Doğal Taşın Başrolde Olduğu Spa Yapıları

Ülkü Karaburçak, Mimar

Tarih öncesi çağlardan beri hem iç hem dış mekanlarda insan yaşamının ve mimarlık tarihinin vazgeçilmez bir parçası olan doğal taş, dayanıklılığı ve sürdürülebilirliği sebebiyle özellikle spa yapılarının modern örneklerinde en güçlü şekilde varlığını sürdürmeye devam ediyor. Genel anlamda sağlığı ve zindeliği suyun iyileştirici gücüyle kazanmayı amaçlayan merkez anlamına gelen spa mekanlarının tasarımını yönlendiren en önemli faktörlerin başında gelen malzeme seçimi; doğayla hemhal olan yapısı, hijyen ve estetik açıdan sağladığı avantajlar sayesinde çoğunlukla doğal taştan yana oluyor. Tam da bu nedenle; Avusturya, İtalya, İspanya, Portekiz, İsveç ve Sri Lanka’da çağdaş mimarların tasarladığı, doğal taşla biçimlenmiş, ilham veren 6 spa yapısını derledik.

Spa + Hotel La Romana

Mimari Tasarım: Isaac Peral Codina
Tamamlanma Tarihi: 2012
Proje Alanı: 2.350 m2
Proje Yeri: La Romana, İspanya
Fotoğraflar: David Frutos

Isaac Peral Codina tarafından hamam konseptiyle tasarlanan dikdörtgen formlu bir spa yapısı olan Spa + Hotel La Romana, İspanya’da konumlanıyor. La Romana şehrindeki kırmızı renkli oksitle boyanmış bir arazide yer alan spada, çevreyle uyumlu olması ve kullanıcılara duyusal bir deneyim yaşatmak amacıyla kırmızı renkli mermer kullanılmış. Tasarımda dış mekanla iletişimi yalnızca manzarayı keşfetmek için stratejik olarak yerleştirilen açıklıklar aracılığıyla kuran çekici bir iç mekan yaratılarak mermer kaplı yüzeylerden içeriye yumuşak bir ışık geçişi sağlanıyor. Bölgenin inşaat geleneklerinden beslenen yapıda doğal taş, demir ve ahşap gibi tamamen yerel ve doğal malzemeler kullanılmış. Vernaküler mimarinin modern bir yorumu olan tasarımda ışık, mekanı algılamak için önemli bir unsur olmuş.

Yapay aydınlatmanın sadece geceleri kullandığı yapıda tüm mekanların doğal aydınlatması için sıcak aylarda güneş ışığının doğrudan içeri girmesini engelleyerek binanın soğutma ihtiyacını da azaltan kafes sistem tarafından ışığın filtrelendiği tavan pencereleri kullanılmış. Yapının tavan pencerelerinden içeri akan doğal ışık, kullanıcılara canlı bir gün batımı deneyimi sunarken iç mekanda mermerin kırmızı tonlarıyla birleşerek eğlenceli ve dinlendirici bir atmosfer yaratan yapay aydınlatma, gün batımı sürecini tersine çeviriyor. Spa + Hotel La Romana’da diğer spa tesislerinden farklı olarak yapıyı sürdürülebilir ve ekonomik hale getiren biyoklimatik tekniklerin kullanıldığı oldukça tasarruflu bir enerji sistemi bulunuyor. Yapıda güneş panelleriyle üretilen enerjiyle havuz ve kapalı spadaki su ısıtılırken iç mekanın kışın bile gün boyu sıcak kalmasını sağlayan mermer gibi yerel malzeme ve kaynakların maksimum kullanımıyla binanın ekolojik dengesi en aza indirilmiş.

White Digger

Mimari Tasarım: Tomas Ghisellini Architects
Tamamlanma Tarihi: 2018
Proje Alanı: 300 m2
Proje Yeri: Nardò, İtalya
Fotoğraflar: Tomas Ghisellini

Tomas Ghisellini Architects imzası taşıyan White Digger, İtalya’nın Nardò bölgesindeki ünlü tarihi bir otelin merkezinde yer alıyor. Doğal taş dağın gövdesi oyularak inşa edilen spanın, yarı gömülü olması yapıyı karşı konulmaz bir cazibe merkezi haline getirmiş ve kullanıcılara kendilerini arkeolojik bir kazıda gibi hissettirdiği için bu ismi almış. Beyaz renkteki çıplak doğal taş kayaların arasında tablo gibi bir görünüme sahip yapıda, deniz suyu havuzları, Türk hamamı, masaj odaları ve farklı işlevlerdeki çeşitli bakım odaları bulunuyor. Yepyeni bir sağlıklı yaşam alanı olarak tasarlanan yapıda görsel ve fiziksel olarak iletişim içindeki mekanların akışkan sekansı, yavaş yavaş ve şaşırtıcı bir şekilde keşfediliyor. Tamamen yapay olarak aydınlatılan hacimlerde kullanılan parlak beyaz ışık bulutlarıyla, kullanıcıların içine girdiklerinde tıpkı doğal ışığın tüm belirsizlikleri ve gölgeleri ortadan kaldırdığı küçük birer evdelermiş gibi hissetmeleri amaçlanmış.

Hammam Spa

Mimari Tasarım: Ressano Garcia
Tamamlanma Tarihi: 2017
Proje Alanı: 70 m2
Proje Yeri: Castro Marim, Portekiz
Fotoğraflar: Francisco Nogueira

Ressano Garcia imzası taşıyan Hammam Spa, kullanıcılarına her detayın önemli olduğu duyusal bir deneyim sunma amacıyla tasarlanmış. Portekiz’de konumlanan yapının iç mekan organizasyonu, sıcaklık derecelerine göre; sıcak, ılık ve soğuk olmak üzere 3 bölüm şeklinde düzenlenmiş. Yapı, yerel kültürün sadece mevcut bağlamda değil, aynı zamanda eski geleneklerle de bağlantılı olduğu yeni bir algı ortaya koyuyor. 

Yapının sıcak bölümünde bulunan buhar banyosu kullanıcılara derin bir fiziksel deneyim sunarken ılık bölümündeki mermer malzemeyle yapılmış keskin olmayan hatlara sahip oturma alanı yumuşak bir bedensel deneyim yaşatıyor. Yapının plan düzleminde oval bir geometriye sahip olan ılık oda bölümü üçüncü boyutta da parabolik olarak tasarlanarak bu kısımda kullanıcılara sunulan mekansal deneyim binanın formu ile derinleştirilmiş. Hiç dik köşesi ve kenarları olmayan dairesel formlu bu hacimde süreklilik hissi vurgulanmış ve ışık ve suyun yapı içindeki düzenli akışıyla kullanıcılara aktarılmak istenen manevi deneyim zenginleştirilmiş.

Santani Wellness Resort ve Spa

Mimari Tasarım: Thisara Thanapathy Associates
Tamamlanma Tarihi: 2016
Proje Alanı: 4.645 m2
Proje Yeri: Kandy, Sri Lanka
Fotoğraflar: Thilina Wijesiri

Thisara Thanapathy Associates tarafından tasarlanan Santani Wellness Resort ve Spa, Sri Lanka’da günümüzün tüketici yaşam tarzından uzakta, bir inziva mekanı olarak inşa edilmiş. Bağlamdan güçlü bir şekilde ilham alan tasarım, doğaya hükmetmek yerine çevrenin sunduğu manevi huzurla bütünleşen, manzarayla uyumlu bir detay olmayı amaçlıyor. Yapının peyzajla birleşen basit formu, kullanıcılara akıcı bir mekansal deneyim yaşatıyor. Yapı, giriş bölümü, spa, restoran ve konaklama hacimleri olmak üzere 4 ana bölümden oluşuyor. Eğimli arazinin ritmine uygun olarak yerleştirilen hacimler mahremiyeti sağlarken kütlelerin yeşil çatıları sıradağlar ve tarlalardan oluşan pitoresk manzaralar sunuyor.

Projede, eski Sri Lanka çay tarlalarında kullanılan molozlardan ilham alınarak yapının temel, duvarlar, istinat duvarları ve zemininde yapı malzemesi olarak moloz taşları kullanmış. Tasarımda, yapılar nemin ve ısıtılmış havanın içeri girmesini önlemek için yerden yükseltilmiş. Açık formlar, tropikal iklimdeki iç ısıyı ve nemi regüle eden çapraz havalandırmaya olanak tanırken teraslardaki ekolojik yeşil çatılar ile iç mekanın serin tutulması sağlanmış. Tasarım, basit formlar, iklim verileri, rustik doğal malzemeler kullanımıyla doğal peyzajı somutlaştırarak kullanıcılarına duyusal ve huzurlu bir mekan sunuyor.

Aquatio Cave Lüks Otel & Spa

Mimari Tasarım: Simone Micheli
Tamamlanma Tarihi: 2018
Proje Alanı: 5.000 m2
Proje Yeri: Matera, İtalya
Fotoğraflar: Jürgen Eheim

İtalya’nın doğayla bütünleşen, taşa oyulmuş tarihi şehri Matera’da konumlanan Aquatio Cave Luxury Hotel & Spa, Simone Micheli imzası taşıyor. Tek bir kütle olarak değil; binaları, yolları, mağaraları ve sarnıçları içeren karmaşık bir kompleks olarak tasarlanan yapı, resepsiyon, restoran, toplantı odası, sağlıklı yaşam merkezi gibi farklı bölümlere sahip.

Yapı, su damlalarının aralıksız akışından ilham alınarak malzemeyi şekillendiren, mekanları, mobilyaları ve strüktürü oluşturan, basit ve saf bir figür konseptiyle tasarlanmış. Sadeliği ve su döngüsü metaforu aracılığıyla hayatın anlamını özetleyen yapıda ideal bir süreklilik hissi vurgulanıyor. Damlaların sade, beyaz ve kıvrımlı yapısı tasarıma, iç mekanların figürasyonu sırasında, mobilyaların tanımlanmasında, benzersiz aydınlatma tasarımının yaratılmasında rehberlik etmiş. Doğal taş içine kazılmış antik mağaraları yapısal olarak izleyen tasarım, modern ve işlevsel mobilyalarla zenginleştirilmiş. Doğal taş kaplı zeminlerde yüzüyor gibi görünen beyaz renkli, özel yapım, akıcı ve kenarsız mobilyalar tasarım konseptini desteklemiş. Yapının aydınlatma tasarımına da imza atan Simone Micheli, benzersiz ışık efektleri oluşturmak için stratejik olarak konumlandırılmış aydınlatma armatürleri kullanmış. “Duygu yaratmak” kavramının tüm tasarım sürecini canlandırdığı yapı kullanıcılarına zamansız bir sağlıklı yaşam mekanı sunuyor.

Andrum

Mimari Tasarım: Blasberg Andreasson Arkitekter, Johan Sundberg Arkitektur
Tamamlanma Tarihi: 2018
Proje Alanı: 875 m2
Proje Yeri: Höör, İsveç
Fotoğraflar: Peo Olsson

Blasberg Andreasson Arkitekter ve Johan Sundberg Arkitektur imzası taşıyan ve geçmişi 16. yüzyıla uzanan Andrum, günümüzde konferans merkezi, şapel, otel, restoran ve spa gibi işlevlere ev sahipliği yapan Åkersbergs Stiftsgård Malikanesi’nin 1900’lerde yenilenmesi sırasında mevcut yapılara bağlı olacak şekilde tasarlanmış. İsveç’te bulunduğu arazinin parka yakın kısmında konumlanan ve “nefes alma alanı” olarak adlandırılan spa yapısı, İskandinav hamam geleneklerinden ilham alarak kullanıcılarına bireyin merkezde olduğu, sessiz ve huzur dolu bir alan sunmayı amaçlıyor.
Andrum, birbiriyle bağlantılı olan hamam, sauna, havuz, buhar odası, yoga alanı gibi çeşitli işlevleri barındıran dinlenme alanları ve spa bölümlerinden oluşuyor. Yapının güney tarafındaki parkla temas halindeki terası doğal çevreyle davetkar bir bağlantı kuruyor. Işık, koku ve tat, akustik ve dokunuş gibi duyusal izlenimlere dayanan tasarımda kullanılan beton, doğal taş, ahşap ve cam malzemeler mümkün olan en doğal, işlenmemiş halleriyle kullanılmış. Sade bir iç mekana sahip brütalist tasarımda kullanılan İsveç’e özgü mermer görünümlü yerel doğal taş, tasarıma karakteristik özellik ve sıcak bir his kazandırırken diğer malzemelerle kontrast oluşturuyor.