Çevremdeki Tarih

Dr. Öğr. Üyesi Gülay Kepsutlu
Doç. Dr. Elif Süyük Makaklı

Yüzyıllar boyunca toplumların üretmiş olduğu soyut ve somut ürünler, insanlık tarihine yön veren, yol gösteren nitelikleri ve geçmişin, geleceğin şekillenmesi üzerinde oluşturacağı önem nedeniyle özenle korunması gereken bilgi birikimleridir. “Kültürel miras” olarak adlandırılan bu birikimlerin gelecek kuşaklara aktarımında günümüzün çağdaş yaşam koşulları, hızla gelişen teknoloji, artan nüfus, yetersiz eğitim ve ekonomik koşullar gibi nedenler ile pek çok sorunla karşılaşılmaktadır. (Ahunbay, 2015).

Kültürel miras ve koruma konularında karşılaşılan sorunlar arasında “eğitim sorunu” ana başlıklardan biridir. Kültürel mirasımızın gereğince korunabilmesi, gelecek kuşaklara aktarılabilmesi ve koruma uygulamalarının gerçekleştirilebilmesi, kültürel mirasın gerçek sahipleri olan halkın desteği olmadıkça olası değildir. Halkın bu konuda eğitimli ve bilinçli olması gereği, başta UNESCO olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlarca en önemli unsurlardan biri olarak ele alınmaktadır.

Koruma konusunda verilen eğitimin yetersizliği pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de en önemli sorunlardan biri durumundadır. Koruma eylemi; büyük ölçüde toplumların bir bütün olarak koruma kavramını anlamasını, desteğini ve katılımını gerektirir. Bu da halkın kültürel miras ve tarihsel çevre konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi yoluyla gerçekleştirilebilir. (Kepsutlu, 1995)

Çağdaş dünyada kültürel mirasın korunması konusunda sürdürülen eğitim çalışmaları içinde en yaygın yaklaşım; geleceğin yetişkinleri olan çocukları ve gençleri tarihi çevreye saygılı, korumanın gereğine inanan, geçmiş, bugün ve gelecek arasındaki ilişkileri kurabilen bireyler olmaları açısından, okul öğrenimi içinde eğitmektir (Tankut,1990). Geniş kapsamlı bir bilinçlendirmenin gerçekleştirilebilmesi ise temel eğitim düzeyinde verilecek kapsamlı bir eğitim ile olasıdır. Bireylerin erken dönemde bilinçlendirilmesi ile sahip oldukları kültürel mirasın farkına vararak bu değerleri sahiplenmeleri sağlanabilecektir (Gökmen & Akkurt & Özbakan 2010).

Bu amaca yönelik uygulanacak yaygın bir eğitim süreci, halkın tarihsel çevrenin korunması gereğinin bilincine ve kültürel mirasımıza karşı sorumluluklarının farkına varmasına yardımcı olur. Bu bağlamda UNESCO ve benzeri pek çok uluslararası kuruluş, yerel yönetimler, ilgili bakanlıklar ve sivil toplum örgütlerince yapılan geniş çaplı çalışmalar ve yürütülen projeler doğrultusunda gelişmiş çok sayıda ülkede eğitim sistemine entegre edilmiş modeller geliştirilmiştir (Sağlam, 2009). Uluslararası düzeyde yürütülen çalışmalara paralel olarak ülkemizde de özellikle 1990’lı yıllardan itibaren çocuk katılımı ile ilgili çok sayıda tartışma, toplantı, çalışma ve proje üretilmiştir (TMMOB, 2007 -TMMOB, 2009). Ancak yapılan çalışmalar odalar, yerel yönetimler ya da sivil toplum örgütlerinin girişimleri olmaktan çıkıp sürekliliği olan yaygın eğitim programlarına dönüşememiştir.

Ülkemizdeki ilköğretim programında, Sosyal Bilgiler dersi içinde “Kültür ve Miras”, “İnsanlar, Yerler ve Çevreler” konularına yer verilmektedir. Bu ders kapsamında çocukların iki ayrı ünitede yıllık 15 saat olmak üzere toplam 30 ders saatinde çevre ve kültürel miras hakkında bilgi edindikleri saptanmıştır. Müfredat incelendiğinde kültürel mirasımızın taşınır unsurlarının ayrıntılı ele alındığı ancak taşınmaz kültür varlıklarının, özellikle anıtsal yapılar dışında kalan ve tarihi kentlerin kimliğini oluşturan sivil mimarlık örneklerinin yer verilmediği görülmektedir. Tarihsel zenginlik açısından dünyanın en önemli coğrafyasından biri olan ülkemizde yaşadığımızın kentlerimizin ana bileşenleri olan bu eserler ne yazık ki kentin kullanıcıları tarafından yeterli düzeyde tanınmamakta ve korunmamaktadır.

Kültürel mirasın korunabilmesi, gelecek kuşaklara aktarılabilmesi ve bütüncül koruma kavramları açısından son derece önemli olan taşınmaz kültür varlıklarının bir bütün olarak kavranması ve okul öğrenimi içinde yer alabilecek işitsel, görsel ve deneyimsel bir yöntem geliştirilmesi amacı ile Işık Üniversitesi’nde “Çevremdeki Tarih” isimli bir bilimsel araştırma projesi yürütülmüştür. Projenin amacı öğrencilerin kendi yaşadıkları doğal ve inşa edilmiş çevrenin tarihi ve değerlerinin kavrayışını ve bilgisini artırmak, yaşadıkları çevrenin ve sahip oldukları mirasın önemini anlayarak bu çevreyi tahrip etmeden geleceğe aktarmalarını sağlayacak bilinçlendirmeyi önerilen eğitim modeli ile sağlamaktır. Proje kapsamında Şile Balibey İlköğretim okulu 4. sınıf öğrencileri ile 2-20 Aralık 2019 tarihleri arasında aşağıda detayları sunulan bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Katılımcı öğrencilerin yaşadıkları çevredeki tarihi değerler ve koruma konusundaki sahip oldukları mevcut bilgi ve bilinç düzeyleri saptanmış önerilen eğitim modelinin uygulanmasından sonra öğrencilerin konu ile ilgili edindikleri bilgi düzeyi karşılaştırmalı olarak analiz edilerek tartışılmıştır.

Çalışmanın Yöntemi
Bu araştırma ile; kültürel miras, mimari koruma ve tarihsel çevre konularında, geleceğin yetişkinleri olan okul çağındaki çocukların; yaşadıkları çevrenin büyük bir bölümünü oluşturan tarihsel yapılar ve kültürel mirasımıza karşı farkındalıklarının sağlanması, yanı sıra yaşadıkları mekanların anlamını çözümleyebilen, şekillenmesinde katkı sağlayan, tarihe ve çevrelerine karşı duyarlı bireyler olarak yetişmeleri amacıyla deneyim kazanmaları amaçlanmıştır.

Çalışmada iki aşamalı bir yöntem kullanılmıştır; ilk aşamada ilgili literatür araştırması yapılmış konu ile ilgili ülkemizde ve dünyada uygulanan eğitim modelleri ve örnek çalışmalar incelenmiş ve eğitimciler ile çeşitli görüşmeler yapılmıştır. Çalışmanın ikinci aşamasında geliştirilen ve 3 bölümden oluşan eğitim modeli, iş birliği yapılan kurumda seçili yaş grubunda belirli sayıda öğrenciye uygulanmıştır. Önerilen eğitim modelinin ilk bölümünde öğrencilerin kültürel miras ve kentsel koruma kavramları üzerine bilinç düzeylerini ölçmek amacıyla hazırlanan anketler uygulanmıştır. Sonrasında sınıf ortamında sözel anlatım eşliğinde görsel materyal ağırlıklı verilen eğitim ile bu eğitimin alan ve atölye çalışmalarıyla desteklenmesi yoluyla pekiştirilmesi sağlanmıştır. Önerilen eğitim süreci için geliştirilen uygulamalar, öğrencilerin ilgi ve katılımlarını sağlamak amacıyla oyunlar ve görseller ile desteklenerek yürütülmüştür. Eğitim sürecinin başında ve bitiminde yapılan anket çalışması, eğitimin öğrencilere katkısının karşılaştırmalı olarak değerlendirilebilmesini sağlamıştır.

Uygulanan Eğitim Modeli
Çalışma alanı olarak, gerek üniversitemizin Şile ilçesinde yer alıyor olması, gerekse bölgede yer alan tarihsel mirasın zenginliği ve kentsel sit alanında yer alan sivil mimarlık örneklerinin yoğunluğu nedeniyle Şile Kentsel Sit Alanı seçilmiştir. 

Kent merkezinde ahşap karkas evler, cami, deniz feneri ve kale yapısı vb. tarihi eserler dikkati çekmektedir. Şile Merkezi Kentsel Sit ve I. ve II. derece doğal sit alanı, II Numaralı İstanbul Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 28.01.1992 tarih ve 2796 sayılı karar ile ilan edilmiştir. Şile’de halen 1992 yılında hazırlanan 2934 sayılı Kurul kararıyla onaylı KAİP bulunmaktadır. (Aydın, 2017) Araştırma, Balibey mahallesi, Şile merkezi kentsel sit alanı içinde yer alan Şile Balibey İlkokulu ile iş birliği yapılarak gerçekleştirilmiştir. Seçilen Balibey İlköğretim Okulu, çevresinde iyi ya da harap durumda olan çok sayıda anıtsal ve sivil mimarlık örnekleri bulunmaktadır. 

Araştırma kapsamında 9-10 yaş grubunun yer aldığı 4. sınıf öğrencileri hedef kitle olarak seçilmiştir. Bu yaş grubunun seçiminde öğrencilerin eğitim, algı ve bilinç düzeyleri ve öğrenme becerileri açısından önerilen eğitim için elverişli olması (Avcı& Memişoğlu, 2016) ilköğretim sistemimiz içinde yer alan benzer konuların 4. sınıf dersleri arasında yer alması ve aynı zamanda eğitimcilerin görüşleri etken olmuştur. Önerilen eğitim modeli, Şile Balibey İlkokulu 5 adet 4. sınıf şubesinde toplam 119 öğrenciye uygulanmıştır.

Üç aşamalı yürütülen eğitim sürecinin başında konu ile ilgili bilgi düzeyinin saptanması ve eğitim sonrası önerilen modelin öğrencilerin farkındalıklarına etkisinin değerlendirilmesi amacıyla bir anket uygulanmıştır. Hazırlanan anket, renkli görseller ağırlıklı çoktan seçmeli olarak hazırlanmıştır. 

Eğitimin ilk aşaması; öğrencilerin kendi okul ortamlarında gerçekleştirilen “kültür miras ve tarihsel çevre” konulu bilgilendirme aşamasıdır.  Her bir sınıf ile ayrı ayrı yapılan oturumlarda; bilgilendirme sırasında öğrenciler ile gerçekleştirilen sohbet, soru-cevap oyunu ve koruma kavramlarını içeren görsel ağırlıklı sözel sunum daha sonra yapılacak nitel veri analizine kaynak olacak verinin toplanması amacı ile videoya kaydedilmiştir (Resim 1, 2).

Resim 1. Sohbet (soru-cevap oyunu) ve görsel sunum eşliğinde bilgilendirme.

Resim 2. Sohbet (soru-cevap oyunu) ve görsel sunum eşliğinde bilgilendirme.

Eğitimin ikinci aşamasında “Keşif Oyunu” olarak adlandırılan; öğrencilerin içinde yaşadıkları tarihsel çevreyi deneyimleyerek öğrenmeleri amacıyla bir alan çalışması (tarihsel çevre gezisi) gerçekleştirilmiştir. Yapılan bu alan çalışmasının aynı zamanda verilmesi amaçlanan eğitimi görsel algı ile pekiştirmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda öğrenciler, kentsel sit alanı içinde, kendi okulları yakın çevresinde önceden belirlenen bir rotada yürütülmüş ve bu rota üzerinde belirlenmiş noktalarda durdurularak bir önceki aşamada öğrendikleri kavramlar ile ilgili bulmaca nitelikli bir oyun oynamaları istenmiştir. Gezi öncesi öğrencilere üzerinde duraklama noktaları işaretli bir rota haritası ve oyun kartları olarak nitelendirilen, içinde çeşitli tarihi yapılar ve yapı bileşenlerinin fotoğrafları bulunan kitapçıklar dağıtılmıştır (Şekil 1).  Öğrencilerden gezi sırasında rota üzerindeki duraklama noktalarında yer alan tarihi yapıları ya da bileşenlerini bularak bu kartlar üzerine işaretlemeleri istenmiştir (Resim 3-5).

Şekil 1. Harita ve oyun kartları (Gezi haritası ve haritada sorgulanan çevre yapılar ve yapı bileşenlerine ait kavramlar).

Resim 3. Şile Kentsel Sit Alanı gezisi.

Resim 4. Şile Kentsel Sit Alanı gezisi.

Resim 5. Şile Kentsel Sit Alanı gezisi.

Üçüncü ve son aşamada öğrencilerle her sınıf ayrı günlerde olmak üzere Işık Üniversitesi Mimarlık bölümüne ait atölyelerde bir atölye çalışması gerçekleştirilmiştir. Yapılan atölye çalışmasında öğrencilerden sunum ve gezi sırasında öğrendikleri ve gözlemledikleri tarihsel çevreyi yetenekleri doğrultusunda atölyede maket, resim ya da yazılar aracılığı ile aktarmaları istenmiştir. Mimarlık atölyelerinde, araştırma görevlisi ve öğrenci asistanları eşliğinde uygun bir ortamda, el becerilerinin ve yaratıcılıklarının da geliştirileceği öngörülmüştür. Araştırma görevlisi ve öğrenci asistanlarından aldıkları yardımın kesme, yapıştırma gibi konularda, belirli bir düzeyde kalmasına özen gösterilmiştir (Resim 6-8).

Resim 6. Işık Üniversitesi Mimarlık Bölümü atölye çalışması.

Resim 7. Işık Üniversitesi Mimarlık Bölümü atölye çalışması.

Resim 8. Işık Üniversitesi Mimarlık Bölümü atölye çalışması.

Atölye çalışmasında, şube mevcuduna göre 5 ya da 6 kişilik grupların, 70×100 cm boyutlarında, üzerinde gezi rotasının yazısız bir haritası bulunan paftalar üzerine kendi istedikleri şekilde “üç boyutlu bir gazete” olarak düşünebilecekleri bir pano oluşturmaları istenmiştir. 3 saat süren atölye çalışmasında çocuklar gezi sırasında gördükleri tarihi yerleri ve öğrendikleri kavramları istedikleri malzeme ve anlatım şekliyle aktarmada tümüyle özgür bırakılmış, yalnızca kağıt kesmek, yapıştırmak gibi durumlarda desteklenmiştir. Öğrencilerin büyük bir istekle ve eğlenerek gerçekleştirdikleri çalışmalar sırasında maket ve resim gibi çalışmaların yanı sıra şiir yazan öğrencilerin de olduğu gözlenmiştir (Resim 9-10).

Resim 9a.  Atölye çalışmasında üretilen panolardan örnekler.

Resim 9b.  Atölye çalışmasında üretilen panolardan örnekler.

Resim 9c.  Atölye çalışmasında üretilen panolardan örnekler.

Resim 9d.  Atölye çalışmasında üretilen panolardan örnekler.

Atölye çalışmaları sonrasında 22 adet pano daha sonra Işık Üniversitesi çok amaçlı salon fuayesinde ve Balibey İlkokulu’nda sergilenmiştir (Resim 10-12). Sergiler aracılığı ile öğrencilerin yakın çevrelerini ve okuldaki diğer arkadaşlarını da bilgilendirmeleri ve bu yolla eğitimin sürekliliği ve yaygınlaştırılması amaçlanmıştır.

Resim 10. Işık Üniversitesi ve Balibey İlkokulu’nda gerçekleştirilen sergi.

Resim 11. Işık Üniversitesi ve Balibey İlkokulu’nda gerçekleştirilen sergi.

Resim 12. Işık Üniversitesi ve Balibey İlkokulu’nda gerçekleştirilen sergi.

Atölye çalışması sonrasında öğrencilere eğitim sürecinin ilk aşamasında uygulanan anket soruları, eğitim sonuçlarının değerlendirilebilmesi amacı ile kullanılmak üzere yeniden tekrarlanmıştır. 

Eğitim süreci sonrasında yapılan değerlendirme çalışmalarında, sohbet ve soru-cevap bölümü ile tüm eğitim aşamalarının çıktılarından toplanan verilerin değerlendirmesi için nitel veri analizi yöntemlerine başvurulmuştur. Nitel analiz ile toplanmış olan verilerden hareket edilerek, bu veriler içerisinde saklı duran bilginin keşfedilmesi ve ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Araştırmanın temel sorularından yola çıkılarak, eğitim süreçlerinde elde edilen veriler, Strauss ve Corbin (1990) tarafından geliştirilen nitel veri analiz yaklaşımlarından “kodlama” ile değerlendirmeye alınmıştır. Kodlarla, sembolik olarak bir özet oluşturulması, dikkat çekici bir bilginin ya da özün yakalanması, hatırlatıcı niteliklerin belirlenmesi gibi dile ait görsel bir veri ortaya çıkartılabilmektedir (Saldana, 2010).  

Araştırmada, çocuklarla araştırmacıların diyaloglarının ve etkileşimlerinin, kodlar yardımıyla kavramsallaştırılması sonucu, temel araştırma soruları çerçevesinde eğitimin öğrencilerdeki farkındalığa etkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Eğitim sürecinin başında ve bitiminde yapılan anket çalışması, eğitimin öğrencilere katkısının karşılaştırmalı olarak değerlendirilebilmesini sağlamıştır. Her iki anket çalışması, SPSS programına aktarılarak karşılaştırmalı sonuçlar elde edilmiştir (Şekil 2).

Şekil 2. Değerlendirme aşamaları.

Yapılan analizler sonucu öğrencilerin yaşadıkları çevreyi “yapılı çevre” ve “doğal çevre” olarak kategorize edebildikleri, “kültürel miras” ve “tarihi eser” kavramları hakkında bilgi sahibi oldukları ancak bu kavramlarla koruma ilişkisini kuramadıkları gözlemlenmiştir. Bunun yanı sıra, öğrencilerin mevcut eğitim sisteminde “kültürel miras”, “tarihi eser” kavramlarını öğrenmiş olmalarına karşın, bu bilgileri yakın çevrelerinde bulunan tarihi yapılarla ilişkilendiremedikleri tespit edilmiştir.  Deşifrelerde tarihi yapının ne demek olduğu sorusuna, öğrencilerin bir kısmının yanıt verebildiği, bir kısmının ise yeni yapıları da tarihi yapı olarak sınıflandırdıkları görülmüştür. Yakın çevrelerindeki tarihi yapılar sorulduğunda tümü Tarihi Şile Kalesi ve Şile Feneri’ni örneklerken, diğer yanıtların “çeşme” ve “hamam” gibi yapı örneklerinin ötesine geçemediği tespit edilmiştir. 

Ancak bu araştırma ile deneyimlenen eğitim modeli sonuçlarına göre; öğrencilerin kendi yaşam alanlarında bulunan ancak farkında olmadıkları tarihi yapıları ve bu yapılara ait bileşenleri kolaylıkla ayırt edebildikleri, kültürel mirasımızı oluşturan anıtsal yapıların çeşitliliğini ve bu yapıların yanı sıra sivil mimarlık örneklerinin önemini de kavradıkları saptanmıştır (Tablo 1).

Tablo 1. “Bunlardan hangileri tarihi eser?” sorusuna verilen doğru yanıtların oranlarını ve eğitim sonrasındaki değişimini gösteren tablo.

Tarihi eser ve kültürel miras konularında bilgilerini aktarabilen ve kendi içinde sınırlı olsa da kategorize edebilen öğrencilerin, “tarihi eser”, “tarihi yapı”, “anıt”, anıtsal yapı”, “anıtsal ağaç” gibi kavramlarda çelişkiler yaşadıkları ve “sit alanı” ile ilgili bir kavram ile tanışmamış oldukları görülmüştür (Tablo 2).

Tablo 2. “Bunlardan hangileri sit alanıdır?” sorusuna verilen yanıtlar.

Eğitim sürecinin ilk aşamasında yapılan anket ve ardından yapılan sohbetlerde öğrencilerin yakın çevrelerinde bulunan, içinde yaşadıkları çevrenin önemli bir bileşeni olan geleneksel konutların farkında oldukları, onları “eski ev” olarak sınıfladıkları ancak korunması gereken tarihi yapılar arasında görmedikleri saptanmıştır. Bu tür yapıları korumak gerekir diye yanıt veren az sayıda öğrenciye bunun nedeni sorulduğunda eski evlerin tehlikeli olduğu, yanlarından geçerken yıkılabileceklerini düşündükleri için onarılmaları gerektiğini düşündükleri görülmüştür. Eğitim sonrası yapılan ankette ise bu tür yapıların yıkılması yerine yeni yapıların yapılması gerektiği görüşünün büyük oranda değiştiği saptanmıştır (Tablo 3).

Tablo 3. “Bu binaya ne yapmak gerekir?” sorusuna verilen yanıtlar.

Ortaya konan sonuçlar doğrultusunda; deneyimlenen eğitim modeli ile öğrencilerin kendi yaşam alanlarında bulunan ancak farkında olmadıkları tarihi yapıları ve bu yapılara ait bileşenleri kolaylıkla ayırt edebildikleri, kültürel mirasımızı oluşturan anıtsal yapıların çeşitliliğini ve anıtsal yapıların yanı sıra sivil mimarlık örneklerinin önemini de kavradıklarını söylemek yanlış olmayacaktır. 

Çalışmanın son aşamasında, öğrencilerin tasarladığı 3 boyutlu duvar gazeteleri (panolar) incelediğinde Şile Kalesi ve Fenerinin yanı sıra eğitim sırasında öğrenmiş oldukları tarihi konut ve bunlara ait cumba, payanda, kemer vb. yapı bileşenleri ayrıca taş, ahşap gibi yapı malzemelerini örnekleyen çok sayıda maket ve resim yapmışlardır. Çocukların ürettikleri panolarda maketlerin yanı sıra yazdıkları şiirler ve resimler de tarihi çevre ve yapılara olan duyarlılıklarının ve farkındalıklarının ne denli arttığını göstermektedir.

Deneyimlenen eğitim modelinde, sınıf ortamında sözel anlatım eşliğinde görsel materyal ağırlıklı verilen eğitim ile bu eğitimin alan ve atölye çalışmalarıyla desteklenmesi sonucu öğrencilerin yaşadıkları çevreyi farklı bir açıdan algılayıp deneyimleyebilmelerini ve bunun öğrenme sürecini geliştirdiği sonucuna varılmıştır. Mevcut eğitim müfredatına eklenecek bu içerikte, deneyimleyerek öğrenme temel alınarak yapılandırılmış eğitim modeli ile “kültürel miras” ve “koruma” kavramlarının daha geniş kapsamda, etkin ve kalıcı olarak kavranacağı öngörülmektedir. 

Kaynaklar

  • Ahunbay, Z., 2016, “Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon”, YEM Yayınları
  • Kepsutlu, G., 1995, “Kültürel Mirasın Korunmasında Halkın Eğitimi”, Yapı Dergisi, No.160
  • Tankut, G., 2010, “Korumanın Eğitim, Sosyal ve Ekonomik Yönü”, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurultayı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara
  • Gökmen, Sivri, H.; Akkurt, H.; Özbakan, F., 2010, “Çocuklarla Kültürel Mirasa Bakmak”, Uluslararası Mimarlık ve Çocuk Kongresi, “Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Yorum Baskı Yayın, Ankara.
  • Sağlam, C., 2009, “Çocukların Kentsel Korumaya Katılımı”, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
  • TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Çocuk ve Mimarlık Çalışmaları Merkezi. (2007). “1000 Mimar 1000 Okulda Proje Uygulama Dosyası” Mimarlar Odası Arşivi, Ankara.
  • TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Çocuk ve Mimarlık Çalışmaları Merkezi. (2009). “Çocuk ve Mimarlık Toplumsal Bir Eğitim Modeli”, Yalçın Matbaacılık, Ankara.
  • Aydın, Cura, B., 2017, “Şile Balibey Mahallesi Sit Koruma Projesi”, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ, Mimarlık Anabilim Dalı Restorasyon Programı
  • Avcı, M.; Memişoğlu, H., 2016, “Kültürel Miras Eğitimine İlişkin Sosyal Bilgiler Öğretmenlerin Görüşleri”, Elementary Education Online, 15(1): 104-124, [Online]: http://ilkogretim-online.org.tr 
  • Saldana, J., 2009,. The coding manual for qualitative researchers. London: SAGE Publications.