“Değişim, Yeni Normalin Mimarlıktaki Yansımaları”
Nippon Paint, pandemi ile yaşanan değişimin mimarlık ve tasarım üzerine yansımalarının; toplum, kentler ve iş hayatındaki etkilerinin değerlendirildiği konuşma serisi “Nippon Paint ile Değişim” etkinliklerini kitap haline getirdi.
Nippon Paint, pandemi sürecinin toplumda, kentlerde ve iş hayatında yarattığı değişimin mimarlığa yansımasını kitaba dönüştürdü. Türkiye’deki mimarlık ve tasarım camiası ile bir diyalog kurmak amacıyla online “Nippon Paint ile Değişim” etkinliklerini düzenleyen Nippon Paint, değişimin mimarlık dünyasındaki yansımalarının; toplum, kentler ve iş hayatı üzerindeki etkilerinin değerlendirildiği etkinlikleri “Değişim, Yeni Normalin Mimarlıktaki Yansımaları” başlıklı kitapta topladı. Kitapta etkinliklerin konuşmacıları Psikiyatrist Prof. Dr. Sibel Çakır, Kentsel Strateji Uzmanı Faruk Göksu ve Harvard Business Review Türkiye Yayın Yönetmeni Serdar Turan’ın deneyim ve söylemleri ile mimar ve iç mimarların kendi cephelerinden pandeminin dönüşüme etkilerini anlattıkları değerlendirmeleri yer alıyor.
Birlikte hayal ederek tasarlanan, bir arada yaşanabilecek, doğayı koruyan, yürünebilir şehirlerin ya da içinde yaşadığımız, çalıştığımız binaların tekrar düşünülerek yaratılması mümkün mü? Tasarım bizi çevreleyen, koruyan ve bize ilham veren bir çevre hedefleyebilir mi? Virüsün tehdit ettiği dünya gibi mimari de organik hale gelebilir mi?
Bu ve benzeri sorulara cevapların arandığı “Nippon Paint ile Değişim” etkinliklerinin yazıya döküldüğü kitap ile bugüne ilham verilmesi, gelecek nesillere de geçmişe dair kapılar açılması hedefleniyor.
Kitap değişimin; toplum, kentler ve iş hayatına olan etkileri yer alıyor. “Değişimin Toplum Üzerindeki Etkisi” bölümünde bireyin değişim sürecinde içinde bulunduğu psikoloji inceleniyor. Toplumsal psikolojinin bireye yansımaları üzerinden fiziksel ve sosyal değişikliklerin mimariye mevcut ve olası etkilerine değiniliyor. Açık ve kapalı mekan, yeşil ve kamusal alan gibi farklı ölçeklere, farklı ölçeklerdeki psikoloji üzerinden bakılıyor. İçinde bulunduğumuz dönemde güven duygusunun tekrar nasıl oluşturulabileceği konusu ele alınıyor.
“Değişimin Kentler Üzerindeki Etkisi” bölümünde kentler ve kentsel sistemlerin nabzı tutuluyor. İçinden geçtiğimiz dönem sadece bir sağlık krizi olarak değil, bir sistem krizi olarak değerlendiriliyor. Bu sebeple sistemlerin ne olduğu masaya yatırılıp nasıl kurgulandıkları mercek altına alınıyor. Yoğun ve kompakt kentlerin mimariye mevcut ve olası etkilerine değiniliyor. Kentsel ulaşım, yeşil alanlarla entegrasyon ve yürünebilir kentler nasıl olmalı sorularına cevap aranıyor.
“Değişimin İş Hayatı Üzerindeki Etkisi” bölümünde ise çalışma hayatı ve iş modellerinin mekan ile kesişimleri inceleniyor. İçinden geçtiğimiz dönem çevrimiçi ve uzaktan çalışma yöntemlerinin iş modellerini kaçınılmaz biçimde değiştireceğini gösteriyor. Bu durumun iş stratejilerine nasıl yansıdığına değiniliyor. Turizm, eğlence gibi insanla yakın temasın kurulduğu sistemlerde güvenlik konusu ele alınıyor. İklim krizinin etkileriyle sadeleşme yoluna gidilmesinin, insan odaklı yaklaşımın değer kazanmasının sektörleri nasıl değiştireceği yorumlanıyor.