Diğerleri ve Mimarlık: Farklı Kesişmeler İçinde Mimarlığı Anlamak
(Mimarlığın 10 Kitabı)

Celal Abdi Güzer, Prof. Dr.
ODTÜ Öğretim Üyesi

“Kent, mimarlık, tasarım ve sanat insanla ve yaşamla çok girdili, çok boyutlu ve kaçınılmaz bir ilişki içindedir. Kentlerde, yapılarda yaşar, okur, çalışır, üretir ve tüketiriz. Binalar sadece barınma aracı değil, aynı zamanda biriktirme, yatırım, güvence aracıdır. Kullandığımız nesneler işlevsel özelliklerinin yanında görsel nitelikleri ile anlam oluşturur. Sanat bir yandan bağımsız bir üretim alanı iken, öte yandan birçok ürünün bütünleşik parçasıdır. Fiziksel çevremiz ve onu oluşturan nesneler kimliklerimizi, tarihimizi, geleneğimizi, önceliklerimizi, sorunlarımızı, üretim ve tüketim ilişkilerimizi, refah durumumuzu temsil ederler. İçimizdeki coşku, sevinç, takdir, hüzün, üzüntü, şaşkınlık, korku gibi duyguların arka planı olurlar. İçinde yaşadığımız ortam sadece planlama ve mimarlığın değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel ortamın, ekonomik ve teknolojik olanakların, hukuki ve bilimsel sınırların bir sonucudur. Kentler, yapılar ve tasarım ürünleri sanattan coğrafyaya, tarihten felsefeye pek çok alanın doğrudan ilgilendiği, örnekleme ortamı olarak kullandığı bir kesişme noktası oluşturur. Bu nedenle mimarlık farklı alanlarla farklı ilişkiler içindedir; onları besler; onlardan beslenir. İçinde olduğumuz çevreyi sadece fiziksel özellikleri ile değil, onun oluşum ve dönüşümüne etki eden farklı girdilerle birlikte anlar, yaşar, değerlendiririz. Farklı alanlar eleştirel birikimlerini oluştururken diğerlerini sadece örnekleme alanı olarak kullanmaz, zaman zaman onların terminoloji ve yöntemlerini ödünç alırlar. Mimarlık alanında yapılan akademik çalışmalar sosyolojiden edebiyata, sanattan tarihe, ekonomiden mühendisliğe çok sayıda alt alan üzerinde var olur, disiplinler arası ilişkileri ve çeşitliliği temsil ederler. Bu alt alanların ya da alt alanlarla eşleşen kavramsal çerçevelerin her biri mimarlığı anlamaya yönelik olarak farklı öncelikler, bakış noktaları ve uzmanlık alanları tanımlar. Bu geniş çerçeve içinde bakıldığında kent ve mimarlık hepimizin birden fazla yerden ilişkilendiği büyük bir şemsiye oluşturur. Konunun doğrudan uzmanı olmayanlar için de ilgi çekici geniş bir zemin tanımlar.” (1).

Mimarlığın yolu farklı üretim ve tüketim süreçleri içinde de farklı alanlar ve disiplinlerle kesişir. Bunların planlama, sanat, tarih, mühendislik, eleştiri gibi bazıları, mimarlığın eğitim süreci içinde de doğal olarak içerilen, mimarlığın yakın ilişkide olduğu alanlarken bazıları da mimarlığı bir örnekleme, değerlendirme, anlama aracı olarak kullanan disiplinlerdir. Tersten gidildiğinde mimarlık kendi bağlamsal girdilerini ve etkilerini anlamak ve değerlendirmek için farklı alanlara başvurur. Bu dışarıdan bakış ya da dışarıya bakış, mimarlığın kendi disiplin alanında doğrudan içerilmeyen veri ve içeriğe ulaşmayı, alternatif değerlendirme zeminleri oluşturmayı getirir. Özellikle mimarlık eleştirisi söz konusu olduğunda bu farklı bakış açıları yeni okumalara ve yeni değer algılarına açık, kalıplaşmış ve kanıksanmış düşüncelerin sorgulanabileceği, mimarlık üretimini çok boyutlu olarak değerlendiren bir yaklaşımın kaynağını oluşturur. 

Bu alan ilişkilerini daha görünür hale getirmek ve mimarlığın alternatif bağlamlar içinde algılanma, etkilenme, dönüşüm sınırlarını anlamak üzere geliştirilen bir proje, “……. ve Mimarlık” başlıklarını taşıyacak bir derleme kitap serisi gerçekleştirme düşüncesi ile yola çıktı. Fol yayın grubuyla birlikte mimarlığın farklı alanlar içinde var olma ve etki sınırlarını, bu alanların mimarlığı dönüştürme gücünü araştıran ve tartışan, farklı bakış açılarını bir araya getiren bir dizi kitap yayımlanması öngörüldü. Bugüne kadar beş kitabın tamamlandığı projenin ilk aşamada on kitaptan oluşması hedefleniyor. “Sinema ve Mimarlık”, “Sanat ve Mimarlık”, “Çocuk ve Mimarlık”, “Eleştiri ve Mimarlık”, “Edebiyat ve Mimarlık” kitapları tamamlandı. Bunları hazırlıkları tamamlanmış olan “Tarih ve Mimarlık” ile Kent, Medya, Ekoloji, Ütopya gibi başlıklar izleyecek. Mimarlığın ilişkilendiği alanların sayısal çokluğu ve çeşitliliği gözetildiğinde, bu alanları çoğaltmak ve projeyi sürdürmek olası. Kitaplar derlenirken mimarlığın yanında diğer alanlardan gelen uzman ve araştırmacılara, farklı yaklaşım ve bakış açılarına yer verilmeye çalışıldı. Benzer biçimde katkı koyan yazarların sadece akademi ortamından gelmemesi, bir dil ve yaklaşım çeşitliliği getirdi. Bu kurgu içinde bir yandan daha geniş bir okuyucu kesimine ulaşılırken öte yandan daha kapsayıcı bir tartışma çerçevesinin barındırılacağı varsayıldı. Seri içinde “mimarlık” sözcüğünün kent, tasarım, sanat gibi farklı ölçek ve komşu alanları içerecek genel bir şemsiye oluşturmasına özen gösterildi. Dizi bu anlayış zemini içinde geniş bir kesişme bağlamı oluşturmayı, mimarlığı bu bağlam içinde anlamaya çalışırken alanlar arasında da geçirgen bir zemin hazırlamayı hedefliyor. Böyle yaklaşıldığında dizinin bütününün mimarlık eleştirisi için bir kaynak oluşturması bekleniyor.

2023, Sinema ve Mimarlık, Der: C. Abdi Güzer, Fol, Ankara.

2023, Sinema ve Mimarlık, Der: C. Abdi Güzer, Fol, Ankara.

Dizinin ilk kitabı olan “Sinema ve Mimarlık,” sinemanın tıpkı senaryo, kostüm, ses ve karakterler gibi vazgeçilmezi olan mekanın sinemada kullanılma sınırlarını, yapı, kent ve mimarlara yer verilme biçimlerini anlamaya çalışıyor. Benzer biçimde sinema ile mimarlık arasındaki yöntemsel benzerliklere, birbirlerini etkileme ve dönüştürme gücüne odaklanıyor. Sinemada yer alan mekanların, yapıların, mimarların örneklendiği yazıların yanında, mekanın sinemanın gücü ile farklı anlam ve anlatılara açılma olanağı sorgulanıyor. Kitap aynı zamanda kent ve mimarlığı öne alan film seçkisi için bir kaynak niteliği taşıyor. 

2024, Sanat ve Mimarlık, Der: C. Abdi Güzer, Fol, Ankara.

2024, Sanat ve Mimarlık, Der: C. Abdi Güzer, Fol, Ankara.

“Sanat ve Mimarlık,” mimarlık eğitiminin ve eleştirisinin vazgeçilmez parçası olan sanat tarihi tartışmalarını eksen alarak sanatın mimarlıkla olan çok boyutlu ilişkisini, mimarlığın sanata dönüşümünü ve sanat içinde temsil edilme sınırlarını sorguluyor. Alt başlıklar içinde sanatı barındıran mekanların, tasarım ve mimarlıkla sanat ilişkisinin tartışıldığı kitap içinde sanat eserlerine mimarlığın gözü ile, mimarlık eserlerine de sanatın gözü ile bakılıyor. Kitap, “Mimarlık sanat mıdır?” ya da “Ne zaman, nasıl sanat olur?” gibi sorulara yanıt ararken mimarlık tarihi içinde farklı yolculuklar sunuyor.

2024, Çocuk ve Mimarlık, Der: C. Abdi Güzer, Fol, Ankara.

2024, Çocuk ve Mimarlık, Der: C. Abdi Güzer, Fol, Ankara.

Çocuk, mimarlık için özel bir kullanıcı sınıfını ve yaş grubunu tanımlıyor. Kent, yapılar ve mekan ile geliştirdiği ilişkiler, çocuğun eğitim serüveni ve kültürel birikimi içinde özel bir yer tutuyor; gelişimini etkiliyor. Bu nedenle “çocuk” başlığı mimarlıkla çok boyutlu olarak kesişiyor. “Çocuk ve Mimarlık” konusu da psikolojiden pedagojiye, eğitim yapılarından oyun alanlarına pek çok noktada mimarlıkla ilişki kuruyor. Bu kitap bir yandan çocuk konusunda uzman olanların mimarlığa bakışını, öte yandan mimarların çocukların mekanları ve onları kullanma biçimlerine yönelik yaklaşımlarını tartışan zengin bir derleme sunuyor. 

2024, Eleştiri ve Mimarlık, Der: C. Abdi Güzer, Fol, Ankara.

2024, Eleştiri ve Mimarlık, Der: C. Abdi Güzer, Fol, Ankara.

“Eleştiri ve Mimarlık” bağımsız bir başlık olarak ele alınmasına karşın eleştiri bütün serinin ortak paydasını oluşturuyor. “‘Eleştiri’ sözcüğü en geniş anlamı içinde anlamaya karşılık geldiği için hemen her konu ile ilişkilendirilebilecek, tamamlayıcı bir başlık. Öte yandan mimarlık, tasarım ve sanat birçok nedenle eleştiri sözcüğünün daha güçlü ve doğrudan bir bağ kurduğu alanlar. Şüphesiz, bunların başında bir yandan mimarlığın yaşamla kurduğu doğrudan ilişki, öte yandan tasarımın zorunlu olarak eleştirel bir sürece karşılık gelmesi, eleştiriyi yöntemsel olarak barındırması yer alıyor. Latince köklerine gidildiğinde ayırt etmeye, bir bağlam içinde diğerleri ile fark ve benzerlikleri anlamaya, sınıflamaya karşılık gelen eleştiri sözcüğü, tasarımın çok girdili yapısı içinde seçenekleri elemek için zaman zaman açık, zaman zaman da örtük olarak kullanılan bir yönteme karşılık geliyor.” (2). Kitap içinde bir yandan eleştiri modelleri örneklenirken öte yandan eleştiri kuram, gelenek ve pratiği sorgulanıyor, bir anlamda eleştirinin eleştirisi deneniyor.

2024, Edebiyat ve Mimarlık, Der: C. Abdi Güzer, Fol, Ankara.

2024, Edebiyat ve Mimarlık, Der: C. Abdi Güzer, Fol, Ankara.

Mimarlık ile edebiyat arasında çok boyutlu bir ilişki var. “Mimar, tasarımcı ya da sanatçıysanız edebiyat uzak durabileceğiniz bir alan değildir. Tasarımın arka planını oluşturan düşünce, anlatılmayı ve anlaşılmayı bekler. Çizimlerin, maketin yetmediği noktada devreye söz, yazı girer. Tersten gidildiğinde kent ve mekan her zaman edebiyatın ilgi alanı, çoğu anlatının arka planı, zaman zaman doğrudan konusu olmuştur. Mekan; yaşamı, yaşama biçimini temsil eder. Mekan üzerinden tarihi, kültürü, ideolojileri, refah ve yoksulluğu, kimliklerimizi okur, anlatırız. Bu geçirgen ilişki mimarlığın pek çok kavramını edebiyattan ödünç almasını getirir. Dil, uyum, tezat, öykü ve kurgu gibi sözcükler kesişme alanlarını tanımlar. Benzer biçimde “-izm”lerle ifade edilen ortak anlayış birlikleri vardır.” (3) Fantastik, gotik, halk, geleneksel, modern, postmodern ve minimalist gibi sözcükler her iki alanda farklılaşan ama benzerlikler içeren yaklaşımları işaret eder.” “Edebiyat ve Mimarlık” bu saptamalardan hareket ederek iki alanın kesişme noktası olan dili yeniden anlamaya çalışıyor. Kitap kapaklarının tasarımlarından farklı edebiyat eserlerindeki mekan anlayışına, farklı yazıların yer verildiği kitaba mimarların yanında edebiyat alanından gelen yazarlar da katkı koyuyor.

Başta da vurgulandığı gibi; farklı bakış noktalarından, farklı uzmanlık alanlarından, farklı öncelikler ve bağlamlar içinde yaklaşıldığında kent ve mimarlık alternatif okumalara açık kalıyor. Diğer disiplinler mimarlığı kendi alanları ile ilişkisi üzerinden ve onu etkileme sınırları içinde değerlendiriyor. Bu dışarıdan bakış, zaman zaman değer farklılıklarına hatta çatışmalarına neden olabiliyor. Mimarlık içinde önemli ve değerli bulunan bir örnek başka bir yerden bakıldığında sıradanlaşabiliyor ya da olumsuz anlamlar yüklenebiliyor. Mimarlığın çok girdili yapısı ve çoklu etkisi gözetildiğinde bu farkların oluşması doğal. Öte yandan, mimarlık sanattan coğrafyaya, felsefeden siyasete pek çok konu için somut bir örnekleme alanı. Gelir dağılımı adaletsizliğinden üretim ve tüketim ilişkilerine, planlamadan siyasete pek çok konu başlığında kentsel hareket ve dokular, yapısal öncelik ve tercihler ilgili alan için bir gösterge ve değerlendirme çerçevesi olarak kullanılıyor. Tersten gidildiğinde de diğerlerinin bakışları mimarlık eleştirisini yeni boyutlar kazanmaya ve zenginleşmeye açık kılıyor. Kitap serisinde de hedeflendiği gibi alternatif alanlarla kurulan ilişki, mimarlığın ve mimarlık eleştirisinin daha geniş kitlelere ulaşarak farklı zeminler içinde anlam kazanmasını ve üretim alanını geri besleyerek etkili olmasını getiriyor. Bu nedenle on kitapla yola çıkan seri doğrudan mimarlığı ve ilgili alanları geri beslemenin ve onlar için kaynak oluşturmanın ötesinde, mimarlık eleştirisinin yerleşik bir kültüre dönüşmesini hedefliyor. 

Kaynaklar

  1. “……ve Mimarlık” serisinin kitaplarda tekrar eden önsözünden alınmıştır.
  2. C. Abdi Güzer, 2024, Eleştiri ve Mimarlık: Bir Arka Plan Öyküsü, “Eleştiri ve Mimarlık (der: A, Güzer)”, Fol, s:19.
  3. C. Abdi Güzer, 2024, Edebiyat ve Mimarlık: Bir Arka Plan Öyküsü, “Edebiyat ve Mimarlık (der: A, Güzer)”, Fol, s:16.