitat Ödüllü Japonya’daki Fukasawa Simbiyotik Konut Kompleksi (Görsel 1) ve 2001 yılındaki Sürdürülebilirlik Ödülü’nün sahibi, ABD’de yer alan Holiday Neighborhood projeleri örnek gösterilebilir (Adil, 2010; Ercoşkun, 2018; Garrido, 2015; Iwamura, 2002; Wolfert, 2012).  

Resim 1. Fukasawa Simbiyotik konut kompleksinden görseller (Ö. Ercoşkun arşivi, 2005).Image 1. Visuals of the Fukasawa Symbiotic Housing Complex (Ö. Ercoşkun Archive, 2005).

Resim 1. Fukasawa Simbiyotik konut kompleksinden görseller (Ö. Ercoşkun arşivi, 2005). Image 1. Visuals of the Fukasawa Symbiotic Housing Complex (Ö. Ercoşkun Archive, 2005).

Resim 2. Fukasawa Simbiyotik konut kompleksinden görseller (Ö. Ercoşkun arşivi, 2005).Image 2. Visuals of the Fukasawa Symbiotic Housing Complex (Ö. Ercoşkun Archive, 2005).

Resim 2. Fukasawa Simbiyotik konut kompleksinden görseller (Ö. Ercoşkun arşivi, 2005). Image 2. Visuals of the Fukasawa Symbiotic Housing Complex (Ö. Ercoşkun Archive, 2005).

Ekolojik Konutlarda Alternatif Yapı Malzemelerinin Kullanımı 

Bir konutun yaşam boyu çevresel etkisinin yaklaşık onda biri yapı malzemelerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, ekolojik konut üretiminde yapı malzemelerinin seçimi oldukça önemli bir konu olup, üretim aşamasında daha az kirlilik ve atık oluşturan malzemelerin tercih edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, yerel malzeme kullanımı enerji tüketimini ve nakliye maliyetlerini azaltmaktadır (İpekçi vd., 2017).

Gelişmiş ülkelerde konut yapımında çeşitli doğal ve yapay yapı malzemeleri kullanılmaktadır. Bu malzemelerin en bilinenleri taş, ahşap, çelik, kerpiç, saman balyaları, bambu ve plastiktir. Aslında bu yapı malzemelerinin birçoğu (taş, ahşap, kerpiç) eski çağlardan beri Türk mimarisinde kullanılmış olmasına rağmen; günümüzde bu yapı malzemeleri yerini betonarmeye bırakmıştır (Aliusta ve Yılmaz, 2020). Türkiye’nin aksine bu yapı malzemeleri tüm dünyada kullanılmaya devam etmekte ve günümüz ileri teknolojisi kullanılarak bu malzemelerin özellikleri araştırılmakta ve geliştirilmektedir. Örneğin, 1994 yılında, Almanya-Avusturya sınırındaki Vestalgau dağ köyünde sekiz evden oluşan ekolojik konut kompleksi inşa edilmiştir. Yapı sistemi, ahşap karkaslar arasına gerilmiş ve üzeri sazlarla örtülü kerpiç dış duvarlardan oluşmaktadır (Berber, 2012, 155).

Eski çağlardan beri konut yapımında yaygın olarak kullanılan kerpiç doğal bir yapı malzemesi olup; kullanımı, sanayileşme ve teknolojik gelişmelerin artan talepleri nedeniyle eskiye göre azalmış olsa da dünya nüfusunun üçte biri günümüzde kerpiç konutlarda ikamet etmektedir (Gül, 2011, 4; Tekin, 2012). Amerika Birleşik Devletleri’nde, özellikle sıcak ve kuru iklime sahip bölgelerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Örneğin New Mexico’da kerpiç bölgenin özgün mimarisini oluşturmaktadır. 48 kerpiç blok üreticisi eyalette her yıl 4 milyondan fazla konut inşa etmektedir (Helvacı, 2001, 12). Üretimi sırasında mümkün olduğunca az enerji tüketen, doğaya zararlı katkı maddeleri içermeyen ekonomik ve ekolojik bir yapı malzemesidir (Gül, 2011, 3). Türkiye’de özellikle kırsal kesimde geleneksel olarak kullanılan bir yapı malzemesi olan kerpicin günümüzdeki kullanımına Malatya Büyükşehir Belediyesi için Nknc Mimarlık tarafından yapılan 250 m²’lik idari binası örnek gösterilebilir (Görsel 2). 

Resim 3. Nknc Mimarlık tarafından Malatya Büyükşehir Belediyesi için tasarlanmış olan kerpiçten üretilen yönetim binası (Ekinci, 2020).Image 3. Adobe administration building designed by Nknc Architecture for Malatya Metropolitan Municipality (Ekinci, 2020).

Resim 3. Nknc Mimarlık tarafından Malatya Büyükşehir Belediyesi için tasarlanmış olan kerpiçten üretilen yönetim binası (Ekinci, 2020). Image 3. Adobe administration building designed by Nknc Architecture for Malatya Metropolitan Municipality (Ekinci, 2020).

Resim 4. Nknc Mimarlık tarafından Malatya Büyükşehir Belediyesi için tasarlanmış olan kerpiçten üretilen yönetim binası (Ekinci, 2020).Image 4. Adobe administration building designed by Nknc Architecture for Malatya Metropolitan Municipality (Ekinci, 2020).

Resim 4. Nknc Mimarlık tarafından Malatya Büyükşehir Belediyesi için tasarlanmış olan kerpiçten üretilen yönetim binası (Ekinci, 2020). Image 4. Adobe administration building designed by Nknc Architecture for Malatya Metropolitan Municipality (Ekinci, 2020).

Ekolojik konutların imalatında ahşap, kerpiç gibi doğal yapı malzemelerinin yanı sıra yapay malzemeler de tercih edilmektedir. Çelik bu yapay malzemelerden biridir. Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Finlandiya, Almanya, Japonya ve özellikle Kanada gibi ülkeler, çeliğin diğer yapı malzemelerine göre üstün mekanik ve yapısal özelliklerinden faydalanmak için hafif çelik yapı sistemleri geliştirmiştir. İnşaat sektöründe büyük yapıların (köprü, alışveriş merkezi, apartman, stadyum vb.) yapımında kullanılan çelik, 2000’li yılların başında popüler hale gelmiştir. Amerika’da iki katlı konutların %3’ünde çelik kullanılmıştır. Almanya’da birçok küçük ve orta ölçekli şirket çelik çerçeve sistemli konutlar geliştirmektedir (Özcan, 2005, 15-17). Geri dönüştürülebilir olduğu için ekolojik bir malzeme olan çelik; depreme en dayanıklı yapı malzemelerinden biridir. Çelik fabrikalarda standartlara ve yönetmeliklere uygun olarak üretilmektedir (Yardımcı, 2004; Uz, 2020).

1999 Marmara Depremi’nden sonra Türkiye gündemine giren ve yapımına başlanan prefabrik konutların üretiminde çelik ve ahşap kullanılmaktadır. Özellikle doğal afetlerde, acil korunma gerektiğinde prefabrik konutlar hızlı üretimleri sebebiyle tercih edilmektedir. İklim şartlarından etkilenmeden üretilebilmesinin yanı sıra kısa sürede yerinde montajı yapılabilmektedir (Amani ve Niyazi, 2018). Lehrer Architects’in Kuzey Hollywood’daki Los Angeles Park’ta bulunan Alexandria Park Tiny Home Village, evsizler için 200 kişiyi barındıran 103 prefabrik eko-konut inşa etmiştir (Görsel 3). Söz konusu projenin inşaatı 13 hafta sürmüştür (URL-1). 

Resim 5. Alexandria Park Tiny Home Village projesinden görseller (URL-1).Image 5. Visuals of the Alexandria Park Tiny Home Village Project (URL-1).

Resim 5. Alexandria Park Tiny Home Village projesinden görseller (URL-1). Image 5. Visuals of the Alexandria Park Tiny Home Village Project (URL-1).

Resim 6. Alexandria Park Tiny Home Village projesinden görseller (URL-1).Image 6. Visuals of the Alexandria Park Tiny Home Village Project (URL-1).

Resim 6. Alexandria Park Tiny Home Village projesinden görseller (URL-1). Image 6. Visuals of the Alexandria Park Tiny Home Village Project (URL-1).

1983 yılında ilk üç boyutlu (3B) yazıcı icat edilmiş olup, bu teknoloji oldukça hızlı bir şekilde büyüyerek başta tıp, havacılık ve otomotiv sektörleri olmak üzere sanayinin her kolunda kullanılmıştır (Anjum vd., 2017). Konut sektöründe de ilk olarak 2014 yılında kullanılmaya başlanmış ve bu teknoloji ile üretilen ilk konut Rusya’da 298,50 m² alana sahip “Yaroslavl” konut projesi olmuştur (Felek, 2021). Türkiye’de ise ilk kez İSTON tarafından Tuzla’da yerel bir 3B yazıcı robotu yardımıyla üç oda ve bir salondan oluşan bir konut yaklaşık bir hafta içinde üretilmiştir (Görsel 4). Konutun duvarlarına geleneksel demir takviyeli kolonlar dökülerek deprem dayanımı sağlanmıştır (URL-2).

Resim 7. İSTON tarafından İstanbul’da 3 boyutlu yazıcı ile üretilen konut binası (URL-2).Image 7. Residential building produced with a 3D printer by ISTON in Istanbul (URL-2).

Resim 7. İSTON tarafından İstanbul’da 3 boyutlu yazıcı ile üretilen konut binası (URL-2). Image 7. Residential building produced with a 3D printer by ISTON in Istanbul (URL-2).

Resim 8. İSTON tarafından İstanbul’da 3 boyutlu yazıcı ile üretilen konut binası (URL-2).Image 8. Residential building produced with a 3D printer by ISTON in Istanbul (URL-2).

Resim 8. İSTON tarafından İstanbul’da 3 boyutlu yazıcı ile üretilen konut binası (URL-2). Image 8. Residential building produced with a 3D printer by ISTON in Istanbul (URL-2).

Bu yapı malzemeleri dışında birçok alternatif yapı malzemesi de ekolojik konutların inşasında kullanılmaktadır. Bunlar taş, plastik, kompozit malzeme, oluklu metal levhalar ve konteynerler, atık malzemeler ve bambu örnek gösterilebilir (Aslan, 2022). 

Ekonomik (Karşılanabilir) Konut 

Smith’e (2007) göre ekonomik (karşılanabilir) konut, tüm olanaklara sahip bir konutun uygun bir fiyat ve ödeme koşuluyla ya da ücretsiz olarak kiralanması veya satın alınmasıdır. Bu kavram bazen “konut satın alma fırsatı” ifadesi yerine kullanılabilmekte olup, özellikle politikacılar tarafından dar gelirli aileler için uyguna kiralama veya düşük maliyete satın alma olarak ifade edilmektedir (Whitehead, 2007). 

Karşılanabilir konut; konut maliyetleri, konut politikası, konut arzı, hanehalkının borçlanma kapasitesi, hanehalkının talepleri ve tercihleri, gelir dağılımı ​​gibi birçok farklı hususu içerdiğinden tek bir tanımının yapılması uygun değildir. Kavram, kısmen konut maliyetleri, kısmen de hanehalklarının geliri ile alakalıdır. En yalın haliyle, bir hane halkının ihtiyaç duyduğu konutu mevcut geliriyle piyasadaki konut stoğu içerisinden satın alabilmesidir (Bramley ve Karley, 2005). Karşılanabilir konut; sosyal konut uygulamalarından farklı olup, dar gelirli hanehalklarının gelirlerine uygun bir konuta erişebilmesidir. Yani, hanehalklarının konut harcamaları ile konut dışı harcamaları arasında yaptığı tercihlerin bir fonksiyonudur (Yang ve Shen, 2008). Özetle, hanehalkının hayat şartlarını kısıtlamaksızın konut için ödeme yapabilme yeteneği olarak ifade edilmektedir. 

Ekolojik ve ekonomik konut kavramları ilk bakışta birbiriyle çelişkili gibi görünse de uzun vadede bu iki kavram birbirini tamamlamaktadır. Ekolojik kriterleri dikkate alan konut tasarımlarının inşaat maliyetini artırdığı kabul edilse de ekolojik tasarım sayesinde enerji ve su tasarrufu yüksek, daha verimli konutlar oluşturulabilecek ve uzun vadede bu durum işletme maliyetlerini düşürebilecektir. Ömür boyu ödenebilirlik, özellikle dar gelirli hanehalkları için önemli bir konudur. Karşılanabilir konut, konut literatürünün en önemli konu başlıklarından biri olmasına rağmen, ekonomi kısa vadeli bir gösterge olarak ele alınmakta ve sadece ilk yapım maliyeti dikkate alınmaktadır. İşletme ve bakım maliyetleri genellikle göz ardı edilmektedir. Bununla birlikte, konut maliyetleri üzerine yapılan araştırmalar, ilk maliyetlerin toplam konut maliyetinin nispeten küçük bir bölümünü oluşturduğunu göstermektedir. Ekonomik sürdürülebilirliğin yanı sıra çevresel sürdürülebilirlik açısından bakıldığında; daha düşük maliyetler, daha az kirlilik ve atık, daha az enerji talebi, daha az çevresel etki ve fosil yakıtlara daha az bağımlılık anlamına gelmektedir (Emekci ve Tanyer, 2019). 

Ekolojik konutların yaygınlaşmasının önündeki en büyük engel, bu konutların maliyetinin geleneksel olarak inşa edilen konutlardan daha yüksek olduğu önyargısıdır. Ancak, yerel malzeme kullanımı, basit ve farklı inşaat tekniklerinin kullanılması ekolojik konutların maliyetini düşürmektedir (Aslan ve Ercoşkun, 2021). Özellikle yaşam boyu maliyetleri göz önünde bulundurulduğunda, çevre dostu tasarım standartları dikkate alınarak inşa edilen konutların, elektrik, ısınma ve su faturalarında ciddi oranlarda tasarruf sağladığı örnek projelerden tespit edilmektedir. Yapılan ek maliyetlerin uzun vadede amorti edildiği anlaşılmaktadır (Adil, 2010, 72). Daha evvel bahsedilen örnek ekolojik konut projeleri incelendiğinde, bu konutlarda enerjide %20 ila %50 arasında; su tüketiminde %14 ila %50 arasında tasarruf sağlandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, ekolojik özelliklerin geleneksel yöntemlerle üretilen ekolojik konutlara getirmiş olduğu ek maliyet oranı ise Skotteparken Projesi’nde %8 olarak belirlenmiştir (Aslan ve Ercoşkun, 2021).

Bu örnek projelerin yanı sıra Gayrimenkul Araştırma ve Rapor Üretim Komitesi tarafından LEED sertifikalı ekolojik konutlar için yapmış olduğu gelir indirgeme yöntemi incelendiğinde, her bir LEED seviyesindeki ekolojik konutların su ve enerjiyle ilgili ortalama tasarruf oranları Tablo 1’de verilmiştir (2014). Bu tasarruflara ek olarak, işletme giderlerinde de sertifika seviyelerine göre %12,36 ila %23,44 arasında tasarruf sağlandığı tespit edilmiştir.

Sertifika Seviyesi Enerji Tasarrufu (%) Su Tasarrufu (%)
Platin 35% 40%
Gold 32% 35%
Silver 27% 32%
Certificate 25% 30%

Tablo 1. Tasarruf oranları (Gayrimenkul Araştırma ve Rapor Üretim Komitesi, 2014).
Table 1. Saving Rates (Real Estate Research and Report Production Committee, 2014).

Aslan (2022) ise, “Ekolojik Konutların Karşılanabilirliği Üzerine Bir Hesaplama Modeli” adlı tez çalışmasında TÜİK tarafından belirlenmiş %20’lik gelir gruplarına göre her gelir grubundaki hanehalklarının farklı alternatif yapı malzemeleri üzerinden üretilen ekolojik konutların maliyetlerini karşılayıp karşılayamayacağını hesaplanmış ve bu hesaplamalar sonucunda hangi durumlarda hangi gelir gruplarının hangi alternatif yapı malzemesiyle üretilen ekolojik konutlara ulaşıp ulaşamadığını cevaplamıştır. Ayrıca, bu hesaplamayı Türkiye’de konut imalatında hakim yapı malzemesi olan betonarme üzerinden geleneksel yöntemlerle inşa edilen konutlar içinde yaparak bu konutların ekolojik konutlarla ödenebilirliğini karşılaştırmıştır. Yapılan hesaplamalardan, ekolojik konuta erişemeyen birinci ve ikinci %20’lik gelir grubundaki alt ve alt-orta gelir grubunun betonarme konutları da karşılayamadığı; ekolojik konutları karşılayabilen dördüncü ve beşinci %20’lik gelir grubundaki yüksek ve yüksek-orta gelir grubunun betonarme konutları da karşılayabildiği tespit edilmiştir. Ekolojik konutların başlangıç maliyetlerinden dolayı karşılanabilirlik konusunda dezavantajlı olmalarına rağmen, su, ısınma ve elektrik faturalarında sağladıkları tasarruflar ile betonarme konutlara göre fatura ödemelerinde avantaj sağlayarak başlangıçtaki ek maliyeti (standart konutlara oluşturduğu ek %5,47’lik maliyet farkı) amorti ettiği ve benzer ödenebilirlik sonuçlarının çıktığı anlaşılmaktadır. Ekolojik konutların maliyet açısından dezavantajlı olduğu öngörüsünün de önyargıdan ibaret olduğu yapılan çalışmanın sonucundan çıkarılmaktadır.

Ekolojik tasarım yaklaşımları nedeniyle konut üretiminin maliyetleri artırdığı görüşü yaygın olarak kabul görmesine rağmen, bu konutlarda yerel malzeme kullanımı, farklı yapım teknikleri ve basit yapı çözümlerinin kullanılması maliyetleri düşürebilmektedir. 

Sonuç 

Aşırı nüfus artışı, küresel ısınma, çarpık kentleşme, çölleşme, kirlilik, doğal kaynakların tükenmesi gibi doğayı doğrudan etkileyen çeşitli sorunlar son yıllarda fazlasıyla gündemi işgal etmektedir. Bu gelişmeler planlama disiplinini de etkilemeye başlamıştır. Bu doğrultuda, sürdürülebilir ve ekolojik tasarım stratejileri geliştirilmiştir. Bu yeni bakış açısı doğrultusunda, kentlerin ve kenti oluşturan toplumun temel yaşam birimi konutların ekolojik bir planlama anlayışını benimsemesi gerekmektedir. Diğer taraftan, dünya nüfusunun hızla artmasıyla ortaya çıkan önemli sorunların başında konut ihtiyacı gelmektedir. Özellikle alt ve alt-orta gelire sahip hanehalkları için konut satın almak giderek zorlaşmaktadır. Bu sebeple, karşılanabilir konutların üretilmesi oldukça önemli bir konut politikası başlığı olup, bu sorunun doğayla uyumlu bir şekilde yerine getirilmesi gerekliliği ise kaçınılmazdır. 

Ekolojik konutların yaygınlaşmasının önündeki engel bu konutların yüksek maliyetli olduğu önyargısıdır. Ayrıca, Türkiye’deki düşük maliyetli konut projeleri, yaşam döngüsü maliyetlerini göz ardı ederken sadece inşaat maliyetlerini dikkate almaktadır. Ancak, yaşam boyu maliyet gözetildiğinde ekolojik konutların ısınma, elektrik ve su faturalarını en aza indirerek tasarruf sağladığı ve bu nedenle inşaat maliyetlerine eklenen ek maliyetlerin uzun vadede geri kazandırıldığı yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır.

Öte yandan, ekolojik yaklaşımı dikkate alan projelerin sayısındaki artışla birlikte konut sektöründe ekolojik yapı malzemelerinin kullanımı da artmaktadır. Böylece inşaat firmaları da piyasada kalabilmek için bu ürünlere yönelmekte ve ek maliyetler olmadan bu ürünleri kullanıma sunabilmektedir. Yerel malzemelerin kullanılması, taşıma aşamasında enerji tüketimini ve emisyonları azaltmakla birlikte, düşük maliyetli konut üretimi için de önemli bir faktördür. Bu nedenle malzeme seçiminde taş, kireç, saman, ahşap gibi yerel malzemeler tercih edilmelidir. Bu malzemelerin kullanımı doğal kaynakların ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına yardımcı olmaktadır.

Araştırmalar, proje geliştirme sürecinin başından itibaren maliyet ve ekolojik stratejilerin sürece entegre edildiğinde tasarım ve inşaat maliyetlerinin geleneksel konutlardan yüksek olmadığını göstermektedir. Enerji ve su tüketimindeki tasarrufların yanı sıra uzun vadeli işletme ve onarım maliyetlerinin düşürülmesi, ekolojik konutların gelir getirici özellikleridir. Ayrıca birçok çalışma, ekolojik konutların yüksek kira getirisi ve satış fiyatı, yüksek doluluk oranı ve düşük kapitalizasyona sahip olduğunu belirtmektedir.

Mevcut konut stokuna erişilebilirlik; gelir yetersizliği ve finansmana erişim sorunları nedeniyle alt ve alt-orta gelir grubundaki hanehalkları açısından pahalı olarak algılanmaktadır. Bu ortamda, özellikle dar gelirli hanehalklarının konut ihtiyaçlarının karşılanabilmesi sadece satış odaklı kredi faiz oranı ve vade kampanyalarıyla mümkün olmayıp, aynı zamanda çözüm için kiralık konut piyasasına yönelik politikaların oluşturulması, bunun kamu-özel sektör iş birliği kapsamında üretimi ve finansmanı destekleyici modeller ile bütüncül çözümlerin sunulması gerekmektedir. 

Konut sektöründe yeni teknolojik gelişmelerden yararlanılabilmek için devlet bu teknolojileri kullanmaya yönelik teşvik edici politikalar ortaya koymalıdır. Çalışmada anlatılan 3B yazıcılarla konut üretmek gibi gelecekte konut sektörüne ciddi etkileri olacak teknolojilere yönelmek ve hızlı bir şekilde bu gelişmelere uyum sağlamak gerekmektedir. 

Diğer taraftan, doğal afetler gerçekleştikten sonra en acil ihtiyaç barınma ve gıdadır. Türkiye coğrafi konumu nedeniyle doğal afetlere karşı hassas bir konumda bulunmaktadır. Bu doğal afetler sadece insan kayıplarına neden olmakla kalmayıp, aynı zamanda ciddi boyutlara ulaşabilen yapısal hasarlara da neden olmaktadır. Özellikle deprem, Türkiye için en yıkıcı doğal afetlerden biri olmuştur. Ayrıca, Türkiye nüfusunun büyük bir kısmı deprem riski altındadır. Nüfusun yarısı 1. ve 2. derece deprem bölgelerinde yaşamaktadır. Son üç yılda Türkiye dört büyük depremle sarsılmıştır. 24 Ocak 2020 Elazığ depreminden sadece 8 ay sonra, 30 Ekim tarihinde, İzmir’in Seferihisar bölgesine 23 kilometre uzakta, Ege Denizi’nde bir deprem daha meydana gelmiştir. Her iki depremde de can kaybı olmasının yanı sıra yerleşim yerleri de ciddi şekilde hasar görmüştür. Bu depremlerin yaraları sarılamadan bu kez 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ın ilçeleri Pazarcık ve Elbistan merkezli, 9 saat arayla 2 büyük deprem daha olmuştur. Bu depremler on ili etkilemiş ve birçok can kaybına neden olmuştur. Bunun yanı sıra bölgedeki konutların büyük çoğunluğu ciddi şekilde hasar görerek oturulamaz hale gelmiş veya yıkılmıştır. Türkiye’de bugüne kadar gerçekleşen depremlerin ardından ciddi bir konut sıkıntısı yaşanmıştır. Deprem sonrası konutların hızlı üretimi yaraların sarılmasında önemli konulardan biridir. Bu bağlamda, alternatif yapı malzemeleri ile üretilecek ekolojik az katlı konutların toplu bir şekilde üretimlerinin yapılabilmesi, yapım sürelerinin 2 ila 4 hafta gibi kısa bir süre alması afetlere açık bir ülke olan Türkiye için oldukça önemlidir.

Ayrıca bu depremler betonarme ve yüksek binaların depreme karşı güvenilirliğini ciddi anlamda sorgulatmıştır. Benzer bir sorgulama 1999 Marmara Depremi’nden sonra da yaşanmış ve konut sektörü yeni çözümler üretmeye çalışmıştır. Bu süreçte kamuoyunda az katlı konutlara ve özellikle depreme dayanıklı alternatif taşıyıcı sistemlere olan ilgi artış göstermiş olmasına rağmen, konut piyasasına sunulan farklı alternatif taşıyıcı sistemlerinin hiçbiri Türkiye’de yaygınlaşamamıştır. Çalışma kapsamında önerilen ekolojik konutlar az katlı olup, kullanılan yapı malzemeleri de fabrikada belirli standartlarda denetimli şekilde ön üretimi gerçekleştirilip yerinde kurulumu yapılan ürünlerdir. Bu malzemeler hafif bir yapı malzemesi olup, çekme ve eğilmeye karşı dayanıklı olmaları sebebiyle de betonarmeye göre depreme karşı daha fazla dirençlidirler. Yaşanan depremlerde betonarme yapıların birçoğunda malzemeden çalındığı tespit edilmiştir. Oysaki çelik ve prefabrik gibi yapı malzemeleri fabrikalarda denetlenerek standart bir şekilde üretilmektedir. Diğer taraftan, bu konutlar taşınabilir özelliklere sahip olup, sökülebilir ve tekrar monte edilebilir şekilde üretilmektedirler. Bu sayede, doğal afetlere karşı önceden hazırda tutularak gerektiğinde afetlerin yaşandığı bölgelere bu konutlar götürülerek hızlı bir şekilde monte edilebilmektedirler. 

Sonuç olarak, konut üretiminde geleneksel yöntemlerin dışına çıkarak, yeniliklere ve farklılıklara kapı aralamak, konut üretimiyle ilgili son teknolojileri takip etmek gerekmektedir. Bu anlamda Türkiye hem yerel kaynak zenginliği bakımından hem de yetkin araştırmacı ve konut geliştiricileri açısından yeterli donanıma ve potansiyele sahiptir. Gelişmekte olan ülkelerde buna yönelik çalışmalar hızla devam ederken Türkiye’nin de iklim değişikliği ve çevre sorunlarının çözümüne bir katkı sağlaması, bununla beraber bulunduğu coğrafya gereği karşı karşıya kaldığı afet risklerini de önemseyerek yeni konut politikaları yürütmesi önemli bir sorumluluktur. Bu anlamda, ekonomik ve ekolojik konutlar günümüzün iki önemli problemi olan konut ve çevre sorunlarına çözüm olmasının yanı sıra afetlere karşı dirençli kentler üretebilmek için de iyi bir fırsat sunmaktadır.

Kaynaklar

  • Adil, S. (2010). Ekolojik Kentleşme ve Toplu Konutlarda Ekolojik Planlama Yaklaşımının Başakşehir 4. Etap Örneğinde İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul, 72-94.
  • Aliusta, H. ve Yılmaz, B. (2020). Karbon maliyetlerinin muhasebeleştirilmesi: çimento sektörü uygulaması. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 15(1), 267–294.
  • Amani, A. ve Niyazi A. Q. (2018). Türkiye’de prefabrik yapı sektörünün hızlı gelişimi, Journal of Engineering Sciences and Design, 6(3), 487-494.
  • Anjum, T., Dongre, P., Misbah, F. ve Nanyam, V. P. S. N. (2017). Purview of 3DP in the Indian built environment sector, Procedia Engineering, 196, 228–235.
  • Aslan, A. B. ve Ercoşkun, Ö. Y. (2021). Yaşam kalitesinin arttırılması için ekolojik sosyal konutta yeni bir finansman önerisi. İdealkent Kent Araştırmaları Dergisi, 32 (12), 182-207.
  • Aslan, A. B. (2022). Ekolojik Konutların Karşılanabilirliği Üzerine Bir Hesaplama Modeli. Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
  • Berber, F. (2012). Ekolojik Malzemenin Tasarımdaki Yeri ve Ekolojik Malzemeyle Mimari Konut Tasarımı. Yüksek Lisans Tezi. Haliç Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 54-177.
  • Bramley, G. (1994). An Affordability crisis in British housing: dimensions, causes and policy impact. Housing Studies, 9(1), 103-124.
  • Bramley, G. ve Karley, N. K. (2005) How much extra affordable housing is needed in England? Housing Studies, 20(5), 685-715.
  • Ekinci, N. (2020). Toprak yapıya dönüş. TOKİ Haber Dergisi, 120, 40-43. https://www.tokihaber.com.tr/sayi-120/
  • Emekci, Ş. ve Tanyer, A. M. (2019). Türkiye’de alt gelir grubunun konut sorunu ve yaşam döngüsü maliyet analizi (YDMA) tabanlı çözüm önerisi. Tasarım Kuram Dergisi, 15(27), 55-63. doi: 10.14744/ 2019.65265.
  • Ercoşkun, Ö. Y. (2018). Sürdürülebilir Kentsel Planlama ve Tasarım: Dünya Örnekleri. 1. Baskı, Ankara: Gazi Kitabevi, 29-262. 
  • Felek, S. Ö. (2021). 3 Boyutlu yazıcıların mimari yapılarda kullanımı. Şantiye Dergisi, 338, 76-79.
  • Garrido, L. (2015). Green Social Housing. First Edition, Barcelona: Monsa Publishing, 8-130.
  • Gayrimenkul Araştırma ve Rapor Üretim Komitesi. (2014). Bir Değerleme Yaklaşımı: Yeşil Bina Sistemlerinin Gayrimenkul Değerine Etkisi. Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği, İstanbul: Bizim Matbaa.
  • Gül, T. (2011). Cam Elyaf ve Hava Sürükleyici Katkı Kullanılarak Geliştirilmiş Kerpiç. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 3-16.
  • Helvacı, G. (2001). GAP Bölgesinde İnsan Yerleşmelerinin İyileştirilmesi Amacıyla Alçı Katkılı Kerpiç ve Tuğla Duvarın Şanlıurfa Toplu Konut Projesi Üzerinde Karşılaştırılması. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 10-17.
  • Hodson, M. ve Marvin, S. (2009). Urban ecological security: A new urban paradigm? International Journal of Urban and Regional Research, 33(1), 193-215.
  • Iwamura, K. (2012). A model project of rebuilding public housing complex in Tokyo, Japan for “the sustainable future”. http://iwamura-atelier.com/wpat/wp-content/uploads/2017/11/ 2006.3-Fukasawa-SymbioticHousing-Complete.pdf, Son Erişim Tarihi: 01.04.2020.
  • İpekçi, C. A., Coşkun, N. ve Tıkansak Karadayı, T. (2017). İnşaat sektöründe geri kazanılmış malzeme kullanımının sürdürülebilirlik açısından önemi. TÜBAV, 10(2), 43-50.
  • İnternet: Lehrer Architects URL-1: https://www.lehrerarchitects.com/project/alexandria-tiny-home/, Son Erişim Tarihi: 11.10.2022.
  • İnternet: İSTON URL-2: https://iston.istanbul/ibb-turkiyenin-ilk-3d-binasini-insa-ediyor, Son Erişim Tarihi: 15.05.2022.
  • Linneman, P. D. ve Megbolugbe, I. F. (1992). Housing affordability: myth or reality? Urban Studies, 29(3-4), 369-392.
  • Milligan, V. ve Gilmour, T. (2012). Affordable housing strategies. International Encyclopedia of Housing and Home, 58–64.
  • Newman, P. ve Jennings, I. (2008). Cities as Sustainable Ecosystems Principles and Practices. Washington Dc. Island Press, 92-144.
  • Özcan, E. (2005). Konut Sektöründe Hafif Çelik ve Alker Yapım Teknolojilerinin Birlikte Kullanılabilirliği. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 15-69.
  • Smith, D. (2007). Affordable Housing: Markets And Governments. GYODER Gayrimenkul Zirvesi 07, Swiss Otel, İstanbul, Nisan 25-26.
  • Stone, M. E. (2006). What is housing affordability? The case for the residual income approach. Housing Policy Debate, 17 (1), 151-184. 
  • Tekin, Ç. (2012). Enerji Etkin Yapılarda Malzeme Kullanımı. Yeşilbina Sürdürülebilir Yapı Teknolojileri Dergisi, 14, 46-53.
  • Uz, A. (2020). Sürdürülebilir Kalkınma Ekseninde Konut Üretimi ve Konut Yapı Malzemeleri. Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 234-298. 
  • Whitehead, C. (1991). From need to affordability: analysis of UK housing objectives. Urban Studies, 28(6), 871-887.
  • Whitehead, C. (2007). Planning policies and affordable housing: England as a successful case study? Housing Studies, 22(1), 25-44. 
  • Wolfert, E. M. (2012). Developing sustainable planned communities: Holiday Neighborhood. Urban Land Institute, 184-191. http://barrettstudio.com/wp-content/uploads/2016/09/ Book-DevelopingSustainablePlannedCommunities.pdf, Son Erişim Tarihi: 01.05.2020.
  • Yardımcı, N. (2004). Yapıda çelik kullanım. Dizayn Konstrüksiyon, 217, 53-60.
  • Yang, Z. ve Shen, Y. (2008). The affordability of owner occupied housing in Beijing. Journal of Housing and the Built Environment, 23, 317-335. 
  • Yeang, K. (1995). Designing With Nature: The Ecological Basis For Architectural Design. First edition, New York: Mc Graw Hill Published, 13-198.