Dünya Fuarlarında Ülke Pavyonlarının Mekansal ve Yapısal İrdelenmesi

Dr. Öğr. Üyesi Sibel Maçka Kalfa
Dr. Öğr. Üyesi Serap Durmuş

EXPO olarak adlandırılan ve dünya fuarı olarak da bilinen uluslararası fuarlar, İngilizce “exposition” kelimesinden türetilmiş olan sergi organizasyonları anlamına gelmektedir. 19. yy’ın ortalarından başlayarak düzenlenen bu sergi organizasyonlarında, katılımcı ülkeler belirlenen tema çerçevesinde “pavyon” adı verilen ve sergileme amaçlı yaptıkları binaları ile mimarlık, teknoloji ve tarih gibi pek çok konuda ülkelerinin uluslararası alanda tanıtımını yapmaktadırlar. İlki 1851 yılında “bütün ulusların sanayi çalışmalarının büyük sergisi” temasıyla Londra’da gerçekleştirilmiş olan EXPO fuarı, günümüze kadar pek çok farklı yerde ve farklı temada yapılmıştır. 20. yy’da yapı sektöründe, malzemede, strüktürel alanda yaşanan teknolojik gelişmeler ve bu gelişmeler paralelinde kavramsal ve biçimsel olarak şekillenen mimarlık, uluslararası platformda gerçekleşen EXPO’larda erkini hissettirmiştir. Özellikle 21. yy EXPO dünya fuarlarında mimarlığın erki vurgulanarak, mekansal ve yapısal olarak başarılı ve belleklerde yer edinen pavyon binaları tasarlanmıştır.

Bu doğrultuda çalışma kapsamında; 2005, 2010 ve 2015 yıllarında düzenlenen EXPO dünya fuarlarının mekansal ve yapısal irdelemesi yapılmıştır (Resim 1). 2005 yılında Aichi’de “Doğanın Bilgeliği”, 2010 yılında Şangay’da “Daha İyi Şehir, Daha İyi Hayat” ve 2015 yılında Milano’da “Gezegeni Beslemek, Yaşam İçin Enerji” temalarında gerçekleşen EXPO’larda; güncel ve gelecek mimarlık sorunlarına çözüm önerileri sunabilecek mimari temsiller pavyon binaları özelinde gündeme gelmiştir. Ülke pavyonu mimarlığının dört ülke bağlamında değerlendirildiği bu çalışmada, Türkiye’nin mimarlık ve teknolojide geldiği noktayı da tartışmak için Uluslararası Sergi Bürosu (BIE) tarafından farklı kategorilerde ödüle değer görülen ve Türkiye’ye coğrafi yakınlığı nedeniyle Rusya, Almanya ve İngiltere pavyonları seçilmiştir.

Ülkelerin erk temsillerinin düşünsel derinlikleri ve ölçekleri arasındaki farkların açıkça hissedildiği pavyon binalarında Türkiye’nin yerinin irdelenmesi, küresel boyutta mimarlık temsili açısından önemlidir. Türkiye, Rusya, Almanya ve İngiltere üzerinden örneklenen irdelemede; Tasarım/Mimari Proje, Mühendislik/Uygulama, Alan, Konsept, Ödül/Ödüller, Ziyaretçi Sayısı, Yerleşim Kararları, Kütlesel Kurgu/Biçimlenme, Cephe/Yüzey, İç Mekân, Strüktürel Kurgu, Malzeme, Teknoloji/Yenilikçi Yaklaşım başlıklarında incelenen pavyon binaları, mekansal ve yapısal açıdan ülkeler arası bir karşılaştırmaya olanak vermektedir. Ülke pavyonları özelinde açılan başlıklarda yer verilen 2005 ve 2010 yılı pavyonları ise, 2015 yılı pavyonlarının yorumlanmasında karşılaştırma için bir geçiş ölçütü olarak kullanılmıştır.

Türkiye ve EXPO Pavyonları

Türkiye EXPO 2005 dünya fuarına, “Doğanın Geometrisi” temasıyla katılmıştır. Pavyon, tasarım ve tema ilişkisindeki başarısı ile “Tabiat Bilgeliği Altın Ödülü” ile ödüllendirilmiştir. Mimar Hilmi Şenalp tarafından tasarlanan ve inşa edilen pavyon, M.Ö. 7000 yılına kadar uzanan ve değişik ırklara, dinlere, dillere mensup halkların ortak kültürel birikimlerini sergilemesi açısından büyük ilgi görmüştür (URL 1).

EXPO 2010 dünya fuarı için tasarlanan pavyon ise, “Medeniyetin Beşiği” teması ile yola çıkarak Anadolu’nun en eski yerleşimi olan Çatalhöyük konseptini işlemiştir (URL 2). Cephe tasarımında etkili olarak kullanılan Çatalhöyük konsepti, kırmızı ve bej renklerden oluşan boşluklu bir kutu ile temsil edilmiştir. Türkiye’nin tarihsel ilkleri ve daha birçok konuda ziyaretçilerine ayrıntılı bilgi veren pavyonun; Türkiye’nin 2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti olarak seçilmesi nedeniyle daha cazip hale geldiği söylenebilir (Tablo 1).

Uras Studio tarafından tasarlanan EXPO 2015 Türkiye pavyonu; Türk kültürünün geçmiş, bugün ve gelecek arasında bir köprü olma durumundan hareketle gerçekleştirilmiştir. Gelenek, kültür ve tarih konularında ülke zenginliğini aktarmayı hedefleyen pavyon, geleneksel mimarlığın izlerini taşır. Osmanlı mimarlığından esinlenerek tasarlanan yönetim binası, bürolar ve konferans salonları; Selçuklu mimarisi cephe özelliklerine sahip idari bina bu duruma örnek verilebilir (Resim 2 ve 3). Ayrıca çelik strüktüre sahip boşluklu ve boşluksuz olarak iki bölümden oluşan örtü altında yer alan çelik kolonlar, kubbeler ve açık alanların, Osmanlı mimarlığını simgeleme girişimi olduğu da söylenebilir (URL 3).

Açık, yarı açık ve kapalı alan olmak üzere üç bölümde tasarlanan pavyon, bereket simgesi olan nar ile temsil edilmiştir. Geleneksel cam sanatının örneği olarak kullanılan Çeşm-i Bülbül ise tasarımcılarına göre hem taşıyıcı hem de estetik kaygılarla kullanılmış bir elemandır (Resim 4) (URL 3). Ancak pavyondaki biçim karmaşası, temasında öngörülen geçmiş ve gelecek sorgulamasını işlemedeki zayıflığı da ortaya koymaktadır (Yıldırım, 2015).

Türk evi, Osmanlı çeşmesi, çini, lale, nazar boncuğu, nar, çeşm-i bülbül gibi birçok biçimsel temsil ve kavramın üst üste düşünülmesinin karışıklığını ziyaretçisine hissettiren pavyon; fuardaki en büyük beşinci pavyon olması nedeniyle yarı açık alanlarını zemin kotunda çözebilmeyi başarmıştır (Resim 5 ve 6). Net olarak biçimsel bir akılda kalıcılığı ve iddiası olmamasına karşın, Türk tatlarının zenginliğini nedeniyle ziyaret edilen pavyonlardan biri olmuştur.

Rusya ve EXPO Pavyonları

Rusya EXPO 2005 dünya fuarına, doğa ile uyum içinde yaşayabilecek insan toplumlarını simgeleyen “Noosfer’in Uyumu” temasıyla katılmıştır. Pavyonda, dünya ormanlık alanlarının dörtte birini oluşturan Rusya ormanları ve dünya su gereksiniminin yüzde 22’sini oluşturan doğal bir rezerv alanı olan Baikal gölü sergilerine yer verilmiştir. Ziyaretçiler, ülkenin çeşitli doğal zenginliklerini ve dolayısıyla ülkeyi tanıma fırsatı bulmuşlardır.

EXPO 2010 dünya fuarı için tasarlanan pavyon ise, “Geleceğin Kenti” konseptinde sunularak EXPO gümüş madalyasını kazanmıştır. Pavyonun biçimsel kurgusunda, 20 metre yüksekliğindeki yüksek kuleler ve bunların tanımladığı dairesel bir alana yer verilmiştir. Düzensiz geometrik biçimde olan kuleler ve daire alan, ünlü bir Rus dansını temsil etmektedir (URL 4). Kulelerin çatıları ise, ülkedeki çeşitli etnik grupların birlikteliğini simgeleyen geleneksel Rus kıyafetlerinden esinlenerek oluşturulmuştur (URL 4) (Tablo 2).

EXPO 2015 dünya fuarı için “Dünya İçin Büyümek, Kültür İçin Toprağı İşlemek” pavyon teması ile yola çıkan Rusya, mimar Sergei Tchoban’ın öncülüğünde tasarlanan projesiyle Rusya ve Sovyet pavyonlarının mimari geleneğini devam ettirmeye çalışmıştır. Pavyonun yansıtıcı ve dışbükey yüzeyli inanması güç konsolu, ayna etkisi yaratan cilalı paslanmaz çelik kaplı alt bölümü ve çatı bahçeli üst bölümünün çift taraflı çarpıcılığıyla biçimsel iddiasını ortaya koymaktadır. Mimarına göre tasarımın esas çıkış noktası; basit ancak akılda kalıcı bir mimari strüktürü, sürdürülebilir ve ekolojik açıdan ses getiren malzemelerle biçimlendirmiş bir cephe ile birleştirme fikridir (Resim 7 ve 8) (URL 5).

Pavyonda esas bölümü, dış cepheleri cam ve düşey ahşap lata ile kaplı çelik strüktüre sahip iki prizmatik kutu oluşturur. Öteki bölümü oluşturan 30 metrelik konsol ise çelik strüktür ile taşıtılmıştır. Giriş bölümünün üzerinde yer alan bu konsol pavyon strüktürünün en yüksek noktası olarak taşıyıcı sınırları zorlamakta ve heykelsi duruşu ile davetkar bir temsil haline gelmektedir.

Zemin katta ana sergi alanının dolaşımı ardından, ziyaretçiler çatı bahçelerine doğru yönlendirilir. Birbirine paralel ve eğimli rampalar şeklinde tasarlanmış çatı bahçelerinde oldukça büyük bitkilendirilmiş alanlar bulunmaktadır (Resim 9). Pavyon binasında ince uzun konsol ve dar paralel çubuk görünümündeki cephe, dar alanda biçimsel ve algısal olarak saldırgan bir temsil ortaya koyar. Pavyonda belirleyici malzeme olarak kullanılan ahşap, Rus mimarisinin geleneksel kökeni ve çevre dostu olması nedeniyle daha da önemli hale gelmiştir.

Rusya’nın tasarım yaklaşımı, basit ancak akılda kalıcı form ve giriş alanı üzerine çekilen dikkat ile vurgulanmıştır. Mimarlığın çağdaş dilini kullanan pavyon tasarımı, malzemenin en yalın haliyle kullanılarak aslında yüceltildiği bir durum ortaya koyar. Malzemenin saflığı ile ön plana çıkarılan biçimsel etki, malzeme çeşitliliğinden kaynaklanan algı dağınıklıklarını da ortadan kaldırmıştır denebilir.

Almanya ve EXPO Pavyonları

Almanya EXPO 2005 dünya fuarına, doğa ve teknolojiyle bir arada yaşamı vurgulayan “Bionis” konseptli pavyonu ile katılmıştır. Biçimsel olarak sade çizgiler taşıyan pavyon, çelik strüktür üzerine giydirilmiş düşey renkli yüzeyli opak camlarla kaplanmıştır. Yapıya giriş, oldukça yüksek ve uzun çelik örtülü yarı açık bir mekandan sağlanmıştır. Teknolojisini ve detaycılığını çoğunlukla iç mekanda tasarladığı teknolojik birimleri ile sergilemeyi tercih eden Almanya; iç mekandaki multimedya uygulamaları ile ziyaretçilerine deneysel alanlar sunmaktadır (URL 6).

EXPO 2010 dünya fuarı için tasarlanan pavyon ise, Lennart Wiechell tarafından 6.000 metrekarelik alan üzerine inşa edilerek yenileme-koruma, yenilik-gelenek, toplum-birey, küreselleşme-ulusal kimlik gibi kavram çiftlerini barındıran “Balancity” konseptiyle tasarlanmıştır (URL 6). Bu pavyon, 2010 yılına kadarki süreçte Almanya tarafından yapılmış olan en görkemli ve büyük strüktüre sahip pavyondur denebilir. Pavyonun geometrik formu anıtsaldır ve sergi mekanlarının çelik strüktürü membran örtü ile kaplanmıştır (Tablo 3).

EXPO 2015 dünya fuarı için “Fikir Alanları” teması ile yola çıkan Almanya, ziyaretçilerine hem tematik medya sunumları hem de gelecek için sürdürülebilir beslenme çözümleri sunan bir pavyon tasarlamıştır. Bir Ar-Ge projesi olarak gerçekleşen tasarım, EXPO Milano’nun en ses getiren pavyonları arasında yer almıştır. 10 metre yüksekliğindeki pavyonun mimarisi, aydınlık ve açık konstrüksiyonu ile öne çıkarken; dünya fuarlarında sıklıkla karşılaşılan iddialı anıtsal binalar yerine, ziyaretçilerine katılımın da önemsendiği bir konsept sunarak verimli bir kamusal alan önerisinde bulunmuştur (Resim 10 ve 11) (Enginöz, 2015; URL 7).

Tasarım ve teknoloji birlikteliğini başarıyla yansıtan bir örnek olarak pavyon, etkili kanopileri (gölgelikler) ve teras bölümü ile davetkar bir tutum sergilemiştir. Teras bölümü, membran kaplı çelik strüktüre sahip kanopiler ve teras boşluklarında yükselen organik strüktürler vasıtasıyla ziyaretçilerine özellikli ve deneyime açık bir teras alanı sunulmuştur.

Bu alanın zemininde zemin kaplama malzemesi olarak Almanya’ya özgü yerli ahşaplar kullanılarak, Alman arazi ve manzaraları canlandırılmıştır. Teras alanındaki organik strüktürler, çatı düzeyinden iç mekana uzanan tavrı ile sergi mekanları ve dış mekanı birbirine bağlamaktadır (URL 8) (Resim 12). Kanopilerde keskin yüzeyli organik fotovoltaik filmlerin kullanılması, iç mekan aydınlatmasında sürdürülebilir çözümlerden biri olarak sunulurken; cephede doğal havalandırıma için, doğal ahşap paneller çelik strüktür üzerine monte edilerek panellerle strüktür arasında havalandırma boşluğu bırakılmıştır (Resim13) (Uludağ, 2015; URL 9).

Geçtiğimiz üç EXPO fuarı değerlendirildiğinde, Almanya’nın tasarım yaklaşımında teknoloji ve tasarım birlikteliğinin giderek arttığını söylemek olanaklıdır. Söz konusu birliktelikte, ülkenin mimari temsilinin göz ardı edilmediği; teknik ve detay çözümü konusunda iddialı olunduğu açıktır. Geçtiğimiz on yıllık fuar sürecinde ise, sergileme biçiminin daha verimli ve interaktif hale getirilmesinde önemli atılımlar gerçekleştirilmiştir. İnteraktif olmayan içerik sunumlarının kolay unutulduğu bir sergi temsili ortamında, Almanya pavyonunun hem akılcı hem de eskimeyecek bir teknoloji önerisi yapmış olması dikkate değerdir (Resim 14).

İngiltere ve EXPO Pavyonları

İngiltere EXPO 2005 dünya fuarına, “Gezegeni Kutsama” konseptiyle şekillenen bir pavyon ile katılmıştır. İngiltere’ye özgü birçok ağacın ve bitkinin sergilendiği küçük bir ormana sahip pavyon, ahşap perfore duvarlarla çevrelenmiş dikdörtgen planlı bir mimari biçimlenme ile ziyaretçileriyle buluşmuştur. Bu duvarlar üzerinde yer alan posta kutusu biçimindeki ekler, iç mekanı deneyimleme fırsatı bulamayan ziyaretçiler için bir gözlem noktası oluşturarak kullanıcısını düşünen bir tasarım ortaya koymuştur.

EXPO 2010 dünya fuarı için tasarlanan pavyon ise, Heatherwick Stüdyo tarafından tasarlanarak fuarın en ilgi çeken beş pavyonu arasında yer almayı başarmıştır. 6.000 metrekarelik alana sahip pavyon, katlanmış ve buruşturulmuş bir etki veren çelik örtü üzerinde yükselen 10×10 metre ölçülerinde ve 15 metre yüksekliğinde bir kutunun biçimsel olarak temsil edilmesiyle oluşturulmuştur. Bu kutunun biçimi, saydam fiber optik çubuklardan oluşan, ahşap ve çelikten yapılmış kompozit bir strüktürden oluşmaktadır. Strüktürün yarattığı bu etki, pavyona sınırları belli olmayan kübik bir izlenim vermesi yanında kamusal meydan üzerinde uçuşan ve yere yumuşakça dokunan bir kutu gibi görünmektedir (URL 10). Pavyonun öne çıkan öteki özelliği ise, ekolojik olarak tasarlanması ve her şeyin geri dönüştürülebilir olmasıdır (Tablo 4).

EXPO 2015 dünya fuarı için “Birleşik Krallıkta Yetişmiş” teması ile yola çıkan İngiltere, etkileyici tasarımı ve kompleks strüktürüyle mimari ve peyzaj dalında en iyi pavyon seçilerek altın madalya ile ödüllendirilmiştir. Wolfgang Buttress tarafından tasarlanan pavyonu ile İngiltere, ziyaretçilerine yatırım ve gezi için ülkenin mükemmel bir yer olduğuna yönelik küresel algıyı artırmayı hedeflemiştir. Pavyon, mimari programı ve dev boyutlu çelik strüktürü ile ziyaretçilerine deneysel bir alan sunmaktadır. 14 metre yüksekliğinde olan ve arı kovanı biçiminde tasarlanmış strüktür, dünyanın arı popülasyonuna dikkati çekmeyi amaçlamıştır (Resim 15) (URL 11).

Bostan, Kır ve Teras bölümlerinden oluşan pavyonda, ziyaretçiler öncelikle İngiltere’ye özgü bitkilerin ve çiçeklerin yer aldığı İngiliz bahçelerinden geçerler. Bahçe boyunca yürüyen ziyaretçiler, kapalı mekan duvarlarında ve bahçe duvarlarında oluşturulan gözenekler yoluyla arıların yaşam süreçleri, besin üretimleri ve döllenmeleriyle ilgili videolar izleme olanağı bulmaktadırlar (Resim 16 ve 17).

Kırlık alana gelindiğinde, odak noktası haline gelen strüktüre ulaşmak için tek katlı binanın çatısına çıkılır. Teras bölümünde ise, strüktürün arka yüzeyinden dolaşılarak küre alana giriş yapılır (URL 11). Tasarımcıları tarafından büyük bir yapboz olarak tanımlanan pavyon; iç içe geçen, parçalı ve sökülüp takılabilen haliyle yapısal olarak da başarılı bir çözüm sunmuştur.

İngiltere pavyonlarının başarılı bir yükseliş grafiği gösterdiğini söylemek olanaklıdır. Gerek tema seçimi, gerek mekansal ve yapısal çözümler açısından iddialı olan İngiltere pavyonları; en çok merak edilen ve ziyaret edilen ülke pavyonları arasında yerini almıştır. Biçimsel iddia, hedef odaklı iç mekan kurgusu, akılcı yapısal çözümler ve üretilen fikirler ile İngiltere’nin kendine özgü bir pavyon işleyiş tipolojisi oluşturduğu söylenebilir.

Değerlendirme

EXPO dünya fuarları, FIFA Dünya Kupası ve Olimpiyat Oyunları’ndan sonra dünyada ekonomik ve kültürel gelişimde/tanıtımda etkili olan üçüncü en büyük organizasyondur. Bu çalışma kapsamında ise, ülkelerin mimarlıkta ve teknolojide geldikleri son noktayı belirli bir tema çerçevesinde sergiledikleri ve hatta mimarlıklarını yarıştırdıkları bir platform olarak ülke pavyonları konu edilmiştir. EXPO’daki mimari temsilinin niteliği ve mekansal/yapısal unsurların yeterliliği konusunda Türkiye’yi değerlendiren çalışma; Rusya, Almanya ve İngiltere pavyonları ile karşılaştırmalı olarak irdelenmiştir.

Yapılan değerlendirmeler sonucunda; 2005, 2010 ve 2015 yıllarına ait üç EXPO fuarında Türkiye pavyonlarının mekansal ve yapısal kurgusunda, fuar teması değişse de geleneksel Türk mimarlığına referans vermeye çalıştığı, ancak bu geleneksel referansları soyutlamaya gerek duymadan uygulamaya çalıştığı görülmektedir. Teknolojik ve yenilikçi çözümlere yeterince yer verilmeyen, akılda kalıcı biçimsel tavırların yer almadığı Türkiye pavyonları, bütün bunlara karşın oldukça fazla ziyaretçiyi pavyonlarında ağırlamıştır. Bunun nedeninin, Türk kültürünün dünyada merak edilmesi ve Türk yemek kültürüne olan ilgi olduğu söylenebilir. En büyük başarısını aldığı ödülle 2005 yılındaki EXPO’da gösteren Türkiye, 2010 yılında ziyaretçi sayısını artırmış; 2015 yılında daha iddialı ve işlevsel bir strüktürle sahneye çıkmıştır. Ancak biçimsel karmaşa, bu iddiayı zayıflatıcı bir hale dönüşerek pavyonun bütünlüğünde olumsuz bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. EXPO pavyon mimarisinde Türkiye’nin, geleneğe bağlı davrandığı ve geçmişe ciddi biçimde öykündüğü söylenebilir (Tablo 5). Örneğin 2005 EXPO’da kapalı mekanda sergilenen geleneksel Türk mimarisine ait biçimler, 2015 EXPO’da kendine yeni bir yer bularak tasarlanan çelik örtüyü delerek yükselmiş; yer yer de bu örtünün altına saklanarak temsil edilmiştir.

Coğrafi konumunu, otoriter gücünü ve akılda kalıcılığını EXPO aracılığıyla sergileyen bir ülke olarak Rusya ise, Türkiye pavyonunda olduğu gibi geleneklerine bağlı bir mimari tasarımı benimsemiş; ancak geleneğe ait biçim ve olguları birebir kullanmak yerine soyutlama yoluyla çağdaş malzeme, strüktür ve teknolojik olanak ile bütünleştirmiştir. EXPO 2005’te umduğunu bulamayan ve basit prizmatik bir formla ortaya çıkan Rusya; sonraki yıllarda oldukça anıtsal, mekansal açıdan zengin, strüktürel açıdan başarılı, detayları iyi çözülmüş ve yenilikçi çözümlerin düşünüldüğü pavyonlarla fuara katılmayı tercih etmiştir.

Türkiye ve Rusya pavyonlarında gözlenen geçmiş ve geleneğe bağlı olma durumu, Almanya pavyonları için geçerli görünmemektedir. Strüktürel kurguda, detaylarda ve teknolojide iddialı olan Almanya’nın, pavyonlarında da bu özellikleri görmek olanaklıdır. Bu doğrultuda Alman pavyonlarının en belirgin özelliğinin iç mekanda kullandıkları teknolojik unsurlar olduğu söylenebilir. İç mekandaki teknolojik unsurlar; 2005’te ziyaretçilerine uçma ve düşüş deneyimi yaşatacak kabinler, 2010’da galeri mekanında tasarlanan dev boyutlu denge küresi ve 2015’te solar tabletler kullanılarak gerçekleştirilen interaktif mekanlar olarak sıralanabilir.

Almanya’ya benzer olarak teknolojinin ve strüktürün önemli olduğu İngiltere pavyonlarında, strüktürel kaygı ile biçimsel kaygının yarışarak başarılı bir şekilde bütünleştiği söylenebilir. Daha sade ve net biçimlerin tercih edildiği İngiltere pavyonlarında tek ve egemen bir strüktür görülmektedir. Tema ve temayla uyumlu peyzaj düzenlemesi de, en az biçimsel kaygı kadar önemsenmiştir. Tasarım fikrinin kavramsal olarak işlenişinin süreçten ayrı tutulmamış hali; biçimsel, işlevsel ve yapısal açıdan bir bütünlük sunarak bir İngiltere pavyon tipolojisine dönüşme iddiası taşımaktadır.

Ödüller, ziyaretçi sayısı, yerleşim kararları, kütlesel kurgu, cephe/yüzey, iç mekan, strüktür, malzeme ve teknolojik çözümler açısından değerlendirilen ülke pavyonları; kendilerine özgü mekansal ve yapısal kurgularıyla temsil ettikleri ülkelerin mimarisinin tanıtımında son derece önemli bir yapı tipi olarak karşımıza çıkar. Burada herhangi bir değerlendirme ölçütünün, pavyonların başarısında tek başına yeterli olmadığını da ayrıca belirtmek gereklidir. Örneğin Türkiye ve Almanya pavyonları, Rusya ve İngiltere pavyonlarına göre biçimsel olarak daha parçacı davranmışlardır. Ancak Almanya pavyonunun parçacı yaklaşımdaki hassasiyeti, Türkiye’nin “karışık” olarak nitelendirilebilecek kurgusu yanında haklı bir başarıdır. Bu nedenle söz konusu ölçütlerin tümü değerlendirildiğinde, ülkemizin küresel ölçekte bir güncelleme yapması gerekli görülmektedir.

Sonuç olarak EXPO fuarları, ülkelere kendilerini tanıtma fırsatı vermesinin yanında, her bir ülkeye güçlerini göstermeleri için de uygun zemini hazırlamaktadır. Pavyon mimarlığında başarılı olmak; EXPO’da harcanan çabaya, ziyaretçilerin belleğinde yer edinmeye ve mimarlık literatüründe adından söz ettirmeye bağlıdır. Bu nedenle ülkemizin 2020’de Birleşik Arap Emirlikleri’nde “Bağlantılı Fikirler, Geleceği Tasarlamak” teması ile gerçekleştirilecek EXPO fuarına; gelenekçi tutumunu daha iddialı biçimlerle vurguladığı, kavramsal ve düşünsel altyapı zenginliğini teknolojik ve akılcı çözümlerle işlediği stüktürel açıdan yenilikçi pavyonlarla katılması gerekli görünmektedir.

Kaynaklar

  • Enginöz, Yasemin K. (2015) “EXPO Milano, bilinçli tüketim ve beslenme konusunda farkındalık yaratabilir mi?”, YAPI Dergisi, Sayı: 407, YEM, İstanbul, s: 50-56.
  • Kaltenbach, Frank, (2015) “EXPO Milano 2015- Superficial Entertainment or Global Think Tank? ”, Detail Journal, Sayı: 2015/7-8, s: 664-670.
  • Uludağ, Zeynep, (2015) “Yaşam İçin Enerji” Serüveninde Mimarlık: Milano Expo 2015 Fuarı, Mimarlık Dergisi, Eylül-Ekim, Sayı: 385, TMMOB Mimarlar Odası, Ankara, s: 34-36.
  • Yıldırım, Yağmur, (2015) “Milano: Expo’nun Düşündürdükleri”, Arredamento Mimarlık, Sayı: 2015/10, s: 132-143.
  • URL 1: http://expo2005turkey.com/TUR/Expo2005_Tur.htm [03.11.2015].
  • URL 2: http://v3.arkitera.com/h45572-Şangay-expo-2010-icin-turkiye-pavyonu.html [01.12.2015].
  • URL 3: http://www.arkitera.com/proje/4345/expo-2015-turkiye-pavyonu [08.09.2015].
  • URL 4: http://www.designboom.com/architecture/russian-pavilion-at-shanghai-world-expo-2010/ [05.10.201].
  • URL 5: http://www.dezeen.com/2015/01/05/sergei-tchoban-30-metre-long-cantilever-russia-milan-expo-2015-pavilion/ [19.12.2015].
  • URL 6: http://www.archdaily.com/68992/german-pavilion-shanghai-2010-expo [10.12.2015].
  • URL 7: http://www.expo-elements.net/index.php/project/germany-pavilion-expo-2015/ [01.12.2015].
  • URL 8: http://schmidhuber.de/en/project/german-pavilion-expo-milano-2015 [04.11.2015].
  • URL 9: https://www.messefrankfurt.com/frankfurt/en/messe/willkommen/expo2015-info.html?nc [02.09.2015].
  • URL 10: http://www.dezeen.com/2010/03/31/uk-pavilion-at-shanghai-expo-2010-by-thomas-heatherwick-2/ [12.12.2015].
  • URL 11: http://www.bdp.com/en/projects/p-z/uk-pavilion-milan-expo/ [07.11.2015].

Tablo 1 Kaynakları

1.sütun: http://www.expo2005.or.jp/en/nations/3m.html

1.sütun: http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44355/expo-2005-dunya-sergisi.html

1.sütun: http://www.hassa.com/en/info/awards/detail/367

2.sütun: http://www.silkroutes.net/ShanghaiExpo2010/Expo2010News.htm

2.sütun: http://simonhua.com/blog/2013/12/6/retrospect-2010-world-expo

2.sütun: http://www.archdaily52.blogfa.com/post/213

3.sütun: Yazarlara aittir (Serap Durmuş ve Sibel M. Kalfa, 18-20 Eylül 2015

Tablo 2 Kaynakları

1.sütun: http://www.antonraubenweiss.com/expo/week26.html

2.sütun: http://www.digitaljournal.com/article/298251

3.sütun: Yazarlara aittir (Serap Durmuş ve Sibel M. Kalfa, 18-20 Eylül 2015)

Tablo 3 Kaynakları

1.sütun: http://www.expo2005.or.jp/en/nations/3e.html

1.sütun: https://www.project-syntropy.de/en/portfolio-item/expo-2005-aichijapan-german-pavilion-bionis-2/

2.sütun: http://archidialog.com/tag/steven-holl/page/4/

2.sütun: http://www.schmidhuber.de/en/project/german-pavillon-expo-shanghai-2010

3.sütun: Yazarlara aittir (Serap Durmuş ve Sibel M. Kalfa, 18-20 Eylül 2015)

Tablo 4 Kaynakları

1.sütun: http://www.grant-associates.uk.com/projects/uk-pavilion-forest-garden-expo-2005-japan/

2.sütun: http://www.thetimes.co.uk/tto/news/world/asia/article2496945.ece

2.sütun: https://parisworkingforart.wordpress.com/2010/06/14/uk-pavilion-for-shanghai-world-expo-2010/

3.sütun: Yazarlara aittir (Serap Durmuş ve Sibel M. Kalfa 18-20 Eylül 2015)