Cruquius Adası Konutları
Künye
Mimari Tasarım
KCAP
Proje Yeri
Amsterdam, Hollanda
Tamamlanma Tarihi
2024
Toplam İnşaat Alanı
48.750 m²
Fotoğraflar
Sebastian van Damme, Marcel IJzerman
Amsterdam’da dolgu zemin üzerinde bulunan terk edilmiş bir endüstriyel alanı yeşil ve canlı bir mahalleye dönüştüren KCAP, su kıyılarında bulunan endüstriyel alanların sürdürülebilir ve canlı kentsel alanlara dönüşümü için bir örnek oluşturmayı hedefliyor.
Amsterdam’ın Eastern Docklands bölgesinde yer alan yapay bir ada olan Cruquius Adası, tarihi bir endüstriyel alandan, benzersiz kıyı yerleşimi ile tanınan canlı bir konut mahallesine dönüştürülmüş. Aslen 1875 ve 1925 yılları arasında Amsterdam Limanı’nı genişletmek için inşa edilen alan, önce büyükbaş hayvan pazarından bir endüstriyel merkeze, ardından da günümüzde canlı bir kentsel anklava doğru evrilmiş. Bu yeniden geliştirme projesi; mimarlığın, kentsel tasarımın ve peyzaj planlamasının tarihi alanların çağdaş ihtiyaçlarımıza cevap verecek şekilde nasıl yeniden şekillendirilebileceğine dair bir örnek teşkil ediyor. Adanın endüstriyel mirasından yola çıkarken, odaklanılan nokta bu alanın modern bir yaşam çevresine doğru dönüştürülmesinden oluşuyor.
Bir zamanlar ambarlara ve fabrikalara ev sahipliği yapan eski endüstriyel alan, farklı konut tiplerinin ve kamusal alanların oluşturulması için bir yol sunuyor. Pervane benzeri bir şeklinde, 14 yapının birleşmesiyle oluşan yerleşim; değişen ölçeklerde, endüstriyel yapıları anımsatan büyük ve uzun strüktürlerden daha küçük, üç katlı yapılara doğru geçiş yapan bir mahalle oluşturuyor. Her biri balkon, teras ya da bahçe gibi bir dış mekana sahip olan evlerle, tasarımdaki yoğunluk ve yakınlık arasındaki denge yansıtılıyor. Tüm konutlar suya doğru açılan manzaranın keyfini sürme şansına sahip, böylece, projenin su kıyısında yer alan konumu ile kurduğu kesintisiz ilişki öne çıkıyor.
Kent planı, mekanlar ve ölçeklerin hiyerarşisini vurguluyor. Cruquiusweg’den bakıldığında manzara doğruca Amsterdam-Rhine Kanalına doğru genişliyor; böylece su ile olan kuvvetli optik ilişki güçlendiriliyor. Büyük gemiler bu büyük su yolundan geçerken yayalar da, canlı ve trafiğe kapatılmış, zemin katta yer alan konutlarla, ticari mekanlarla ve rekreasyonel alanlarla çevrelenmiş promenada sahip olan huzurlu gezinti yerinin keyfini çıkarıyor. Birbiri ile zıtlıklara sahip olan bu elemanların üst üste gelmesi mahalleye canlılık ekliyor; açık ve samimi bir mekan hissinin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Peyzaj tasarımı projede merkezi bir rol oynuyor; patikalar, yarı-kamusal bahçeler ve komünal yeşil alanlar kentsel dokuya dahil oluyor. Organik bir estetik uyandırmak için düzensiz kenarlarla tasarlanmış bu patikalar, alan boyunca hareketi yönlendirirken aynı zamanda davetkar boşluklar oluşturan duraklama alanları da barındırıyor. Bütünüyle, bu elementler alanın mekansal niteliğini artırırken sakinlerine rahatlayabilecekleri, sosyalleşebilecekleri ve huzurlu yaya dostu bir çevrenin tadını çıkaracakları alanlar sunuyor.
Sürdürülebilirlik projenin kimliğinin temelini oluşturuyor. Parametrik tasarım prensipleri, konutlarda ve paylaşımlı alanlarda günışığına erişimi optimize etmek için kullanılmış. Yeşil çatılar, güneş panelleri ve enerji verimli sistemler ile yapının çevresel ayak izi minimize edilirken yarı olgun ağaçlar ve geniş peyzaj düzenlemesi biyoçeşitliliği ve alanın sakinlerine sunduğu niteliği artırıyor. Zemin kat mekanlarının sahip olduğu aktif interaktif cepheler, konut ve komünite alanlarını birbiri içerisinde harmanlayarak etkileşimi teşvik ediyor. Güvenli bisiklet parkları ve erişilebilir komünal alanlar sürdürülebilir kent yaşamını daha ileri seviyede destekliyor.
Bu alandaki eski, terk edilmiş endüstriyel alanların tamamen dönüşümü ile, bu konut projesi yerel karakteri korurken ve onurlandırırken yaşanabilirlik ve konfor sağlayan modern konut olanaklarını da uyguluyor. Cruquius Adası dolayısıyla, su kıyılarının yeniden geliştirilmesine bir standart belirliyor, eski bir endüstriyel bölgeyi yeşil ve canlı bir komüniteye dönüştürüyor. Mirası, doğayı ve modern kent hayatını harmanlayan proje, KCAP’nin sürdürülebilir dönüşümlere olan bağlılığını gösteriyor, gelecekteki inisiyatifler için yoğun kentsel alanlarda yeniden canlandırma projelerine dair bir model oluşturuyor.