Çin’de yer alan Eagle Studio’nun tasarımında, sanat faaliyetleri için optimum koşulları sağlamanın ötesinde, bir öğrenci topluluğu için kolektif bilinç oluşturacak mekanlar üretmek hedeflenmiş.

Eagle Studio, Hangzhou’da bulunan bir sanatçı eğitimi topluluğu için tasarlanmış. 72.000 m²’lik kampüs, 3000’den fazla öğrenciyi, birinci kademe sanat kurumlarına giriş sınavına hazırlayan sekiz aylık yoğun bir eğitim programını barındıracak şekilde düzenlenmiş. Binaya bir “rüya fabrikası”, geçici kullanıcılarının isteklerini yerine getirmeye yardımcı olan, bir sanat topluluğu için mekansal bir model olarak bakılıyor.

Bu fabrika; çalışmak, rekabet etmek, yaşamak ve hayal kurmakla ilgili duygulara odaklanan sanat merkezli faaliyetlerin nasıl icra edildiğine dair incelkli bir bakış gerektirmiş. Yapı, öğrenciler için sosyal fırsatları kolaylaştırma hedefiyle tasarlanmış. Bir kampüs master planının sosyal değerlerini bir araya getiren fikir, kampüsün herhangi bir noktasında sosyal deneyimi ve program alışverişini optimize etmek olarak öne çıkıyor. Burası, ders çalışma, stüdyo ortamında resim yapma, dersler, yemek, spor ve dinlenme gibi faaliyetlerin birbirine kenetlendiği ve kamusal alana dağıldığı bir yer. Bu şekilde görsel bağlantılar ve mimari jestler, etkileşimi, iletişimi ve ortak amaç yoluyla bir kimliği teşvik etmek için bilinçaltında hareket edebiliyor.

Geleneksel kampüslerde görülen düşük yoğunluklu yayılımı yerine, binalar dikey olarak sürekli bir alan hacmini benimseyecek şekilde düzenlenmiş. Merkezi bir sirkülasyon merkezi aracılığıyla uzun rampalarla erişilen tek bir kat, üç bin öğrencinin tamamının sanatla ilgili çalışmalarını yürütmeleri için merkez olarak işliyor. Bu, öğretim kolaylığı açısından, çizim sınıfları arasında görünürlük sağlaması ve çok arzu edilen kurumlara kabul edilme umutlarını belirleyecek rekabetçi atmosferi teşvik etmesi ile olumlu bir etkiye sahip. Altı metrelik bir hacim, cephedeki ifadesi görünür olan tırtıklı bir panjur sistemi aracılığıyla entegre edilen dağınık doğal gün ışığı ile geliştirilmiş optimum çalışma koşullarına izin veriyor. Ayrıca mekanın, öğrencilerin sınavlarını genellikle doğal olarak aydınlatılmış ve kısmen dış mekanlarda çok sayıda oturacakları ortamı barındırdığını da eklemek gerekiyor. Her çizim grubu, her bir sınır içinde 30 öğrenci için yer bulunan zemin işaretleriyle belirlenmiş.

Hangzhou Sanat Kampüsü, bir dizi düşük teknolojili sürdürülebilir bina fikri sunmak için ekstra yol kat ediyor. Resim yapma faaliyetlerinin konforu için doğal ışık ana faktörlerden biri olarak ele alınmış ve öncelik resim yapmak için altın standart olan kuzey ışığından yararlanmak olmuş. Bu, tüm resim stüdyosu çatısına yerleştirilen 62 ışıklık şeridi ile sağlanıyor. Kuzey ışığı veya yansıyan yumuşak ışık yakalanıyor ve soğuk bir sıcaklık üretiyor. Resim yaparken gölgeler üzerinde daha fazla kontrol sağlanıyor. Çift cidarlı polikarbonat perde duvar kullanılarak aydınlatma seviyeleri daha da artırılmış: Polikarbonat, kırılma özellikleri ve gölgeleri yumuşatma etkisi nedeniyle düz camın aksine ideal bir malzeme olarak görülmüş. Bu sayede, özellikle bulutlu ve kapalı günlerde gün boyunca aydınlatma seviyeleri daha yüksek bir düzeye çıkarılmış ve elektrik kullanımına olan bağımlılık azaltılmış.

Mimarlara göre; bu büyük okul için, odak noktası kolektif bir yer yaratmaksa, bu, bireylerin birbirleriyle bağlantı ve ilişki içinde hissetmeleri anlamına gelmeli. Sınıflar/stüdyolar ve rekreasyon alanları arasındaki gevşek sınırlar sayesinde okul ve sakinleri arasında bir ortak mülkiyet, belki de bir ev duygusu yaratılabilir. Mimariyi, hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin büyük ölçüde kontrol edebilecekleri, belki de daha çok geçici işgal fırsatları olarak tanımlanan daha küçük insan ölçeklerinde ele almışlar. Bu odağın, rekabetçi eğitimle ilişkili baskıyı hafifleteceği; öğrencilerin ve personelin zihinsel refahını artıracağı düşünülmüş. Herman Herzberg’in yorumladığı gibi, “Yer, bir mekana eklenen özel bir değer anlamına gelir, birbirlerine bağlı hisseden ya da ondan bir dayanışma hissi çıkaran bir dizi insan için özel bir anlamı vardır.”