“Ben yaptıklarımı “Düşünce Haritaları” diye adlandırıyorum. Bu sergiyi de böyle adlandırmak doğru olur. 24 yılı aşkın bir süre içinde bir romanın, bir olayın, bir şiirin, bir mitolojik anlatının, bazen bir iş gezisinin zihinde kalan tortuları zaman zaman tuvale aktarıldı. Sonra sadece çok yakınlarımla ve dostlarımla paylaşılmak üzere bir köşeye kondu.

“Düşünce Haritalaması” yapı uygulamalarını planlarken tüm meslek hayatım boyunca kullandığım çok basit bir yöntem. Bu yöntem benim için yıllar boyunca vazgeçilemez bir alışkanlık haline gelmiş olmalı ki, uzun yıllar boyunca düşüncelerimi tuvallere ve kağıtlara taşırken bana yol gösterdi. Öte yandan, ressamı ve resmi anlamaya dönük bu çaba içine girince bu sefer mimari alışkanlıklarımdan da uzaklaşmam pek mümkün olmadı. Sergilenen çalışmaları “Resim”, kendimi de “Ressam” olarak tanımlamam benim açımdan mümkün değil. Bu, her şeyden önce tüm yaşamını resme adamış sanatçılara ve onların emeğine saygısızlık olur. Bir mimarın düşünce haritalarının ne olduğunu sergiyi ziyaret edenler değerlendirecektir.”