Demiryolu Yapısından Müzeye
Fatih Us, Doç.Dr.
Serap Faiz Büyükçam, Dr. Öğretim Üyesi
“Vatandaşlarımızın milli bir sermaye ile memlekette demiryolu inşa etmek teşebbüsü, izaha muhtaç olmayan birçok nokta-i nazarlardan fevkalade mühimdir. Böyle milli teşebbüslerin Hükümet-i Cumhuriyetimiz ve riyaset tarafından ne kadar büyük memnuniyet ve mefharetle karşılanmakta olduğu suhuletle tahmin edilebilir. Demiryolu yapmakta ilk milli teşebbüsün tatbikatına başlandığını bizzat görmek fırsatı, benim için cidden mesut bir tesadüftür…”
Mustafa Kemal Atatürk (21 Eylül 1924 – Samsun Sivas Demiryolu Hattı Temel Atma Töreni (1)).
Değişen üretim ve tüketim yöntemleri nedeniyle zaman içinde birçok yapının işlevi dönüşüme uğramaktadır (2). Bu dönüşümün gerçekleştirilmesi sürecinde ise “yeniden kullanım-işlevlendirme” kavramı ortaya çıkmaktadır. Kullanılmayan, atıl durumda kalmış yapıların özgün işlevi dışında farklı bir kullanıma yönelik yeniden ele alınması çalışmalarının tümü yeniden kullanım olarak adlandırılmaktadır. Yeniden kullanım kavramı, kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılmasında başvurulan çağdaş koruma yöntemlerinden biridir (3-4). Yeniden işlevlendirme, aynı zamanda eski/tarihî binaların yıkımdan kurtarılması için de bir yöntem önerisidir (5).
Yeniden kullanımda anıtın bütünlüğünün, tipolojik özelliklerinin ve mekansal ilişkilerinin zarar görmemesi, değiştirilmemesi ve dış görünümünün bozulmaması istenmekte, iç mekan düzenlemelerinde ise esneklik beklenmektedir (6). Dolayısıyla yeni işlevin, yapının özgün mimarisiyle ve çevresiyle uyumlu olması istenmektedir. Bu konuyla ilgili Venedik Tüzüğü’nün 5. maddesinde şu ifade geçmektedir: “Anıtların korunması her zaman onların herhangi bir yararlı toplumsal amaç için kullanmakla kolaylaştırılabilir. Bunun için bu çeşit bir kullanım arzu edilir, fakat bu nedenle yapının planı, ya da süslemeleri değiştirilmemelidir. Ancak bu sınırlar içinde yeni işlevin gerektirdiği değişiklikler tasarlanabilir ve buna izin verilebilir. (7”
Kervansaray, tekke, manastır gibi günümüzde işlevi devam etmeyen tarihi yapıların, özel durumlar dışında farklı amaçlarla kullanımları zorunlu olmaktadır (8). Bu yapı türleri arasında teknolojideki değişimlerden etkilenen “endüstri yapıları” da yer almaktadır ve bu yapılar dönemin tarihi, sosyal, teknolojik, bilimsel ve mimari değerlerine sahip olması bağlamında önem taşımaktadır. Endüstri yapılarının yeniden işlevlendirilmesinde bireysel kullanımlar yerine kamuya açık kültürel ve sanatsal aktivitelerin olması önerilmektedir. Böylece bu mimari değerler yeniden sosyal yaşama kazandırılmakta ve kent kültürüne katkı sağlanmaktadır. Yeniden kullanım ile değerlendirilmesi düşünülen “demiryolu yapıları”nın da kültür amaçlı müze, kütüphane ve arşiv binası gibi işlevlerle kullanılmasının uygun olacağı düşünülmektedir (9). Yeniden işlevlendirmede genellikle özgün işleve yakın kültürel faaliyetlerin olması istenmesine rağmen yapının konumu ve dönemsel ihtiyaçları doğrultusunda istisnai durumlar da ortaya çıkabilmektedir.
Endüstri yapılarının yeniden kullanımında iki önemli unsur öne çıkmaktadır. Bunlardan ilki mekânın önceki işlevi doğrultusunda orada ne üretildiği, nasıl üretildiği ve bunun kimler tarafından yapıldığıdır. Diğeri ise yeni işlevin o mekanın fiziksel sınırlamalarına uygunluğudur (10).
Bu çalışmada, Samsun kent merkezinde yer alan ve Erken Cumhuriyet Dönemi demiryolu yapısı olan TCDD Lokomotif Bakım Onarım Atölyesi’nin Cerrahi Aletler ve Sağlık Müzesi’ne dönüşümü ele alınmıştır. Çalışmada, öncelikle yapının tarihi ve mimari özellikleri anlatılmış, ardından özgün mimarisine yapılan müdahaleler değerlendirilmiş, yapı-işlev uyumu, yapının çevresiyle ilişkisi, yapının özgün kimliğinin yansıtılması ve çağdaş müzecilik anlayışı kapsamındaki uygulamaları tartışılmıştır.
TCDD Lokomotif Bakım Onarım Atölyesi ve Mimari Özellikleri
Samsun’da Tütün Fabrikası ve ona bağlı birimler dışında koruma kararı alınan diğer tarihi endüstri yapısı, Samsun – Sivas demiryolu hattında yer alan “TCDD Lokomotif Bakım Onarım Atölyesi”dir. (Resim 1) Yapımı 1911 yılında Fransızların imtiyazında başlayan Samsun-Sivas Hattı, 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı nedeniyle durdurulmuştur. 1924 yılında yapımına tekrar başlanan demiryolu hattı, 1932 yılında tamamlanarak Samsun-Sivas bağlantısı sağlanmıştır (11-12). Samsun istasyon yerleşkesi kentin merkezi bir noktasında yer alan gar binası, lojmanlar, idari ve sosyal tesisler gibi çevre yapılar ile Mert Irmağı yakınında yer alan depolar, tamir yerleri ve pavyonlar gibi çeşitli yapı topluluklarının olduğu iki kısımdan meydana gelmektedir. Sahil hattı boyunca büyük bir alana yayılmış olan yerleşkedeki yapıların büyük bir kısmı, 1940 tarihli gar binası da dahil olmak üzere, karayolu genişletme çalışmaları nedeniyle yıkılmıştır.
TCDD Lokomotif Bakım Onarım Atölyesi, Samsun-Sivas Demiryolu Hattı’nın Erken Cumhuriyet Dönemi yapılarından Samsun kent merkezinde kalan birkaç yapıdan biridir. Samsun Sahil Demiryolu ile Samsun-Sivas Demiryolu kesişiminde yer alan atölye’nin yapımı, 1926 yılı olarak bilinmektedir. Demiryolu teknolojisindeki gelişmeler, kentin ulaşım ve yerleşme ağındaki değişiklikler gibi nedenlerden dolayı yapının özgün işlevinin sürdürülmesi olanaklı olmamıştır. 90’lı yıllarda özgün işlevini yitiren yapı, uzun yıllar depo ve bekçi barınağı olarak kullanıldıktan sonra atıl durumda kalmıştır. Kentin ve kentlinin sahille buluştuğu önemli noktalarından birinde yer alan yapı, farklı bir fonksiyonla şehrin tarihi kimliğine ve modern yaşamına katkı sağlayacağı düşünülmüş (13) ve 2017 yılında Samsun Cerrahi Aletler ve Sağlık Müzesi olarak yeniden işlevlendirilmek üzere projelendirilmiştir (Resim 2).
Erken Cumhuriyet Dönemi demiryolu yapılarının Samsun’daki önemli örneklerinden olan TCDD Lokomotif Bakım Onarım Atölyesi iki farklı dönem izi taşımaktadır. 1924-1926 tarihleri arasında lokomotif deposu olarak inşa edilen yapı, 1944 yılında eklenen bölüm ile genişleyerek lokomotif bakım ve onarım atölyesi olarak kullanılmıştır. Yapıya 1968 yılında eklenen vagon bakım atölyesi ise yakın tarihte yıkılmıştır (14).
Dönemin mimari özelliklerini taşıyan yapı, düzgün dikdörtgen (54 metre x 19 metre) planlı olup tek katlıdır (Şekil 1, 2). Yapıya araç ve yaya girişi ayrı bölümlerden yapılmaktadır. Yapının kısa kenarlarında, bakım için gelen vagon, lokomotif gibi araçların geçebileceği büyüklükte karşılıklı iki kapı bulunmaktadır. Bu kapılar arasında bulunan aks, tamir aksı olup vagon veya lokomotiflerin ilerleyebilmesi için rayların yer aldığı bir bölümdür. Bu bölümde araçların bakımlarının yapabilmesi için yaklaşık 100 cm derinliğinde 120 cm genişliğinde yapı boyunca devam eden bir kanal bulunmaktadır. Yapıyı uzun kenarları boyunca ikiye bölen bu aksın her iki tarafında teknik ve idari birimler yer almaktadır. Yapının birinci dönem bölümü çeşitli bölücü eklentilerle ofis mekânı olarak kullanıma ayrılmış (Resim 3), ikinci dönem bölümü ise ambar, tornahane ve çalışanlara ait birimler olarak kullanmıştır (Resim 4). Ayrıca yapının güney doğudaki dar cephesine mekân ihtiyacını karşılamaya yönelik eklentiler yapılmıştır (15).
Yapının her iki dönem bölümü de yığma sistem ile inşa edilmiştir. Beden duvarlarında ilk dönem yapısında taş ve tuğla, ikinci dönem yapısında beton ve delikli tuğla kullanılmıştır. İç açıklıklarda ise I kesitli çelik profiller yer alır. Yapının orta aksı çelik raylar dışında şap kaplıdır. Diğer bölümlerde karo mozaik görülür. Zeminde ayrıca araçların bakım ve onarımlarında kullanılan makinelerin oturtulduğu beton kaideler yer alır. Yapının üst örtüsü ise çelik konstrüksiyonlu ve kiremit kaplamalı bir beşik çatıdır.
Yapıda aydınlatma ve havalandırma uzun kenarlar boyunca devam eden basık kemerli geniş ve yüksek ahşap profilli pencereler ile sağlanır (Şekil 2). Çatıdaki metal profilli çatı fenerleri ile havalandırma ve aydınlatma desteklenir. Yapıdaki diğer açıklıklar ise araç giriş-çıkış ve yaya kapılarıdır. Araç giriş ve çıkışının yapıldığı kapılar yaklaşık 4 metre x 5 metre boyutlarında, üç dilimli aydınlık penceresi olan, çift kanatlı, metal ve sürgülüdür. Yaya kapısı ise basık kemerli ve ahşaptır.
Yapının ilk ve ikinci dönem bölümlerinin saçak kotu yükseklikleri farklı olup bu fark cephelerden birinin pencere yüksekliklerinde görünmektedir. Cephelerdeki tek bezeme unsuru üst örtüye geçiş sağlayan ve taşıyıcı kolonlarda yer alan kıvrımlı konsollar ile tüm cepheleri saçak seviyesinde dolanan aynı üslupta saçak silmesidir (Şekil 2). Bu bezeme dışında yapı tamamen sıvalıdır.
TCDD Lokomotif Bakım Onarım Atölyesi’nin Cerrahi Aletler ve Sağlık Müzesi’ne Dönüşümü
Covid-19 pandemisi nedeniyle toplum yaşamında halkın salgın hastalıklar konusunda bilinçlendirilmesinin önemi ortaya çıkmıştır. Bu bilinçlendirme görevini çoğu zaman sağlık kuruluşları üstlenirken müzeler de alternatif bir yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’nin ilk sağlık müzesi olarak bilinen İstanbul Sağlık Müzesi (1918)’de halkı salgın hastalıklara karşı bilinçlendirmek için kurulmuş bir müzedir (16). Genel olarak halkı sağlıklı yaşam konusunda bilgilendirmek için kurulan sağlık müzeleri Türkiye’de nispeten azdır.
Samsun kenti, son yıllarda sağlık alanında kamu ve özel yatırımların yoğun olarak yapıldığı, tıbbı alet üretiminde önemli merkezlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Bu bağlamda kentin sağlık alanındaki çalışmalarının korunması, tanıtılması ve turizm potansiyeli ile birleştirilmesi amacıyla tıbbi cihazlar ve malzemelerin gelişiminin tarihsel süreçte sunulduğu, halkın sağlık alanına ilgisini artıracak atölye çalışmaları için uygun mekânların sağlandığı cerrahi aletler ve sağlık müzesinin yapımı gündeme gelmiştir.
Bu doğrultuda uzun süre atıl durumda kalan TCDD Lokomotif Bakım Onarım Atölyesi yapısının restorasyonu için Aralık 2016’da Samsun Valiliği ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında imzalanan “Medikal Cerrahi Aletler Müzesi Restorasyon İşi” protokolü yapılmıştır. Bu kapsamda 2017 yılında projelendirilen yapının tadilatı ve restorasyonu 2019 yılında tamamlanmıştır (Resim 5) . İç mimari ve teşhir tanzim projesi Do(x) Mimarlık tarafından hazırlanan binanın, müze olarak kullanılabilmesi için Temmuz 2019’da Samsun Valiliği koordinasyonluğunda Samsun Büyükşehir Belediyesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun İl Sağlık Müdürlüğü, Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Samsun Medikal Sanayi Kümelenme Derneği (MEDİKÜM) arasında “Samsun Cerrahi Aletler ve Sağlık Müzesinin Kurulması ve İşletilmesi” çerçevesinde işbirliği protokolü hazırlanmıştır. Bu protokol gereğince Samsun İl Sağlık Müdürlüğü tarafından, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) tarafından ilan edilen Turizm Altyapısını Geliştirme Mali Destek Hibe Çağrısına proje başvurusu yapılmış ve “Samsun Cerrahi El Aletleri ve Sağlık Müzesi Tefriş ve Tanzim Projesi” hibe almaya hak kazanmıştır. Süreçte tefriş ve tanzim ihale edilmiş, detay çözümleri ve uygulaması Ranuna Firması tarafından gerçekleştirilmiştir. 2021 yılı itibariyle de yapının tanzim ve teşhir işleri tamamlanmıştır.
Yapının cerrahi aletler ve sağlık müzesi olarak işlevlendirilmesinin en önemli nedeni, Almanya’nın Tuttlingen, Pakistan’ın Sialkot kentinden sonra Samsun’un cerrahi el aletler üretici firmalarıyla bu alanda üçüncü sırada yer almasıdır. Ayrıca Samsun kentinin sağlık turizmi açısından önemli bir kent olabileceğini gösteren bulgulara rastlanmasıdır: Bafra İkiztepe Höyüğü’nde yapılan kazılarda bir Tunç Çağı yerleşiminde, M.Ö. 2100’den önceki döneme ait 8 mezarda ameliyat izlerinin olduğu kafatasları ve obsidiyen neşteri bulunmuştur (17).
Yapısal Dönüşüm
Endüstri yapıları, strüktürel özellikleri ve geniş iç mekanları ile esnek kullanımlı mekan çözümlerine imkan tanırken mimari açıdan da yaratıcı bir dönüşüme fırsat vermektedir. Dönüşümde, endüstri yapısının özgün işlevinin izlerine müdahalenin en alt seviyede olması da dikkat edilmesi gereken konuların başında gelmektedir. TCDD Lokomotif Bakım Onarım Atölyesi’nin yapısal dönüşümü de bu bağlamda ele alınmaktadır.
Yeni işlevin mekansal ihtiyaçları doğrultusunda yapının özgün yüksekliğinden yararlanılarak üst kat-asma kat oluşturulmuştur. Üst katta birbiriyle ilişkili olmayan iki farklı bölüm oluşturulduğu için erişim için de farklı merdivenler yapılmıştır. Merdivenlerin ikisi sergi alanı içinde yer alırken diğeri ise bunlardan bağımsız olarak sadece teknik bölüme ve depoya çıkmaktadır. Zemin katta özgün mekan sınırları korunarak yeni mekanlar arasındaki bağı güçlendirmek için duvarlarda açıklıklar yapılmıştır. Asma katta galeri boşlukları yapılarak yapının iç mekânını bütünsel algılanması ve üst kat ile alt kat arasında görsel ilişki sağlanmıştır. (Şekil 3, 4, 5, 6, 7)
TCDD Lokomotif Bakım Onarım Atölyesi’nin müzeye dönüşüm sürecinde sonradan eklenen girişler ile iç ve dış mekan ekleri kaldırılmıştır. Yapıya tek noktadan giriş sağlanmış olup yaya kullanımında olan diğer özgün kapı açıklıkları ve yapının dar kenarlarında yer alan ve araç-giriş çıkışının sağlandığı karşılıklı açıklıklar korunmuştur. Ancak bu kapı açıklıklarının yeni işlevde aktif kullanımları bulunmamaktadır.
Şekil 5. Samsun Cerrahi Aletler ve Sağlık Müzesi – Asma Kat Planı (Samsun İl Sağlık Müdürlüğü Arşivi). Figure 5. Samsun Surgical Instruments and Health Museum – Mezzanine Floor Plan (Samsun Provincial Health Directorate Archive).
Giriş katında zemin döşemesinde granit seramik, asma katta ise ahşap kullanılmıştır. Tavan kaplaması özgün haline uygun olarak ahşap yapılmıştır. Alçı levha olarak eklenen bölücü duvarlar ve merdivenler yapının özgün duvarlarına temas etmeden uygulanmış, böylece yapının beden duvarlarına zarar en aza indirilmeye çalışılmıştır (Resim 8). Yapının içindeki çelik konstrüksiyon güçlendirilerek kullanılmıştır.
Çevre düzenleme çalışmaları devam etmekte olup yeşil alanlarda çeşitli aromatik bitkiler, sert peyzaj alanlarında ise aydınlatma ve oturma donatıları düşünülmektedir. Ayrıca yapının özgün işlev ile ilişkili bir lokomotif, arazinin sınırları içerisine eklenmesi planlanmaktadır.
Yapının özgün işlevini ve tarihini hatırlatan birtakım elemanlar, unsurlar korunmuştur. Bunlar yapının ilk bölümünü temsil eden kitabe, özgün işlevin önemli izlerinden biri olan orta aksın zeminindeki raylar / kanallar ve yapının bahçesine yerleştirilen TCDD logosudur (Resim 11).
Bakım Onarım Atölyesi’nin yapısal dönüşümde mekânsal özelliklere dikkat edildiği ve mekânın özgün işlevindeki bazı izlerin korunduğu belirlenmiştir. Örneğin çatının strüktürel özelliği sayesinde asma katta esnek mekânlar oluşturulmuş, galeri boşlukları ile mekânın bütünsel algılanması sağlanmıştır. Ayrıca özgün işlevini yansıtan zemindeki rayların bulunduğu kanal korunarak ana serginin omurgası oluşturmuştur.
İşlevsel Dönüşüm
Endüstri yapılarının dönüşümünde korunarak yaşatılma düşüncesi, bu yapılara yüklenilen değerler üzerinden toplumla iletişim kurabilmelerine dayanmaktadır. Bu da yeniden işlevlendirilen yapıların kamuya açık ve erişilebilir olarak planlanmasını zorunlu kılmaktadır (18). İşlevsel dönüşümde ayrıca yeni işlevin yapının özgün mimari özelliklerine uygunluğu da düşünülmesi gereken konuların başında gelmektedir.
Samsun Cerrahi Aletler ve Sağlık Müzesi’nin, düzenli aktivitelere ev sahipliği yapan, geçici sergilerin açıldığı “yaşayan” bir müze olması hedeflenmiştir (Resim 14). Müzede ayrıca multivizyon, hologram ve görsel tasarımlarla ziyaretçilerle etkileşimin güçlü olduğu bir eğitim ortamı düşünülmüştür.
Müze olarak işlevlendirilen yapı, 8130 m² alan üzerinde 1382 m²kapalı alana sahiptir (19). Yapının zemin katının giriş bölümünde bilet satış-danışma, geçici sergi ve kütüphane bölümü, kafeterya ve tuvaletler bulunurken devamında satış birimi, sergi alanları ve teknik birim yer almaktadır (Resim 15). Asma katın bir bölümünde yaklaşık 80 kişilik konferans salonu (Resim 16), fuaye ve ofisler, diğer bölümünde ise makine odası ve depo ile elektrik ve data odası bulunmaktadır. Konferans salonu gerektiğinde geçici sergi alanı olarak da kullanılabilmektedir.
Zemin kat sergileme bölümünde sırasıyla yer alan birimler şunlardır: Samsun Cerrahi Aletler Atölyesi, Mediküm Sergi Salonu, Kadın Doğum ve Hasta Odası Salonu+Diş Sergileme Salonu, Göz-KBB Cerrahi Aletler Sergi Salonu, Harp ve Genel Cerrahi Sergi Salonu ve Ana Sergi Holü. Samsun’da Üretilen Cerrahi Aletlerin Sergisi ve Anlatım Holü’nde bu cerrahi aletlerin tanıtımı yapılmakta ve interaktif deneyimlenmesi sağlanmaktadır. Cerrahi Aletler Sergi Holü’nde cerrahi aletlerin tarihsel süreci anlatılmakta ve bunların imitasyonlarının bulunduğu bir masada da deneyimlenmesi istenmektedir. Ameliyat Odası ve Eczane Canlandırması bölümünde günümüz teknolojisiyle bir ameliyatın nasıl gerçekleştirildiği imitasyonlarla gösterilmektedir. Sinevizyon ve İnteraktif Odalar’da tıp tarihinin, çeşitli hastalıkların, ameliyatların vb. konuların anlatıldığı film gösterimleri yapılmaktadır. Bununla birlikte ana omurgayı oluşturan raylar üzerinde çeşitli dijital ve dokunmatik ekranlarla çağdaş sergileme yöntemlerine yer verilmektedir (Resim 16).
Sonuç olarak burada yapılan işlevsel dönüşümün kamu kullanımına açıklık ve erişilebilirlik kriterlerine nispeten uygun olarak planlandığı ve bu bağlamda yaşayan bir müze olarak projelendirildiği belirlenmiştir. Yeni işlevin de yapının özgün işlevi ile doğrudan ilişkili olmamasına rağmen mekansal özellikleriyle uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Değerlendirme ve Sonuç
Kentteki Erken Cumhuriyet Dönemi mimarlık mirasının günümüze ulaşan nadir temsilcilerinden biri olan TCDD Lokomotif Bakım ve Onarım Atölyesi’nin Cerrahi Aletler ve Sağlık Müzesi olarak işlevlendirilmesi, kentin tarihi ve kültürünün kentin güncel değerleri ile birleştirilmesi bakımından önemli bir uygulama olduğu düşünülmektedir. Yapının yeni işlevinin özgün bağlamı ile ilişkisi olmamakla birlikte Erken Cumhuriyet Dönemi’nin bu önemli mirasının kent yaşamına tekrar kazandırılması bakımından önemlidir.
Yapının yeni işlevinde özgün mimari özelliklerini ve kimliğini yansıtan araç giriş-çıkış kapılarının ve bu aks boyunca devam eden rayların varlığı, yeni işlevde de belirleyici bir rol oynamış ve mekan kurgusunda yönlendirici bir etki yaratmıştır. Yapının yaya giriş-çıkış kapıları korunmuş ancak sadece birinin aynı işleve devam etmesi sağlanabilmiştir. Asma kat yapılarak ek mekanlar elde edilmiş ve yapının mekan ihtiyacı karşılanmıştır. Asma katta yer alan geniş galeri boşlukları ile hacmin özgün tek katlı hali yansıtılmaya çalışılmıştır. Bir çağdaş müzede olması gereken konferans salonu, kütüphane ve kafeterya gibi iletişim ve etkileşimi güçlendiren sosyal alanlar ve eğitim alanları elde edilmiştir. Sergileme alanlarında özellikle çocukları ve gençleri müzeye çekmek için dijital oyunlar ve video filmler düşünülmüştür. Ayrıca seçilmiş olan yapının konumunun müzelerin kentlilerin rahat ulaşabileceği bir yerde olması özelliğini taşıdığı, ancak çevresiyle ilişkisinin henüz tam olarak sağlanamadığı görülmüştür.
Yapının ilk bölümünü temsil eden kitabenin korunması ve TCDD logosunun peyzaj düzenlemesinde kullanılması yapının özgün işlevini hatırlatması adına önemli işaretlerdir. Yapının özgün işlevinde kullanıldığı dönemlerdeki sefer yapmış trenlerden birinin açık alanda sergileme fikrinin de yapının kimliğini gelecek nesillere aktarılabilmesi adına iyi olacağı düşünülmektedir.
Sonuç olarak bu çalışma ile TCDD Lokomotif Bakım ve Onarım Atölyesi’nin Cerrahi Aletler ve Sağlık Müzesi’ne dönüşümünde özgün mimari özelliklerinin korunduğu, kimliğini yansıtan bazı öğelerin kullanıldığı, yeni işlev ile uyumunun sağlandığı ve çağdaş müzecilik örneklerini barındırdığı görülmüştür. Yapılan dönüşümle, kentin tarihi ve kültürel mirasının güncel değerleri içeren bir işlevle kent yaşamına tekrar kazandırıldığı tespit edilmiştir.
Not: Samsun İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli Meral Ay hanıma bize sağladığı dökümanlardan, fotoğraflardan ve yardımlarından dolayı çok teşekkür ederiz.